E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaEkonomideki direnç yatırımcıların kazançlarını neden engelliyor?---

Ekonomideki direnç yatırımcıların kazançlarını neden engelliyor?

Ekonomideki direnç yatırımcıların kazançlarını neden engelliyor?
27 Şubat 2023 - 15:46 borsagundem.com

ABD ekonomisinin dirençli yapısı, hisse senedi yatırımcılarının işini zorlaştırıyor.

BORSAGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

ABD ekonomisinde sağlam iş gücü piyasası ve güçlü tüketici harcamaları, ekonomiyle ilgili kaygı duyanları epey rahatlatıyor.

Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre, son zamanlarda gelen iyi haberler, ABD ekonomisine dair resesyon korkularını da yatıştırmışa benziyor. Dirençli ABD ekonomisi, hisse senedi yatırımcılarını ise zor durumda bırakıyor.

Hisse senetleri satış dalgasına saplanmış durumda

Insider’dan Phil Rosen’ın haberine göre, ABD ekonomisi son zamanlarda pek çok iyi haber alıyor. Ancak yatırımcıların güçlü bir ekonomi için tezahürat yapmadığı gözleniyor. Aslında, piyasalar tam tersini istiyormuş gibi davranıyor. Hisse senetleri derin bir satış dalgasına saplanmış durumda çünkü iyimser veriler Fed'in daha agresif hamlelerinin de yolunu açma tehlikesi taşıyor.

Fiyatların Ocak ayında tahmin edilenden daha fazla yükseldiğini gösteren Kişisel Tüketim Harcamaları verilerinin de gösterdiği gibi, enflasyon elbette sıcak kalmaya devam ediyor. Ancak bu aynı zamanda piyasanın ve ekonominin içinde olduğu bilmecesinin de bir parçası olma özelliği taşıyor.

Daha uzun süre ve daha yüksek

Geçen yıl yüzde 20 değer kaybeden S&P 500 Endeksi, kasvetli bir 2022 yılının ardından, yatırımcılar enflasyonun düştüğüne ve Fed'in faiz politikasında daha az agresif olacağına dair bahse girdikçe yılın ilk altı haftasında yükseldi.

Ancak son iki haftada, enflasyon endişeleri yeniden baş gösterdiğinden rallinin tökezlediği görülüyor. Ocak ayı çekirdek enflasyon verilerinin beklenenden daha sıcak gelmesi de bunu gösterdi ve hisse senetleri art arda ikinci kayıp haftasına doğru geriledi. Bu durum, ABD ekonomisinin yüksek faiz oranları karşısında dirençli olduğunu gösteren ay başlarındaki verilerin ardından gerçekleşti.

İyi ekonomik haberler piyasayı olumsuz etkiliyor çünkü bu haberler, Fed'in para politikası üzerindeki vidaları sıkmaya devam edeceğini ve bunun da şirket kazançlarındaki artışı ve hisse senedi fiyatlarını vuracağını gösteriyor. Enflasyonun Ocak ayındaki yapışkanlığı göz önüne alındığında, faiz oranları için daha uzun süre ve daha yüksek seyretmesi giderek daha olası görünüyor.

İyi ekonomik haberler piyasayı olumsuz etkiliyor çünkü bu haberler, Fed'in para politikası üzerindeki vidaları sıkmaya devam edeceğini ve bunun da şirket kazançlarındaki artışı ve hisse senedi fiyatlarını vuracağını gösteriyor.

Piyasa iki modda çalışıyor

Piyasa genellikle iki moddan birinde çalışıyor: Ya ekonomiyle uyumlu şekilde verilerle yükseliyor veya düşüyor ya da şimdi olduğu gibi ekonomiden ayrışarak olumsuz gelişmeleri atlayıp iyi haberler olduğunda düşüyor. Yatırımcıların yaklaşık bir yıldır ikinci modda oldukları gözleniyor.

Ancak işin püf noktası şu denlemde gizleniyor: Uğultulu bir ekonomi Fed’in daha şahin bir tavır sergileyeceğinin habercisi olsa da, bu gücün ABD'yi ciddi bir durgunluktan kurtarabileceği düşünülüyor.

Piyasalar ve ekonomi arasında kopukluk

ABD ekonomisinin durumu hakkında cevaplar ararken iki yeni veri noktası göze çarpıyor. İlki, Ocak ayındaki sıkı iş gücü raporu. İşverenler geçen ay 517.000 iş ekleyerek işsizlik oranını son 53 yılın en düşük seviyesi olan yüzde 3.6'ya gerilemiş gözüküyor. İkinci verinin ise her ikisi de tahminleri aşan Ocak ayı perakende satışları ve tüketici harcaması verilerine yansıyan tüketici sağlığı olduğu görülüyor.

