E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaYarcan: Altın ve mevduat öne çıkıyor---

Yarcan: Altın ve mevduat öne çıkıyor

Yarcan: Altın ve mevduat öne çıkıyor
06 Nisan 2016 - 15:56 borsagundem.com

Yatırım Finansman Genel Müdürü Şeniz Yarcan, Nisan ayında piyasaların stresli olacağını vurgularken, yatırımlarda altın ve mevduatın öne çıktığını söylüyor.

Nisan ayı piyasalar açısından kritik olarak görülüyor. ABD Merkez Bankasının (FED) nisan ayında yapacağı hamleler önümüzdeki dönem için tahminleri de değiştirebilecek. Öte yandan, içeride de Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın görev süresi doluyor. Piyasalar bir yandan Merkez Bankası'nın yeni başkanını beklerken, diğer yandan içerideki siyasi gelişmeleri izliyor. Hem global piyasalardaki belirsizlikler hem de içerideki gelişmeler nedeniyle yatırımcıların temkinli hareket etmesi gerektiğini belirten Yatırım Finansman Genel Müdürü Şeniz Yarcan, bu dönemde yatırımcının altın ve mevduatta kalmasını, hissede ise seçici davranmasını öneriyor. Şeniz Yarcan, “ortak akıl grubu" adım verdiği ekibiyle birlikte Fortune Türkiye’den Ayfer Yıldız’ın sorularını yanıtladı.

-Piyasalarda belirsizlik yaratan unsurlar nelerdir?

Şeniz Yarcan: Dünyadaki talebi ve emtia fiyatlarını belirleyen Çin, ciddi bir değişim içinde. Bunun piyasalara önemli etkileri var. Ayrıca, Çin ile Japonya'nın dış ticaret savaşları ayrı bir risk. Petrol fiyatlarındaki düşüş Rusya ekonomisini etkiliyor. Öte yandan, Suriye'de belirsizlikler sürüyor. Yakın komşumuz ve ihracatta en önemli partnerimiz Avrupa'ya baktığımızda ise bankacılık sektöründe birtakım sıkıntılar yaşanıyordu. Avrupa Merkez Bankası aldığı tedbirlerle bunları bir miktar dizginlemiş görünüyor ama yine de belirsizlikler var. Dünya ekonomisine yön veren ABD, krizden çıkmaya en yakın aday ve faiz artışlarına başladı. Devamının gelip gelmeyeceği en önemli konu. Bu ortamda yatırımcılar karar almaya çalışıyor.

 -Yatırımcılar ne yapmalı?

Yarcan: Sakin durmak, temkinli olmak böyle günlerde en akılcı yoldur. Biz kendi yatırımcılarımıza bunu tavsiye ediyoruz. Mevduat belirsizlik ortamlarını yönetmek için iyi bir ürün. Her zaman olduğu gibi muhakkak portföylerde bulunması gereken bir ürün. İkincisi, altın öne çıkıyor. Bir miktar altına dayalı ürün öneriyoruz. Orta ve uzun vadeli yatırımcılar ise sektörüne bakarak, yani seçici olmak kaydıyla portföylerde hisse senedi de bulundurulmalı.

-Dolar almayı öneriyor musunuz?

Yarcan: Doları yatırım aracı olarak görmüyoruz. Döviz yükümlülüğü olan şirket veya kişilerin daha önceki fırsatları değerlendirmesi gerekirdi. "Döviz al" demiyoruz. Yılsonu tahminlerimizi de aşağı revize etmedik. Çünkü, nisan ayı sonuna kadar temkinli durmayı, stres faktörlerinin netleşmesini beklemek gerekiyor. İç ve dış koşullar izlenmeye devam edilecek.

-Tüketim ve üretim tarafındaki tablo nasıl?

2016 yılı çok çeşitli iç ve dış sebeplerle öngörülebilirliğin en aza indiği, yapılan bütün tahminlerin yılın ilk iki ayında revize edildiği bir yıl olarak karşımıza çıktı. Her sene sürprizler olur ama geçmişte bu sene kadar yaşananlar gibi bir dönem hatırlamıyorum. Bütün bunlar yatırım ve harcama yapacakları etkiliyor, talkı bu belirsizlik ortamında neden imtina edip, daha zor günler için tasarruf eğiliminde. Yatırım kararı alacak olan reel sektör temsilcileri de belirsizlik ortamında yatırım kararını öteliyor. Tasarruflarını değerlendirecek bireysel ve kurumsal yatırımcılar ise hangi varlığa ve ne vade ile yatırım yapacağı konusunda zorlanıyor.

