Ana SayfaPiyasaMahmut Ünlü Borsa Gündem’e konuştu---

Mahmut Ünlü Borsa Gündem’e konuştu

8 / 15
Mahmut Ünlü Borsa Gündem’e konuştu
27 Ekim 2014 - 08:54 www.borsagundem.com

TEFAS, BANKALARIN LOBİSİYLE UZUN SÜRE ERTELENDİ AMA 2015’TE HAYATA GEÇECEK İNŞALLAH

-Finans sektöründe sizce neler oluyor? Kamu bankalarının katılım bankası kararını nasıl değerlendiriyorsunuz. İslami bankacılık Türkiye’de nasıl bir yer tutacak? Sukuk ihracatı sizce Türkiye’ye büyük bir para girişi sağlayacak mı? Arap sermayesi Türkiye’ye akar mı? Türkiye bu konuda Londra ile rekabet edebilir mi?

Mahmut Ünlü: Ben size bankacılığın, yatırım bankacılığı ile alakalı taraflarıyla ilgili görüşlerimi anlatayım. Ticari tarafını bankacılar söylesinler. Şimdi bu Sukuk ihracı dediğimiz bu özel sektör tahvil konusu çok önemli ve yatırım bankacılığıyla, ticari bankaları yan yana ve karşı karşıya getiren işlerden bir tanesi. Türkiye’nin son yıllarda yaptığı en önemli atılımlardan bir tanesi bu piyasanın oluşması. Bu yönde Hükümet de kararlık gösterdi ve türlü maliyetlerini aşağı indirdi.

Bakın dünyada bizim gibi büyük bir ekonomi olup da kendi yerel tahvil piyasası olmayan başka bir ülke yoktur. Fakat tabi bu piyasasının gelişmesi ticari bankaların çok da sevdiği bir şey değil aslında.  Neden? Çünkü bir tarafta aktiflerinde kredi verdikleri müşteriyi ellerinden kaçırıyorlar.  Bunlar piyasadan borçlanıyorlar. Öbür tarafta da mevduatına aldıkları müşterileri, parasını mevduata koymak yerine tahvile yatırıyor. Yani aracıyı kaldıran bir şey, bu piyasanın oluşması. Fakat dediğim gibi Hükümet’in de kararlı tavırlarıyla ve bankalara rağmen bu piyasa oluştu. Bundan üç yıl evvel sıfırdı. Geçen sene şirketlerin direkt yaptıkları 4 milyarlara yaklaştı ve bu senede oralarda bir yerlerde bitecek. Bu mesela çok önemli. Bunun gelişebilmesi için ürünlerin de çeşitlenmesi lazım. Şu anda düz tahvil ihraçları yapılıyor. İşte 1-2-3 yıllık ihraçlar yapılıyor. Biz de bu alanda aktifiz; bu seneyi herhalde yüzde 20 payla ikinci sırada bitireceğiz. Buradaki tek takibimiz de büyük bankalar tabi ki. Bu piyasanın gelişebilmesi için iki şey lazım. Bir; yatırımcı tabanı genişlemeli. Yerli yatırımcıların yanı sıra biz, yabancı yatırımcılara da bu ürünü tanıtmaya başladık. Bilmiyorlar çünkü! İkincisi; ürünün çeşitlenmesi lazım. Sukuk ta bunlardan bir tanesi. Bu konuda SPK’nın bir çalışması oldu. Biz de bununla ilgili çalışmalarımız yapıyoruz. Fakat çıkan tebliğ çok dar kapsamlı bir tebliğ. Sadece gayrimenkulle ilgili Sukuk işlemlerine imkan sağlıyor. Halbuki çok daha geniş platformda çeşitli mülk devri, mülk kiralaması gibi Sukuk ihraçları da yapmak mümkün. Bunları yapmak isteyen şirketler var. Biz de bir ikisiyle çalışıyoruz. Fakat hala vergi mevzuatında, SPK mevzuatında geliştirilmesi gereken konular var. Ama demin söylediğim gibi özel sektör tahvil konusunda ki kararlılık Sukuk tarafında olduğu için bunlar olacaktır, yalnızca zaman alıyor. Bunların halledilmesiyle beraber böyle yeni bir yatırımcı kitlesi de sermaye piyasalarına katılmış olacak.

Bir başka önemli gelişim de bankalarla bizi yine karşı karşıya getiren portföy yönetim işi. Portföy yönetim konusu da Türkiye’nin en önemli konularından bir tanesi. Hep konuşuluyor, ‘Türkiye’nin en önemli problemi nedir?’ deniliyor, cari açık gösteriliyor. Cari açık neden kaynaklanıyor? Birikim oranları çok düşük! Birikim oranları neden düşük? Çünkü aldığınız mevduat faizi veya Hazine bonosuna yatırım yapıyorsanız size enflasyon üzerinde bir getiri sağlayamıyor. Ürünler çeşitlendi. Bireysel yatırımcılar açısından hisse senedine yatırım yapmak zorlaştı. İnsanlar para biriktirmiyorlar, tüketiyorlar! Yani paralarına kazanç sağlayamıyorlar. Emeklilik siteminin altında kaynaklar artıyor. Ama bunlar da doğru yönlendirilmiyor. Fakat giderek artan oranda hem mudiler tarafında, hem de profesyonel tarafında bu daha iyi para yönetmeye olan ihtiyaç konusu kabul edilmeye başlandı. Bununla ilgili mevzuat ta değiştirildi. Şimdi portföy yönetim şirketleri daha çeşitli ürünler çıkarabiliyorlar ve kendileri kurucu olabiliyor. Eskiden yalnızca bankaların aracı kurumları oluyordu. Fakat bunun önündeki en önemli problem şuydu, Biz Türkiye’deki en iyi para yöneticisi olsak da fonlarımızı yatırımcıya ulaştıramıyorduk. Şimdi Türkiye’de son iki senedir TEFAS diye bir şey yaratıldı. Türkiye Elektronik Fon Alım Satım Platformu. Fakat bu da bankaların lobisiyle uzun süre ertelendi. Çünkü bankaların faiz dışı gelirlerine bakarsanız bu fon yönetimi en büyük gelir kalemlerinden bir tanesidir. Sayın Babacan hep söylüyor, “Bu tasarruf oranlarının artırılması çok önemli bir konu” diye. 9 Ocak 2015 yılında TEFAS hayata geçiyor inşallah. Bu vizyona gelince bankalarla bizim işbirliği imkanlarımız da doğdu. Biz şimdi çeşitli bankalarla işbirliği anlaşmaları imzalıyoruz. Onlar da bizim fonlarımızı satıyorlar. İşte geliri bir şekilde paylaşmış oluyoruz. Yani doğru yöntem belirlenince biraz önce karşı karşıya geldiğimiz yerde yan yana olmak da mümkün oluyor. Zaten hepimizin amacı piyasayı genişletmek…

Arap sermayesine gelince, konuşulduğu kadar olsaydı ihya olurduk herhalde. Ama şöyle de bir şey var. 2013 senesinde son 10 yıldaki en yüksek payını aldı toplam sermaye içinde. Bu sene düştü. Aslında son 10 yıllık seyrine bakarsanız yüzde 10’u geçmez ortalaması. Türkiye’ye direkt gelen sermayeden bahsediyorum. Ortalama yüzde 50’ye yakını Avrupa’dan gelir. Bu bazen 60, bazen 40 olur ama Türkiye’ye istikrarlı yatırım yapan coğrafya Avrupa coğrafyasıdır. Arap sermayesi de gayrimenkul yatırımlarında belki biraz daha fazladır. 

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)