Mahmut Ünlü Borsa Gündem’e konuştu

2 / 15

---

Borsacılara mesajı var

Tamam kendisi şimdilik gelmiyor ama, BİST’e bir projeksiyon yapsın istiyorum. Halka arz manzarasını nasıl görüyor merak ediyorum. Can kulağıyla diniyorum. Sonuç mu? Size bir müjde vermek isterdim ama nafile. 2015’in ilk iki çeyreğini halka arza kapalı tutuyor. “Ancak ikincil halka arz olabilir” diyor. O da belki! Son çeyrek için ise umutlu. Projeksiyonu birden ÜNLÜ Co’ya çeviriyor. Perakende sektöründen ünlü bir markanın ‘ön arz’ı için hazırlık yaptıklarını söylüyor. “Kim?” diyorum, isim vermiyor. Zaten Ünlü’nün en önemli yanlarından biri de sırları. Tıpkı, yabancı bir vakıfla yaptıkları 110 milyon dolarlık yatırım anlaşması gibi. Konuşmamızda ısrarla ismi soruyorum ama o da ısrarlı: “Ortaklarımız gizli kalmasını istiyor.” 

Peki, borsayı nasıl buluyor? Bir finans dahisi hissedarlara ne tavsiye ediyor? Giriş çarpıcı: “Borsayı 73 bin, 78 bin oldu diye takip etmem, ana trendlere bakarım”. Devamı ise ‘düştük, bittik’ girdabında, moral verici. Ayları söyleyerek “Yukarıya doğru hareket olacak” diyor.

ÜNLÜ Co’nun haklı şöhrete sahip olduğu enstrümanlardan birini masaya getiriyorum. Özel sektör tahvil ihracı ne durumda?  İlk 5’te banka dışındaki tek kurum olduklarını, 3 sene içinde de açık ara ‘bir numara’ olacaklarını söylüyor. İddialı bir yanıt geliyor.

Sepetteki varlıklar hem çok, hem de değerli. Varlık Yönetimi’ne geçiyoruz. Selçuk Tuncalı’nın yönettiği birimde işler nasıl gidiyor? Bir parantez açayım, Selçuk Tuncalı aslında Ünlü’nün kader arkadaşı. Çünkü lise, üniversite ve master dahil hiç ayrılmamışlar. Houstan’da bile aynı evi paylaşmışlar. Tuncalı burada da 12 yıldır Ünlü ile yan yana. Mahmut Bey realist olduğu kadar duygusal. Ekip ruhuna önem veriyor, birlikte çalışmaktan zevk aldığı arkadaşlarına sahip çıkıyor. Zaten grubun çekirdeğini oluşturan kadro da Yatırım Bank’tan arkadaşları. Rakamları yağdırıyor. 3 bankadan 425 milyon TL tutarında yeni portföy alınmış, yönetilen portföy büyüklüğü 1.3 milyara ulaşmış. Yatırım fonları 2 yılda 15 milyondan 210 milyona tırmanmış. Hedef ise 3 milyar TL ve ilk 5 yine. “Bankalarla burada da rekabet” edeceğiz diyor. Burada da mı? Doğru mu duydum? Demek ki başka rekabetler de var. Nedir bunlar?

Olay bir anda “Türkiye’nin son yıllardaki en önemli atılımı” dediği Sukuk’a geliyor. Mevzu ciddi. Hükümet’in buradaki kararlılığını övüyor ama, “Bakın dünyada bizim gibi büyük bir ekonomi olup da kendi yerel tahvil piyasası olmayan başka bir ülke yoktur” derken üzüntüsünü de gizlemiyor. Niçin dememe kalmadan, “Bu piyasasının gelişmesini ticari bankalar sevmez” diye konuşuyor. Gerginliğin taşları dökülüyor. “Çünkü hem kredi müşterisini kaçırıyorlar hem de mevduat müşterisi parasını götürüp tahvile yatırıyor.”

Ünlü, dev rekabette yılı % 20 payla kapatacaklarını söylese de Sukuk’taki ürün azlığından kaygılı. Çeşitlendirmede ısrarlı çünkü piyasanın gelişmesi buna bağlı. SPK’nın çalışmasını hatırlatırken eleştiriyi de yapıştırıyor: “Çıkan tebliğ gayrimenkulle sınırlı, çok dar kapsamlı.”

