E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasa2022’ye damgasını vuracak 10 ekonomi trendi---

2022’ye damgasını vuracak 10 ekonomi trendi

2022’ye damgasını vuracak 10 ekonomi trendi
03 Ocak 2022 - 16:42 borsagundem.com

2022’de yatırımcılar yavaşlayan Çin ekonomisinden yeşil enflasyona kadar birçok trendi yakından izleyecek. Morgan Stanley Baş Stratejisti Ruchir Sharma 2022 ekonomi trendlerine ilişkin öngörülerini açıkladı

BORSAGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

Pandeminin ikinci yılı dünyayı yeniden şekillendiriyor. Küresel çapta her şey değişmese de nüfustaki azalmadan dijital devrime kadar birçok değişim hız kazandı. Morgan Stanley Yatırım Yönetimi Birimi Küresel Baş Stratejisti Ruchir Sharma Financial Times’taki yazısında 2022’yi tanımlayacak 10 trend bulunduğuna işaret etti. Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre Sharma’nın işaret ettiği söz konusu trendlerse şöyle:

Bebek doğum oranları: Pandemi sürecinde çiftlerin daha geniş bir aile oluşturmak için bolca fırsatı vardı. Ancak Morgan Stanley Baş Stratejisti Sharma bu süreçte ailelerin çocuk yapma konusunda isteksiz davrandığına dikkat çekiyor. Azalan doğum oranları küresel ekonomik büyümeyi düşürüyor ve Çin'deki dramatik düşüşle birlikte salgın sırasında doğum oranları daha da hızlı düştü. Uzun vadede doğum oranındaki düşüşler dünya işgücünü de küçültecek. Daha şimdiden 51 ülkede çalışma çağındaki nüfus oranı daralmaya başladı. Bu rakam 2000 yılında 17’ydi.

Çin ekonomisi: Doğum oranlarındaki yavaşlama, artan borç yükü ve hükümet müdahaleleri nedeniyle ekonomisi yavaşlayan Çin, salgın öncesinde dünya gayrisafi büyümesinin üçte birini karşılamasına rağmen 2021’de bu oranı dörtte bire düşürdü. Beş yıl önce neredeyse mükemmel bir performans gösteren Çin’in şimdilerde diğer gelişmekte olan ülkelerin büyüme performansı arasındaki yeri zar zor kaydediliyor. Çin’in küresel büyümenin lokomotifi olma yetisi zirve noktasına ulaşmış olabilir.

Borç tuzağı: 40 yıldır devam eden küresel borçlar, salgın sırasında devletlerin borçlanmalarını artırmasıyla daha da hızlı büyüdü. ABD ve Çin de dahil olmak üzere 25 ülkenin toplam borcu 1990’ların ortalarından bu yana hiç görülmemiş seviyelere ulaşarak gayrisafi yurtiçi hasılalarının yüzde 300’ünden fazlası haline geldi. Merkez bankaları tarafından basılan paralar finansal piyasaları şişirmeye ve borç tuzağını derinleştirmeye devam ediyor. Sharma’ya göre borca bağımlı hale gelen toplumların krizin yayılması ve iflas korkusuyla tasarruf yapmakta zorlandıkları da aşikâr.

Enflasyon 1970’lerdeki gibi değil: ABD’de daha az işçi, daha fazla hükümet teşvikleri ve artan kamu borcu daha yüksek enflasyona işaret ediyor olabilir. Ancak baş stratejiste göre bu enflasyon bazı uzmanların belirttiği gibi 1970’lerdeki çift haneli seviyelere ulaşmayacak. ABD’de 2022 yılında hükümet teşviklerinin yavaşlaması bekleniyor. Baş stratejiste göre teknolojik değişimler de bu gidişatı durduracak. Sharma daha büyük riskin varlık fiyatlarında olduğunu belirtti. Zira finansal piyasalar küresel ekonominin dört katı oranında büyüdü. Baş stratejist borsalar çöktüğünde genellikle deflasyonun takip ettiğini hatırlatıyor.

Yeşil enflasyon: Küresel ısınmayla mücadelede bakır ve alüminyum gibi yeşil sanayide kullanılan metallere olan talebin arttığı iyi bilinmektedir. Baş stratejiste göre daha az bilinen bir gerçekse, yeşil politikaların her türlü hammadde arzını azalttığıdır. Maden ve petrol sahalarına yapılan yatırımlar son beş yılda büyük bir düşüş kaydetti. Sharma 1973’ten bu yana en büyük yıllık artışın görüldüğü emtia fiyatlarındaki enflasyonun sebebi olarak “yeşil enflasyonu” gösteriyor.

