Ana SayfaKulisFinansal okuryazarlığın duayen ismi Dr.Murad Kayacan konuştu---

Finansal okuryazarlığın duayen ismi Dr.Murad Kayacan konuştu

3 / 11
Finansal okuryazarlığın duayen ismi Dr.Murad Kayacan konuştu
07 Şubat 2017 - 09:08 www.borsagundem.com

ARACI KURUMLAR CEPHESİNDE MANZARA OLMASI GEREKTİĞİ KADAR MÜSPET DEĞİL

Ama öte yandan finansal okuryazarlığı gençler nezdinde artırırken büyük resmi de unutmamak gerektiğini vurgulamak isterim. Taşımakta olduğum akademik şapkanın yanında sektörün önemli bir aracı kurumunda Yönetim Kurulu Üyesi vasfı ile bir yandan da sektöre katkı sağlamaya çalıştığım için yakinen takip etmekte olduğum aracı kurumlarımız cephesinde ise manzara olması gerektiği kadar müspet değil maalesef!!! A1 Capital gibi arkasında bir banka alt yapısı ve fon temin edebilme rahatlığı olmadan ayakta durmayı başarabilen birkaç aracı kurum dışında maalesef sermaye piyasaları aracılığı mesleği, şirket ve çalışan sayısı itibariyle arzu ettiğimiz noktanın altında ve tablo gün geçtikçe olumsuzlaşıyor.

Şu an aracılık sektörünün gerek artan maliyetler ve fonlama oranları gerekse de düzenleyici otorite ve mevzuatın yeterince destekleyici olmaması nedeniyle istihdam kapasitesi artan bir yapıda olmadığını maalesef gözlemliyorum. Aracı kurumlarımız özellikle maliyet ve artan hukuki kaygılarla yurt çapında örgütlenmelerini bugüne kadar gerçekleştirmediklerinden ve var olan yatırımcı tabanına inilmediğinden, küçük hacimli de olsa müşteri sayısının zaman içerisinde artırılmamış olması nedeniyle günümüzde ulaşabildikleri büyük hacimli oyuncu müşterilere mahkum kalmış durumdadır.

Sermaye Piyasalarındaki 25 senelik tecrübem bana şunu gösterdi ki, aracı kurumlarımızın gerek SPK tarafından gerekse diğer ilgili uzman kurumlar tarafından tabana yayılma hususunda desteklenmesi sektörün gelişimi ve ülkemizin kalkınması açısından çok büyük önem arz etmektedir. Çünkü mesele sadece ürün çeşitlendirilmesi ya da lisanslanmış ve yetkinliği artırılmış potansiyel çalışan sayısı değildir. Ne kadar forex ya da kira sertifikası gibi yeni ürünler yapılandırılıyor olsa da ya da ne kadar finans piyasalarına yönlenmiş gençlerimizin sayısı artıyor olsa da sermaye piyasası araçları alım satımı yapan müşteri sayısı artışı beraberinde gelmiyorsa maalesef bir arpa boyu yola gidilemeyecektir. Ve günün sonunda aracı kurum tasfiyesi ve istihdam kaybı kendini gösterecektir. Dolayısıyla sektördeki kamusal ajanlar başta olmak üzere tüm oyuncuların finansal okuryazarlığın artırılmasının yanında aynı zamanda tabana inme yani küçük yatırımcıyı oyuna katma hedefine önem vermesi lazımdır.

İnternet üzerinden işlemlerin yapılabildiği çağımız finans piyasalarında ülke sathına fiziken acente ve şube ağı ile yayılmaya ne gerek var diyenlere ise cevabım, ülkemizde insanımızın ticarette güvene çok önem verdiği ve güvenin de dokunarak ve yanında olunarak çok daha kolay tesis edilebildiği olacaktır.

Tabi bir de işin sermaye piyasası ürünlerini kullanan reel sektör tarafı var ve bu taraf da dikkate alınmaz ise gerçekçi tahliller yapılması mümkün gözükmemektedir. 2012 senesi itibariyle 22 senelik İMKB’deki kariyerime mecburen son verdikten sonra Anadolu’da demir-çelikten gıdaya kadar birçok büyük şirkete danışmanlık yaptım. Ve onların açısından da olaya bakma şansım oldu. Halka açılmasını ve menkul kıymet ihracı yapmasını beklediğimiz şirketler bizi nasıl görüyor? Patronların derdi ne? Niçin borsaya geliyorlar? Ya da borsaya gelmekten neden imtina ediyorlar?

Resme baktığınız zaman 100 binin üzerinde anonim şirket var. Bunların aşağı yukarı 800 tanesi kurul kaydındaysa ve 450 tanesi ancak borsada işlem görmeyi tercih ediyorsa sanıyorum bir şeyler yanlış gidiyor demektir. Yani onca ortak ve samimi çabaya rağmen bir yerlerde sorun var demektir!!! Neden halka açık olmayı ve dolayısıyla sermaye piyasalarının sunduğu ve ABD ve İngiltere gibi ülkelerde rüştünü çoktan ispat etmiş imkanları kullanmaya bu kadar soğuk baktıklarını da iyi idrak etmek gerekmektedir sanıyorum.