Ana SayfaYazarlarAdnan SalihPiyasaların gündemi
Adnan Salih [email protected] Adnan Salih

TL önlenemez şekilde değer yitiriyor

09 Ocak 2017, 11:07 - -

TL’deki değer kaybı hızlanarak devam ediyor. Bugün açılışta 3,67’ye tırmanarak tüm zamanların rekorunu tazeledi.

Son 1 yılın TCMB kurları kapanışlarına göre 52 haftalık zirvelerini incelediğimizde ortaya hiç de güzel görünmeyen bir grafik çıkıyor:

52 haftalık yeni zirveler 2016 Ekim ayından itibaren hızlanıyor, toplamda 26, bugünü de eklersek 27 olacak. 10 Ekim 2016’dan bugüne toplam 66 iş günü var. TL 27/66 ya da %40 olasılıkla her gün yeni bir zirve görüyor.

Son 1 yıllık grafik zaten herkesin malumu:

Bu ay 2 önemli gelişme olacak, biri kesin:

Trump görevi devralacak

FITCH Türkiye hakkındaki kararını açıklayacak.

Trump’ın göreve gelmesini neredeyse dört gözle bekliyoruz, medyada Trump gelecek dertler bitecek söylemi yaygın. Giden yönetime veryansın ediliyor. İşlerin bu şekilde gelişeceğinden ben şüpheliyim. Trump ABD için iyi ama bizim gibi ülkeler için kötü olabilir. Aynı duyguları Obama gelecek dertler bitecek 8 sene önce de dile getirmiştik. Sonuç ortada. Dış politika hislerle yürümez. Soğuk çıkarcı ve hesapçıdır.

Türkiye 2016 Temmuz ayından bu yana çok sıkıştı. Bir çıkış yolu aranıyor aranmasına ama gündelik hayat da kendini dayatıyor. Ekonomide alarm zilleri hiç olmadığı kadar yüksek çalıyor.

CHP Milletvekili Sayın Erdoğan Toprak haftalık bir değerlendirme yayınlıyor. Web sitesi:

https://goo.gl/vajz9z

Dış ticaret hacmi gerilemeye devam ediyor:

Son açıklanan verilere göre dış ticaret hacmi toplamı yüzde 2,81 gerileyerek, 10 milyar dolar düzeyinde düştü ve 351 milyar 41 milyon dolardan, 341 milyar 187 milyon dolara indi.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın 2 Ocak’ta açıkladığı geçici dış ticaret verilerine göre, 2016 yılının son ayında, dış ticaret açığı 5,5 milyar dolar oldu. Aralık ayında ihracat, 2015 yılının aynı ayına göre yüzde 9,31, ithalat da yüzde 2,2 arttı. Söz konusu dönemde ihracat 11 milyar 726 milyon dolardan 12 milyar 817 milyon dolara, ithalat da 17 milyar 984 milyon dolardan 18 milyar 381 milyon dolara yükseldi.

Dış ticaret açığı ticaret hacmi azalmasına rağmen gerilemeden devam ediyor.  

Özel sektör döviz borçları konusuna Erdoğan Toprak’da değiniyor:

Merkez Bankası Türkiye’nin Kamu Ve Özel Toplam Dış Borç Stoku ile ilgili verileri Ekim ayı sonu rakamları ile 417 milyar dolara ulaşan Dış Borç tutarının:

  • *103 milyar doları Kısa,
  • *314 milyar doları Uzun Vadeli borçlardan oluşuyor.


417 milyar dolarlık toplam dış borcun:

  • *122 milyar doları kamuya
  • *964 milyon doları Merkez Bankası’na
  • *294 milyarı ise özel sektöre ait.

2016 ekim ayı itibarıyla, bir yıllık dönemde ödenecek dış borç tutarı, kamu ve özel olmak üzere toplam 164 milyar dolar.

32 milyar dolar düzeyindeki cari açığın finansmanını da buna ilave ettiğimizde, bir yıl içerisinde toplam 196 milyar dolar, yani yaklaşık 200 milyar dolar düzeyinde bir döviz geliri sağlamamız gerekiyor.

Döviz borçlarının ülkelere göre dağılımı dış politikada çok dikkatli olunması gerektiğini apaçık ortaya koyuyor:

Özel sektörün uzun vadeli en fazla borcunun bulunduğu ülkeler;

  • *29,27 milyar dolarla İngiltere
  • *20,3 milyar dolarla ABD
  • *20,01 milyar dolarla Almanya
  • *16,7 milyar dolarla Hollanda
  • *12 milyar dolarla Lüksemburg
  • *11,4 milyar dolarla Bahreyn,
  • *9,3 milyar dolarla Avusturya
  • *7,3 milyar dolarla Fransa,
  • *5,3 milyar dolarla Belçika…

Tabloya bakınca fonlama kaynağı olarak çeşitlendirmemiz yok, %90 oranında AB ülkelerinden borç alıyoruz.

Normal ticaret hacmimizin de çok büyük bölümü Avrupa ülkeleri ile. Almanya 14milyar $, İngiltere 11,6milyar$, Irak ise 7,6milyar $ ile en çok ticaret yaptığımız 3 ülke.

Ticaretimiz Avrupa ile, kredilerimiz Avrupa’dan. Bu yapının da kısa sürede değişmesi beklenemeyeceğine göre ilişkilerde dikkati olmakta hesapçı ve çıkarcı davranmakta fayda var.

Turizm gelirlerimiz 2016 yılında kayıplarda. Akdeniz bölgesi çok ciddi kayıp yaşadığı 2016 sonrası 2017 yılına da umutlu bakmıyor. İstanbul’a gelen turist sayısında da ciddi gerileme var.

Tüm bunları topladığımızda ortaya çıkan gerçek şudur: Ekonomik gelişmeler siyasi gelişmelerden bağımsız değildir.

TL’nin değer kaybı şimdilik borsada, enflasyon verisinde tolere ediliyor. Bu durumun daha ne kadar devam edeceği ya da devam edip etmeyeceği tartışmalı. Son 10 yılda TL krizleri genelde 2-3 ay sürdü ve sonrasında yerini ılıman bir ortama bıraktı. 2015 başından itibaren ise TL’deki hareketin yapısı değişti. Sürekli yeni yüksekler ile TL önce 2 üzerine yerleşti. 2016 yılında ise 3 üzerinde kalıcı oldu. Senenin sonunda yeni yılda ise 4 rakamına doğru ilerliyor.

TCMB kendini duvar ile kaya arasına sıkıştırdı. Ekonomi neredeyse durma noktasına geldi, TL ise rekor üstüne rekor kırıyor. TL’yi durdurmak için faiz artışı gerekiyor, faizi artırsak bu sefer ekonomi iyice çuvallayacak. İşlerin bu noktaya gelmeden halledilmiş olması gerekirdi.

FITCH notumuzu sabit tutması ihtimali oldukça düşük. Not indirimi sonrasında TL’deki değer kaybının kalıcı olduğunun kabullenilmesi ve bunun sonrasında ise çok büyük fiyat ayarlamaları gelebilir. Büyük fiyat ayarlamaları ise herkesin malumu enflasyon demek.

TL’nin negatif ayrıştığını ve bu negatif ayrışmanın giderek hızlandığını da belirtelim:

Ne yapılacak hep birlikte izliyoruz, TCMB’nin doğru adımları uygun zamanda atarak TL’ye destek verip ekonomiyi rahatlaması gerekir, aksi takdirde her sene yeni bir “büyük figür” 2-3-4 göreceğiz.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (5)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)