Soluksuz yükseliş hareketinin yerini ara düzeltmeler alacak

Büyük gün geldi. Fed’in 9 Haziran tarihinde başlayan ve bugün sona erecek olan Haziran ayı FOMC toplantısı sonrasında Mart ayında pandemi kaynaklı oluşan belirsizlikler nedeniyle açıklanması ötelenen makro projeksiyonlarını öğrenme şansımız olacak. Hatırlanacağı üzere, ECB’nin resmi açıklamaları ile öğrendiğimiz 2020 yılı GSYH daralma beklentisi %8-9 aralığında bulunuyor.

Fed cephesinde ise söz konusu beklenti henüz konsensüs rakamlara dökülmüş değil. Öte yandan farklı bölgesel başkanların gerek 2Ç gerekse yılsonuna ait yapmış oldukları tahminler de yok değil. Amerikan para politikasının geleceğine dair bugün yakından takip edilecek diğer bir önemli başlık ise son 1 yılın tartışma konusu olan “getiri eğrisi kontrolü” açıklamasının gelip gelmeyeceği. Düşüncemiz,
Fed’in güvercin duruşunu koruyarak özellikle Başkan Powell’ın basın toplantısında açıklanan ve açıklanacak olan makro verileri yakından izlemeyi tercih edeceğini belirtmesi, zaman kazanarak ekonomideki gidişat hakkında daha fazla fikir sahibi olmayı istediğini belirtmesi. Bu aşamada henüz getiri eğrisi kontrolüne ihtiyaç olduğunu –acele bir şekilde- düşünmüyoruz. 

“Sözle yönlendirme” konusunda nasıl bir çıpalama yapılacağına dair yol haritası sunulur ve/veya geçiş gerçekleşirse eğride kontrol adımı da bu kapsamda atılabilir.

Fed’e dair bekleyişlerin öne çıktığı geride kalan gün işlemlerinde Amerikan dolarının 8 günlük zayıflama eğiliminin korunduğu ve DXY’nin geçmekte zorlandığı 96.50 bölgesinin aşağısına hareketlendiği görüldü. Hisse senedi piyasalarında 23 Mart diplerinden başlayan yükselişin kazanımı olan 21 trilyon dolarlık kayıpların yerine konulma durumu henüz risk iştahında keskin bir dönüş
sinyalini bizlere vermiş değil. Öte yandan aşırı alım bölgesine yaklaşan endeksler ve/veya hisse senetlerinde gecikmeli düzeltme isteği baskısını da belirtmek gerekiyor. Bu nedenle hafta başlangıcından bu yana sıklıkla dile getirmeye çalıştığımız “soluksuz yükseliş hareketinin yerini ara düzeltmelerin alacağı vefakat risk iştahının korunacağı” fiyatlama ortamının öne çıkmasını beklemeye
devam ediyoruz. Fed cephesinden gelecek olan açıklamalarda bu ortamı ters yönde etkileyebilecek majör bir etki olacağı kanaatinde değiliz. Başkan Powell’ın açıklamaları sırasında anlık oynaklık artışları ise kısa vadede ötelenen kar realizasyonu isteğini tetikleyebilir.

ABD tahvil faizlerinde Fed’in güvercin duruşunu sürdüreceği beklentisi ile oluşan geri çekilme eğilimi ons altında yeniden $1700 seviyesinin üzerine yükselme gerçekleşmesine imkan tanıdı. Son 2 işgününde ETF’lerden gelen desteğin satış tarafında yer aldığı görülürken, $1680 bölgesi aşağısında teknik kapanışlar görülmeden satışların hızlandığına kanaat getirmek kolay olmayacak.

Öte yandan yukarı yönde daha önce test edilen $1750/60 seviyelerinin üzerine eğilim gerçekleşmesi ve kalıcı olması için de ek global büyüme kaygıları, politik sorunlar ve parasal genişleme hamlelerinin gelmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Beklentimiz, 2020 yılında altının $1700-1800 bandında yatay seyir göstermesi ve 2021 ve sonrasında yükseliş eğiliminin belirginleşmesi. 

Piyasalar

Türk lirası Amerikan doları karşısında günü %0.14 değer kaybı ile tamamlarken, BİST 100 endeksi
kapanışı -%0.4 ile 109236 puan seviyesinden gerçekleşti. 10 yıl vadeli gösterge tahvilde son işlemler
%12.11 seviyesini işaret ederken, 5 yıllık ülke risk primi %4 yükselişle 449bp oldu.

EMEA bölgesi endekslerinde gün sonu kapanışlarının neredeyse tamamı –İsviçre varlıkları hariçdeğer kayıpları şeklinde gerçekleşti. Euro Stoxx 50 -%1.35, FTSE 100 -%2.11, DAX -%1.57 ve Rusya
(RTS, USD) -%0.34 ile günü tamamladı. Hafta başlangıcından bu yana özellikle Avrupa kıtasındaki risk iştahının ivme kaybetmesi durumu Türk lirası cinsi varlıkları açısından baskı unsuru olarak dikkat
çekmekte.

Amerika kıtası işlemlerinde gün boyu eksi yönde açılışa işaret eden vadeli endekslerin paralelinde bir
açılış ve kapanış eğilimi gözlendi. Majör ABD endeksleri içerisinde sadece Nasdaq günü %0.29
yükselişle pozitif tarafta kapatmayı başarırken, Dow Jones endeksinde kayıplar %1’in hemen üzerinde
gerçekleşti. Kıtada yer alan gelişmekte olan ülke varlıkları da satıcılı seyirden etkilenirken, Bovespa
cephesinde -%0.92, Merval’de ise -%4.93’lük değer kayıpları takip edildi.

Asya seansında yeni gün işlemleri Fed öncesi bekleyişlere paralel yatay-pozitif seyretmekte. TSİ 08.05/ NKY 225 %0.01, Hang Seng %0.10 ve KOSPI %0.14 ile işlem görmekte. CNH-CNY spreadi -53 pips seviyesinde oluşurken, PBOC tarafından fixing kur ayarlaması 7.0703 ile yatay seyretmekte.

Fiyatlamalar

BİST 100 işlemlerinde kısa vadeli eğilim açısından takip ettiğimiz iki kritik seviye 108200 ve 106000.
Dış fiyatlama koşullarındaki yaklaşım ekstra ülke ayrışmamız söz konusu olmadıkça risk iştahındaki
artışta etkili olmaya devam edecektir. 110000 bölgesi haftalık bazda önemli direnç olarak öne
çıkarken, yeni işlem bandı potansiyelini 110000-114000 olarak değerlendiriyoruz.

USDTRY paritesi işlemlerinde 6.65 bölgesi haftalık bazda destek, 6.80 ise direnç olarak izlenebilir.

EURUSD paritesi fiyatlamalarında global Amerikan doları yaklaşımı ana etken konumunda kalmaya
devam ederken bölgeye dair haber akışı da fiyatlamalara yön verir durumda. 1.1080/90 bölgesi
yukarı yönde orta vade açısından kritik noktalar olarak yakından izlenebilir. İzlediğimiz ilk önemli
direnç seviyesi 1.1370/80. Söz konusu bölge üzerindeki kapanışlar 1.15 potansiyeli taşıyabilir.
Henüz kalıcı EUR değerlenmesi beklentisinde değiliz.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.