E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaYatırımcıları tuzağa düşüren 3 ana neden---

Yatırımcıları tuzağa düşüren 3 ana neden

Yatırımcıları tuzağa düşüren 3 ana neden
16 Kasım 2023 - 16:13 borsagundem.com

Finans piyasaları özellikle tecrübesiz yatırımcılar için birçok tuzakla dolu. Yine de bu tuzaklardan kurtulmanın ve tuzağa düşmekten kendinizi korumanın yolları bulunuyor.

BORSAGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

Yatırım serüveni iniş çıkışlar ve tuzaklarla dolu bir süreç. Bu noktada henüz yeteri kadar tecrübeli olmayan yatırımcıların bazı tuzaklara düşmesi mümkün olabiliyor.

Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre, bu kandırmacalardan kurtulmak için bazı yöntemleri izlemek ya da en azından tuzakların farkında olmak, yatırım serüveninizde daha iyi noktalara gelmenizi sağlayabiliyor.

Yatırımda tuzaklar

MarketWatch’tan Paul A. Merriman’ın haberine göre, yatırımcılar, alım satımlarında, beklentilerinin aksi bir durumla sıkça karşılaşır. Önemli olan ise benzer tuzaklara çokça düşmemektir.

Yatırımda sıklıkla karşılaşılan tuzaklar 3 ana başlıkta toplanıyor: Tarihi veriler, duygusal sabırsızlık ve Wall Street’in yanlış yönlendirmeleri. Ancak yatırımcılar, yine de bu engebeli yollarda kendilerini koruyabilir ve tuzaklara daha az düşerek istikrarlı bir kazanç sağlayabilir.

Üç ana nokta

Birincisi, yatırım tarihinin ‘gerçekleri’ her zaman göründükleri gibi olmayabilir. Bu yatırımcıları hatalı kararlar alma konusunda yanıltabilir. İkincisi, duygusal sabırsızlık ve hüsnükuruntu sizi bildiğinizden daha fazlasını bildiğinize inandırabilir. Ve üçüncüsü, Wall Street sizi çeşitli şekillerde aktif olarak yanıltabilir ve finans medyasının çoğu da pasif bir şekilde buna katılabilir.

Geçmiş tarafından aldatılmak

Bazı şeylerin doğru olduğunu bildiğimizi zannederiz. Örneğin, uzun vadede S&P 500 Endeksi yılda yaklaşık yüzde 10 bileşik faiz getirir. Bunu doğrulamak oldukça kolaydır çünkü endeksin yapısı sabittir ve perde arkasında kötü niyetli hiçbir şey yoktur. Ancak ‘uzun vadeli’ kavramı, farklı anlamlara gelebilir.

S&P 500 Endeksi’nin çok uzun vadeli bileşik getirisinin yüzde 10 civarında olduğu gerçekten de doğrudur. Ancak çoğu kişi 90 yılı aşkın süredir aktif şekilde yatırım yapmaz, yani yapamaz. 1999'un sonunda S&P 500 Endeksi, çeyrek asır boyunca yüzde 17'nin üzerinde büyüme kaydetti. Sadece son beş yılda ise yani 1995'ten 1999'a kadarki dönemde bu oran yüzde 28,6'ya ulaştı.

Yeni yüzyıl eskiyi bir kenara iterken, teknoloji dünyayı analogdan dijitale dönüştürürken servetler kazanıldı. Yatırımcılarla yapılan anketler, birçok kişinin gelecek 10 yılda yüzde 20 ila yüzde 30 arasında yıllık bileşik kazanç elde etmeyi beklediğini gösteriyor. Sonuç olarak pek çok insan kendini rehavete kaptırabiliyor.

Aynı zamanda, bu süreçte, birkaç ciddi ayı piyasası şeklindeki finansal gerçeklik de partiyi mahvedebiliyor. Örneğin, 2000 yılından bu yana endeks yaklaşık yüzde 6,5 seviyesinde bileşik bir artış göstererek bir nesil yatırımcının geçmişe güvenip güvenemeyeceklerini merak etmesine neden olabiliyor.

Gerçekten de, 90 yıllık tarih yatırım serüveniyle alakalı olamayacak kadar uzun olabilir. Ancak tek bir yılın da kesinlikle anlamlı olamayacak kadar kısa olduğunu bilmek gerekir. Bunun sonucunda da, yatırımcıların kaç yıllık getirilere bakması gerektiği sorusu ortaya çıkar.

Buna göre, S&P 500 Endeksi’nin 10 yıl arayla geri döndüğünü bilmek gerekiyor. Verilere bakıldığında, 2000’li yıllardan önceki otuz yıl olumlu bir tablo ortaya koysa da yeni yüzyılın ilk 10 yılındaki büyük şokların, milyonlarca yatırımcının zor duruma düşmesine ve 2010'dan 2022'ye kadarki olumlu dönemi kaçırmasına yol açtığı görülüyor.

