E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaBorsalardaki düşüş henüz dot.com çöküşü değil---

Borsalardaki düşüş henüz dot.com çöküşü değil

Borsalardaki düşüş henüz dot.com çöküşü değil
07 Eylül 2020 - 12:32 borsagundem.com

Borsalardaki düşüş henüz dot.com çöküşüne yaklaşmadı. Bu seferki balon lider teknoloji firmalarının tekel kârında

BORSAGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

Senaryoda değişiklik

Perşembe günü ABD borsalarında haziran ayından bu yana en yüksek satışlar görüldü ve fazla miktarda para kaybedildi. Dünyanın ilk ve tek 2 trilyon dolar değerindeki şirketi Apple, perşembe gününün kapanışından bu yana 219 milyon dolar kaybetti. Bu miktar, uzun süre dünyanın en büyük şirketi olarak görülen, Exxon Mobil Corp.’un mevcut piyasa değerinden çok daha büyük.

Bu düşüş oldukça önemli bir andı ve görülen herhangi bir tetikleyici durum yoktu. Wall Street’teki bu düşüş 2000’li yılların başında görülen dot.com balonuna oldukça benziyor. Peki bu durum bu ünlü balonun patlamasından sonra gelen piyasa durgunluğuna benzer bir sonuç gösterecek mi?

Muhtemelen hayır. Bundan emin olmak oldukça zor ancak şimdiye kadar bunun bir ‘düzeltme’ bile olmadığı söylenebilir. Ve bu durum sağlıksız da değil. Yine de bu büyüklükte gelişmeler ancak piyasalarda bir sağlıksızlık sinyalleri verildiğinde gerçekleşebilir.

John Authers, Bloomberg’de yayınlanan yazısında, 20 yıl öncesiyle bugün arasında önemli farklar olduğunu söyledi. Bugünün popüler hisselerinin bazıları kesinlikle aşırı değerlenmiş durumda. Ancak yine de 20 öncesinin teknoloji şirketlerinin ulaşamadığı seviyelerde kar elde ediyorlar. Eğer teknoloji şirketlerinde bir balon varsa bu karlarından ve tekelci piyasa güçlerinden kaynaklanıyor, hisselerin fiyatlarından değil.

Alternatif olarak 5 büyük teknoloji şirketinin (Apple, Microsoft, Amazon, Google, Facebook) fiyat kazanç oranını, tüm sektörün 20 önceki durumuyla karşılaştıracak olursak, piyasanın geri kalanından çok da kopuk olmadığı görülüyor.

Aynı zamanda merkez bankalarının etkisi de önemli. 2000 yılının teknoloji balonu, Fed’in likiditesindeki aşırı artıştan kaynaklanıyordu. Bu likiditenin ortadan kalkmasıyla dot.com balonu patladı. Ancak Fed’in o dönem gösterdiği çabalar bugün gördüklerimizin yanında önemsiz kalıyor. Sistemdeki likiditeyle kazanç çarpanlarını karşılaştırdığımızda, oldukça sıradan kalıyor.

Tüm bunlar Crossborder Capital Ltd.’den Michael Howell’ın, piyasada likidite varsa yatırımcıların bunu bir yerde değerlendirmesi gerekir görüşüyle temelleniyor. Eğer hisse satın alarak değerlendirilen para miktarını tüm likiditeyle kıyaslarsak, hisse alımına ayrılan paranın çok da fazla olmadığını görüyoruz. Şimdilik bu bir çöküş değil ve piyasaların zarar gören bölümleri olsa da 2000’li yılların bir tekrarı olmayacak.

Spekülatif abartı

Tüm bunlarla birlikte, tuhaf zamanlar yaklaşıyor. Bu da kendini vadeli işlemler piyasasında gösteriyor. Yatırımcıların gelecekteki fiyat değişimlerine karşı kendilerini korumak için opsiyonları ne kadar kullandığını ölçen, Nasdaq 100’ün volatilite endeksi, piyasalar yükselirken artış gösteriyordu. Bu oldukça şaşırtıcı zira volatilite endeksleri genellikle piyasaların tersine hareket eder.

