E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaBoğa piyasası mı balon mu?---

Boğa piyasası mı balon mu?

Boğa piyasası mı balon mu?
20 Haziran 2023 - 13:28 borsagundem.com

ABD borsaları ayı piyasasından çıktı ve boğa piyasasına adım attı. Ancak yatırımcılar yükselişe tam olarak ikna olmuş değil.

BORSAGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

Yatırımcılar ABD borsalarının boğa piyasasına girişini tam anlamıyla kutlayamıyor. Ralli devam etmesine rağmen resesyon beklentisi ve ekonomik verilerin yanı sıra Fed’in olası faiz artırımlarına devam etme ihtimali de tedirgin bir bekleyişi beraberinde getiriyor.

Borsagundem.com'un derlediği bilgilere göre, senaryonun daha da kötüye ihtimali de bulunuyor. Bazı uzmanların yükselişi balon olarak nitelendirmeye yatkın oldukları ve borsalarda belirgin bir düzeltme bekledikleri de sır değil.

Boğa piyasası kısa mı sürecek?

The Motley Fool’dan Sean Williams’ın haberine göre, S&P 500 ve Nasdaq Composite'deki 2023 rallisi, birçok yönden yatırımcıların kaşlarını kaldırmasına neden oluyor.

Bir yıl, hatta birkaç ay bile Wall Street'te büyük farklar yaratabiliyor. 2021 yılında, Dow Jones, S&P 500 ve teknoloji odaklı Nasdaq Composite’in hepsi dörtnala rekor seviyelere ulaştı. 2022 yılında ise hepsi ayı piyasasına girdi ve bu süreçte Nasdaq yüzde 33'lük bir kayıpla tüm planları altüst etti.

Ancak 2023 yılına sadece beş buçuk ay kala, üç ana endeksten ikisi bir kez daha yarışırcasına yükseliyor. S&P 500 ve Nasdaq, 15 Haziran'a kadar sırasıyla yüzde 15,3 ve yüzde 31,7 oranında arttı ve Nasdaq borsasında listelenen en büyük 100 finansal olmayan şirketten oluşan bir endeks olan Nasdaq 100’de artış yüzde 39,1’i buldu.

Borsa balonu mu?

Temel bir kural olarak, ayı piyasası diplerinden yüzde 20'lik bir sıçrama, yeni bir boğa piyasasının başlangıcına işaret ediyor. 2022 yılında neredeyse o kadar sert darbe almayan Dow Jones hariç, S&P 500, Nasdaq Composite ve Nasdaq 100, 2022 yılındaki düşük seviyelerinden yüzde 20'den fazla sıçradı ve bu tanım gereği yeni bir boğa piyasasına girdiklerini anlattı.

Ancak farklı bir açıdan bakıldığında, Wall Street göz açıp kapayıncaya kadar ayı piyasasından balona dönüşmüş görünüyor. Elbette baloncukları oluşmadan önce ve hatta oluşumları sırasında tespit etmek inanılmaz derecede zor bir iş olarak öne çıkıyor. Yatırımcılar ancak balon patladıktan sonra güvenle geriye bakabiliyor ve değerlemelerin ve yatırımcıların duygularının kontrolden çıktığını fark edebiliyor.

Bazı açılardan borsa, ‘balon'un geleneksel tanımına uymuyor. Örneğin, S&P 500 Endeksi için ileriye dönük yıllık fiyat-kazanç (F/K) oranı 15 Haziran'da yaklaşık 19’da seyrediyor. Bu, son 25 yıllık geçmişte S&P 500'ün ileriye dönük F/K değerleme aralığının orta noktasına doğru bir gidişi anlatıyor ve kendi başına herhangi bir kırmızı bayrak anlamına gelmiyor.

Bununla birlikte, piyasa genişliğine, bir sonraki büyük yatırımların geçmişine ve yakından izlenen başka bir değerleme ölçütüne daha yakından bakıldığında hikaye değişebiliyor.

