ABD'nin 10 yıllık tahvil faizlerinde ocak sonundan bu yana devam eden yükseliş eğilimi üst üste yedinci haftaya taşınırken, ABD'de beklentilere paralel gelen enflasyon verisi de tahvil faizlerindeki yükselişi durduramadı.
RİSK İŞTAHI AZALIYORTahvil faizlerindeki yükseliş eğilimi yatırımcıların risk iştahını olumsuz etkilerken, artan küresel dolar talebinin, özellikle gelişmekte olan ülke varlıkları üzerindeki olumsuz etkisi bu hafta önemli ölçüde arttı.
Enflasyonist endişeleri yatırımcıların gündemine taşıyan ve tahvil faizlerindeki yükselişte önemli rol oynayan emtia fiyatlarında ise bu hafta sakin bir seyir izlendi. Brent petrolün varil fiyatı haftalık bazda yüzde 0,7 gerileyerek 68,9 dolara inerken, bakırın libresi geçen hafta yüzde 4,2 değer kaybetmesinin ardından haftayı yüzde 2,8 yükselişle 4,1 dolardan tamamladı.
Azalan risk iştahı altının ons fiyatının üç haftalık hızlı düşüşünü sonlandırmasını sağladı. 3 hafta süren düşüş eğilimi ile yüzde 7 değer kaybeden ons altın, bu hafta gördüğü 1.676 dolar seviyesinden gelen alımlarla yükselişe geçerek yüzde 1,4 değer kazandı ve 1.724 dolara çıktı.
ECB hafta içindeki toplantısında, piyasa beklentileri doğrultusunda, faiz oranları ve Pandemi Acil Varlık Alım Programı'nın (PEPP) toplam büyüklüğünde değişikliğe gitmezken, karar metni ve sözle yönlendirmelerle güvercin tutumunu devam ettirmesinin piyasalara etkisi sınırlı kaldı.
Bu gelişmelerle ABD ve Avrupa borsaları ile Japonya'da Nikkei 225 endeksi yükselirken, Çin'de Şanghay bileşik endeksi haftayı düşüşle tamamladı.
TAHVİL FAİZLERİNDEKİ YÜKSELİŞ SÜRÜYOR
Aylardır finans piyasalarının gündemini meşgul eden ABD'nin 1,9 trilyon dolarlık ekonomik destek paketi, hafta içinde Temsilciler Meclisi'nde kabul edilmesinin ardından ABD Başkanı Joe Biden tarafından imzalanarak yasalaşırken, 15 Mart haftasında Fed'in faiz kararı yatırımcıların gündemindeki yerini aldı.
Analistler, Fed'in artan enflasyonist baskılara ilişkin değerlendirmelerinin yatırımcıların odağında bulunduğunu belirtti.
Bununla birlikte yükseliş eğilimini sürdüren tahvil faizlerinin küresel piyasalarda risk algısını artırmaya devam ettiğine dikkati çeken analistler, Fed'in konuya ilişkin adımlarının yakından takip edileceğini bildirdi.
Analistler, Fed'in geçen sene likiditeyi artırmak amacıyla attığı adımlardan bazılarının süresinin sonuna yaklaşıldığını ve uygulamadan kaldırılabileceği endişesinin piyasalarda tedirginliğe yol açtığını kaydetti.
Fed'in likiditeyi artırıcı adımlarını uzatmaması halinde tahvillerdeki satıcılı seyrin derinleşebileceğini ifade eden analistler, bu durumun da pay piyasalarını baskılayabileceğini dile getirdi. ABD'nin 10 yıllık tahvil faizinin ABD Başkanı Biden'ın destek paketini imzalamasının ardından yüzde 1,50'nin altında kalıcılık sağlayamayarak tekrar yüzde 1,63 seviyesine çıkması pay piyasalarında yukarı yönlü hareketi törpüledi.Öte yandan, ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, paketin ABD'de enflasyonu destekleyebileceğiyle ilgili görüşlere yanıt verdi. Ekonomik destek paketinin enflasyona neden olmayacağını savunan Yellen, "Bunun olacağını gerçekten düşünmüyorum. Salgından önce yüzde 3,5'lik işsizlik oranımız vardı ve enflasyonda artış sinyali yoktu." yanıtını verdi. Yellen ayrıca, gerekirse enflasyondaki artışla mücadele edecek araçlarının bulunduğunu da söyledi.
ABD'de bu hafta açıklanan verilere göre Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) şubatta beklentiler doğrultusunda yüzde 0,4 artarken, çekirdek TÜFE'deki artış yıllık yüzde 1,3 ile tahminlerin altında kaldı. Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ise, şubatta aylık yüzde 0,5 artarak piyasa beklentileri paralelinde gerçekleşti.DOW JONES TÜM ZAMANLARIN ZİRVESİNDE
ABD'de toptan eşya satışları ocakta yüzde 1,3 artışla beklentilere paralel seyrederken, haftalık işsizlik başvurularının 712 bin ile beklentilerin altında kaldı.
15 Mart ile başlayan haftanın veri takviminde, pazartesi New York Fed sanayi endeksi, salı kapasite kullanımı, sanayi üretimi ve işletme stokları, çarşamba Fed'in faiz kararı ve Fed Başkanı Powell'ın basın toplantısı ile perşembe günü ise Philadelphia Fed imalat endeksi verileri takip edilecek.