-Türkiye ekonomisi için büyüme beklentiniz nedir?

Yarcan: Ekonominin yüzde 3,5 oranında büyüyeceğini tahmin ediyoruz. Bu bir büyüme hikayesi sunuyor tabii. Çin, Rusya, Brezilya, Güney Afrika ve Venezuela gibi diğer gelişmekte olan ülkelerin her birinin farklı riskleri var. Büyüme hikayesiyle pozitif ayrışmasını beklediğimiz Türkiye olası bir kaynak akışında bunu çekmeye aday. Ancak, burada nisan ayı FED nedeniyle bulunduğumuz ligi yani gelişmekte olan ülkeleri etkileyecek majör bir ay. Öte yandan, Türkiye'de Merkez Bankası'nın yeni başkanı atanacak. Bu nedenle izlenmesi gereken, sonrasında ekonomik tahminlerin daha sağlıklı yapılacağı bir dönem bizi bekliyor.

-Nisan ayında FED'den bir faiz artırımı bekliyor musunuz?

Başekonomist Can Uz: Gelişmiş ekonomiler düşünüldüğünde ABD ekonomisi daha hızlı bir toparlanma sürecinde. İşgücü piyasasında sağlıklı bir trend oluşmuş gibi gözüküyor. Fakat, ABD ekonomisinin de yumuşak karnı Çin başta olmak üzere global gelişmeler. Dolayısıyla FED, hedeflediği patikanın dışında bu dışsal faktörler nedeniyle bir parça yavaş gidiyor. Burada temel risk olarak gördüğümüz faktörlerden bir tanesi FED'in faiz artırma sürecinde geç kalması. Nisan ayında faiz artırımı gelme ihtimali var. Ama piyasalar haziranda artış olacağını fiyatlıyor. FED'in faiz artışının bu yıl iki kez olmasını öngörüyorum.

-Türkiye'ye gelirsek, jeopolitik riskler ve terör sorunu var. Bunlar fiyatlanıyor mu?

Uz: Jeopolitik riskler elbette ki var. Fakat bunlar ne kadar fiyatlanıyor orada soru işaretleri var. Şu anda iç güvenlik riskleri fiyatlara yansıyor gibi görünmüyor. Ama politik ajanda değişirse, gündeme başka konular dahil olursa, ona nasıl bir tepki verileceği konusunda riskler var.

-Dolar için yılsonu tahmininiz nedir?

Uz: Dolarda yılsonu tahminimiz olan 3,35-3,36 TL seviyesini koruyoruz. Şu anda dolarda aşağı bir marj oluşmuş durumda ama bu tahminleri aşağı revize edebilmemiz için mart ayı enflasyonunu bekliyoruz. Temel sebebi şu: 3,36 TL tahminimizde yüzde 8,5'lik enflasyon söz konusu. 3,36 TL'lik yılsonu tahmini aşağı gelirse, örneğin yılı 3 TL'de kapatırsak kur geçişkenliğini 130 puan değil yaklaşık 20-25 puan alacağız. Yani, enflasyonda bir rahatlama söz konusu olacak. Bu nedenle enflasyonu izliyoruz.

-Hisse senedi piyasası için beklentiniz nedir?

Araştırma Müdürü Zümrüt Can Ambarcı: Borsada şubat sonundan itibaren kuvvetli bir çıkış görüyoruz. Bunu global piyasalarda yaşanan risk iştahındaki artışın bize yansıması olarak değerlendiriyoruz. İç piyasaya baktığınızda Türkiye'yi öne çıkaracak bir katalizör görmüyoruz. Hem siyasi hem de jeopolitik riskler daha az fiyatlanıyor. Bu yükselişte Avrupa Merkez Bankası'nın adımları, petrol fiyatlarının 30 dolara çıkması ve Suriye'de geçici ateşkes ilan edilmesi gibi bütün gelişmekte olan piyasalara yansıyan nedenler var. Geçen yıl diğer gelişmekte olan piyasalardan yüzde 19 daha kötü performans göstermiştik. Değerleme olarak da ucuz yerlere gelmiştik. Bu nedenle risk iştahı arttığında taleple karşılaştık. Yılbaşından bu yana gelişmiş ülke ortalamalarından daha hızlı bir performans söz konusu.

