E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaGündemAlman TIR'lar da arandı---

Alman TIR'lar da arandı

Alman TIR'lar da arandı
27 Ocak 2014 - 06:25 borsagundem.com

Bakan Yazıcı, Almanya'dan Suriye'ye yardım götüren 3 TIR'ın Alman istihbaratından gelen uyarı üzerine arandığnı açıkladı

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Almanya’dan Suriye’ye giden 3 yardım TIR’ını, Alman İstihbaratı’nın ‘Riskli’ uyarısını dikkate alarak Kapıkule’de didik didik aradıklarını, ancak yardım malzemesi dışında bir şey bulamadıklarını açıkladı.

Deniz Zeyrek'in Hürriyet'teki haberine göre Yazıcı, Alman istihbaratının plakasını bildirdiği 5 TIR’dan sadece 3’ünün Kapıkule Gümrüğü’ne geldiğini ifade etti. Yazıcı, son gelişmelerle ilgili sorularımızı yanıtladı. Yazıcı özetle şunları söyledi:

DOZER GİBİ GİREMEZSİN

“Bir hafta once Alman istihbaratı bizim emniyete, Almanya’dan gelen 5 TIR olduğunu bildirdi ve bunların Suriye’ye giden yardım TIR’ları olduğu iletildi. Ancak, ‘bunlar yardım malzemesi götürüyor, ama geçmişte hep küçük araçlarla taşınırken şimdi TIR’lar tercih edildi. TIR’ların yükü konusu risklidir’ dediler. Emniyet de bakanlığımıza bildirdi. Bizimkiler de Kapıkule’de plakaları verilmiş araçları durdurup x-ray işlemine ve çok dikkatli bir aramaya tabi tutup görüntülediler. Sadece yardım malzemesi buldular. Ancak 5 plaka bildirilmişti 3’ü geldi. Onlar da aramadan sonra yollarına devam etti.

Devlet, yönetim anlayışı gereği (Adana’da durdurulan) TIR’ların ilgililerce bilinmesi gerekiyor. Küçük bir yerleşim yerinden geçerken, çok deneyimsiz bir savcıya biri bir ihbar iletmiş olsa o da iyi niyetle yapsa olabilir. Ancak Adana gibi bir yerdeki savcının bunu bilmesi lazım. Ortak aklın yapacağı değerlendirme bunun kötü niyetle yapıldığıdır. Sonuçta bu tür işlemlerden hepimiz zarar görüyoruz. Elbetteki savcılar suçluların peşine düşecek, bu hukuk devletinin gereğidir. Göreviniz yakalayıp yargı önüne çıkarmaksa, ‘ne olursa olsun dozer gibi girerim ne yıkılırsa yıkılsın umursamam, geçerken köprü mü çöker beni hiç ilgilendirmez’ diyemezsin. Kırmadan dökmeden yapacaksın. 

Türkiye bunları yaşayacaktı, yaşıyor. Bir vaka sebep olacaktı, oldu. Hiç aklımın ucundan bile geçmezdi. Elbetteki sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, cemaatler, tarikatlar, sosyal hayatın gerçeği, demokratik ortamın da göstergesi. Ancak bunlar bir alan boşluğu nedeniyle, bir mühendislik boşluğu var diye dizayn etmeye kalkarsa yanlış. Ben paydaşım, ben şurayı alayım diyemezsin.

‘DARBE’ DEMEK MÜŞKÜL

Başbakanımız da son zamanlarda paralel devlet değil, paralel yapı ifadesini kullanıyor. Türkiye Cumhuriyeti tektir; ama devlet içinde etkin konuma gelmek isteyen kişiler de gruplar da olabilir. Kamu görevine talip olan insanlar, devletin kamu personel şeması içinde görev alıp, belli yere gelmiş insanlar, görevlerini yasaların çizdiği sınırlar içinde yapıyorsa, kimse kimseyi suçlayamaz. Devlet burada yaptıkları işe, performansa bakar. Ha bu insanlar bir işi yaparken kanuna bakmıyorsa, başka bir yerden emir ve talimat alarak işlerini ona göre karara bağlıyorsa, bu da kanıtlanıyorsa bu düpe düz görevi suistimal suçudur. Yine de bütün bunları ‘darbe’ boyutunda bir kılıfa sokmanın çok müşkül olduğunu düşünüyorum. Şurdan talimat aldı, yaptı gibi bir şey varsa gene darbe olmaz. Darbe başka bir şeydir.

Soruşturma gizliliğinin ihlal edilmemesi lazım. Teknik takip bittikten sonra ilgisiz veriler imha edilmeli. Ayıklama yapılmalı, ilgili veriler de mahkeme öncesinde gizli tutulmalı. Sonuçta bu bir kafa işi, insana verilen değerle ilgili bir şey. Bu çağda dinlemeler önlenemez. Hukuksal düzenlemeler, teknik gelişmelerin gerisinde kalıyor. Toplanan verilerin ortalığa saçılması olağan değil, fevkalade yanlış, ağır yaptırımlara bağlamak lazım.

HAYRETLE İZLEDİM

İadeyi mahkeme hukukumuzda var. Barolar Birliği Başkanı ortaya çıktı. Hayretle izledim. Öyle bir süreç ortaya konuldu ki kararı yazmışlar, imzalayacak olanlar da belli; ama imzalayacak heyete götürecek usul arıyorlar. Bunlar fevkalade yanlış. Bütün bu davalarla ilgili toptan bir kuşku ortaya koymak adalet mülkün temelidir yaklaşımıyla çelişiyor. Bugünkü hadiseler konusundaki toptancı yaklaşımı da doğru bulmuyorum. Bir savcı şimdi yanlış yapıyorsa geçmişte de yaptı diyemeyiz. Bunu diyebilmek için delil ortaya koymak lazım.”

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)