Gerçeklerin yanıltıcı olmasının başka bir yolu daha bulunuyor. Daha önce S&P 500'ün 2000'den bu yana yaklaşık yüzde 6,5 bileşik faiz elde ettiği verisi önümüzde duruyor. Bu doğru bir veri ancak bu ‘doğru’ yalnızca bu rotayı takip eden yatırımcılar için geçerli. Bir başka deyişle, pek çok insan piyasadan kaçtığı için, o yıllarda gerçek hayattaki yatırımcıların gerçek bileşik getirisi muhtemelen yüzde 6,5'in çok altında seyretti.

Kendiniz tarafından kandırılmak

Yatırımcılar olarak kendimizi kandırma konusunda muazzam becerilere sahibiz. İnandıklarımızı veya umduklarımızı destekleyen bilgi ve argümanları arar ve genellikle de buluruz. Anladığımıza hemen inanmak isteriz. Neyin önemli, neyin önemsiz olduğunu bildiğimize inanmak isteriz ve tanıdık olanı tercih ederiz. Tüm bunlar yatırımcıların normal piyasa kayıplarına kolayca aldanmasına neden olur ve bu ‘işlerin gerçekten kötüye gittiğinin’ kanıtı olarak görülür.

Yatırımın çok fazla hareketli parçası olduğu için, bize yardım etmeye hazır dost canlısı uzmanlara güvenmeyi de rahatlatıcı buluruz.

Wall Street tarafından aldatılmak

Wall Street’te her kesimden komisyoncular ve satış elemanları neredeyse her zaman halihazırda yapmakta olduğumuz şeyin dışında bir şey yapmamızı ister. Onları iş hayatında tutan şey de budur. Yatırımcılar en son getirilere en fazla güveni verdikleri için, satış görevlileri kaçınılmaz olarak son zamanlarda iyi performans gösteren ürünleri tanıtır ve bu ürünleri ancak üstün performans ortaya çıktıktan sonra tavsiye etmeye başladıklarını bize söyleme zahmetine girmezler.

Her ne kadar sonuçlar yanıltıcı olsa da finans medyası çoğunlukla Wall Street'in tarih yorumlarını kabul eder.

Örneğin birçok haber sitesi, yatırım fonlarının ortalama performansını rapor eder ancak bunlar yalnızca kapatılmadan veya büyük olasılıkla başka fonlarla birleşmeden ayakta kalabilecek kadar iyi performansa sahip olan fonları içerir.

Kurtuluş için 6 reçete

Tarih tarafından kandırıldığımızda, kendimiz tarafından kandırıldığımızda ve Wall Street tarafından kandırıldığımızda, karşılaşılan talihsiz sonuçlardan biri, gerçekte elde etmemizin muhtemel olduğu getirilere dair mantıksız beklentilerle baş başa kalmaktır. Bunu, emeklilik için yatırım yapmayı erteleme yönündeki yaygın eğilimle birleştirirseniz, hayal kırıklığı, hayal kırıklığı ve hayal kırıklığıyla karşı karşıya kalmak kaçınılmaz olur. Peki bu sorunların üstesinden gelmek için ne yapmak gerekir.

Geçmişe tam olarak güvenemezsek, kendimize tam olarak güvenemezsek ve Wall Street'e tam olarak güvenemezsek, hala umut var mı? Bu sorunun cevabı “Evet”. Ancak bunun için dikkat edilmesi gereken 6 reçete bulunur…

Birincisi: Emekli değilseniz ve düzenli olarak para biriktirmiyorsanız hemen tasarruf etmeye başlayın. Küçük başlamanız gerekse bile bunu yapın ve hiç vakit kaybetmeyin.

İkincisi: Çeşitlendirmeye gidin. Yatırım fonları veya ETF'ler aracılığıyla binlerce olmasa da yüzlerce hisse senedine ve birden fazla varlık sınıfına sahip olabilirsiniz.

Üçüncüsü: Eğer gençseniz ayı piyasalarından korkmayın. Bu korkusuzluk, uzun vadede değerlenecek varlıkları uygun fiyatlarla satın almanıza olanak tanır. Bunu dolar-maliyet ortalamasını kullanarak kolayca yapabilirsiniz.

Dördüncüsü: Hisse senedi fonlarının yanı sıra tahvil fonlarına da sahip olarak risk seviyenizi kontrol edebilirsiniz.

Beşincisi: İhtiyaçlarınızı planlarken gelecekteki getirilerin geçmiş getirilerden daha düşük olabileceğini varsayın. Bu, emekli olmadan önce birkaç yıl daha çalışmanız gerektiği veya emekli olduktan sonra daha az parayla yaşamayı öğrenmeniz gerektiği anlamına gelebilir.

Altıncısı: Tüm bunları yapmakla meşgulken geleceğin her zaman belirsiz olacağını unutmayın ve hayatınızı her gün gerçekten önemliymiş gibi yaşayın.

Charlie Munger: Risk sermayedarları yatırımcıları yanlış yönlendiriyor

 

Yatırımda duygularınızdan nasıl tamamen arınabilirsiniz?

 

Belirsizliklerin yüksek olduğu dönemde yatırım kararı

 

Yatırımda duygularınızı nasıl lehinize çevirebilirsiniz?

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)