E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaEnflasyondaki düşüş trendi, TCMB’nin faizleri indirmesi için yeterli mi? ---

Enflasyondaki düşüş trendi, TCMB’nin faizleri indirmesi için yeterli mi?

Enflasyondaki düşüş trendi, TCMB’nin faizleri indirmesi için yeterli mi?
25 Haziran 2019 - 10:19 borsagundem.com

TCMB son PPK toplantısında faiz indirim sinyali verdi. Peki enflasyondaki düşüş trendi faiz indirimi için yeterli mi?

TÜİK ’in açıkladığı son veriler tüketici enflasyonundaki düşüş sürecinin devam ettiğini ortaya koyuyor. Ekim ayında %25,24 ile son 15 yılın rekorunu kıran yıllık tüketici enflasyonu, zirveyi gördükten sonra düşüş trendine girmişti ve son açıklanan Mayıs ayı verisiyle birlikte %18,71 seviyesine geriledi. Yeni Ekonomi Programında 2019 yılsonu enflasyonu beklentisinin %15,9 olması, enflasyondaki gerileme ve FED ’in Eylül ayında faiz indirimine gidebileceği beklentileri, Merkez Bankasının para politikasını belirli bir noktaya kadar gevşetebilmesi konusunda elini güçlendiriyor. Gerek FED ’den gerekse ECB ‘den gelecek parasal gevşeme sinyalleri, gelişen piyasa ülkelerindeki Merkez Bankalarının da faiz oranlarında indirime gitmesine yardımcı olacakken, Merkez Bankalarının parasal gevşeme operasyonlarını diğer parametreleri de izleyerek dikkatli bir şekilde yönetmesi gerekiyor. Özellikle Türk Lirası cinsinden varlıklara yönelik belirsizlikler Merkez Bankasının hızlı karar alması önündeki en büyük engel olarak karşımıza çıkıyor. Faiz indirimine gidilebilmesi için enflasyondaki düşüşün geçici etkilerden kaynaklanmadığına emin olunması gerekiyor.

Grafik 1’de repo faizi ve enflasyon arasındaki oranın artmaya başladığı başka bir ifade ile reel faizlerin göreceli olarak yüksek olduğu dönemde TL’nin de değer kazandığı gözlemlenmektedir. Nitekim 2004 ve 2009 yılları arasında TL’deki aşırı değerlenme Merkez Bankasını da birtakım önlemler almaya sevk etmiştir. Kurdaki aşırı değerlenme cari açığı beslemiş ve milli gelire oranının yükselmesine neden olmuştur. Grafik 2’de ise 2004 ve 2009 yılları arasında repo faizi ile enflasyon arasındaki oranın ilgili zaman aralığında 2’ye yakınsadığı görülmektedir. 2009 ve 2014 yılları arasında FED ’in Küresel Krizin etkisiyle faiz oranlarını düşürmesi likidite bolluğu yaratmış bu sebeple fon akımlarının risk iştahının da etkisiyle özellikle gelişen piyasa ülkelerini tercih etmesine neden olmuştur. Kimi Merkez Bankası sermaye hareketlerindeki oynaklığın yaratabileceği tahribatı engellemek açısından finansal istikrara yönelik olarak bazı tedbirler almışlardır. TCMB’nin Faiz Koridoru, Zorunlu Karşılıklar Oranı ve Rezerv Opsiyon Mekanizması gibi geleneksel olmayan para politikası araçlarını aktif olarak kullanması da alınan bu önlemlerden bazılarıdır. 2014 ve 2019 arasındaki zaman diliminde ise FED ‘in parasal gevşemeyi sonlandırdığı, bilanço büyütme operasyonları sonlandırdığı yıllardır. FED 2015 yılının Aralık ayından başlamak üzere kademeli olarak faizleri arttırmış, bu süreçte gelişen piyasa ülkelerindeki faizler de yükselmeye başlamıştır. 2019 yılının başında FED için iki faiz arttırımı daha öngörülürken hikâye değişmiş; enflasyon, istihdam ve büyüme verilerinin zayıf gelmesi Eylül ayında faiz indirimini gündeme getirmiştir.

Enflasyondaki düşüş trendi, TCMB’nin faizleri düşürmesi için yeterli mi?

Faiz ile enflasyon arasındaki nedensellik ilişkisinden yola çıkarak, optimum faiz oranını belirlemek için, Türkiye’deki enflasyonun… analizin tamamı için tıklayınız….

Alan Yatırım

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)