Ayı piyasası yaklaşırken yatırımcıları neler bekliyor?

BORSAGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

Küresel borsalar Cuma günü görülen büyük sıçramaya rağmen halen ayı piyasasına girişin sınırlarında işlem görüyor. Yatırımcılar ABD Merkez Bankası’nın (FED) enflasyonu kontrol altına almaya çalışırken ABD ekonomisini yavaşlatmasından ve stagflasyon tehlikesinden endişe ediyor.

Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre stagflasyon yavaşlayan ekonomi ve yüksek enflasyonun birleşmesi ile oluşan karamsar tabloyu ifade eder. Bu korku sadece hisse senetleri ile de alakalı değil. Zira stagflasyon süreçlerinde aynı anda hem hisse senetleri hem de tahviller değer kaybetmeye daha yatkındır. MarketWatch’un haberine göre sermaye yönetimi şirketi Quadratic’in Kurucusu Nancy Davis yatırımcılar için temel portföy dağılımı prensibi olan %60 Hisse senedi %49 tahvil dağılımının bu tür bir ekonomik ortamda işe yarayamayacağına dikkat çekiyor.

2022’nin başından bu yana küresel hisse senetlerinde de buna benzer bir ortam gözlemlendi. ABD Hazinesi tahvilleri zemin kaybederek fiyat düşüşlerine maruz kaldı. Tahvillerin getirileri ise buna bağlı olarak yükseldi. MarketWatch yazarı William Wattz tahvil fiyatlarındaki değişimin ABD enflasyonunun son 40 yılın en yüksek seviyesine ulaşması ile FED’in agresif parasal sıkılaştırma politikaları beklentilerinden kaynaklandığını belirtiyor. Bu yıl en son 3 Ocak tarihinde rekor kapanış yapan S&P 500 Endeksi, o tarihten bu yana resmi olarak ayı piyasası bölgesine girmenin eşiğinde gelecek kadar düştü. (Ayı piyasası genellikle endeksin en son rekor seviyesinden %20 veya daha fazla düşmesi olarak adlandırılıyor.)

iShares Çekirdek ABD Toplam Tahvil ETF’si Cuma günü itibariyle %10’un üzerinde düştü. Endeks Bloomberg ABD Toplam Tahvil Endeksi’ndeki varlıkları takip ediyor. Endeksin içeriğinde ise ABD Hazinesi tahvilleri, şirket tahvilleri, belediye tahvilleri, mortgage destekli menkul kıymetler ve varlık destekli menkul kıymetler bulunuyor. S&P 500 Endeksi ise aynı zaman diliminde %15,6’nın üzerinde düştü.

Montreal merkezli PGM Global'ın analistler, geçen hafta yayınladıkları bir notta, ekonomideki durumun "neredeyse saklanacak hiçbir yer bırakmadığını" yazdı.

Analistler, “Sadece uzun vadeli ABD Hazinesi varlıkları ve Yatırım Sınıfı krediler neredeyse bire bir hareket etmekle kalmıyor, aynı zamanda uzun vadeli Hazine varlıklarındaki satışlar da S&P 500'deki düşüş günleriyle daha sık çakışıyor” açıklamasında bulundu.

Geçtiğimiz Çarşamba günü bir nebze olsa da rahatlama fırsatı arayan yatırımcılar ABD Nisan ayı tüketici fiyat endeksi (TÜFE) rakamlarıyla bir kez daha hayal kırıklığına uğradı. Rakamlara göre enflasyonun yıllık bazda %8,3 artarak son kırk yılın rekoru olan %8,5’lik mart ayı enflasyon verilerine yakın kaldığı görüldü. Ekonomistlerin beklentisi ise artışın yıllık bazda %8,1 olması yönündeydi. Bununla birlikte değişkenliği ile bilinen gıda ve enerji fiyatlarının ele alınmadığı çekirdek okumalarında ise enflasyonda beklenmedik bir aylık artış görüldü.

Tüm bu veriler stagflasyon korkularını da güçlendirdi.

FED Başkanı Jerome Powell Perşembe günü verdiği bir röportajda enflasyonla mücadele sürecinde ekonominin sert bir inişten kaçınmasının kesin olmadığını söyledi. Powell, "Yani yumuşak bir iniş yapıp yapamayacağımız sorusu, aslında kontrol etmediğimiz faktörlere bağlı olabilir" dedi.

1,65 milyar dolarlık Quadratic Enflasyon Oranı Volatilitesi ve Enflasyon Koruması ETF’sinin portföy yöneticiliğini de yapan Nancy Davis söz konusu fonla sabit gelir yatırımlarındaki oynaklığa karşı bir çeşit koruma görevi sağlamayı amaçlıyor. Davis fonun enflasyon korumalı menkul kıymetlere sahip olduğunu ve kısa ve uzun vadeli faiz oranları arasındaki farka yatırım yaptığını söyledi.

Davis şu anda faiz piyasasının "çok kayıtsız" kaldığını ve FED’in faiz artırımlarının "dezenflasyonist bir ortam yaratacağına" dair beklentilerin sinyalini verdiğini söyledi. Borsa uzmanı sıkılaştırma politikalarının, korona virüs pandemisinin ardından ekonomiyi sarsan arz yönlü sorunları çözmek için herhangi bir şey yapmasının muhtemel olmadığına dikkat çekti.

