E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaDevlet tahvilleri bankaları zehirliyor mu?---

Devlet tahvilleri bankaları zehirliyor mu?

Devlet tahvilleri bankaları zehirliyor mu?
15 Mart 2023 - 14:31 borsagundem.com

SVB kriziyle birlikte FED’in agresif faiz artışları bir kez daha tartışmaya açıldı. Faiz artışları sonucu getirisi yükselen ve fiyatı düşen devlet tahvilleri olası bir finans krizinin temel sebebi olarak gösteriliyor


BORSAGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

ABD’de iki bölgesel bankanın bir haftadan kısa bir süre içinde hızla iflas etmesiyle tetiklenen çöküşün sektör geneline ‘bulaşmasından’ korkuluyor. ABD bankalarına ilişkin güven krizi riski ise artırıyor. MarketWatch’un haberine göre krizin merkezinde ABD Merkez Bankası’nın (FED) agresif faiz artışları sonucu devlet tahvillerinin ‘zehirli varlıklara’ dönüşme riski var.

Ocak ayı itibariyle 8 fon üzerinden 1,3 milyar dolarlık varlığı yöneten Avrupa merkezli küresel yatırım yöneticisi Eric Sturdza Investments ‘zehirli varlık’ tezini iki temel senaryosundan birisi olarak gösteriyor.

Boston merkezli Strategic Long Short Fonu Portföy Yöneticisi Chris Crawford en iyi ihtimalde Silicon Valley Bank’in (SVB) ve Signature Bank’in ‘düzenli bir şekilde’ yeniden yapılandırılacağını söyledi. En kötü senaryoda ise ABD hükümetinin mevduat sahiplerine varlıklarına ulaşacağı konusunda verdiği güvenceye rağmen tüketiciler mevduatlarının güvenliğinden korkmaya başlayacak. Bankacılık sistemine olan güven daha da aşınacak.

Finansal istikrara yönelik endişelere rağmen FED’in faiz artışlarına devam etme ihtiyacı hâlâ devam ediyor. Geçtiğimiz gün açıklanan şubat ayı tüketici enflasyon raporu enflasyonun güçlü kalmaya devam ettiğini bir kez daha gözler önüne serdi. ABD’de son dönemdeki bankacılık krizinin en önemli sebeplerinden birisi ise enflasyonun çözümü olarak gösterilen FED’in faiz artışları.

MarketWatch’un haberinde, Capital Economics Kıdemli Ekonomi Danışmanı Vicky Redwood yatırımcıların bankaların çöküşünden kaynaklanabilecek artçı şok risklerini değerlendirmeye devam ettiğini belirtiyor. Kıdemli ekonomist bir sonraki finansal krizinin başlangıcında olabileceğimize dair bazı ihtimallere işaret etti:

Bankacılık sektörünün sorunlarının özünde, varlıklar ve yükümlülükler arasındaki uyumsuzluk yatıyor. SVB’nin iflas sürecinde en çok suçlandığı konu da bu. Ancak söz konusu uyumsuzluk sadece sınırlı sayıda bankayı kapsamıyor.

Sektördeki mevduatlar son birkaç yılda güçlü bir biçimde büyüdü ve kredileri geride bıraktı. Bankalar da geride kalan varlıklarını güvenli olarak algılanan orta ve uzun vadeli ABD Hazinesi tahvillerine yatırdı. Ancak bu süreçte enflasyon yüksekti ve yüksek faiz oranları tahvillerin değerini aşındırdı.

Crawford'a göre, bankalar bilançolarının değerini düşürmekten kaçınabilseler veya kredi notu düşüşlerini engellemek için yeterli sermayeye sahip olsalar bile, krizin sektör geneline hakim olan korkuları engelleyemeyebilirler. Bu korku atmosferi müşterilerin mevduatlarından daha fazla miktarda para çekmesine neden olabilir. Borsa uzmanı "kendi kendini gerçekleştiren” türden bir kehanete konusunda uyardı.

Crawford salı yünü yayınladığı piyasa notunda, “Zehirli kredilerin Küresel Finans Krizi’nde ortaya çıkardığı büyük sorunlar oldukça dikkat çekicidir. Bir sonraki krizdeki ‘zehirli’ varlık ise devlet tahvilleri olacaktır!” ifadelerine yer verdi.

(Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre Crawford’un sözünü ettiği zehirli krediler aynı zamanda ‘NINJA krediler’ olarak da biliniyordu. 2008 Küresel Finans Krizi’nin nedenlerinden biri olarak da görülen bu kısaltma, kredi alanların ‘geliri, sahip olduğu bir mesleği veya teminat varlığı’ olmaması anlamına geliyor.)

