E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaMakro EkonomiEd Yardeni: Resesyon olasılığı yükseliyor---

Ed Yardeni: Resesyon olasılığı yükseliyor

Ed Yardeni: Resesyon olasılığı yükseliyor
20 Eylül 2023 - 16:31 borsagundem.com

ABD ekonomisinin resesyona girme ihtimali, petrol fiyatlarındaki yükseliş ve 1970'leri anımsatan stagflasyon ihtimali nedeniyle giderek artıyor.

BORSAGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

Analist Ed Yardeni, petrol fiyatlarındaki yükseliş ve stagflasyon potansiyeli nedeniyle ABD ekonomisinin resesyona girme olasılığının arttığını ifade ediyor.

Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre, meslektaşlarının aksine iki yılı aşkın bir süredir resesyon potansiyeli konusunda iyimser tavrını sürdüren üst düzey analist Ed Yardeni, petrol fiyatlarında yaşanan hızlı artışın ‘sert iniş’ ihtimalini artırdığını söylüyor.

Artan petrol fiyatları endişe verici

Fortune’dan Will Daniel’ın haberine göre, onlarca yıl boyunca Wall Street'te çeşitli prestijli pozisyonlarda görev yapan ve daha önce Fed ekonomisti olarak görev yapan deneyimli piyasa gözlemcisi Ed Yardeni, uzun süredir ABD ekonomisinin ‘sert iniş' ihtimalinin, azalan enflasyon ve güçlü iş gücü piyasası nedeniyle nispeten düşük olduğunu savunuyordu. Ancak Yardeni, bu yaz petrol fiyatlarında yaşanan hızlı artışın 1970'ler tarzı kalıcı bir enflasyon ve resesyon dönemi olasılığını artırdığını açıkladı.

Uluslararası referans noktası olan Brent ham petrol fiyatları, OPEC+ ve Rusya'nın sürekli ham petrol üretim kesintileri nedeniyle 27 Haziran'dan bu yana yüzde 30 artışla varil başına 94 doların üzerine çıktı ve aynı dönemde ABD perakende benzin fiyatlarında yüzde 8'den fazla artışa yol açtı. Bir galon benzinin mevcut 3,88 dolarlık ulusal ortalama fiyatı, 5 Haziran 2022'deki zirve noktasının oldukça altında kalsa da Yardeni paylaştığı notta, artan fiyatların ‘endişe verici’ olduğunu savunuyor. Yardeni, “Petrol fiyatı varil başına 100 doları aşarsa ve benzin fiyatı galon başına 4 doların üzerine çıkarsa ve her ikisi de bir süre bu seviyelerin üzerinde kalırsa, bunlar yenilenmiş bir ücret-fiyat döngüsünü ve daha yüksek enflasyon beklentilerini tetikleyebilir” diye uyarıyor.

Resesyon olasılığı yüzde 25

İşçiler enflasyon dönemlerinde gelirlerini korumak için ücret artışı talep ettiğinde bir ücret-fiyat döngüsü ortaya çıkıyor. Teoriye göre, bu durum işletmeler için maliyetleri artırıyor, bu da daha sonra telafi etmek için fiyatları artırıyor ve bu, ehlileştirilmesi zor olabilen enflasyonun sarmallaşmasına yol açıyor. Yardeni, “Bu senaryo 1970'leri anımsatıyor” diyor ve ekliyor: “Bu, en olası olduğunu düşündüğümüz senaryo değil, ancak iyimser bakış açısına yönelik bir risk niteliği taşıyor.”

Yüksek enflasyona geri dönme riskinin yanı sıra genişleyen Federal bütçe açığı, Birleşik Otomotiv İşçileri'nin (UAW) grevi ve bu ay hükümetin kapanması ihtimali gibi diğer bazı güncel gelişmeler nedeniyle Yardeni artık ABD'de 2024 sonu itibarıyla ekonomik durgunluk ihtimaline inandığını ifade ediyor ve daha önceki yüzde 15’lik resesyon olasılığı tahminini yüzde 25’e çıkarıyor.

