E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaCiti’den ABD’ye tahvil uyarısı: Yatırımcının sabrı tükeniyor---

Citi’den ABD’ye tahvil uyarısı: Yatırımcının sabrı tükeniyor

Citi’den ABD’ye tahvil uyarısı: Yatırımcının sabrı tükeniyor
04 Aralık 2023 - 14:25 borsagundem.com

ABD’nin borcunun gelecek on yılda 20 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Dolaysıyla ABD tahvillerini kimin alacağı sorusunu da gündeme geliyor. Citi Baş Ekonomisti Nathan Sheets yatırımcının sabrının tükeneceği uyarısında bulundu

BORSAGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

ABD’nin mali performansına bir süredir piyasa çevrelerinin eleştirilerine hedef oluyor. Dünyanın en büyük ekonomisi geçtiğimiz aylarda ciddi bir borç limiti krizinden geçmişti. Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre, ABD hükümetini kapanmanın eşiğine getiren kriz kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in ABD devlet tahvillerinde kredi puanını düşürmesine sebep olmuştu.

Amerikan hükümetinin muazzam büyüklükteki borçlarına yönelik en son eleştiri Citigroup’un Küresel Baş Ekonomisti Nathan Sheets’ten geldi. Baş ekonomist Financial Times’taki yazısında Amerikan Hazinesi’nin önümüzdeki on yılda 20 trilyon dolarlık borç ödemesi gerekeceğini ve rehavete kapılma gibi bir lüksü olmadığını belirtti.

ABD Hazinesi gayrisafi yurtiçi hasılasının %6’sına yakın bir bütçe açığıyla mücadele ediyor. Dolayısıyla ABD’nin borcu önümüzdeki on yıl içerisinde gayrisafi hasılanın %115’ine yükselebilir. Sheets söz konusu rakamın İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana bir zirve niteliği taşıdığına dikkat çekti.

Citi baş ekonomistine göre bu denli büyük bütçe açıkları ve artan borçluluk oranı ekonomi için ciddi bir risk oluşturuyor. Zira makul düzeydeki tahminlere göre ABD’nin önümüzdeki on yılda 20 trilyon dolarlık borç alması gerekecek. Bu tahvil ihraçlarının büyüklüğü piyasa katılımcıları için de önemli. Sheets son zamanlarda dünyanın dört bir yanındaki yatırımcılarla yaptığı toplantılarda kendisine en sık sorulan sorunun ‘Bu devasa büyüklükteki Hazine tahvili ihracını kim satın alacak?' olduğunu yazdı.

Baş ekonomiste göre bu soruyu iki benzeri yönde soru takip ediyor: “Ne kadarlık borç basit bir şekilde ‘çok fazla’ olacak?” ve “ABD Hazinesi piyasasında tam teşekküllü bir kriz neye benzeyebilir?”

Sheets bu soruların cevabı için İngiltere’de geçen yıl görülen yaldızlı tahvil krizinin örnek olarak incelenmesi gerektiğini yazdı. Baş ekonomist bunun benzeri ve hatta daha ötesinde bir krizin ABD’de de yaşanıp yaşanmayacağı sorusuna da dikkat çekti.

ABD’nin borcunu kim satın alacak?

ABD Hazinesi tahvil getirileri bir yıl öncesine göre keskin bir biçimde arttı. ABD Merkez Bankası’nın (FED) daha uzun süre daha yüksek faiz politikasının bir sonucu olarak olası bir ekonomik resesyona ilişkin endişeler yükseldi. 10 yıllık ABD Hazinesi tahvili getirileri ekim ayında %5 seviyesine kadar yükseldi. Yakın zamanda ise tahvil faizleri FED’in söyleminin piyasalarla daha uyumlu hale gelmesiyle %4’e kadar geriledi.

Citi’nin konuyla ilgili araştırmasında tarihsel ve uluslararası perspektifte birkaç önemli sonucun ortaya koyulduğu belirtiliyor. Amerikan tahvillerini kimin satın alacağı tartışmalı bir soru. Baş ekonomiste göreyse bu ilk sorunun cevabı yaşlanan nüfusta yatıyor. Sheets yaşlanan nüfusun emeklilik için güvenli bir uzun vadeli bir yatırım tercih etme talebi olacağını ve tahvilleri destekleyeceğin ana talep bu olacağını yazdı. Doğrudan perakende yatırımcılar veya aracılar aracılığıyla yapılan bu tür alımların, pandemi öncesine göre fiyatlara daha duyarlı olması da muhtemel.

