E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasa4 kurumdan TCMB’nin satır arası mesajları---

4 kurumdan TCMB’nin satır arası mesajları

4 kurumdan TCMB’nin satır arası mesajları
18 Mart 2021 - 17:15 borsagundem.com

Merkez Bankası kararının ve iletişim metninin satır aralarında neler var? Piyasaları şaşırtan karar neler getirecek?

BORSAGUNDEM.COM

Merkez Bankası (TCMB) bugün kritik faiz kararını piyasa beklentilerinin üzerinde 200 baz puan ile artış yönünde açıkladı.

Piyasa tepkisi genelde olumlu olurken, Merkez Bankası’nın kararı ve açıklaması Deniz Yatırım, Gedik Yatırım, İş Yatırım ve Şeker Yatırım raporlarında inceleniyor.

Merkez Bankası faizleri 200 baz puan artırdı

GENİŞ ÇAPTA RİSK DEĞERLENDİRMESİ, ÇIPALAMA İSTEĞİ

Deniz Yatırım Strateji Bölüm Müdürü Orkun Gödek tarafından hazırlanan piyasa notunda, Merkez Bankası’nın bugünkü kararı ve iletişiminin global risk artışı dönemlerinde yerel varlıklardaki stresi azaltıcı yönde katkı sağlayacağına değiniliyor.

Analizin tamamı şu şekilde:

“Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından gerçekleştirilen Mart ayı olağan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında 1 hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 17.00 seviyesinden +200 baz puan artış ile yüzde 19.00'a yükseltildi.

Toplantı öncesinde şekillenen piyasa konsensüsü ve Deniz Yatırım Araştırma Bölümü beklentisi +100 baz puan düzeyinde bulunmaktaydı. (Para Politikası Notu: TCMB PPK Beklentisi Değerlendirmesi, Mart 2021)

Kamuoyu ile paylaşılan toplantı sonuç metninde gerek yurtiçindeki enflasyonu etkileyen unsurlar gerekse yurtdışındaki gelişmelerin kapsamlı şekilde değerlendirilmesi ve gelecek dönem beklentilerini çıpalama isteği dikkat çekiyor.

Merkez Bankası'nın bugüne dek yaptığı kuvvetli yönlendirmeler paralelinde gerçekleştirdiği faiz artışının pozitif kredibilite katkısı, ülke risk priminde azalış ve gerektiğinde önden yüklemeli şekilde para politikasını ayarlayacağına dair verdiği mesajların somutlaşması açısından son derece olumlu okuyoruz.

Küresel para politikalarındaki belirsizliklerin 16-17 Mart tarihlerinde gerçekleştirilen FOMC toplantıları sonrasında kısa vadede azalış göstermekle birlikte 2021 yılının ikinci yarısı ve 2022 yılının tamamı için öngörülemez patikada olduğunu düşünmeye devam ettiğimizden bugün atılan para politikası adımının global risk artışı dönemlerinde yerel varlıklardaki stresi azaltıcı yönde katkı sağlayacağına inanıyoruz."

Merkez Bankası, kredibilitesini artırmaya devam ediyor

TL KÜRESEL RİSK İŞTAHINDAKİ GELİŞMELERE BAĞIMLI KALABİLİR

Gedik Yatırım tarafından hazırlanan analiz şu şekilde:

"TCMB politika faizini beklentilerin üzerinde 200 baz puan arttırarak %19,0'a çekti. TCMB politika faizi olan haftalık repo faizini piyasadaki 100 baz puanlık genel beklenti ve bizim 125 baz puanlık artış beklentimizin üzerinde 200 baz puan artırarak 17,0'den %19,0'a çekti. $/TL kurunun 7,50'den 7,35 civarına gerilemesiyle, ilk piyasa tepkisinin çok olumlu olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Kararın temel gerekçesi olarak küresel finansal piyasalardaki dalgalanma öne çıkıyor. TCMB kararın gerekçesini temelde, yükselen küresel enflasyon beklentilerine bağlı olarak gelişmiş ülke para politikalarına ilişkin belirsizlikler ve küresel finansal piyasalardaki dalgalanma olarak açıklıyor. Bunun dışında, TCMB son dönemde kredi talebinde bir canlanma olduğunu da belirtiyor, ki bu da kararın arkasındaki destekleyici bir faktör olarak öne çıkıyor.

TCMB parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkilerinin daha belirgin hale geleceği beklentisi korumakla birlikte, son dönemde kredi büyümesindeki yükseliş eğilimi ile ithal maliyetlerdeki artışın, talep ve maliyet unsurlarında öngörülen kademeli iyileşmeyi geciktirdiğini belirtiyor.