Yardeni'nin tahmini, ay başında resesyon ihtimalini yüzde 25'ten tarihsel ortalama olan yüzde 15'e düşüren Goldman Sachs'ın tahminiyle çelişiyor. Goldman Sachs, uyarı işaretleri yerine ciddi bir gerileme ihtimalinin düşük olduğunu gösteren ekonomik veriler öngörüyor. Bankanın baş ekonomisti Jan Hatzius, paylaştığı notta, “Devam eden olumlu enflasyon ve iş gücü piyasası haberleri, ABD'de tahmini 12 aylık resesyon olasılığımızı daha da düşürmemize yol açıyor” diyor.

Yeni bir ‘silahlar ve tereyağı’ dönemi mi?

Columbia Üniversitesi İşletme Fakültesi'nde de ders veren Yardeni, 1970'lerdeki enflasyonla 2020'ler arasındaki benzerlik ve farklılıkları özetliyor ve sürekli enflasyonun olduğu bir başka dönemin ABD ekonomisi için ciddi bir risk olacağını savunuyor.

Yardeni, her şeyden önce, federal hükümetin politikalarının Başkan Lyndon Johnson'ın tüketici fiyat endeksinin yüzde 14’lere kadar yükseldiği 1970'li ve 80'li yılların başındaki Büyük Enflasyon'un zeminini hazırlayan ‘silahlar ve tereyağı’ yaklaşımını nasıl yansıtmaya başladığını vurguluyor.

Yardeni'ye göre Johnson, 60'ların sonlarında Vietnam Savaşı'nı ve Medicaid ve National Endowment for the Arts dahil olmak üzere Great Society programlarını açık harcama yoluyla finanse etmeye karar vermiş ve bu da enflasyonun yükselmesine neden olmuştu. Yardeni, şimdi ABD’nin, yıllar süren pandemik rahatlama ve Ukrayna Savaşı harcamalarının yanı sıra sırasıyla 280 milyar dolar ve 1,2 trilyon dolarlık fiyat etiketleriyle gelen CHIPS and Science Act ve Infrastructure Investment and Jobs Act'in kabul edilmesinden sonra bu senaryonun daha ılımlı bir versiyonunu kopyaladığını öne sürüyor.

Yardeni, yine de, maliye politikasının ekonomiye 70'lerdeki kadar zarar verme ihtimalinin düşük olduğunu söylüyor. Sağlıklı iş gücü piyasasına ve emtia fiyatlarının o dönemde olduğu gibi dramatik bir şekilde yükselmesini engellemeye yardımcı olan ABD Doları’nın gücüne dikkat çeken Yardeni, Fed'in bugün enflasyonu dizginlemek için faiz oranlarını yükseltirken daha agresif davrandığını da savunuyor.

Artan petrol fiyatları

1970'ler ile 2020'ler arasındaki bir diğer büyük benzerlik ise savaşlar nedeniyle sürekli artan petrol fiyatları. Yardeni, “1970'lerdeki Büyük Enflasyon'un, 1973/74 ve 1979 yıllarında petrol fiyatlarında yaşanan ve her ikisinin de Orta Doğu'daki savaşlarla tetiklenen iki yükselişten kaynaklandığına hiç şüphemiz yok” diyor ve petrol fiyatlarının hızla arttığına dikkat çekiyor. Yardeni, söz konusu iki dönemde sırasıyla yüzde 213 ve yüzde 166 oranında artan petrol fiyatlarının ABD'de iki resesyona yol açtığının altını çiziyor.

Ancak Ukrayna'daki savaş, 2022'nin ilk yarısında petrol fiyatlarında yüzde 46'lık bir artışa neden olsa da, bu ABD ekonomisinde bir resesyona yol açmadı. Ve Yardeni, Orta Doğu'da petrol fiyatlarında artışa yol açacak başka bir jeopolitik kriz ortaya çıkmadığı sürece, ham petrol fiyatlarında bu yıl şu ana kadar yaşanan yaklaşık yüzde 20'lik artışın da ‘resesyona neden olma ihtimalinin düşük olduğunu’ söylüyor.

