E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaDövizdeki oynaklık yönetimi zorlaştırıyor---

Dövizdeki oynaklık yönetimi zorlaştırıyor

Dövizdeki oynaklık yönetimi zorlaştırıyor
09 Mart 2015 - 15:27 borsagundem.com

Sabancı Holding Perakende ve Sigorta Grup Başkanı Haluk Dinçer, 2015 yılına ilişkin bilgiler paylaştı

Sabancı Holding Perakende ve Sigorta Grup Başkanı Haluk Dinçer, iş dünyası açısından 2015'in yönetimi zor bir yıl olduğu görüşünde. Dinçer, holding bünyesinde perakende ve sigortada bu yıl ciddi bir büyüme planladıklarını söylese de, dövizdeki yükseliş, enflasyon ve cari açık gibi sıkıntılara dikkat çekiyor. Haluk Dinçer, "Yüzde 3,5 büyümeden de ümitsizim" diyor.

TÜSlAD'da sekiz ay başkanlık yapan Haluk Dinçer, bu kısa görev süresine rağmen Ekonomist'in 'Yılın Iş tnsan-lan' anketinde 'Yılın Sivil Toplum Ön­deri' seçilmişti. TÜSÎAD'daki başkan­lık görevinin ardından mesaisini tam zamanlı olarak işlerine ayıran Saban­cı Holding Perakende ve Sigorta Grup Başkanı Haluk Dinçer, iş dün­yası açısından 2015'in yönetimi zor bir yıl olduğunu söylüyor. Her ne kadar Sabancı Holding bünyesinde perakende ve sigorta sektörlerinde so­rumluluğundaki şirketler­de ciddi bir büyüme plan­ladıklarını söylese de, dö­vizdeki yükselişe işaret eden Haluk Dinçer, bu hızlı çıkışın en­flasyon ve cari açık gibi göstergelere yansıyacağını belirtiyor. Bu noktada TÜSÎAD başta olmak üzere iş dünya­sının önde gelen örgütlerinin büyü­meyi yüzde 3,5 öngördüklerine dik­kat çeken Dinçer, kendisinin bu bü­yümeden de ümitsiz olduğunu söy­lüyor.

Makro ekonomideki tablo Saban­cı Holding'in yatırım iştahını ise kaçırmamış görünüyor. Bu yıl 3,5 mil­yar TL yatırım planlayan holding, bu rakamdan perakendeye 318 milyon, sigortaya ise 52 milyon TL ayıracak. Haluk Dinçer, perakende ve sigorta sektörlerinde sorumluğundaki şirket­lerde hızlı büyümenin devam edece­ğini söylüyor. Dinçer, sorularımızı aşağıdaki gibi yanıtladı:

TÜSİAD'da sekiz aylık geçiş sü­recini yönettiniz ve tekrar Sabancı Holding'teki görevlerinizin basında­sınız. TÜSİAD'daki başkanlık gör­evini teslim ettikten sonra mesainiz nasıl değişti?

Perakende ve sigorta gruplannın başkanıyım. Dört halka açık şirketten, üç de yabancı or­taklı şirketten sorumlu­yum. Buralarda daha yo­ğun ve konsantre şekilde işlerime vakit ayırıyorum. İşlerin yoğunluğu bir yana TÜSİAD'daki görev sürecin­de temsil görevleri nedeniyle ne­redeyse haftada 80-100 saat çalışıyor­dum. Bunları zaman yönetimi bece­risiyle başardığımızı zannediyorum. Zamanı ne kadar iyi yönetirseniz yö­netin yine de uzun saatler çalışmak durumunda kalıyorsunuz tabii.

Pek çok olumsuz işaretin olduğu makro ekonomik göstergeleri siz nasıl yorumluyorsunuz?

Dış konjonktür Türkiye'nin büyü­mesi için maalesef olumlu bir havada değil. Cari açık tehlikeli boyutlarda ol­duğu için dış talep lehine daha hızlı büyüme planlanırken komşu ülkeler­deki olumsuzluklar nedeniyle isteni­len yöne gidilemedi. Bu yıl gerek TÜSlAD gerekse holding olarak yüzde 3,5 büyüme ifade ediliyor. Ama ben şahsen yüzde 3,5 büyüme konusun­da ümitsizim. Kademeli olarak 2014 yılının son iki çeyreğindeki aşağı doğ­ru olan büyüme eğrisinin henüz kırılmadığını düşünüyorum. 2015 yılında da ilk çeyrek böyle gidiyor. Düşük büyüme çerçevesinde enflasyon da bir taraftan yükseliyor. Kur artışları devam ediyor ve dolarda 2,50 TL'nin altına düşülmeyecek gibi görünüyor.

Kiraların pek çoğunun döviz cin­sinden olduğu düşünülürse, bu oran idare edilebilir mi?