-Hangi sektörler öne çıkıyor?

Ambarcı: Hem gelinen seviyeler hem de birtakım ekonomik rasyolara baktığımızda bir tarafımız hep temkinli duruyor. Geçen yıl yüzde 2 kâr düşüşü yaşayan bankacılık sektöründe bu yıl daha iyi bir kârlılık bekleniyor. Ancak, yılbaşından bu yana kredi büyüme oranlarına baktığımızda sektöre karşı temkinliyiz. Diğer taraftan sektörel olarak tüketiciye yönelik sektörlerin daha iyi olduğunu görüyoruz. Örneğin otomotiv. Geçen seneyi kuvvetli geçiren sektör bu yıl biraz yavaşlayabilir ama yılın tamamında iyi olmasını bekliyoruz. Hisse spesifikte Tofaş'ı öne çıkarıyoruz. Perakende sektörü de oldukça iyi olacaktır. Özellikle asgari ücret artışından sonra burada olumlu bir etki bekliyoruz. Buradan da kendine has operasyonel kârlılığım artırdığı için Migros’u öne çıkarıyoruz. Havacılık sektörünün ise gerek turizm gerek jeopolitik riskler nedeniyle özellikle THY özelinde cezalandırıldığını düşünüyoruz. Havacılık sektörü değerleme olarak cazip seviyelerde. Zayıf olmasını beklediğimiz sektörler ise demir-çelik ve elektrik.

-Altın fiyatları oldukça hareketli. Yükseliş sürer mi?

Yatırım Danışmanlığı Müdürü Dr. Nuri Sevgen: Negatif faiz uygulamala¬rı ve FED'in faiz artırmayacağına yönelik beklentiler nedeniyle altın iyi bir alternatif olarak görülüyor. Teknik boyutta baktığımızda uzun bir düşüş sürecinden çıktı. Altın ayı piyasasından boğa piyasasına çıktı diyebiliriz. Altının onsunun bin 375 dolardan bin 400 dolara doğru bir hareket yapma potansiyeli var. Bunu bozabilecek senaryo, bin 1220 doların altında kalması olur. Şu anda bin 250 - bin 260 dolar arasında işlem görüyor. FED'in açıklamaları altına yön verecek. Gram altında ise tarihi zirve olan 120-122 TL seviye¬leri önemli bir direnç noktası. Aşağı çekilmelerde 105 TL teknik olarak mümkün.

-Petrol için beklentiniz nedir?

Sevgen: Petrolde en büyük sıkıntı arz fazlalığı. Suudi Arabistan'ın başta olduğu arz artırıcı tedbirler düşüşü sınırladı ve fiyatlar 30 doların altında kalıcı olamadı. Bunun bir diğer sebebi de ABD'de petrol kuyularının kapanması. Fiyatın 40 doların üzerine çıkması zor görünüyor. 30 doların altında da kalıcı olmaz. Bu seviyelerde hareket etmesini bekliyoruz. Ancak, fiyatlara yansımayan İran konusu var.

"KÂR SATIŞLARI GELEBİLİR"

-Risk iştahındaki artış sürer mi?

Koordinatör Hakan Tezcan: Sene başında her ne kadar 2016 yılının olumlu geçeceği beklentileri satın alınsa da Çin faktörü olsun, petrol fiyatlarındaki düşüşler olsun beklentiler ötelenmişti, Şubat ve mart aylarında risk iştahının arttığını gördük. Son AMB toplantısında da ekonomiyi büyütücü kanalları zorlayıcı birtakım önlemler alındı. Bunların etkisiyle risk iştahındaki artış sürüyor. Geçmiş dönemlerde düşük performans göstermiş ülke piyasalarına alım geliyor. Biz de Brezilya'dan sonra yüksek getiri sağlayan hisse piyasalarından biriyiz Ancak, gelinen nokta itibariyle önceden satın alınan olumlu beklentilerin yavaş yavaş kâr realizasyonuna dönüşme riski taşıdığını düşünüyoruz. 80 binli seviyeler kâr satışları için güzel bir zemin oluşturuyor. Türkiye, pozitif ayrışmaya en önemli aday ülkelerden. Öte yandan, nisan ayı biraz sıkıntılı. FED'in ne yapacağına bakmak gerekiyor.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)