E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaGündemLe Monde: Macron'un Türkiye'ye karşı tuhaf saplantısı---

Le Monde: Macron'un Türkiye'ye karşı tuhaf saplantısı

Le Monde: Macron'un Türkiye'ye karşı tuhaf saplantısı
18 Ekim 2021 - 04:11 borsagundem.com

Fransa'nın önemli gazetelerinden Le Monde, Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un "Türkiye'ye dönük tuhaf bir saplantı derecesine varan açıklamalarını" eleştiren bir makale yayımladı

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Türkiye'ye yönelik hezeyanları ülkesinin basınında da gündem oldu. Ünlü Fransız gazetesi Le Monde'da yer alan makalede, Macron'un Türkiye'ye yönelik açıklamaları "Tuhaf bir saplantı derecesine varan açıklamalar" şeklinde değerlendirildi.

Gazetenin internet sitesinde birinci sayfadan yer verilen "Fransa'nın Mağrip'te Türkiye'ye garip takıntısı" başlıklı makalede, "Macron, Erdoğan'a çok fazla odaklanarak, Mağrip'teki Fransız etkisine yönelik en ciddi tehditlerin daha çok Rusya ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden geldiğini unutuyor" görüşüne yer verildi.

Mağrip günümüzde Tunus, Cezayir, Fas ve Batı Sahra'yı içeren bölge olarak niteleniyor.

Orta Doğu uzmanı tarihçi Jean Pierre Filiu imzalı makalede, Macron'un Paris ve Cezayir arasında gerginlik yaratan "Türkler tarafından taşınan dezenformasyon ve propagandayla Cezayir iktidarının tarihi yeniden yazdığı, Fransız sömürgesinden önce bir Cezayir halkı olduğundan söz edilemeyeceği ve Cezayirliler'in Osmanlı sömürgesini unutarak, yalnızca Fransa'ya saldırdığı" sözlerine atıfta bulunuldu.

Makalede, Fransa'nın karikatür krizi sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Fransa'ya dönük suçlamalarından ve Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecit Tebounne ile Ankara arasındaki yakın ilişkiden endişe duymasının "meşru olabileceğini", ancak, "Erdoğan'a çok fazla odaklanarak, Mağrip'teki asıl tehlikeleri görmeme hatasına düştüğü" belirtildi.

"Cezayir'in en büyük askeri müttefiki Rusya"

Cezayir yönetiminin askeri alanda en büyük müttefikinin Rusya olduğuna dikkat çekilen makalede, "Fransız cumhurbaşkanının, böyle bir sistemin ana müttefiki olan Rusya'dan hiç bahsetmeden Cezayir'de Fransız karşıtı, rant üzerine inşa edilmiş siyasi-askeri sistemi kınadığını duymak paradoksaldır. Rus paralı askerlerine başvurmayı düşündüklerinde Malili yetkilileri kınamaktan çekinmeyen Macron'un Cezayir'deki sessizliği daha da rahatsız edici" ifadesine yer verildi.

"BEA intikam peşinde"

Fransa'nın, Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) veliaht prensi, ancak fiili yöneticisi Muhammed Ben Zayed ile yakınlığını, hatta ortaklığını kolayca sergilediği belirtilen yazıda, Hafter'i desteklediği için Libya'da hezimete uğrayan Emirlik liderinin, "Tunus'taki demokratik deneyi sabote ederek intikam almak" istediği dile getiriliyor. Tunus Cumhurbaşkanı Kais Sayed'in Temmuz ayında anayasal süreci "askıya alma" kararında Mısır ve Emirlik'in büyük rol oynadığı öne sürülüyor. Cezayir ve Tunus arasındaki gerginliğin de arkasında BAE'nin rol oynadığı savunuluyor.

Makale, "Umalım ki, Macron'un Cezayir rejimine yönelik kısa süre önce gösterdiği anlayış, Birleşik Arap Emirlikleri'nin bölgedeki planlarının hedefindeki ülkeler için de gelir. Aksi takdirde, Fransa-Mağrip ilişkileri, Türkiye'nin sebep olmadığı ancak doğal olarak faydalanacağı, artan bir türbülans alanına girecektir" tespitiyle sona eriyor.