Crawford, bankalara olan güvenin kırıldığı olası bir senaryoda, daha fazla sayıda bankadaki ve/veya tüm bankalardaki mevduat çıkışlarını durdurmak için çok daha büyük platformlara ihtiyaç duyulacağını ve olası devlet tedbirleri için daha fazla finansman gerekeceğini sözlerine ekledi. Kitlesel ölçekli bir müdahale borsa uzmanına göre yeni para basılması anlamına gelir ki bu da enflasyonist bir gelişmedir. Ancak aynı zamanda tüketici güveninin ve işe alımların çökmesine neden olacak bu türden bir deflasyonist bankacılık krizi ciddi bir resesyona da yol açabilir.

Crawford, FED’in faiz oranı politikasının, "daha riskli bir ortamda faiz oranlarını artırmaya daha az eğilimli" olabileceğini de belirtiyor. Borsa uzmanına göre, bu durum riskli varlıkların ve son birkaç çeyrekte çok düşük performans gösteren hiper büyüme/kaldıraçlı hisse senetlerinin desteklenebileceği anlamına geliyor. Bununla birlikte Crawford enflasyon sonucu zayıflayan bir ekonominin veya bir resesyonun piyasalar için sorun yaratabileceğini, stagflasyon ortamı oluşturabileceğini sözlerine ekledi.

Bankalar, sermayeyi güvenli bir yere koyma ihtiyacı sebebiyle finansal piyasadaki en önemli oyunculardan biridir. New York merkezli finans firması FHN Financial Baş Ekonomisti Chris Low’a göre bunun sebebi bankaların genellikle uzun vadeli kredi sağlamaları ve bunun için teorik olarak tek bir günde çekilebilecek mevduatlara güvenmeleridir. Low bu tablonun bir ‘süre uyumsuzluğu’ yarattığını sözlerine ekliyor. Söz konusu uyumsuzluk, bankaların uzun vadeli devlet tahvillerini elinde tuttuğunda ve vadesinden çok önce zararına satması gerektiğinde bir sorun haline gelebilir.

Makro araştırmalar firması Renaissance’tan Neil Dutta, bankacılık sektöründeki sorunların enflasyon verilerinin yorumlanmasını da değiştirdiğini belirtiyor. Dutta’ya göre salı günkü TÜFE verileri, bankacılık sistemindeki kriz olmasaydı FED’i gelecek hafta 50 baz puan faiz artırma konusunda destekleyecekti. Ancak vadeli işlemler piyasasındaki yatırımcılar FED’in gelecek hafta %77,5 ihtimalle çeyrek puan faiz artıracağına inanıyor. Bu tür bir faiz artırımıyla 22 Mart’taki FED toplantısı sonucu para politikası faizleri %4,75 ila %5 aralığına gelecek.

15 milyar dolarlık varlığı yöneten Colorado merkezli yatırım firması Zacks’ın Portföy Yöneticisi Brian Mulberry, ABD bankalarının hepsinin olmasa da çoğunun karşı karşıya olduğu ortak sorunun, faiz artışı risklerini yönetme biçimi olduğunu söyledi. Mulberry agresif faiz artışları sonucu bankaların büyük ölçekli mevduat kaçışları ihtimali karşısında savunmasız kalabileceklerini sözlerine ekledi.

Avrupa bankacılık hisselerinde düşüşler hızlandı

 

Credit Suisse payları işleme kapatıldı

 

Değişen Fed beklentileri altını geriletti

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • VATANDAS15 Mart 2023 15:13

    batmıs bati ve onun sahte para duzeni...SİSTEMİ AYAKTA TUTMAK ICIN YAPABILECEKLERI TEK SEY PARA BASMAYA DEVAM ETMEK..AMA HERKES NEGATIF FAIZ ORTAMINDA BILE ZATEN NALLARI DIKMIS HALDE BATMIS BATI DUNYASINDA...JAPONYA GIBI ZOMBILESIR EKONOMILERI...GEL GOR KO JAPON DEVLETI KENDI VATANDASINA BORCLU ABD MAFYASI GIBI DUNYANIN GER DEVLETINE DEGIL...DOLARIN FISI DUNYADA HERKES DOLARDAN BEZIDIGI ICIN MECBUREN CEKILECEK...HIPERENF VE BOLUNME ABD ICIN UFUKTA GORUNEN..DUNYA ICINSE GERCEK PARA DUZENINE GECMEK...DOLARA FAHISE VE ESEK YAPILANLAR KIM HATIRLIYOR MUSUNUZ? TAAAA GEZIDEN BU YANA DUNYADA DOLARA FAHISE VE ESEK YAPILAN TEK KOYUN FEOTCU NATOCU VE DONME HIRSIZLARIMIZIN GUTTUGU KOYUN KITLESI KIM?