Yeniden dirilen enflasyon, gerçekten de Fed'in en kötü kabusu konumunda bulunuyor ancak veriler aynı zamanda şu soruyu da akla getiriyor: Tüketici ve iş gücü piyasasının gücü göz önüne alındığında, bir durgunluk gerçekten olası mı?

Her iki durumda da, borsalar bunu umursamıyor gibi görünüyor. Yatırımcılar sadece, kurumsal kazançlara kat be kat zarar veren ve diğer yatırımları görece yüksek riskli hisse senetlerine kıyasla daha cazip hale getirenin daha yüksek faiz oranları olduğunu görüyor.

Resesyon ihtimali düşüyor

Oanda'dan Ed Moya, Ocak ayı çekirdek kişisel tüketim verilerinin yayınlanmasının ardından paylaştığı bir notta, “Bu sabahki veriler ekonominin çok dirençli olduğunu gösteriyor ve Fed'in faiz oranlarını yüzde 6 seviyesine yaklaştırması gerekeceğine dair daha fazla iddiaya yol açıyor” diyor.

Bu arada, Nationwide Ekonomik Araştırma Şefi Mark Hackett da paylaştığı bir notta, enflasyon yüksek kalmaya devam etse ve daha fazla faiz artırımı olası görünse bile durgunluk ihtimalinin düştüğünü yazıyor.

Hackett, “Bloomberg'in Durgunluk Olasılığı Tahmini bu hafta Mayıs 2021'den bu yana sadece ikinci hafta düşerek önümüzdeki yıl için resesyon olasılığını yüzde 60 olarak gösterse de, durgunluk ihtimali hala yüksek. Citigroup Ekonomik Sürpriz Endeksi (Citigroup Economic Surprise Index) de geçen Nisan'dan bu yana en yüksek seviyeye yükselerek Ocak ayı ortasından bu yana 60 puan artmış durumda. Endeks, mevcut ekonomik aktiviteyi ölçen verilerin güçlü kalmaya devam etiğini gösteriyor” diye yazıyor.

Verim eğrisinin tersine dönmesi

Ancak Bloomberg’in tahmin modelinin ABD ekonomisi için yüzde 100 oranında bir durgunluk öngörmesi uzun zaman önce değildi. Tarihin en güvenilir durgunluk göstergesi olan tersine çevrilmiş verim eğrisi bile coşkuyu yatıştırmadı. Bunun nedeni, önceki ekonomik gerilemelere kıyasla başka bir dayanıklılık bölgesi olması olabilir.

Ned Davis Research'ün de belirttiği gibi: “Finansal kriz sonrası içinde bulunduğumuz geniş rezerv rejiminde, bankaların da bol miktarda mevduatı bulunuyor. Ve zorunlu karşılıkları karşılamak için federal fon piyasasında borçlanmaya ihtiyaç duymuyorlar. Sonuç olarak, ters eğriler finansal koşulların reel ekonomiye aktarımında daha az etkili gözüküyor.”

Son sözü Fed söyleyecek

Bu ay, ekonomist Jeremy Siegel, Fed'in enflasyonla mücadele etmek için aşağı yönlü bir harekete geçmesi gerekmediği görüşünü yineledi ve yatırımcılara enflasyon haberleri üzerine ‘öfke nöbeti’ne girmeyi bırakmalarını tavsiye etti.

Siegel uzun süredir faiz oranı artışları arasındaki gecikme ve etkilerin reel ekonomide geç ortaya çıkışı göz önüne alındığında, enflasyonun aslında resmi istatistiklerde abartıldığı görüşünde. Bu nedenle Siegel, yatırımcılar en kötüsüne hazırlanırken ve Fed yüksek fiyatlara karşı daha uzun bir mücadele için çabalarken bile ekonomiyi destekleyen bir güç olduğunu belirtiyor.

Tüm bu karmaşık bilmecenin nihayetinde ise ekonomi saldırgan politikalara dayanmayı sürdürse bile, hisse senetleri için son sözü Fed'in söyleyeceği görülüyor. Jerome Powell'ın ABD'de bir istihdam patlaması raporu alındığında veya tüketici harcamaları arttığında gördüğü tek şey sıcak enflasyon oluyor ve bunun, bu yıl boyunca hem merkez bankasının hem de piyasanın hareketlerini belirleyeceği anlaşılıyor.

FED politikaları için 8 senaryo

 

Fed endişeleri devam ediyor

 

2023 rallisi sallantıda! Yatırımcıları neler bekliyor?

 

Borsada seçim rallisi olacak mı?

 

Paul Krugman: Borsada alım yapmak için henüz erken

 

David Rosenberg: ‘İniş yok’ senaryosu aldatmaca

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)