Hızını hiç kesmiyor, bankalarla mücadeleye devam! Konumuz bu kez TEFAS.

Türkiye Elektronik Fon Alım Satım Platformu’nun bankaların lobisine takıldığını söylüyor:  “Sürekli ertelendi. Bankalar faiz dışı en büyük gelir kalemi bu fon satışını ‘tekel’inden çıkmasını istemiyor” Vay canına, kriz büyük! Ama sistem Ocak 2015’te devreye giriyor. Yüzündeki mini gerilim birden eriyor, gülüyor: “İnşallah hayata geçecek, geliri paylaşacağız,”

Bir kahve arası veriyoruz. Sohbet derin, konular ciddi, bir soluklanalım istiyoruz. Kısa süren suskunlukta gözlerim odayı tarıyor. Makamı geniş, ferah, aydınlık, caddeye bakıyor. Oturduğum yer stratejik, personel tarafına dönüyorum. Maslak’ta dev bir plazada konuşlanan ÜNLÜ Co’nun kapladığı alan büyük. Koridorlar geniş, içeride hummalı bir çalışma. Ofiste kahverengi tonları hakim, dikkatimi çekiyor. Düşünüyorum da, doğanın mucizesi bu renk atılganlığın temsilcisi. Cesur, becerikli, enerjik, girişken, “Bu yaşta bile 18 saat çalışırım. Şurada yatarım. Ben işkoliğim” diyen Mahmut Ünlü’ye ne kadar benziyor değil mi? 

Zaten Ünlü vakası bu nedenle iki akademisyenin gözünden kaçmamış. Onların hazırladığı ‘müthiş girişimci’ metniyle ders olmuş. Boğaziçi’nde, İTÜ’de okutuluyor. Harvard ise sırada bekliyor. Gençler girişimciliğin sırlarını ondan öğrenecek, Dünya Ünlü’den ders alacak, dile kolay. Alkışlanacak bir olay. Ama Mahmut Bey o kadar mütevazı ki, “Hafızam kaybolmadan bir şeyler yazılmış oldu” diyerek geçiştiriyor. Noktayı koyuyorum.

Kalkma vakti geldi de geçti bile. Bu soru son. Dört dörtlük Yatırım Bankası ÜNLÜ Co’nun Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Ünlü’nün işi dışında bir uğraşı yok mu? Burası mı alıyor bütün vaktini? Evli mi, değil mi? Daha ilk yanıtta şaşkınlığım tavan yapıyor. “İşim dışındaki tüm zamanım çocuklarıma ait. 14 yaşında, 10 yaşında, 1.5 yaşında ve bir tanesi de yolda…” İkinci bomba çizgi romanda: “Türkiye’deki en büyük koleksiyonlardan biri bende. 10 binin üzerinde ve şu anda hepsi evde”. Şok üstüne şok, şimdi de ressam Ünlü çıkıyor karşıma; meğer üniversite yıllarında resim de yapmış.

Kasete basıyorum. Vay canına ne sohbetti ama. Girişimci yanını hiç kaybetmemiş, 18 yılda, böylesine sert ve güçlü bir alanda şirketini birçok piyasanın lideri yapmış bir Patron. Zirvedeki girişimci. Kesinlikle müthiş bir insan. Genel Yayın Yönetmenimiz Orhan Pala’nın tarifiyle, “Türkiye’nin Morgan Stanley’ini yöneten adam…”

Bu röportajı, içinde müteşebbis duygular taşıyan, kendi işini kurmayı düşünen, ‘para var, huzur yok’ diyen, sermayesini büyütmek isteyen, içi yaratıcı kıvılcımlarla yanıp tutuşan gençlere, ruhu genç işadamlarına ithaf ediyorum…

Cem Yılmaz’a, Yılmaz Erdoğan’a da sesleniyorum: Bu hayattan film olur.

Hep Ünlü’ye sordum, şimdi tüm okurlara soruyorum.

Girişimci mi doğulur, girişimci mi olunur?

Doğru yanıtı arayanlara işte adres: İçeride…