Orhan Pala [email protected] Orhan Pala

Nasdaq işbirliği ülkemiz menfaatlerine zarar verir

27 Kasım 2015, 07:37 - -

İki yıl önce Nasdaq Borsası ile ‘stratejik ortaklık’ anlaşması yapan Borsa İstanbul, 1992 yılından bu yana kullandığı işlem platformunu değiştirerek Nasdaq İşlem Platformu’na geçmeye hazırlanıyor.

Nasdaq’ın Genium INET teknolojisi ile şu anda saniyede 5 bin olan işlem kapasitesi, saniyede 100 bin işleme çıkacakmış. Emirlere verilecek cevap ise, 1 milisaniyeden 100 mikrosaniyeye inecekmiş. Ayrıca uluslararası piyasalarda kullanılan sistemlerle uyumlu bu yeni teknoloji ile yurt dışı yatırımcıların Borsa İstanbul’a bir arayüz yüklemesi yapmadan kendi mobil cihazlarından ulaşmaları mümkün olacakmış. Yeni teknoloji ile küçük yatırımcılar da borsaya ulaşacakmış. Ama zaten ulaşıyorlar. Borsa İstanbul’un altyapısı buna imkân veriyor. Hem de yıllardır… Üstelik yazılım biraz daha geliştirilse belki de biz Nasdaq’a teknoloji ihraç edeceğiz.

Hızın, yatırımcı için ne önemi var? Hızlı işlem platformları para karşılığında satılıyor. Bizim yazılıma değil yatırımcıya ihtiyacımız var. Nasdaq işbirliği ile Borsa İstanbul göbeğinden Amerika’ya bağlanacak. Zaten yüzde 60’ın üzerinde paya sahip olan yabancılar, piyasaya daha kolay giriş çıkış yapacak. Bunun için Nasdaq’la işbirliğine ne gerek var ki? Borsa’nın önemli bir kısmı yabancıların eline geçmiş durumda. Ama, tamamının geçmesi hedefleniyorsa ona diyecek sözümüz yok.

Öte yandan, bu işbirliğinin detayları da çok fazla açıklanmıyor. Ne kadar para ödeneceği, ne kadar hisse verileceği net olarak bilinmiyor. Niçin?

Ayrıca, bizim yazılımcılarımız bu sistemin daha iyisini yapamaz mı? Alâsını yaparlar. İyi bir örnek mi istiyorsunuz, İşte bankacılık sistemi. Bankacılık altyapı yazılımlarının, ödeme sistemleri ile ilgili yazılımların, ATM yazılımlarının dünyada bir benzeri yok.

Nasdaq işbirliği çok maliyetli ve gereksiz bir adım. Bir kez daha söylüyorum, yatırımcının hızlı işlem yapmaya ihtiyacı yok. Adı üzerinde, yatırımcı... Yatırımcı aynı gün alıp satmaz; uzun vadeli düşünür, temettü gelirine odaklanır.

Borsa İstanbul’un öncelikle yatırımcılarla barışması gerekir. “Borsa nedir, borsa hakkında ne düşünüyorsunuz” diye bir anket yapılsa her şey ortaya çıkacak. Sokaktaki insanların önemli bir kısmı “Borsa”yı duyunca “Kumar” diyor.

Faizler yüzde 50’den yüzde10’a düştü, borsa endeksi 40 binden 80 bine yükseldi ama borsaya yeni yatırımcı gelmedi, aksine mevcutlar kaçmaya devam ediyor.

Hisse senedi piyasamızda toplam stoğun yüzde 60’tan fazlasının yabancı portföyünde olması, bu noktadan çıkışla yabancı alım satımlarının piyasada çok önemli bir etkiye sahip bulunması ve bu durumun kör havuz modeline geçilmesi ile geç görülerek adeta kör edilmesi, yerlilerin borsadan uzaklaşmasına yol açan faktörlerden bir tanesi.

Diğer taraftan halihazırda yabancı yatırımcının lehine olan yukarıdaki durum, Nasdaq anlaşması ile  kuvvetlenerek daha da güçlü bir şekilde yabancıya  üstünlük sağlayacak.

Ek olarak; Nasdaq modeli gizlenmek isteyen yabancı görünümlü yerlilerin elini daha da rahatlatacak.