Bu şaşırtıcı durumun ardındaki neden gelecekte beklenen sert bir yükseliş. Büyük teknoloji şirketlerinin hisselerinde görülen yoğun alımlar şimdilerde oldukça revaçta. Gelecekteki bir yükselişi bekleyen insan sayısı arttıkça, diğerlerinin böyle bir yükseliş riskine karşı kendilerini korumaya alması gerekiyor ve bu da giderek daha da dengesiz bir piyasa yaratıyor.

Şimdilik, büyük teknoloji şirketlerindeki devasa karlar zarar görmedi ve korkmak için bir sebep yok. Ancak Fed hisse volatilitesini askıya aldı. Bu da piyasalarda aşırı spekülasyona yol açıyor. Aynı zamanda bir piyasadaki spekülatif çöküş riskinin diğer varlık sınıflarına sıçramasına engel oluyor.

Volatilite ve siyaset

Piyasalar üzerinde etkili olacak bir başka konu da yaklaşıyor. ABD Başkanlık Seçimleri’ne iki ay kaldı. Tahmin piyasaları liberal bir öfkeyle karşılaştı ve başkanlık seçimlerindeki ihtimaller oldukça daraldı. Son günlerde yapılan anketler genel olarak, Kenosha’daki şiddetin Trump lehine olmadığını gösterdi. Joe Biden’ın seçimi kıl payı götüreceği tahminleri devam ediyor.

Ancak bu durumun etkileri piyasalarda görülmeye başladı. Dört yıl önce Meksika Pesosu, Trump’ın adaylıktaki barometresi olmuştu. Bir engelle karşılaştığında güçlendi, zaferle karşılaştığında satış yapıldı. Şimdilerde siyasi gündemin daha çok Çin’e yoğunlaşmış olmasıyla, yuan oldukça benzer bir rol oynuyor. Trump’ın yeniden seçilme ihtimali zayıflarken, Çin’in para biriminin son birkaç ayda güçlenmesine izin verildi.

Bu esnada piyasaların bir Biden zaferinden korku duyduğuna dair çok az kanıt var. Ancak geçtiğimiz yıl sağlık sektörü hisseleri oldukça telaşlıydı ve bu yılın ilk aylarında da Elizabeth Warren ve Bernie Sanders’ın senatoya atanmasıyla sarsıldı. Sağlık sektörü hisseleri, yaz aylarının ilk dönemlerinde piyasalara oranla zayıfladı, zira Black Lives Matter protestoları Trump’ın şansını düşürmüştü. Şimdilik piyasalara oranla istikrarlı görünüyorlar. Siyasetten en çok etkilenen sektörlerden biri olarak, seçim gününden önce yaşanacak değişimlerde önemli bir volatilite görüleceği ortaya çıkıyor.

Piyasaların genel olarak Trump zaferini tercih edeceği açıkça görülüyor. Aynı zamanda Biden’ın başkanlığından da büyük bir korku duyulmuyor. Düşük vergi oranları, yüksek kurumlar vergilerini iyileştirebilir, Biden önemli altyapı yatırımlarını başlatabilir ve her koşulda, piyasalar daha önce gelen iki demokrat lider döneminde de oldukça iyi performans göstermişti. Biden’ın zaferi olumsuz karşılanmayacak ve büyük bir sürpriz de yaratmayacak.

Ancak mantıken piyasaların tartışmalı bir seçim sonucuna ve bunun yaratacağı belirsizlikle riske hazırlandığı söylenebilir. Anketler Amerika’da her iki partinin destekçileri de diğer tarafın oy çalacağına inandığını gösterdi. Bu da piyasaların savunmacı bir tutum takınmasına neden oluyor. Dolayısıyla bu karmaşa hisse fiyatlarının düşmesine ve volatilitenin artmasına neden olabilir. Ancak seçim sonuçları kesinlik kazandığında volatilite seçim öncesi seviyelere gerileyebilir. Tıpkı 2000 yılında Florida’da seçimden sonra oylarda yeniden sayım sonrası olduğu gibi.

Buradaki farksa, Al Gore’un 20 yıl önce yenilgiyi kabul edip geri çekilmiş olması. Volatilite odaklı yatırımcılar, bu sefer kaybedenin bu kadar asil davranmayacağı bir duruma hazırlanıyor.

Wall Street’te balon işaretleri

 

Wall Street düşerken BoA hedef yükseltti

 

Borsalar ABD seçimlerine nasıl tepki verecek?

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)