E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaMakro EkonomiAlmanya seçimleri piyasaları nasıl etkileyecek?---

Almanya seçimleri piyasaları nasıl etkileyecek?

Almanya seçimleri piyasaları nasıl etkileyecek?
28 Eylül 2021 - 17:39 borsagundem.com

Hafta sonu Almanya’da gerçekleşen seçimler Sosyal Demokratlar’ın zaferi ile tamamlandı. Yeni koalisyon hükümeti Almanya’nın borç limitlerini artırdığı yeni bir ekonomi stratejisini benimseyebilir

BORSAGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

Avrupa Birliği’nin sanayi gücü olarak bilinen Almanya’da geçtiğimiz hafta yapılan seçimler siyasi konjonktürün Avrupa’da ciddi bir şekilde değiştiğini gösterdi. Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre Sosyal Demokratların birinci parti olarak çıktığı ve Yeşiller’in koalisyon için anahtar parti haline geldiği seçim sonuçları Almanya’daki siyasetin Almanya Başbakanı Angela Merkel’in çizgisinden ayrılacağını gösteriyor olabilir.

Financial Times yazarı Izabella Kaminska seçimlerin sonuçlarının Alman ekonomisindeki olası değişikliklere ilişkin yorumları derliyor. İşte Kaminska’nın o yazısı:

“Almanya seçimleri Avrupa’nın büyük bir kısmının uzun zamandır şüphelendiği bir gerçeği doğruladı: Ülkenin siyasi pusulası son birkaç yılda büyük ölçüde parçalanmış bir halde.

En son gelişmeleri takip etmeyenler için şunu söylemek gerekir ki Merkel’in bulunduğu ve şu anda lideri Armin Laschet olan ittifak CDU/CSU (Hristiyan Demokratlar Birliği ve Hristiyan Sosyal Birliği) hafta sonu gerçekleşen seçimlerde Sosyal Demokratların küçük bir farkla gerisinde kaldı. Ancak oylamanın en büyük sonucu, merkez partilere giden oylardaki azalma oldu. Sonuçlara göre şu şekilde bir tablo ortaya çıktı:

Üç partili bir koalisyon oluşturmanın zorlu görevi daha yeni başlıyor. Bu durum parçalanma siyasetini yoğun bir şekilde izleyenler için bir haber değeri taşımıyor. Ancak analiz firması Blonde Money’nin Kurucusu ve CEO’su Helen Thomas aylardır borsaların Ekim ayından itibaren daha yeşil ve daha sol eğilimli bir Alman siyasi yapısını hesaba katamadığı konusunda uyarıyor.

Bu bağlamda çoğu koalisyon senaryosu içerisinde Yeşiller’in anahtar parti rolü oynaması nedeniyle piyasalar bir kez daha bu olasılığı gözden kaçırmış olabilir. Almanya’nın ‘schuldenbremse’ taahhüdü olarak da bilinen borç freni mekanizması yakında geri alınabilir.

Thomas açıklamasında şu notlara yer veriyor:

Siyasi merkezin değiştiğine dair daha net bir işaret olamazdı. Almanya, Pazar günkü seçimin sonucu ne olursa olsun daha fazla harcama yapacak.

Mali kriz, dünyanın dört bir yanındaki ülkelerde yerleşik düzen karşıtı eğilimler dalgasına yol açtı. Sistem artık nüfusun %99’u için çalışmıyor. Ancak küresel bir acil durumun ortaya çıkışı bu anlatıya meydan okudu. Böyle bir ölçekteki krizi devletten başka kim çözebilir ki?

Ama yöneticiler bu yeni güçle bir şeyler gerçekleştirebilmeli. Almanya'da Yeşiller Partisi'nin yükselişi, seçmenlerin toplumumuzun karşı karşıya olduğu yeni zorluklarla başa çıkmak için bir değişiklik istediklerini gösteriyor. Devrim hala devam ediyor. Ancak şimdi, yerleşik düzene karşı yükselen dış güçlerden değil, kuruluş temellerinden geliyor olmalı. Dünyanın dört bir yanındaki iktidar partileri, acil durumlar gerektirdiğinde düşünülemez olanı düşünebildiklerini gösterdiler. İklim değişikliği konusunda harekete geçme taraftarları on yıllardır bu propagandayı yapıyorlardı. Şimdiyse sonunda aradıkları fırsatı bulabildiler.

Altyapı devrimini gerçekleştirmenin zamanı geldi. Devlet için daha büyük bir rol, daha fazla harcama yapılacağı, daha fazla yasal düzenleme getirileceği, daha fazla reform yapılacağı anlamına gelir. Yeni hükümetler bu gücü akıllıca kullanmalıdır.

