Hande Demirel Borsa Gündem’e konuştu

2 / 9

---

Borsagundem.com: Bu güçlü ekonominin kaynağı ne? Bloomberg tanışıklığınız nasıl başladı? Biraz kendinizden bahseder misin?

Hande Demirel: Benim hikayem biraz enteresan…Ben mimarlık mezunuyum aslında. Hiç ekonomiyle alakam yoktu. Ama çocukluktan beri en büyük hayalim gazeteci olmaktı. Gazetecilik serüvenime üniversite yıllarında Sabah Dergi Gurubu’nda başladım. Sabah Dergi Grubu o zamanlar bizim Mimarlar Odası ile beraber bir dergi çıkarıyordu. Mimarlar Odası’nın başkanlığını da Oktay Ekinci yürütüyordu. Bir gün Oktay Ekinci’yi “Danışmanlık yapar mısınız?” diye aradılar. Oktay Bey de, “Artık ben bu işleri yapmayacağım ama burada iki tane genç var ve oldukça da hevesliler, alın eti sizin kemiği benim” dedi. Ben de bayıla bayıla kabul ettim. Düşünün, mimarlık ikinci sınıftayım ve çok ağır bir ders programım var. Sabah Grubun’da beni çok beğendiler. Ancak ben, “Her gün gelemem, okul yoğun” dedim. Orlar “Olsun” deyince ben de çalışmaya başladım. Başlayış o başlayış. Bir daha hiç bırakmadım... Üniversite bitene kadar orada kaldım. Ama çevremdekiler benimle dalga geçiyorlardı, “Git mesleğini yap, niye gazetecilik yapıyorsun”” diye. Ben de bunu şöyle algıladım; ben İletişim okumadığım için beni burada eksik görüyorlar. “Gidip iletişim okuyayım” dedim kendi kendime. Marmara Üniversitesi’nde İletişim masterini bitirdikten sonra bir süre çalışmadım.  “Acaba mimarlık mı yapsam, onu bunu mu yapsam” diye düşünürken babam da beni gazeteci arkadaşlarına gönderiyordu. Onlar da “Bak kızım, yapma, bu işi çok zor” diyerek beni ikna etmeye, vazgeçirmeye çalışıyorlardı. Hatta bir gün beni özellikle adliyeye gönderdiler bu işi yapmayayım diye. Ama ben tam tersi çok sevdim, “Ben bu işi yapacağım” dedim.

“GECE GÜNDÜZ ÇALIŞIYORDUM, İNANIN GENÇLİĞİMİ BURADA HARCADIM”

Medyanın her alanında çalıştım. Hatta bir radyoda tarih programı bile yaptım. O tarihlerde bir arkadaşım bana, “Capital Dergisi eleman arıyor” dedi. Ama ben ekonomiden hiç anlamıyordu. Ayrıca hiç merakım da yoktu. O da, “Boş ver, sen İngilizce biliyorsun nasıl olsa, zaten onlar çeviri yapıyorlar” dedi. Ben de Capital’e fax çektim. Bana, “Capital’i çok seviyorum, sürekli okuyorum” diye  yaz dediler bana. Ben de öyle yazdım. Ve ben o yazıda Capital’in C’sininin hepsini K ile yazmışım. Ona rağmen beni işe aldılar Ve başladım Capital’de. Aradan bir sene geçti, ben dergicilik işinden sıkıldım. Ayrıllayı düşünürken Sabah Gazetesi Ekonomi Servisine geçtim. Bir buçuk sene orada çalıştım. Yıl 2000’di. Gece gündüz çalışıyordum ve inanın ben gençliğimi burada harcadım diyebilirim. Sabah’tan da ayrıldım. Ama kader, Capital’den beni geri çağırdılar. Sonrasında da Capital maceram 10 sene sürdü. Muhabirlikten editörlüğe kadar her alanda çalıştım ve son olarak Haber Müdürü olarak ayrıldım.

“B PLANIM HEP YURT DIŞINA ÇIKMAKTI”

Capital’den ayrıldığım süreçte değişik bir şeyler yapmak istediğimi anladım. Kararlıydım. Zaten bir B planım vardı; hep yurt dışına çıkmaktı. O sırada Bloomberg’den bir teklif geldi. Ben daha önce piyasa yapmadığım için “Zor olur” diye düşünüyordum ama, işin doğrusu teklifi duyunca resmen kahve fincanımı lavabonun içinde bıraktım, bulaşıkları bile yıkamadan çantamı topladım. Londra’ya gittim. İşti bu hayatımı değiştiren bir hikaye oldu benim için. Hem kariyer anlamında hem de kişisel olarak çok şey kattı. İşin komik yanı hiç TV tecrübem olmamasına rağmen oraya gittiğimin üçüncü günü yayına çıktım.  Ama 16 yıldır ekonomi gazeteciliği yaptığım için hiç yabancılık çekmedim. Piyasaları Londra’da öğrendim diyebilirim. Londra’da tam iki sene kaldım. Sonrasında Bloomberg HT’den Cüneyt Bey aradı, “Türkiye’ye gelmeyi düşünü müsün?” diye sordu. Yanıtım ise “Duruma göre değişir” oldu. Ve yaklaşık bir buçuk senedir Bloomberg HT’deyim. İlk ‘Akıllı Para’ programıyla başladım. Gittikçe de  sorumluluklarım arttı. Piyasayı ve insanları tanıdıkça keyfim, rahatım arttı.