Zayıf pazar genişliği

Zayıf pazar genişliği, Wall Street'in tehlikeli bir noktada olabileceğine işaret ediyor. S&P 500 ve büyüme odaklı Nasdaq Composite bu yıl kesin bir şekilde daha yüksek seyretse de, bu hareketi yalnızca çok az sayıda büyük sermayeli hisse senedi sürüklüyor.

Apple, Microsoft, Amazon, Nvidia, Alphabet, Tesla, Netflix ve Meta bu yıl yükselişe damga vuran şirketler olarak öne çıkıyor. Toplu olarak bu yedi şirket ve sekiz menkul kıymet (Alphabet'in iki hisse sınıfı dahil), S&P 500 ağırlığının yüzde 27,56'sını oluşturuyor. Bu sekiz bileşen denklemden çıkarıldığında ise S&P 500’ün yılbaşından bugüne kadar sanıldığı kadar güçlü bir ralli yapmadığı ortaya çıkıyor.

Daha büyük şirketlerin endekste daha fazla ağırlığı olması gerektiği kabul edilen bir gerçek olsa da S&P 500'deki diğer 490'dan fazla bileşenle karşılaştırıldığında, ABD'deki halka açık en büyük yedi şirketin gösterdiği muazzam performansın hem hayret verici hem de zayıf pazar genişliğinin açık bir işareti olduğunu belirtmek gerekiyor.

Dahası, bu yedi hisse senedinden bazılarının değerlemeleri de tarihsel normlarının oldukça dışında seyrediyor. Örneğin, yatırımcılar, Apple hisselerine sahip olmak için 2023 mali yılı kazançlarının tam 31 katını ödüyor. Bu, yatırımcıların 2013'ün başından 2018'e kadar Apple hisselerine sahip olmak için ödediği ortalama yıl sonu F/K oranının iki katından fazlasına karşılık geliyor. Hepsinden kötüsü, Apple'ın satışlarının ve kârının bu yıl arka rüzgar olarak ortalamanın üzerinde enflasyona rağmen tek haneli bir yüzdeyle düşmesi bekleniyor.

Nvidia için de benzer bir durum söz konusu gözüküyor. 2013 ile 2015 yılları arasında yatırımcılar, nakit akışının 11 ila 17 katı karşılığında teknoloji devinin hisselerini satın alıyordu. Bu yıl ise hisseleri neredeyse üç katına çıkan Nvidia, son 12 aylık nakit akışının 156 katıyla fiyatlandırılıyor.

Yapay zeka ve hayal kırıklığı ihtimali

Wall Street için bir başka endişe de, yukarıda belirtilen yedi şirketteki ralliyi yönlendiren ana güdü: Yapay zeka.

Yapay zeka, insanların normalde denetleyebileceği görevleri yerine getirmek için yazılım ve sistemlerin kullanımını tanımlıyor. Yapay zekanın bu kadar merak uyandırmasının altındaki neden, yazılım ve sistemlerin zaman içinde gelişmesine ve görevlerinde daha verimli hale gelmesine olanak tanıyan makine öğreniminin dahil edilmesi. PwC'nin 2030 yılına kadar 15,7 trilyon dolarlık yapay zeka odaklı bir ekonomik etki öngörmesiyle birlikte yapay zekanın neredeyse tüm sektörlerde ve endüstrilerde geniş bir uygulamaya sahip olacağı kabul ediliyor.

Kurumsal talebi yönlendiren yapay zekanın somut kanıtları kesinlikle görülüyor. Veri merkezlerinde kullanılan yapay zeka odaklı GPU’ların (Grafik İşlem Birimi) aslan payına sahip olan Nvidia’nın, 2024 mali yılının ikinci çeyreğinde 11 milyar dolarlık satış yaparak Wall Street'in 7,2 milyar dolarlık satış beklentisini suya düşürmesi de bunu kanıtlıyor.

Bununla birlikte, her yeni ve büyük yatırım, FOMO yani ralliyi kaçırma korkusuna sahip yatırımcıları büyük kayıplara sürükleme konusunda korkunç bir geçmişe sahip. Neredeyse hiç kimse yapay zekanın işletmelerin yararlanabileceği ilgi çekici bir fırsat olduğunu inkar etmese de, gelecek birkaç yıl içinde yapay zeka ürünlerine ve hizmetlerine yönelik gerçek talebin mevcut yüksek tahminlerin gerisinde kalacağı neredeyse kesin gibi gözüküyor.