Borcun ne kadarı ‘çok fazla’?

Sheet ikinci olarak ABD Hazinesi’nde borç miktarının ‘çok fazla’ olduğunu belirleyecek bir seviyeyi tahmin etmenin imkansız olduğunu da belirtiyor. Baş ekonomiste göre, ABD’nin borcu gayrisafi yurtiçi hasılasının %150’sine gelmesi halinde olumsuz etkilerin sınırlı bir biçimde yükselmeye başlaması mümkün. Ancak Sheets siyasilerin bu sınırı test etmeye çalışmasının akıllıca olmayacağının altını çiziyor:

“Maliye politikası için ihtiyatlı yol borç oranlarını en azından bugünün yüksek seviyelerinden daha fazla yukarı çekmemektir.”

Sheets yine de Amerikan maliye politikasında anlamlı bir düzenleme yapılmasını beklemiyor. Zira başarılı bir maliye politikası daha yüksek vergileri ve hükümet harcamalarının azaltılmasını gerektiriyor.

Bütçe düzenlemesi için ABD’nin federal harcamalarının dörtte üçünü oluşturan sosyal güvenlik ve savunma harcamalarının azaltılması konusunda sert reformlar gerekiyor. Cumhuriyetçiler genel olarak vergi artışları tartışmalarına katılmak konusunda isteksizken, Demokratlar da benzer şekilde sosyal hak ödemelerinde reformların düşünülmesi konusunda isteksiz. Bu da Amerikan mali politikalarını çıkmaza sokuyor. Amerikan ekonomisindeki büyümenin yavaşlayacağına dair işaretlerse mali reformlardaki isteksizliğe başka bir sebep ekliyor.

İngiltere’deki kriz ders niteliğinde

Sheets üçüncü olarak geçen yıl İngiltere’de yaşanan yaldızlı tahvil krizinin uyarı niteliğinde olduğunu yazdı. Zira devlet tahvili piyasalarındaki olumsuz bir senaryonun ayırt edici özelliği baş ekonomiste göre menkul kıymet taleplerinde keskin ve beklenmedik bir bozulma olacak. Sonuçsa artan devlet tahvili getirileri ve kredi ve hisse senedi piyasalarında artan risk primleri olacak. Doların küresel rezerv para birimi statüsü göz önüne alındığında, bu stres diğer finansal piyasalara da sirayet edebilir.

Ortaya çıkacak en olası senaryo baş ekonomiste göre yatırımcıların borçlarla ilgili rahatsızlığının önünde sonunda azalması ve durumun Kovid öncesi yapılanmaya geri dönmesi. Piyasanın gelecekteki tahvil ihracını absorbe etmek için ihtiyaç duyduğu herhangi bir primi de mütevazı seviyelerde olacak.

Yatırımcının sabrı tükeniyor

Doların rezerv para birimi durumu, FED’in güvenilirliği ve ABD’nin ulusal bilançosunun gücü gibi unsurlar ABD ekonomisinin güçlü yönleri olarak öne çıkıyor. Dolayısıyla yatırımcılar ek tahvil ihraçları konusunda güvenini koruyabilir. Zira ABD Hazinesi tahvillerinin çok az alternatifi var ve ABD’nin yüksek borç seviyeleri Sheets’e göre ‘talihsiz ama hayatın bir gerçeği.’

Ancak baş ekonomist bundan sonraki sürecin ABD hükümetinin beklediği yönde olamayabileceği konusunda da uyardı: 

“Gönül rahatlığıyla tahvil alan çok az kişi var. Yatırımcıların sabrının da bir sınırı var. Piyasaların ABD’ye uygulayacağı bedeli tecil etmesi muhtemeldir. Ancak bu tam ve koşulsuz bir af olmayacaktır.”

 

Soros’un eski ortağı: Sarhoş denizciler gibi harcıyoruz

 

Wells Fargo: Borsada düzeltme zamanı yaklaşıyor

 

Morgan Stanley'den ABD hisse senetleri için karamsar beklenti

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)