E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaBorsalarda 2008’den bu yana en kötü ocak ayı---

Borsalarda 2008’den bu yana en kötü ocak ayı

Borsalarda 2008’den bu yana en kötü ocak ayı
01 Şubat 2022 - 15:53 borsagundem.com

Küresel borsalar 2008 Küresel Finans Krizi’nden bu yana en zayıf performans gösterdiği Ocak ayını geride bıraktı. Borsalar FED gündemi, enflasyon ve Ukrayna Krizi’yle sarsıldı.

BORSAGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

ABD borsası, artan faiz oranları, yavaşlayan kurumsal bilanço büyümeleri ve jeopolitik gerilimlerin dünya çapında hisse senetlerine etki etmesinin ardından Küresel Finans Krizi’nden bu yana en kötü yıl başlangıcını gerçekleştirdi.

S&P 500 Endeksi Ocak ayında %5,3 oranında düştü ve Mart 2020’deki pandemi kaynaklı düşüşlerden bu yana en sert düşüşünü yaşadı. Endeks aynı zamanda Küresel Finans Krizi diplerinden bu yana en zayıf Ocak ayını geçirdi.

Endeks ay içerisinde çok daha kötü bir performansın eşiğinden döndü. Geçtiğimiz hafta S&P 500 tarihinin en kötü Ocak ayı performansını kaydetme yolundaydı. Buna karşın endeksin son iki seansta kaydettiği %4’lük geri dönüş bu tarihi rekordan kurtulma imkanını sağladı. Bu güçlü toparlanmaya rağmen yatırımcılar önümüzdeki süreçte daha fazla volatilite ihtimaline karşı hazırlanıyor.

Financial Times’ın haberine göre, fon yönetimi şirketi Franklin Templeton’ın Çoklu Varlıklar Birimi liderleri de bu yüksek volatiliteli sürece hazırlanan yatırım firmaları arasında. Firmanın fon yöneticileri normal şartlarda farklı varlık birimlerindeki konumlanmalarını tartışmak için ayda bir toplanıyor. Ancak yatırım uzmanları volatilitedeki hızlı değişimlere ayak uydurabilmek için ayda bir yerine haftada bir toplanma konusunda karar kılmışlar.

Franklin Templeton Investments’ın Müşteri Çözümleri Başkanı Wyle Tollette, “Varlık tahsisi için daha hızlı bir yaklaşımı gerektiren türden bir yıl olacağına inanıyoruz” dedi.

Ocak ayındaki satışlar, birçok şirketin yükselen faiz oranlarından olumsuz etkilenebileceğini öngördüğü teknoloji sektöründe başladı. ABD Merkez Bankası (FED), artan enflasyona tepki olarak şahin bir tavır takınacağının sinyaller gönderiyor. Geçen hafta FED Başkanı Jay Powell ilk kur artışının Mart ayında gerçekleşeceğini belirtti ve takip eden aylarda agresif bir kur artışı dizisi ihtimalini dışlamayı da reddetti.

Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre yüksek faiz oranları özellikle de teknoloji şirketleri gibi büyüme odaklı hisse senetleri için olumsuz bir ortam yaratır. Yüksek faizler şirketlerin gelecekteki bilanço değerlerini aşındırır ve yatırımcıların bu şirketlerden uzaklaşmasına neden olur. Teknoloji ağırlıklı Nasdaq Bileşik Endeksi de Ocak ayında yüzde 9 düşerek Kasım 2008'den bu yana en sert aylık düşüşünü kaydetti.

ABD'li şirketler geçtiğimiz haftalarda dördüncü çeyrek bilançolarını da bildirmeye başladı. Bilanço büyümesinin zayıf bir 2020 ile karşılaştırdığında yükselmesi ancak geçen yıla göre ise yavaşlaması bekleniyor.

Yatırımcılar aylardır faiz artışlarını ve büyüme endişelerini değerlendirse de son birkaç haftadır piyasaları etkileyen yeni bir komplikasyon daha ortaya çıktı: Ukrayna’da bir savaş ihtimali.