30 yıl geriye gidildiğinde, her bir sonraki büyük yatırımın bir ilk balon döneminden geçtiği ve ardından ya tamamen yükseliş hareketine başladığı ya da tamamen söndüğü görülüyor. İnternet, işletmeler arası ticaret, 3D baskı veya metaverse, her yeniliğin olgunlaşması için zamana ihtiyaç bulunuyor. Yapay zeka da 'bu sefer farklı’ durumu yaratıyor gözükmüyor.

Shiller F/K oranı tehlikeli bölgede

Değerleme açısından bakıldığında, 2022 ayı piyasasından doğrudan bir borsa balonuna atlamış olunabileceğinin en belirgin kanıtı, genellikle 'döngüsel olarak ayarlanmış fiyat-kazanç’ olarak da adlandırılan Shiller F/K oranı gibi gözüküyor.

Çoğu yatırımcı muhtemelen bir şirketin hisse fiyatını, F/K oranına, yani en popüler değerleme ölçütüne ulaşmak için son 12 aylık kazançlarına bölmeye aşinadır. S&P 500'ün Shiller F/K oranı, geçmiş 10 yılın ortalama enflasyona göre düzeltilmiş kazançlarına dayanması bakımından farklılık sergiliyor. 10 tam yıllık kazanç verilerinin kullanılması ise daha net bir tablo elde etmek için kurumsal kazançlarda potansiyel yıllık çılgın dalgalanmaları en aza indirmeye yardımcı oluyor. Bu da S&P 500'ün ne kadar ucuz veya pahalı olduğunu daha iyi anlatıyor.

15 Haziran'da Shiller F/K oranının 30,9'da kapandığı görülüyor. Bu, 1870 yılına kadar geriye dönük olarak test edildiğinde 17.03 olan ortalamanın oldukça üzerinde olmakla kalmıyor, aynı zamanda da tarihsel perspektiften bakıldığında ‘tehlikeli bir bölge’yi temsil ediyor.

1870'den bu yana, Shiller F/K oranının 30'u aştığı yalnızca beş örnek bulunuyor. Bu beş örneğin hepsinde, Dow Jones veya S&P 500 ilgili değerlerinin yüzde 20 ila yüzde 89’u arasında bir değeri kaybediyor. Buradan çıkarılacak sonuç ise, genişletilmiş olarak algılanan değerlemelerin her zaman, eninde sonunda Wall Street tarafından dizginleneceği. S&P Shiller F/K oranının 30'u aşan altıncı örneği de bu yıl gerçekleşiyor.

S&P 500'ün Shiller F/K oranının 30'u geçmesine ilişkin tek uyarı, değerlemelerin ne kadar uzun süre bu seviyelerde kalabileceğine dair hiçbir sebep olmaması gibi gözüküyor. Bazen S&P 500 Endeksi’nin değerinin yüzde 20'sini veya daha fazlasını kaybetmesi haftalar veya aylar alabiliyor. Diğer durumlarda, değerleme balonunun patlaması ise yıllar alıyor. Başka bir deyişle, Shiller F/K oranı bir zamanlama aracı işlevi görmüyor ancak değerlemelerin balon bölgesinde olduğuna dair bir uyarı işlevine sahip bulunuyor.

Sonuç olarak, borsa balonlarını patlamadan önce tespit etmek inanılmaz derecede zor olsa da, bir borsa balonunun içinde veya yakınında olunduğunu gösteren kanıtlara ulaşmak ve bu kanıtlar doğrultusunda bir yatırım stratejisi geliştirmek mümkün gözüküyor.

Borsada kontrol boğalara geçti

 

Boğa piyasasında bu tehlikeye dikkat!

 

Boğaların ayak sesleri gerçek mi?

 

Boğa piyasası ne kadar sürecek?

 

Boğa piyasası başladı

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)