Bu arada, analistler ve yatırımcılar, borsanın Cuma günkü sıçramasının dip sürecinin başlangıcını müjdeleyip müjdelemediğini veya sadece aşırı satım koşullarından kaynaklanan bir sıçrama olup olmadığını tartışıyorlardı. Dibe ulaşıldığı konusundaki şüphecilikse yükselmiş durumda.

LPL Financial'ın Baş Hisse Senedi Stratejisti Quincy Krosby, "Bir haftalık yoğun satışların ardından enflasyonist baskıların sadece marjda gevşemesi ve FED’in önümüzdeki iki toplantısının her biri için hala 50 baz puanlık artışlara yakın görünmesiyle, piyasa güçlü bir endemik ayı piyasası rallisine hazırlandı” dedi.

Fundstrat'ın Teknik Strateji Başkanı Mark Newton ise “Cuma günkü sıçrama, bu haftaki kayıpları neredeyse yarıya indirmeyi başardı. Ancak yukarı yönlü büyük hacme rağmen genel hacim paritenin altındaydı ve küçük düşüklerin bile kesin olduğunu düşünmek için daha fazlasına ihtiyaç duyulacak" ifadelerine yer veriyor.

Cuma günü ABD borsaları ciddi bir yükseliş yakalamıştı. Daha önce ayı piyasasına giren ve yaklaşık 2 buçuk yılın en düşük seviyesinde işlem gören Nasdaq Endeksi geçtiğimiz haftanın son işlem gününde %3,8 yükseldi ve 4 Kasım 2020’den bu yana en iyi günlük performansını gösterdi. Buna karşın hisse endeks haftalık bazda %2,8 düştü. Yüzde 2,4 yükselen S&P 500 Endeksi ise haftalık bazdaki kayıplarını yarıya indirdi. Hafta içerisinde ayı piyasasının teknik sınırı olan %20’lik düşüşe son derece yakın hareket eden endeks Cuma günkü kapanışın ardından rekor kapanışı ile aralığını %16,1’e kadar taşıdı. Dow Jones Endeksi ise 466,36 puan artışla %1,7 yükseldi ve haftalık bazda %2,1 düştü.

Üç büyük endeks de haftalardır üst üste devam eden haftalık düşüş serisini devam ettiriyor. Dow Jones verilerine göre S&P 500 ve Nasdaq Endeksi 6 haftadır üst üste düşüyor ve bu tablo 2011 ile 2012’den bu yana görülen en uzun sürelik haftalık düşüş serisini ifade ediyor. 7 haftadır üst üste düşen Dow Jones endeksi ise 2001 yılından bu yana en uzun düşüş serisini devam ettiriyor.

S&P 500 Endeksi henüz ayı piyasasına resmi olarak girmedi. Ancak analistler bunun çok uzak olmadığı konusunda uyarıyor.

Makro araştırmalar firması Renaissance’ın Kurucusu Jeff deGraaf geçtiğimiz hafta Çarşamba günü hisse senedi performanslarını değerlendirerek “ayı piyasasını tanımlayan karakteristikleri” taşıdığına dikkat çekti.

Analistler S&P 500 ayı piyasasıyla rahatsız edici bir şekilde yakından hareket ettiğini, bu ortamda büyük hisse senetleri geri çekilmelerinin normal olduğunu ve sıklıkla meydana geleceğini akılda tutmanın önemli olduğu konusunda uyarıyorlar. Barron’s’un konuyla ilgili haberinde borsanın 1950'den bu yana 10 ayı piyasası düşüşünü tecrübe ettiğine ve çok sayıda başka düzeltme ve diğer önemli geri çekilmeler gördüğüne dikkat çekildi.

Schwab Finansal Araştırma Merkezi'nde Ticaret ve Türev Ürünleri Genel Müdürü Randy Frederich ise son rallinin hızını ve kapsamını takip eden gerilemelere bakarak özellikle de daha önce ciddi bir ekonomik gerileme yaşamamış yatırımcıların söz konusu ortamdan daha fazla zarar görmüş olabileceğine işaret etti.

Rallinin "piyasanın her bir sektörünün yükseldiğini" gördüğünü belirten Frederich, “Bu normal bir piyasa değil” dedi. Borsa uzmanı yükselen enflasyona cevap olarak parasal ve mali politikaların sıkılaşmasıyla yatırımcıların reaksiyon gösterdiğini söyledi.

Frederich bu ortamda yatırımcıların yapması gerekenin her zamanki “sıkıcı” ancak doğru tavsiyeyi takip etmek olduğunu belirtiyor: Çeşitlendirme yapmak, birçok varlık sınıfında tutunmak, panik yapmamak ve portföylerde toptan değişimlerden kaçınmak.

Borsa uzmanı, “Şu an için bu hiç eğlenceli değil ancak reel piyasalar bu işi böyle yapıyor” dedi.

Wall Street ayı piyasasının sınırında

Piyasalarda oynaklığın devam etmesi bekleniyor

Piyasalarda ölü kedi sıçraması mı yaşandı?

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.