Biz hem kiracı hem de mal sahibi olarak masanın iki tarafında da varız. O nedenle baktığınızda döviz cinsin­den kira aldığımız ve ödediğimiz için önemli. Burada dövizin yükselip düş­mesi önemli değil. Önemli olan hızlı hareketler, belirsizlik, öngörülebilir­likteki zorluklar. Gelecek belirsizliği masanın hangi tarafında olursanız olun iş hayatını zorlaştırır. Fiyat istik­rarı gibi döviz kurlarında da istikrar önemli. Dövizdeki oynaklık TL cin­sinden fiyatları da etkiliyor. Enflasyo­nu bozuyor. İş dünyası açısından tüm bu durumlar yönetimi zorlaştırıyor.

Sorumluluğunuzdaki alanlar, bü­yüme potansiyeli yüksek iki alan. Yönetimi zor dediğiniz 2015 yılı için bu iki sektörde hangi planla ilerle­yeceksiniz?

Benim sorumluluğumdaki şirket­ler çok hızlı büyüme potansiyeli olan, hatta Türkiye'nin birkaç katı büyüme potansiyeline sahip şirketler. Pera­kende ve sigortanın Türkiye'de çok uzun bir geçmişi olsa da, modern pe­rakende mesela son 20 yıldır gelişiyor. AVM'lerin yapımı hızlandı. Bir de or­ta sınıfın zenginleşmesiyle, alım gü­cünün artıyor olması da sektör açısın­dan önemli. Sigorta sektörü ise Türki­ye'de 150 yıllık bir geçmişi olmasına rağmen son yıllarda ciddi bir hız ka­zandı. Çünkü insanların artık kaybe­decek bir şeyleri olmaya başladı. On­ları da teminat altına almak istemeleri normal. Tüketici kredileriyle alınan malların sigortalanması önemli oldu. Tüketici kredileri alanında bankacılı­ğın büyümesi de sigorta sektörüne hareket kattı. Dolayısıyla böyle bir bü­yüme ortamı içinde çalışıyorum.

Sabancı Holding bu yıl için he­deflerini açıkladı. Perakende ve si­gorta özelinde durum nedir? Beş yı­lık stratejik planınızdan söz eder mi­siniz?

Bizim perakende alanında Carre­foursa, Kliksa, Teknosa şirketlerinin her biri kendi alanında ilk üç içinde yer alıyor. Bu şirketler önümüzdeki dönemde pazarın üzerinde büyüye­ceklerdir. Rekabet güçleri yüksek şir­ketler ve bu şirketlerin her birinde beş yıllık süreçte yüzde 150 büyüme beklemek gerekir. Sigorta şirketlerin­de ise Aksigorta ve Avivasa'da da bü­yümeler bu düzeyde olabilir. 

Carrefoursa'da aşılan yönetim krizinin ardından gaza basılmış gö­rülüyor. Halka arz oranında bir yük­selme olacak mı? 

Şu an halka arz oranlarını arttırma düşüncemiz yok. Carrefoursa'da önceliğimiz net. Yönetimsel zafiyet ve doğru yatırım konumlanamaması ne­deniyle 2008-2013 döneminde düşük hızla büyüdük. Hatta beş yıl boyun­ca patinaj çektik. Fakat geçen yıl bu değişti ve satışlar yüzde 20 artışla 3,1 milyar TL'ye ulaştı.

Bu yılın göstergeleri nedir?

Bu yıl yüzde 30 büyüme hedefli­yoruz. 200 mağaza açılışı planlıyoruz ve 2 bin yeni istihdam olacak. Bu yıl hem kârlılık hem de satışlarda pazar­da kaybettiğimiz yılları telafi etme yı­lı olacak. 2014'ü başarılı kapattık. Kal­ben 2015'i daha iyi bir yıl olarak ka­patacağımıza inanıyorum.

Teknosa için durum nedir? Kre­di kartı harcamalarına getirilen sı­nırlamanın yansımalarını nasıl aşı­yorsunuz?

Kredi kartlarına getirilen harcama sınırlamasının olumsuz etkileri var. İş modelimizi gözden geçiriyoruz. Re­kabet gücüne kavuşturmak için çalış­malar var. 2015 yılı bunların sonuçla­rını alacağımız bir yıl olacak. Kliksa da büyüyeceğimiz işlerden biri. On­line alışveriş hızla büyüyor, biz de burada pozisyonumuzu aldık.

Bu şirketler için planlanan yatı­rım bütçesi belli mi?

Perakende sektörü için planlanan 318 milyon TL'lik yatırımın bu yıl 250 milyon TL'si Carrefoursa'ya dönük olacak. Yaklaşık 35 milyon TL'si ise Teknosa'da olacaktır. Aksigorta ve Avivasa'da 40 milyon TL'lik bilgi sis­temlerine yatırımlar yapılacak.

Perakendede Migros'u satın al­masıyla Anadolu Grubu güçlü bir oyuncu olarak kendini gösterdi. Bu satın almanın sektöre yansımaları ne olur? İşiniz zorlaştı diyebilir miyiz?

Anadolu Grubu çok saygın bir kurum. Migrosün güçlü bir marka ve yönetimi zaten vardı. Bu noktada stratejilerinin değişmesini beklemiyorum. Bir yerli grubun gelmesi ve uzun vadeli bir programla bakması şirketin diğer ortakları açısından iyi bir durum tabii. Sektör açısından ise iyi ve değerli bir rakip. Tabii modern perakendenin gelişmesi için hepimi­ze sorumluluklar düşüyor.