SALGIN BİTENE KADAR ALIMLAR SÜRECEK
ECB hafta içindeki toplantısında, piyasa beklentileri doğrultusunda, faiz oranları ve PEPP'in toplam büyüklüğünde değişikliğe gitmese de karar metni ve sözle yönlendirme ile güvercin tutumunu sürdürdü.
Euro Bölgesi'nin 2021'de yüzde 4, 2022'de 4,1 ve 2023 yılında yüzde 2,1 büyüme kaydetmesinin beklendiğini ifade eden Lagarde, PEPP'te net varlık alımların en azından Mart 2022'ye kadar ya da yeni tip korona virüs (Kovid-19) krizinin sona erdiği kararı verilene kadar devam edeceğini bildirdi.
Bu hafta açıklanan verilere göre Euro Bölgesi 2020'nin dördüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,7, yıllık bazda ise yüzde 4,9 daraldı.
Almanya'da TÜFE şubatta yıllık yüzde 1,3 yükselerek, son 11 ayın en yüksek seviyesine ulaştı.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ihracat, ocakta yüzde 1,4 artışla 108,8 milyar avroya çıkarak beklentileri aşarken, ülkede sanayi üretimi, ocakta, bir önceki aya göre yüzde 2,5 geriledi ve böylece Mayıs 2020'den beri devam eden yükselişini sonlandırdı.
İngiltere'de sanayi üretimi ise ocakta aylık yüzde 1,5, yıllık bazda yüzde 4,9 gerileyerek beklentilerin altında kaldı.
Bu gelişmelerle dalgalı bir seyir izleyen avro/dolar paritesi 1,1836 ile Kasım 2020'den bu yana en düşük seviyesini görmesinin ardından yükselişe geçti ve haftayı yüzde 0,3 artışla 1,1952'den tamamladı.Haftalık bazda Almanya'da DAX endeksi yüzde 4,18, İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 1,97, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 4,56 ve İtalya'da MIB 30 endeksi yüzde 5 değer kazandı. Gelecek hafta; salı Almanya'da ZEW beklenti endeksi, çarşamba Avro Bölgesi'nde TÜFE, perşembe İngiltere Merkez Bankası'nın (BoE) faiz kararı ve cuma Almanya'da ÜFE verileri takip edilecek.
ÇİN’DE TANSİYON YÜKSELİYOR
Asya borsalarında Japonya'da alıcılı bir seyir izlenirken, Uygur Türkleri konusu ve Hong Kong'un seçim yasasının değiştirilmesi dolayısıyla ABD ile Çin arasında yükselen tansiyona paralel Çin borsaları satıcılı seyretti.
Geçen senenin son çeyreğinde çeyreklik bazda yüzde 2,8 büyüyen Japonya ekonomisinde, cari işlemler dengesi ise 647 milyar yen seviyesinde gerçekleşirken, iki veride de beklentilerin altında kalındı.
Öte yandan, Çin'de TÜFE şubatta yüzde 0,6 ile beklentilerin üzerinde artarken, ÜFE de artış eğilimini sürdürdü.
Bu gelişmelerle bu hafta, Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 2,96, Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 0,9 değer kazanırken, Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 1,40 değer kaydetti. Gelecek hafta, pazartesi Çin'de sanayi üretimi ve perakende satışlar, salı Japonya'da sanayi üretimi, çarşamba Japonya'da dış ticaret dengesi ve cuma günü Japonya Merkez Bankası'nın (BoJ) faiz kararı ve TÜFE verileri takip edilecek.MERKEZ BANKASI FAİZİ ARTIRIR MI?
Yurt içi piyasalarda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın piyasa aktörlerince olumlu karşılanan "Ekonomi Reformları" ve yoğun veri gündemiyle dalgalı bir seyir izlenirken, 15 Mart haftasında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) faiz kararı yatırımcıların gündemine yerleşti.
Öte yandan, Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıkladığı (TÜİK) takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi ocakta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 11,4 artarak beklentileri aştı. Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretiminin ocakta yüzde 7,9 artması bekleniyordu.
Türkiye'nin cari işlemler hesabı, ocak ayında 1 milyar 867 milyon dolarla beklentilerin üzerinde gerçekleşirken, 12 aylık cari açık 36 milyar 599 milyon dolar oldu. TCMB'nin mart ayı beklenti anketine göre, yıl sonu TÜFE beklentisi yüzde 11,54 oldu.BİST BEKLEME EĞİLİMİNDE
BIST 100 endeksinde bu gelişmelerle alıcılı bir seyir izlenirken, analistlerin önemli direnç olarak dikkati çektiği 1.570 seviyesinden gelen kar satışlarıyla yükseliş sınırlı kaldı.
Analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 1.570 ve tarihi zirve konumundaki 1.582 seviyelerinin direnç, 1.550 ve 1.520'nin destek konumunda olduğunu söyledi.
Gelecek hafta yurt içinde pazartesi günü konut satışları ve bütçe dengesi, salı günü konut fiyat endeksi, perşembe günü TCMB'nin faiz kararı takip edilecek.