E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaTL'nin değersizleşmesi itici güç olmaz---

TL'nin değersizleşmesi itici güç olmaz

TL'nin değersizleşmesi itici güç olmaz
10 Şubat 2015 - 11:42 borsagundem.com

JCR Başkanı Ökmen, TL'nin değersizleşmesi ihracatın ve rekabet gücünün orta ve uzun vadede itici güç olamayacağını söyledi

JCR Eurasia Rating Başkanı Orhan Ökmen, "TL'nin değersizleşmesi ihracatın ve rekabetin gücünün orta ve uzun vadede itici gücü olamaz" dedi.

Ökmen yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

"TL'nin değersizleşmesi ihracatın ve rekabet gücünün orta ve uzun vadede itici gücü olamaz: TL'nin değerlenmesi tüm vadelerde ve gecikmesiz olarak rekabet gücünü yıpratırken, Türkiye'nin ihracat bileşimindeki ithal mal oranlarının yüksekliği nedeniyle TL'nin zayıflaması aynı ölçüde rekabet gücünü ve ihracat performansını artıramıyor. 
Türkiye mevcut orta kalite ihraç mallarıyla rekabet üstünlüğü kazanamaz. Türk ekonomisinde, yurtiçi tasarrufların eksikliğinin yanında verimlilik ve rekabet gücü zayıflığı giderilememiştir. Sürdürülebilir olmakla birlikte bu düşük büyümenin temelinde tasarruf 
eksikliği, verimsizlik ve rekabet gücü zayıflığı bulunmaktadır.
Verimlilik artışında mali sistemin gelişmişliğine ve etkinliğine kamu kurumlarının kalitesinin ve esnek olmayan işgücü piyasalarının eşlik edememesi büyüme sorunu yaratmaktadır: Son 15 yılda ekonominin büyüme sürecinde şoklara dayanaklı bankacılık sektörü, dinamik bir 
özel sektör varlığı ve bütçe disiplini birbirine eşlik etmiştir. Ancak değişen bu küresel koşullarda kamu başta olmak üzere genel ekonomik kurumlarının kalite erozyonu nedeniyle Türkiye mevcut büyüme modelini sürdürme zorlukları yaşamaktadır. 
Orta gelir grubundaki hane halkının kullanılabilir gelir seviyesinin ve reel faiz oranlarının düşüklüğü tasarruf artışını engelleyen önemli faktörleridir: Türkiye'de özel ve hane halkı  
tasarruf oranlarının  düşüklüğünün nedenleri  reel faiz oranının düşüklüğü, gelir dağılımındaki eşitsizliğin giderilememesi, yüksek gelirli istihdam yaratan projelerin azlığı, kadınların işgücüne katılım oranlarının düşüklüğü, öz güvene dayalı olmayan ezberci eğitim sistemi, kamu kesimindeki verimsiz ve kalitesiz harcamaların yüksekliği, kayıt dışılık,  gayri safi özel kullanılabilir gelirin artmaması, yüksek nüfus bağımlılık oranları ve gelir erozyonu yaratan yüksek enflasyondur.
Kredilere ulaşımın zorlaştırılmasıyla cari açığı azaltma politikaları beklenen tasarruf artışını sağlayamadı: Tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesiyle veya kredilere ulaşımın
zorlaştırılmasıyla tüketim harcamalarına getirilen kısıtlamalar cari açığı azaltmakla birlikte tasarruf oranlarını artıramıyor. Tasarruf oranlarını artırmak üzere oluşturulan bireysel emeklilik sisteminde biriken fonların yönetiminin iyi yapılmaması ve yine hayat sigortalarındaki kapsayıcılığın dar amaçlarla azaltılması da sistemin çekiciliğini ve gelişim potansiyelini sınırlamaktadır. Türkiye nominal ihracatı artırmakla birlikte ihracat 
sofistikeliğine,  teknoloji ve bilgi ağırlıklı pazarlarda yayılma yeteneğine henüz ulaşamamıştır: Türkiye'nin ihraç ürünleri çeşitlenmiş, ihracat pazarları artmış ve nominal ihracat miktarı artmıştır. Sonuçta Türkiye'nin ekonomik entegrasyonu artmıştır. Türkiye'nin ucuz emek-yoğun üretimi orta teknolojili sermaye-yoğun ve nispeten kurumsal üretime doğru evirilmesi İhracat sepetinin bileşimini de değiştirmiştir. Ancak Türkiye'de arz yönlü rekabet 
gücüne ve ileri teknolojili üretime odaklanılmaması, montaj ve düşük katma değerli ürünleri aşamaması, dengeli bir finansman karışımı sağlanamaması ve sonuçta rekabet gücünün kazanılamaması nedenleriyle ihracat ürünlerinde sofistikeliğe ulaşılamamaktadır.  Sonuçta 
Türkiye'nin ihracatı, ihracatın çeşitliliği artmakla birlikte bu İhracat artışı büyümenin kaynağı haline gelememiş ve itici gücü olamamıştır. 
Teknolojik yetersizliği, ARGE çalışmalarının zayıflığı ve nitelikli işgücü eksikliği nedenleriyle Doğrudan yatırım açısından Türkiye çok-uluslu şirketlerin hedef ülkesi haline henüz gelememiştir. İhracatta ticaretin yoğunlaşma riski giderek artmaktadır: Üretim üstünlüğü bulunan sınırlı sayıdaki büyük firmaların sağladığı ihracat artışları sektörden çekilen çok sayıdaki küçük ve orta ölçekli firma kayıpları tarafından aşağı çekilmekte ve KOBİ'lerin ihracat deneyimi kazanmasını engellemektedir. 
Türkiye'de, genelde maliye politikaları özelde ise vergi ve teşvik politikaları ile yasal çerçeve ve kayıt dışılık doğrudan yatırım için uygun ortam sunmamaktadır: Kısa dönemde tasarruf açığının giderilmesi mümkün olmadığına göre, doğrudan yatırımlara odaklanılarak kısa vadeli dış finansman ihtiyacının azaltılması Türkiye'nin dış kırılganlıkları azaltacaktır.     İhracat sektörü, kamusal hizmetlere "kaliteli erişim güçlüğü" içerisindedir: İhracat öncesinde ve sonrasındaki ihracatla bağlantılı kamusal ve kısmen de finansal hizmetlere erişim güçlüğü ve bunların yüksek maliyetleri mal ihracatının artışını ve rekabet gücünün 
artışını ciddi bir şekilde engellemektedir.  

Türkiye orta gelir statüsünden ancak ihracat artışıyla çıkabilir:

Bu nedenle üretkenlik artışıyla ilgili engellerin ortadan kaldırılmasına odaklanılması, KOBİ'lerin finansman engellerinin azaltılması gerekir. 
Faiz seviyelerinde indirime ve para politikalarında gevşemeye ilişkin devam eden siyasi baskıların, ekonominin koruyucu faktörlerinin gücünü azalttığı ve Türkiye'nin enflasyonla mücadelesini zafiyete uğratacağı ortaya çıkmıştır".

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)