Verimlilik paradoksu: Salgın sırasında dijital hizmetlerin hızla benimsenmesinin küresel verimlilik artışındaki uzun vadeli düşüşü sona erdireceği umudu ortadan kalktı. 2020’den itibaren görülen yükseliş ABD ile sınırlı kaldı ve geçen yılın sonlarında tükendi. Baş stratejist şimdiye kadarki göstergelerin, evden çalışan personelin daha uzun saatler çalışarak daha düşük miktarda verimlilik sağladığını gösterdiğini belirtiyor. Bu da teknolojik değişimin hızlanmasına rağmen zayıf verimlilik paradoksunun devam ettiği anlamına geliyor.

Verilerde yerelleşme: Virüsün yayılmasıyla birlikte veriler dışında her şeyin akışının yavaşlaması (ticaret, para, insan) içe dönük bir dünyanın oluşmasına neden oldu. 2022'deki internet trafiğinin 2016'ya kadar tüm trafiği aşması da muhtemeldir. İnternetin hükümetlerin kontrolü dışında gelişeceği yönündeki umutlara meydan okuyan hükümetler, verilerin sınırlarını aşmasını engelliyor. Bu konuda en kısıtlayıcı düzenlemeleri uygulayan ülkelerse Çin, Suudi Arabistan ve Hindistan'ın başını çektiği gelişmekte olan ülkeler.

Balon piyasaları: İçerisinde bulunduğumuz piyasa ortamı “her şeyin balon olduğu dönem” olarak adlandırılsa da birkaç varlık biriminde son 12 aylık dönemde fiyatların iki katına çıkması borsalardaki klasik balon piyasalarına işaret ediyor olabilir. Baş stratejist bu “baloncukları” kripto para birimleri, temiz enerji hisseleri, bilançoları olmayan teknoloji şirketleri ve SPAC’ler (halka arz şirketleri) olarak sıralıyor. Geçtiğimiz yıl boyunca, bu baloncukların zirve seviyelerinden yüzde 35 veya daha fazla düştüğü ve bir daha o seviyelere nadiren gelindiği bir sürece tanık olundu. Ancak Sharma konuyla ilgili şu mesajı da vermeyi unutmuyor: “Bu gibi teknoloji balonları genellikle geriye hayatta kalan birkaç dev bırakır.”

Perakende yatırımcılar: Perakende yatırımcılar küresel boğa piyasasının 13. yılında borsalara girdi ve baş stratejiste göre piyasalara geç giren heyecanlı yatırımcılar genellikle partinin sona ermekte olduğunu gösteren bir işarettir. ABD'den Avrupa'ya, milyonlarca insan ilk kez borsa ticaret hesapları açtı ve birçoğu çılgın bir hızda hisse senedi satın almak için kredi aldı. Bu tür çılgınlıklar nadiren devamlılık sağlar. Baş stratejiste göre bu durum borsanın bir bütün olarak risk altında olmamasına karşın perakende yatırımcılar arasında yoğunlaşan en popüler isimlerin muhtemelen risk altında olduğunu gösteriyor.

Fiziksel varlıklar: Metaverse konusundaki artan heyecan, fiziksel ekonomi için düşüş anlamına geliyor gibi görünüyordu. Ancak fiyatlar bu fikrin aksini söylüyor. Zira baş stratejiste göre dijital varlıkların da fiziksel barınaklara ihtiyacı var. Y ve Z kuşaklarından gelen talep 2021 yılında konut piyasasının şişmesine sebep oldu. Geleceğe yönelik teknolojiler fiziksel kaynaklara olan ihtiyacı geçersiz kılmıyor. Baş stratejist buna örnek olarak elektrikli arabaların benzinli arabalardan daha çok bakır tükettiğine dikkat çekiyor. Sharma sözlerinin devamında, “Her avatarın ardında bir insan vardır ve işçi kıtlığı, kamyon şoförlüğü gibi otomasyonun en çok tehdit ettiği mesleklerde bile ücretleri yükseltiyor” dedi. Baş stratejist maddi varlıkların yok olacağı konusunda erken yas tutulduğunu belirtiyor.

2022 borsalarda normale dönüş yılı olacak

 

Wall Street devlerinden 2022 yorumu: Dikkati elden bırakmayın

 

2022 yılının güvenli limanı hangi yatırım olacak?

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)