TCMB gerekmesi durumunda ilave parasal sıkılaşma yapılacağını belirtse de, sonraki PPK toplantısında politika faizini sabit tutma eğiliminde olabilir. TCMB, iç talep koşulları, döviz kuru başta olmak üzere birikimli maliyet etkileri, uluslararası gıda ve diğer emtia fiyatlarındaki yükseliş ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler gibi risk faktörlerini öne çıkararak, söz konusu gelişmelerin enflasyon görünümü üzerinde oluşturduğu yukarı yönlü riskler nedeniyle, önden yüklemeli ve güçlü bir ilave parasal sıkılaştırma yapılmasına karar verildiğini belirtiyor. Metine "önden yüklemeli" ifadesinin eklenmesi, TCMB'nin 15 Nisan'daki PPK toplantısında faizleri sabit tutma eğiliminde olduğunu düşündürüyor.

Bununla beraber, TCMB'nin "gerekmesi durumunda ilave parasal sıkılaşma yapılacaktır" yönündeki ifadesini koruduğunu da belirtmek gerek.

TL küresel risk iştahındaki gelişmelere bağımlı kalabilir.

Yukarıda da değindiğimiz gibi, $/TL kurunun 7,50'den 7,35 civarına gerilemesiyle, TL'deki ilk tepki oldukça olumlu oldu. Öte yandan, $/TL kurunun 6,90'lı seviyeleri görmesinin ardından çok kısa bir süre içinde 7,60'lı seviyelere yükselmesinin, TL'deki kırılganlığın devam ettiğinin önemli bir göstergesi olduğunu da düşünüyoruz. Buna göre, kurların seyri konusunda küresel risk iştahındaki, özellikle de ABD tahvil faizlerine ilişkin gelişmeler belirleyici olmaya devam edebilir.

Politika faizi patikası yukarı çekilmiş olabilir. Piyasadaki genel kanı, TCMB'nin 3. çeyrekten itibaren kademeli bir faiz indirim süreci başlatabileceği ve politika faizinin sene sonu itibariyle %13,0 civarı seviyelere (ya da en fazla %14,0'e) çekilebileceği yönündeydi. TÜFE enflasyonunun Mayıs'tan itibaren gerilemeye başlaması muhtemel göründüğünden (TL'de hızlı bir değer kaybı olmayacağı varsayımıyla), kademeli faiz indirim süreci beklentisinde henüz bir değişiklik olmadığını düşünüyoruz. Ancak, $/TL'de Kasım seviyelerine göre geri çekilmeye rağmen, yurtiçi ÜFE enflasyonunun küresel emtia fiyatlarına bağlı olarak yükselmeye devam etmesi ve %27 seviyesine ulaşması, aynı zamanda TÜFE enflasyonunun da Nisan'da %17 civarında (belki de üzerinde) zirve yapması ve sonrasında da ilk beklentilerden daha yüksek bir patikada dengelenmesi anlamına geliyor. Buna bağlı olarak da, faiz indirim sürecinin başlayacağı tarih ötelenirken, politika faizi patikasına ilişkin beklentilerin de yukarı çekilmesi muhtemel görünüyor"

Yabancıların faiz artış yorumu

MERKEZ BANKASI FAİZ KALKANINI GÜÇLENDİRİYOR…

İş Yatırım tarafından hazırlanan analizde, Merkez Bankası’nın faiz kalkanı ile korumayı güçlendirdiğine değiniliyor.

Analizin tamamı şu şekilde:

“Merkez Bankası politika faizini 200 baz puan artırıp %19,0’a çekerek piyasaları pozitif yönlü şaşırttı. Piyasanın beklentisi 100 baz puan faiz artırılacağı yönündeydi. Piyasa etkisi Türk lirası (+), borsa (+), DİBS uzun vade (+), DİBS kısa vade (-) olarak özetlenebilir.

Önceki aylardan farklı olarak, Merkez Bankası basın duyurusu küresel büyümenin hızlanması ve emtia fiyatlarındaki yükselişin enflasyon beklentilerini yükselttiğini, gelişmiş ülkelerin para politikasına yönelik belirsizliği artırdığını ve küresel piyasalardaki oynaklığı artırdığını vurgulayan bir paragrafla basın duyurusuna başlıyor.

Metnin geri kalanında Şubat ayında verilen üç temel mesajın korunduğunu görüyoruz. (i) Merkez Bankası enflasyon görünümü konusunda yukarı yönlü riskleri vurgulayan, temkinli bir tablo çiziyor. (ii) Enflasyonda kalıcı düşüş sağlanana kadar, sıkı para politikasının “uzun bir müddet” sürdürüleceğini vurguluyor. (iii) Enflasyon tahminlerinin hedeflenen enflasyon patikasının dışına çıkması durumunda ilave parasal sıkılaşma için kapıyı açık bırakıyor.

Uygulanan sıkılaşmanın sebepleri arasında emtia fiyatları ve kurun yanı sıra kredi büyüme oranlarında son iki haftada görülen sınırlı yükselişe de vurgu yapılıyor.

Merkez Bankası’nın enflasyon konusundaki temkinli tutumunu gerçekçi buluyoruz. 2021 yılı enflasyonla mücadele için zor bir dönem olacak. Küresel büyümenin hızlanması, emtia fiyatlarındaki artış, ABD tahvil şoku nedeniyle Türk lirası üzerinde oluşan baskı enflasyon üzerinde yukarı yönlü riskleri artırıyor.

