E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaYatırımcılar kazanıyor, tasarruf sahipleri kaybediyor---

Yatırımcılar kazanıyor, tasarruf sahipleri kaybediyor

Yatırımcılar kazanıyor, tasarruf sahipleri kaybediyor
20 Aralık 2023 - 18:28 borsagundem.com

Yüksek enflasyon ve aşırı değerli ABD Doları, ABD ekonomi politikasının geçmiş deneyimlerinden bugüne uzanan anlamlı veriler sunuyor.

BORSAGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

Yüksek ulusal borç, yüksek enflasyon ve aşırı değerli ABD Doları, ABD’nin geçmiş dönemlerde uyguladığı para politikası ve bunun Amerikan halkına etkileri konusunda bazı ipuçları veriyor.

Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre, ABD vatandaşları, geçmişte olduğu gibi bugün de piyasa spekülatörü ya da iyimser tabirle birer yatırımcı olmaya zorlanıyor. Bunda, aşırı değerli ABD Doları’nın yanı sıra birçok güncel gelişmenin de etkisi bulunuyor.

Yatırımcı olmaya zorlanmak

ABD’li yatırımcı Anthony Pompliano’nun The Pomp Letter’da yer alan makalesi, ABD vatandaşlarının geçmişte olduğu gibi bugün de yatırımcı olmak zorunda kaldıklarına işaret ediyor.

Amerikan vatandaşları piyasa spekülatörü olmaya zorlanıyor. Geçmişe bakıldığında, nüfusun bir kısmının yatırımlarından getiri elde etmek için sermayeleriyle yatırım yapma fikrine ilgi duyduğu görülüyor. Oysa, yine tarihsel olarak, ABD vatandaşlarının büyük çoğunluğunun bu faaliyetten kaçınmayı ve yalnızca paralarını biriktirmeyi seçtiği de biliniyor. Ancak gelişmeler, ABD vatandaşlarını nakitlerini yatırım araçlarına yönlendirmeye zorlarken bugün de bu senaryonun bir benzerinin yaşandığı görülüyor.

Bu olguyu anlamak için öncelikle 1970'lerde meydana gelen önemli bir yapısal değişikliği tanımlamak gerekiyor: Amerika Birleşik Devletleri altın standardından çıktı, hükümet giderek artan bir bütçe açığına bağımlı hale geldi ve ulusal borç bugün 33 trilyon doların üzerine çıktı.

Tarihsel süreç

Ulusal borç büyüdükçe, ABD hükümeti para birimini devalüe etme konusunda daha güçlü bir yeteneğe sahip olduğunu fark etti. Böylece teorik olarak sabit bir borç tutarını gelecekte devalüe edilmiş dolarlarla ödeyebildi. 1970'li yılların başından itibaren satın alma gücünde yaşanan hızlı düşüşün nedeni de buydu.

Doların devalüasyonu, ABD'nin borcunu ödemesi pek mümkün olmasa da, borcun daha sonra avantajlı koşullarla ödenmesine olanak sağlarken bu kararın en büyük olumsuz yansıması vatandaşların tasarruf değerinin erozyona uğraması oldu. Vatandaşların çoğunluğu zenginliğe giden yolda başarılı olmak için banka hesabında nakit tutuyordu; ancak hükümet aynı anda bu değeri yok ediyordu.

Bu devalüasyon daha fazla vatandaşı servetlerini korumanın farklı yollarını aramaya zorladı. Hisse senetleri gibi yatırım varlıkları popüler bir seçenek haline geldi çünkü Amerikalılarda borsanın hükümet tarafından uygulanan herhangi bir enflasyonu aşacağı inancı hakim olmuştu.

Bu eğilim ne kadar belirleyici oldu?

30 yıl içinde tüm ABD vatandaşlarının yüzde 50'sinden fazlası doğrudan veya dolaylı olarak hisse senedi sahibi oldu. Geçen yıl hisse senedi bulunduran ABD vatandaşlarının oranı yüzde 60'ın biraz altında seyretti ve bu tüm zamanların en yüksek seviyesi anlamına geldi.

2019 yılındaki yüzde 53 hisse senedi sahipliği oranından 2022 yılında yüzde 58 hisse senedi sahipliğine yükseliş, büyük ölçüde sıfır faiz oranlarının ve trilyonlarca dolarlık niceliksel genişlemenin getirdiği çılgınlıktan kaynaklandı. Ve bu sorunun hala ortadan kalmadığı görülüyor.

ABD’nin devasa boyuttaki ulusal borcu, ABD dolarını devalüe etmeye devam etmekten başka seçeneği olmadığı anlamına geliyor. Doların değeri düştükçe, daha fazla vatandaş servetlerini korumak için hisse senedi, emlak, altın veya Bitcoin gibi yatırım varlıkları aramaya başlıyor. Bu nedenle, bu varlıkların her birine, özellikle de hisse senetlerine sahip olmanın, gelecek 10 yıl boyunca tekrar tekrar tüm zamanların en yüksek seviyelerine ulaştığını görmek kimse için sürpriz olmamalı.

Halka açık şirketlerin sayısında endişe verici azalma

Aynı zamanda, halka açık borsalara daha fazla sermaye ve yatırımcı akın ederken, halka açık şirketlerin sayısı ise endişe verici bir oranda azalıyor. Veriler, 1996 yılında ABD'de listelenen şirketlerin sayısının 8.090'a ulaştığını ancak 2023 yılının ilk çeyreği itibarıyla bu sayının yüzde 43'lük bir düşüşle 4.572'ye düştüğü görülüyor. Ekonomideki büyümeye, küresel pazar genişlemesine, yeni endüstri ve teknolojilere rağmen halka açık şirketlerde meydana gelen bu dramatik düşüşün endişe verici olduğu gözleniyor.

Bu, daha fazla sermayenin daha az şirketi kovaladığını gösteriyor. Bütün bunlar, değeri dolar cinsinden belirlenen hisse senedi fiyatlarının uzun vadede değer kaybetmeye devam etmesiyle gerçekleşiyor.

Borsayı sonsuza dek yukarı çeken şey de tam olarak bu. Burada, sadece hisse senedi satın alarak ve piyasanın, geri kalanı sizin yerinize halletmesine izin vererek inşa edilebilecek muazzam bir zenginlik yatıyor. Aynı makro rüzgarın, dijital para birimlerinde de gerçekleştiğini fark etmek gerekiyor. Yani bugün sınırlı miktarda Bitcoin peşinde koşan daha fazla sermaye, aynı makro rüzgarın dijital para birimi lehine de çalışmasını sağlıyor.

Tüm bunların özeti, yatırımcıların kazandığı ve tasarruf sahiplerinin kaybettiği bir yapıya işaret ediyor. ABD’de öngörülebilir gelecek için hikayenin bu olduğunu söylemek mümkün görünüyor. Bu da çoğunluğun, denklemin hangi tarafında yer alacağı hakkında geleceğe yönelik bir fikir veriyor.

Yatırımcılar gelecek hafta borsaları bekleyen tehlikeye odaklandı

 

Morgan Stanley: Fed yatırımcılara yükselişe geçmeleri için iyi bir neden verdi

 

BofA: Yatırımcılar hisse senedine yöneliyor

 

Güvercin Powell nakit yatırımlarına darbe vurdu

 

Küresel yatırımcılar nakit fonlara yöneldi

 

Rekor nakit sahibi yatırımcılar riske aç

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)