Siz de en son İsmar'ın 26 mağa­zasını satın aldınız. Bu yönde yeni bir satın alma gelecek mi?

Şu an böyle bir şey yok. Ama fır­satlara her zaman bakıyoruz. Zaman zaman fırsatlar geliyor. Biz kira söz­leşmelerini devralıyoruz. Yoksa biz şirketi satın almıyoruz. İsmar'da da böyle yaptık. Bu yönde de fırsatları değerlendirmeye devam edeceğiz.

Tüm olumsuzluklara rağmen 2015 yatırım iştahı da yüksek bir yıl olarak görünüyor. Bunu neye bağlı­yorsunuz? Sizin yapacağınız yatı­rımlar konusunda motivasyonunu­zu yüksek tutan nedir?

Kısa vadede olumsuzluklar olabi­lir ama uzun vadeli bakmak gerekir. Biz Türkiye'nin geleceğine ve potan­siyeline inanıyoruz. Perakende sek­törünün de potansiyeli düşünüldü­ğünde beş yılda şirketin değeri ne ka­dar yükselir bakacağız.

Kısa vadede olumsuzluklar olabi­lir ama uzun vadeli bakmak gerekir. Biz Türkiye'nin geleceğine ve potan­siyeline inanıyoruz. Perakende sek­törünün de potansiyeli düşünüldü­ğünde beş yılda şirketin değeri ne ka­dar yükselir bakacağız.

20 yıldır holdingtesiniz. Aileden olmanıza rağmen hissedar değilsi­niz. Hissedar olmamanızın sizi zor­ladığı anlar oldu mu? Bu noktada bir aile şirketinde yönetici olarak bu tarz şirketlere tavsiyeleriniz ne olur?

Her ne kadar Sabancı Ailesi ferdi olsam da kendimi hep bir profesyo­nel olarak gördüm. İş bakışım, yakla­şımım bu. Onlar hissedar, ben hisse­dar değilim. Tavsiyem nesiller arası geçişlerin ciddiyetle yönetilmesi ve ciddi kurallara bağlanmasıdır. Aksi takdirde işler yürümez.

Sıkı kuralları ve bağlı oldukları anayasaları olan kimi holdinglerde gelin ve damatların işte görev alma­masına dönük yaklaşımlar da var. Siz buna nasıl bakıyorsunuz? Doğru bir yaklaşım mı?

Genelleme yapmamak gerekir. İşlerin büyüklüğü ile ilgili bir şey bu. Kurumsallaşmamışsanız, aile fertleri mecburen günlük işlerin içinde olu­yor. Ama profesyonel bir yönetim varsa aile fertleri o zaman yönetim kurulu seviyesinde kalıyor. Tüm şir­ketler belli bir olgunluğa geldikten sonra aile fertlerinin yönetim kurulla­rında hesap soran, stratejileri, bütçe­leri onaylayan ve yeni yatırımlar için fırsat kollayan noktalara gelmesi bek­lenir. Günlük işlerden ellerini çek­meleri gerekir. Esas modelin bu ol­ması gerekir.

"SÖZLERİMDEN HİÇ PİŞMANLIK DUYMADIM"

Haluk Dinçer, TÜSİAD'daki kısa başkanlık sürecinin son günlerinde verdiği röportajdaki demeciyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ağır eleştirisine maruz kalmıştı. Dinçer'e, çok ses getiren bu demeciyle ilgili olarak "Keşke belli şeyleri söylemeseydim dediniz mi?" diye sorduk. Dinçer şunları söyledi: "Çok gurur verici bu görevi en iyi şekilde yerine getirmeye çalıştık. Toplum o kadar gergin bir durumdaki ne söyleseniz herkes bir anlam çıkarıyor. Ben o röportajda söylediklerimi daha sonra 20 gazeteciyle bir araya geldiğimde de söyledim. Bunları artık geride kalmış görüyorum. Hiçbir şekilde pişmanlık duymuyorum. Ne söylediğimi de gayet iyi biliyorum." 

"PERAKENDE YURTDIŞINA KOLAY TAŞINAMIYOR"

Teknosa Romanya pazarına ilk girdiğinde başarısız olmuştu. İkinci girişinde de aynı sıkıntıyla karşı karşıya kalan grubun yurtdışı yatırımlara bakış açısını sorduğumuz Haluk Dinçer şunları anlatıyor: "Teknosa için Romanya'da altı mağaza açıp kapattık. Türkiye'ye baktığınızda da dışarıdan gelen markaların başarısız oldukları görüldü. Bu noktada şunu gördük ki, perakende sektörü bir ülkeden bir ülkeye kolaylıkla taşınamıyor. Buradaki insan kaynakları, bilgi, gözlemleriniz oraya taşınamıyor. 0 nedenle olmuyor."

Ekonomist - Sibel Atik

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • mert09 Mart 2015 16:11

    adamın tipi bile iğrenç con con uşakliığı yapıyor bunu tüsiad başkanı yapanı da yaptıranı da tüsiadın yıldırım demiröreni idi bu adam