Esasen mesele şu ki, hangi biçimde yaparsanız yapın Almanların büyük çaplı harcamalara olan çekingenliği, enerji geçişi adına değişim gösterecektir.’

Helen bu harcamaların kaçınılmaz olarak verim ve para maliyetleri üzerinde etkisi olacağını öne sürüyor.

Diğerleri ise bu köklü değişimlerden o kadar emin değil. Capital Economics’ten Franziska Palmaz Pazartesi günü paylaştığı notta ayni fikirde olmadığını paylaştı:

Hangi partilerin hükümeti kurduğuna bakılmaksızın, Almanya'daki mali politikanın nispeten muhafazakar kalması muhtemel görünüyor. Buna göre, ekonomi toparlanmaya devam ettikçe 10 yıllık devlet tahvili getirilerinde Almanya’da ve Euro Bölgesi’nin geri kalanında ABD'den daha az artmasını ve bunun euro üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturmasını bekliyoruz.

Bu görüş, ABD'ye göre daha sınırlı mali destek ve daha yavaş bir ekonomik toparlanmanın gelecek yıl Euro Bölgesi’ndeki enflasyonun daha sert bir şekilde gerileemsine neden olacağı beklentisine dayanıyor. Görüş aynı zamanda Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faiz oranlarını yaygın tahimnlerden daha geç ve ABD Merkez Bankası’ndan (FED) çok daha yavaş artıracağı yönündeki tahminimizi de temel alıyor.

Ama Thomas'a göre, merkez partilerin harcama değerlendirmeleriyle Yeşiller'in suyuna gitmek istediğine dair ipuçları bir süredir görülüyor:

CDU'nun kardeş partisi CSU'nun lideri, 21 Temmuz'da Bavyera Eyalet Parlamentosu'nda ayağa kalktı ve ‘Klima-Programm Bayern 1’i açıkladı. Markus Söder, iklim kriziyle başa çıkmak için ‘Bugün harekete geçilmesini" talep ederken Churchill’in sözlerini kasten alıntıladı ve iklim kriziyle başa çıkmak için ‘günün icraat günü’ olduğunu söyledi. Söder bunun para gerektireceğini kabul etti. Üstelik bol miktarda para. (2040 yılına kadar harcamalar 22 milyar euroyu bulacak.) Ancak bu durum Söder’e göre ‘hükümetin ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor’. ‘Ciddi ve sağlam bir finansmana harcanması gerektiğini’ savunmaya devam eden Söder sürdürülebilirliğin sadece ekoloji değil, aynı zamanda finansal güvenilirlik meselesi olduğunu söyledi. Bu nedenle kalıcı bir görev olarak Almanya'da iklim siyasetini ile borç frenini nasıl bağdaştırabileceğimizi genel olarak düşünmeliyiz. Sadece ötelemek bir çözüm değil. Bu anayasal hukuk açısından açıklığa kavuşturulmalıdır.

Sözer bir çırpıda merkez sağın ihtiyatlılık takıntısını silip süpürdü. Borç freni veya ‘Schuldenbremse’ politikası, mali kriz sonrasında, dengeli bir bütçeyi geri getirme konusundaki kararlılıklarının sinyallerini vermek için Alman anayasasının bir parçası haline gelmişti. Ancak şimdilerde merkez sağ iktidar partisinin üst düzey bir üyesi, iklim değişikliğinin çok daha önemli olduğunu ve anayasal taahhüdün değiştirilmesi gerektiğini öne sürüyor.

Bunun nasıl sonuçlanacağını, iktidarda olacak giren partilerin verdiği tavizler daha da netleştikçe, önümüzdeki haftalarda çok daha açık bir biçimde göreceğiz.”

Almanya'da yeni bir dönem başlıyor!

 

Scholz Alman siyasetinde nasıl yükseldi

 

Almanlar Merkel’i özlemeyecek

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (3)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • MELİS MARMARİSLİ28 Eylül 2021 22:31

    İrenç merkel sonunda rezil olarak tarihe karıştı umarım sürünür bundan sonraki hayatında.

  • Mucize Reis : )28 Eylül 2021 20:39

    türkiyede Sağ parti elhamdülillahh : ) TL eridi iyi ev alıp arsa alıyoruz...... Almanyada olunca Sol sosyalist kominist parti :D dndizlere oy.... çunku haklarımızı savunuyor.... Bilin bakalım ben Amanyadaki hangi  gurbetçiyim :D Şaka gibi...

  • ALİ HAYDAR YEZİDSEVMEZ28 Eylül 2021 20:31

    iyi oldu ülkemiz için belki hiristiyan birlik parti anamızı ağlattı.