Ücretler ve sendika sözleşmeleri

Son olarak, hem 1970'lerde hem de 2020'lerde işçiler, artan enflasyonu karşılamak için ücret artışları talep etti. Büyük Enflasyon döneminde, kamyon şoförlerini temsil eden güçlü Teamsters sendikası, üyelerinin maaşlarına önemli miktarda zam yapılması konusunda pazarlık yapmayı başardı. Ve posta işçileri 1970 yılında greve gittiler ve kendilerine ait daha sağlam bir sendika kurdular. Bu da federal hükümeti sonunda onlara birden fazla maaş zammı teklif etmeye zorladı.

Sendikaların mevcut yükselişinin enflasyonu bugün de aynı şekilde kötüleştirebileceğini savunan Yardeni'ye göre, işçi hareketinin gücü sonuçta ücret enflasyonunu yüksek tuttu ve o dönemde tüketici fiyatlarında görülen sürekli artışın oluşmasına yardımcı oldu. Yardeni, “Günümüzün sendikaları reel ücretlerin durgunlaşmasıyla hareketlendi. Son müzakerelerde hatırı sayılır tazminat kazanımları elde ettiler” diyerek son Birleşik Otomotiv İşçileri grevine ve ücret artışlarını da içeren UPS sendika anlaşmasına atıfta bulunuyor.

Ancak Yardeni, sendika üyelerinin iş gücünün eskisine göre çok daha küçük bir yüzdesini oluşturduğunu ve bunun 70'lerdeki dramatik ücret-fiyat sarmalının önlenmesine yardımcı olabileceğini de açıklıyor. Gerçekten de özel sektör istihdamında sendika üyeliği oranı 1983'teki yüzde 16,8’lik seviyesinden yüzde 6'ya düşmüş durumda.

Verimlilik ve teknoloji

1970'ler ile günümüz arasındaki benzerlikler çarpıcı olsa da, verimlilik artışı ABD ekonomisini tarihin tekrarından kurtarabilir. 1980'lerin başındaki Büyük Enflasyon'un sonunda üretkenlik artışı rekor düzeyde düşük bir seviyeye düşmüştü, ancak Yardeni bu kez bunun olacağını düşünmüyor ve şöyle diyor: “Her zamankinden daha fazla sektördeki çok daha fazla şirkette üretkenliği artıran çok sayıda teknolojik yenilik görmeyi bekliyoruz. Bu anlamda artık tüm şirketler teknoloji şirketi oldu.”

Yardeni, bu yılın ikinci çeyreğinde sadece yüzde 1,6 seviyesinde gerçekleşen yıllık verimlilik artışının, bu yılın ilerleyen dönemlerinde yüzde 4'e doğru yükseliş eğilimine devam edeceğine ve artan ücretlerin neden olduğu enflasyonun ‘ılımlı' olacağına ve böylece Fed'in faiz artırım kampanyası sonlandırmasına olanak sağlayacağına inanıyor.

Yardeni, Orta Doğu'da beklenmedik bir petrol arzı kesintisi olmadığı sürece ham petrol fiyatlarındaki mevcut yükselişin devam etmesini de beklemiyor. Bu, 1970'lerde olduğu gibi Fed'i resesyona neden olana kadar faiz oranlarını yükseltmeye zorlayacak bir ‘enflasyonda ikinci zirve’nin yaşanma ihtimalinin düşük olduğu anlamına geliyor.

Yardeni, “Petrol fiyatlarındaki son artış, 1970'lerdeki Büyük Enflasyon sırasında yaşananları biraz anımsatıyor. Yaşam pahalılığındaki hızlı artışı dengelemek için işçi sendikalarının ücretlerin artırılması yönündeki baskıları da aynı şekilde. Ancak yine de 1970'lerin tekrarını beklemiyoruz” diyerek sözlerini tamamlıyor.

Tahvil kralı: ABD ekonomisi yaklaşan resesyonu kaldıramaz

 

Goldman Sachs: Resesyon yok, kısıtlayıcı Fed politikası devam edecek

 

Deutsche Bank: Resesyonların sıklığı gelecekte artabilir

 

Resesyon Haziran 2024’e ertelenebilir

 

Ünlü ekonomistten resesyon uyarısı!

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)