Jeopolitik risklerin hisse senedi piyasalarına fiyatlanmasının zor olduğu yaygın olarak bilinir. Ancak çok sayıda yatırımcı, potansiyel bir Ukrayna Rusya savaşı nedeniyle artan gerginliğin, Ocak 2020'nin ikinci yarısında piyasalardaki zayıflığın teknoloji hisse senetlerinden daha geniş pazarlara yayılmasına yardımcı olduğunu söyledi.

T Rowe Price’ın Sermaye Piyasaları Stratejisti Tim Murray konuyla ilgili açıklamasında, “Ukrayna krizi kur artışına odaklanan bir satış dalgasını riskli yatırımların geneline doğru daha fazla çevirdi” ifadelerine yer verdi.

Bir savaş olmasa bile, Rusya'ya yönelik potansiyel yaptırımlar da dahil olmak üzere uzun süreli bir değişim, ekonomilerin zaten enflasyonu sakinleştirmekte zorlandığı bir dönemde küresel enerji fiyatlarını daha da yukarı çekebilir.

Bank of America'nın Avrupa Hisse Senedi Stratejisi Başkanı Sebastian Raedler, "Avrupa'daki büyüme döngüsünün özellikle savunmasız” göründüğünü, zira enerji fiyatlarının halihazırda çok fazla arttığını ve bunun etkilerinin de endüstriyel faaliyetlerde hissedilmek üzere olduğunu söyledi.

Ancak şimdiye kadar, Avrupa borsaları görece ABD'den daha iyi bir şekilde ilerledi ve yıl başından bu yana yüzde 3,8 oranında düştü. Tüm dünyadaki borsa endekslerini takip eden FTSE All-World Endeksi ise Ocak ayında yüzde 5,6 düşerek piyasaların Çin'deki büyüme endişelerinin küresel piyasaları çalkaladığı 2016'dan bu yana en kötü yıl başlangıcını yaptı.

JPMorgan Varlık Yönetimi Birimi Portföy Yöneticisi Jack Caffey'e göre hisse senetleri bir kez düşmeye başladıktan sonra durdurulmaları normal zamanlardakine göre çok daha zor. Zira yıllarca süren istikrarlı hisse fiyatı artışları portföy yöneticilerinin küçük miktarlarda bile olsa nakit tutmaktan vazgeçirdi.

Caffey açıklamasında, “ABD'de piyasalar doğası gereği tek yönlü hale geldi. Momentum güçlü bir kavramdır. İnsanların piyasalara karşıt olabilme yeteneklerini ellerinden aldık. Ne kadar az nakit tutarsanız, dengesizlikler ortaya çıktığından bundan o kadar fazla faydalanabilirsiniz” dedi.

Tüm bu zorluklara rağmen ABD ekonomisi yine de temelde iyi durumda gözüküyor. Kurumsal bilanço artışı geçen yılın zirvelerine göre yavaşlıyor olabilir. Ancak yine de çoğu büyük şirket için bilançoların pozitif kalması bekleniyor. Yatırımcılar da volatilite fırtınasının ortasında fırsatlar arıyor.

JPMorgan'dan Caffey, olgunlaşmış teknoloji şirketlerinin enflasyona karşı daha dayanıklı olacağına inanıyor. Borsa uzmanı söz konusu şirket hisselerinin yarı iletkenlere olan artan talep gibi uzun vadeli trendlerden fayda sağlayabileceğini belirtti.

T Rowe Price'dan Murray de dahil olmak üzere diğer yatırımcılar ise daha az sayıda şirkete ve daha istikrarlı bilançolara ve daha güçlü bilançolara sahip olma eğiliminde olan "kaliteli" hisse senetlerine odaklandıklarını söylüyor.

Murray, “Ne zaman sert bir piyasa tepkisi alırsanız, sapla samanın birbirine karıştığını görürsünüz. Piyasada bir yerlerde kesinlikle tercih edilebilecek bir şeyler var” dedi.

FED’in faiz hamleleri borsaları nasıl etkileyecek?

 

Küresel borsalarda ayı piyasası endişeleri

 

Soros: Pekin yönetimi Çin’i krize sürükledi

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)