Küçük yatırımcının Boyner’de bedelli isyanı

BORSAGUNDEM.COM/ÖZEL HABER

Türkiye ekonomisi sıkıntılı bir dönemden geçerken ülkemizin önde gelen şirketleri hisselerinde ‘geri alım’ açıklayarak bir yandan sermaye piyasalarına, diğer taraftan küçük yatırımcılara destek sağlıyor. Bazı şirketler ise üst üste yüksek oranlarda bedelli sermaye artırımı yaparak yatırımcılara ekstra fatura çıkarıyor. Bu şirketlerin başında ise Boyner Perakende Tekstil Yatırımları geliyor. Geçen sene sermayesini 57 milyon liradan 257 milyon liraya çıkararak yüzde 346 oranında bedelli sermaye artırımı yapan şirket, bir yıl sonra bu kez de yüzde 155 oranında bedelli sermaye artırımı kararı alarak Sermaye Piyasası Kurulu’na (SPK) başvurdu. Sermaye artırımı sürecinde son aşamaya gelindi ancak, Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “döviz ve altınlarınızı Türk Lirası’na çevirin” çağrısıyla TL’ye geçip borsa şirketlerine yatırım yapan yatırımcılar isyanda! 

DAHA BİR YIL ÖNCE YÜZDE 346 SERMAYE ARTIRIMI YAPILDI

Tasarruf sahipleri, geçen yıl yüzde 346 oranında bedelli sermaye artırımı yaparak kasasına 200 milyon TL para sokan şirketin mali yapısının güçlenmesi gerekirken hâlâ zarar açıklıyor olmasına isyan ediyor. Her yıl küçük yatırımcıdan para istemek yerine hakim ortakların şirkete özkaynak enjekte etmelerinin daha doğru bir adım olacağı belirtiliyor. Zaten hisse fiyatları son yılların en düşük seviyesine gerilerken yatırımcılara her yıl yeni fatura kesilmesi borsa çevrelerinde tepkiye neden oluyor. 

SPK’NIN KÜÇÜK YATIRIMCIYI KORUMASI BEKLENİYOR

Geçmiş dönemlerde SPK’nın benzer tarzda üst üste oldukça yüksek oranda yapılan bedelli sermaye artırımlarına karşı yatırımcıları koruduğunu belirten küçük hissedarlar, yeni bir mağduriyet yaşanmasından endişe duyuyor. 

Dünyadaki uygulamalara bakıldığında ise bu tarz yüksek oranda bedelli sermaye artırımı yapmaya kalkan şirketlere karşı otoriteler, artırıma katılmayan yatırımcıların hisselerini nominal değerden değil şirketin piyasa değeri üzerinden ortaklık oranında azaltıyor ve küçük yatırımcıların ellerindeki paylar mutlak değer olarak erimiyor. 

Kasaya yeni kaynak girdiği için de şirketin piyasa değeri yükseliyor, servet kaybı söz konusu olmuyor.

BU YÜZDEN KÜÇÜK YATIRIMCI BORSAYA GELMİYOR

Mağdur yatırımcılar 2000 yılından bu yana sermaye piyasalarında aktif yatırımcı miktarının artmamasının nedeni olarak da bu denli dünyada benzeri olmayan nominal değerden bedelli sermaye artırımlarını gösteriyor. Bu tarz bedelli sermaye artırımlarıyla, küçük yatırımcıların varlıklarının hakim hissedara transfer edilmesine neden olduğu ileri sürülüyor. 

BİR YIL ÖNCE ŞİRKETİN KASASINA GİREN 200 MİLYON TL NEREDE?

Daha fazla mağdur olmak istemeyen yatırımcılar, bir yıl önce yapılan bedelli sermaye artırımından gelen 200 milyon liranın hesabını Boyner yönetiminden soruyor: “Paralar nerede? Bu paranın 80 milyon lirası üst yönetime prim olarak mı gitti? Açıklansın…”

Sermaye artırımı sonrası 350 milyon lira zarar eden şirketin üst düzey yönetici primlerinde yüzde 100’e varan orandaki artış ise tepkilerin çığ gibi büyümesine neden oluyor. İzahnamede borç kapatılacağı beyan edilirken üst düzey yöneticilere ödenen ücretlerdeki artış ve ardından tekrar bedelli sermaye artırım talebi adeta ‘insaf’ dedirtiyor. En zor dönemlerde şirketi fonlamaya devam eden yatırımcılar, her yıl bedelli sermaye artırımı yapılması yerine üst düzey yönetim giderlerinin kısılarak önemli oranda tasarruf sağlanacağına ve şirketin kısa sürede mali yapısını düzelteceğine inanıyor. 

DÜNYADAKİ ÖRNEKLERİNDE YATIRIMCI MAĞDUR EDİLMİYOR

Daha da önemli nokta ise yukarıda da belirttiğimiz dünyadaki uygulamalarda olduğu gibi, bu tarz yüksek oranda bedelli sermaye artırımı yapmaya kalkan şirketlere karşı otoritelerin yöntemi; artırıma katılmayan yatırımcıların hisseleri nominal değerden değil de şirketin piyasa değeri üzerinden ortaklık oranında azaltılıyor, böylece küçük yatırımcıların ellerindeki paylar mutlak değer olarak yok olmuyor. Bu sayede sermaye piyasalarına güven artıyor, katılımcı oranı da en yüksek seviyede gerçekleşiyor.  

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.