CEZAYİR'DEN SERT TEPKİ

Bu arada Macron'un 17 Ekim olaylarının 60'ıncı yıldönümü dolayısıyla yaptığı açıklamalar Cezayir Cezayir Devlet Başkanı Abdülmecid Tebbun tarafından tepkiyle karşılandı. Tebbun, Macron'un  adımını isim vermeden, tümüyle farklı bir tonla eleştirdi. Tebbun açıklamasında, "Cezayir Hükümeti'nin, tarih ve hafıza ile ilgili meseleleri, kendilerini kronik uçlardan kurtaramayan lobilerin, kibirli sömürgeci düşüncenin çılgınlıklarından ve baskınlığından uzak; gönül rahatlığı veya taviz vermeden ve keskin bir sorumluluk duygusuyla ele alma konusundaki kararlılığını yeniden teyit ettiğini" dile getirdi.

Tebbun, "17 Ekim 1961'deki kanlı baskın, toplu hafızaya kazınmış olarak kalacak olan iğrenç katliamların ve insanlığa karşı işlenen suçların dehşetini ortaya koyuyor" dedi. Bundan böyle her yıl "Paris'teki katliam kurbanlarını 1 dakikalık saygı duruşu" ile anacaklarını dile getirdi.

Macron geçtiğimiz hafta, "Cezayir'in 1962'deki bağımsızlığından sonra, ülkenin siyasi-askeri sistem tarafından sürdürülen bir anıt üzerine kurulduğunu, tamamen yeniden yazılmış ve gerçeklere değil Fransa nefretine dayanan resmi bir tarih yazıldığını" dile getirmişti. Bu sözler üzerine Cezayir, Paris büyükelçisini geri çağırmıştı.

Fransa içinde de eleştiri

Cumhurbaşkanı Macron'un "devletin suç işlediğini" kabul eden sözleri ve anma törenine katılması, ülke içinde hem sol hem de sağ partiler tarafından, farklı gerekçelerle eleştirildi. Sosyalist ve sol partiler, Macron'u "yeterince ilerlemekten çekinmekle" suçladı. Radikal sol LFI partisi yöneticisi Alexis Corbiere, Fransa'da aşırı sağın Nazi dönemi suçları bile tartışmaya açmaya başladığına dikkat çekerek, Macron'u "Cezayir katliamını olduğu gibi tanımaya" çağırdı. Yeşiller'den Senatör Esther Benbassa da, sosyal medya hesabından yayınladığı mesajında, Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarının "ileri bir adım" olduğu ancak "yaralanan anıları onarmak için yetersiz kaldığını" belirterek, "17 Ekim'i bir devlet suçu olarak tanımanın zamanı geldi" dedi.

Sağ partiler ise, Macron'u birbiri ardına attığı adımlarla, Fransız devletini suçluymuş gibi göstermekle suçladı. Aşırı sağcı lider Marine Le Pen, "Cezayir her gün bize hakaret ederken, Emmanuel Macron ülkemizi küçük düşürmeye devam ediyor. Bu pişmanlık tekrarları dayanılmaz hale geliyor ve Fransa'nın imajını tehdit ediyor ”dedi.

'KINAMASI YETERLİ DEĞİL'

Eski FLN Fransa Federasyonu üyesi 81 yaşındaki Rahim Rezigat, "Bay Macron'un Cezayirlilere karşı işlenen affedilemez suçları kınaması yeterli değil" dedi. Fransa Cezayirli Gençler Örgütü de, Macron'un bu ilk adımı hakkında, "Fransız Cezayir'i nostaljisi yaşayan seçmeni için kelimeler üzerinde oynuyor" yorumu yaptı.

"Öldüren polis şefi 6 yıl görevde kaldı"

SOS-Racisme başkanı Dominique Sopo ise AFP'ye yaptığı açıklamada, "Macron'un attığı adımın bir ilerleme olduğunu ve ilerlemeyi memnuniyetle karşıladığını" vurguladı ancak "Emmanuel Macron'un isteksiz, küçük adımlarla ilerleme politikasından da üzüntü duyduğunu" söyledi. Sopo, "O gece işlenen suç Maurice Papon'un sorumluluğuna indirgenmiştir. Halbuki emniyet müdürü 'devlet içinde devlet' değildi. Emniyet Müdürü'nü atayan, kararlarını belirleyen bir içişleri bakanı, bir başbakan ya da cumhurbaşkanı var. Olaylardan sonra, Papon 1967'ye kadar görevde kaldı" diye hatırlattı.

Africa 93 Derneği sözcüsü Mimouna Hadjam da, Macron'un sözlerinin "ileri bir adım" olduğunu ancak yetersiz kaldığını söyledi. Hadjam, "Daha fazlasını umuyorduk. Papon tek başına hareket etmedi. Paris'in göbeğinde işkence, katliam yapıldı ve herkes farkındaydı. Devletin insanlığa karşı suç işlediği kabul edilmeli" dedi. (amerikaninsesi.com)

Macron katliam töreninde: Fransa tarihinde bir ilk!

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)