Borsanın, işlem hacmi büyümesine odaklanmasından dolayı, yatırım maliyetine katlanan aracı kurumlara daha hızlı emir gönderebilme imkanları sunması, fırsat eşitliğini bozarak, işlem kanalı yatırımı yapamayan aracı kurum müşterilerine de dezavantaj sağlayacak!

Piyasa işleticisi olarak adlandırılan borsanın, işlem hacmi artışına, dolayısıyla kârlılığa yönelmesi, niceliksel açılımlara öncelik vermesine zemin hazırlıyor. Mevcut strateji, yerli ve küçük yatırımcılardan ziyade yabancı ve büyük yatırımcılara avantajlar yaratırken, yerli ve küçüklerin fırsat eşitliğini geri planda bırakacak zemin hazırlama potansiyeline sahip.

Alım-satım denilen trading modeli odaklı atılan adımlar, Türk tasarruf sahipleri başta olmak üzere, piyasamızın sığlığı ve yabancı hâkimiyetinden dolayı ülkemiz açısından kendi malımızın kontrolünü kısmen eşanlı olarak 3. tarafın kontrolüne bırakmak anlamını taşıyor.

Tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin zarar gördüğü ortamlarda yatırımcı sayısının azalması, aynı zamanda ülkemiz menfaatlerine de dolaylı olarak zarar verecek.

Özetle, borsamız cephesinde vitrine yönelik çalışmalara odaklanılması, orta ve uzun vadede sadece tasarruf sahiplerine değil, ülkemiz finansal piyasalarını da olumsuz etkileme potansiyeline sahip. Türkiye üzerinde borsa marifetiyle manipülatif eylemlere kalkışmak isteyenlere açık kapı bırakma potansiyeli de bu risklerin içerisinde yer alıyor.

2010 ve 2012 yılları arasında yürütülen halka arz seferberliğinin piyasanın gelişimine verdiği ziyan da tüm kesimler tarafından kabul edilmiş, kötü bir dönem olarak ülkemiz Sermaye Piyasası tarihine geçmiş ve yatırımcıyı borsadan uzaklaştırmıştır… 

Resmedilen manzaranın rakamsal neticelerine bakacak olursak; MKK verilerine göre 2011 yılı sonunda sicil no'su olan bakiyeli hesap (yerli, yabancı, bireysel, kurumsal) sayısı toplamda 1.238.632 iken 2014 sonunda bu rakam 1.208.452’ye düşüyor. Çarpıcı olan ise 2011 sonunda 8.075 olan yabancı yatırımcı sayısının 2014 yılı bitiminde 10.356’ya yükselmesi. Yerli sayısı ise 2011 sonunda 1.230.557 iken 2014 sonunda 1.198.096’ya iniyor. Son durumda MKK verilerine göre 2015 Ekim sonu itibarıyla salt hisse senedi tarafında 1.044.909 adet toplam yerli yatırımcıya karşın 9.722 adet yabancı hesap bulunmakta.

Rakamların verdiği mesajı okumak gerekirse, yıllar içerisinde yerli yatırımcı sayısı gerilerken, yabancı yatırımcı sayısında artış yaşanmıştır. Bu tablonun en önemli müsebbibi olarak, trading ve vitrin odaklı stratejilere yüklemek yanlış olmayacaktır kanaatindeyiz.

Belki sembolik olarak tahtalı sistemin getirilmesi daha başarılı bir adım olur. Binlerce broker’ın çalıştığı dönemlerde milyonlarca yatırımcıya ulaşıldı. Nasdaq’a verilecek paranın onda biriyle binlerce broker’ın istihdam edildiği seans salonlarının kurulması borsayı eski şaşalı günlerine döndürebilir. 100 mikrosaniye ne ki, eskiden işlemler ses hızı ile yapılıyordu. Broker’a alo dediğinizde işleminizi gerçekleştiriyordu. İsteyen internetten yapsın, isteyen broker’ı arasın, isteyen tahtalı sistemi kullansın. Bizim borsamızın altyapısı bunlara elverişli. ABD borsasında nasıl her hissenin başında bir broker bekliyorsa bizde de öyle olsun.

2010 yılından bu yana yapılan değişikliklerin tamamı yerli yatırımcıların borsadan uzaklaşmasına neden oldu. Nasdaq adımı köprülerin atılması anlamına geliyor ki, ileride telafisi mümkün olmayan tablolarla karşı karşıya kalabiliriz. Borsamızı yabancılaştırmayalım, millileştirelim! Türk halkının mantığına göre dizayn edelim, ancak o zaman başarıyı yakalarız.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)