İç talebin ve ihracatın gücünü koruduğu, yurtdışı finansman kanallarının açık olduğu bir ortamda şirketlerin fiyatlama alışkanlıklarını ve enflasyon beklentilerini şekillendirmek zaman alacak. Merkez Bankası’nın enflasyon eğiliminde kalıcı bir düşüş görene kadar faizleri yüksek tutması gerekecek.

2021 sene sonu enflasyonunun %11,3 ile Merkez Bankası’nın %9,4’lük tahmin hedefinden yüksek, ama tahmin aralığının üst bandının (%11,5) altında kaldığı baz senaryomuzda Merkez Bankası’nın Eylül - Ekim aylarından itibaren faiz indirimine başlamasını ve sene sonuna kadar 300 baz puan faiz indirmesini bekliyoruz.

Mevcut politika faizinin yeterince yüksek olduğuna inandığımız için ilave sıkılaşma beklemiyoruz. Buna karşın, Merkez Bankası’nın “gerekmesi durumunda ilave parasal sıkılaşma yapılacaktır” söylemini önemsiyoruz. Fiyatlama alışkanlıklarının bozulmaya devam ettiği ve enflasyon beklentilerinin tahmin ufku içerisindeki patikayla uyumsuz olduğu bir senaryoya karşı ilave sıkılaşma masada tutulmaya devam edilecek.

Merkez Bankası’nın güçlü para politikası duruşunu Türk lirasının reel olarak değer kazanmasını desteleyen ve enflasyon beklentilerini şekillendirerek enflasyonun 2021 tahmin hedefine yakınsamasını sağlayacak önemli bir gelişme olarak görüyoruz.

Merkez Bankası’nın güçlü parasal sıkılaşma mesajı ve Türk lirasındaki değer artışı nedeniyle 2021 enflasyon tahminimizi %11,3 ile piyasa beklentilerinin (%11,5) altında tutmaya devam ediyoruz.

Ancak enflasyon görünümünde yukarı yönlü risklerin devam ettiğini belirtelim. Küresel emtia fiyatlarında ve navlun ücretlerindeki artış, tarım ürünleri üzerindeki arz yönlü kısıtlar ve güçlü iç talep enflasyon üzerinde yukarı yönlü risk teşkil etmeye devam ediyor.

Türk lirasının döviz sepetine karşı nerede dengeleneceğine ve enflasyon gerçekleşmeleri ve beklentilerin seyrine göre olumlu senaryoda önümüzdeki aylarda enflasyon tahminimizi aşağı çekebiliriz."

Türkiye faiz liginde 7. sıraya yükseldi

ENFLASYON RİSKİNE VURGU YAPTI

Şeker Yatırım tarafından hazırlanan analiz de şu şekilde:

TCMB politika faizini piyasa beklentilerinin (100 baz puan) üzerinde 200 baz puan arttırarak %19’a yükseltti ve küresel toparlanmanın yarattığı enflasyon riskine vurgu yaptı

TCMB Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizini 200 baz puan arttırarak %17’den %19 seviyesine yükseltti. Hem piyasa beklentisi hem de bizim beklentimiz bu ay kurulun faiz oranlarını 100 baz puan arttıracağı yönündeydi. Bu kararla Merkez Bankası, piyasa beklentilerinin üzerinde ve önden yüklemeli faiz artışıyla piyasayı rahatlatan bir adım attı. Karar metninde dikkat çekilen hususlar önceki ile büyük benzerlik göstermekle birlikte, yeni eklenen bazı noktalar faiz artışının nedenlerini açıklamaktadır.

Kurul kararında dikkat çekilen en önemli hususların başında küresel toparlanma eğiliminin yarattığı enflasyonist baskıya ilişkin vurgu gelmektedir. Kurul bu ayki karar metnine şu paragrafı eklemiştir: “Genişleyici parasal ve mali politikalar ile aşılama sürecinde yaşanan olumlu gelişmelerin etkisiyle küresel büyüme görünümünde iyileşme ve uluslararası emtia fiyatlarında artış görülmektedir. Yükselen küresel enflasyon beklentileri, gelişmiş ülke para politikalarına ilişkin belirsizliklere ve küresel finansal piyasalarda dalgalanmaya yol açmaktadır”. Dikkat çekilen noktada, özellikle büyüme eğilimindeki toparlanma ve genişleyici politikaların küresel enflasyon beklentilerini iyileştirmesi sonucu faiz artışı kaçınılmaz hale gelmiştir. Kurul, söz konusu gelişmelerin enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve orta vadeli enflasyon görünümü üzerinde oluşturduğu yukarı yönlü riskleri dikkate alarak, önden yüklemeli ve güçlü bir ilave parasal sıkılaştırma yapılmasına karar vermiştir

Buna ek olarak iç talep koşulları, döviz kuru başta olmak üzere birikimli maliyet etkileri, uluslararası gıda ve diğer emtia fiyatlarındaki yükseliş ile enflasyon beklentilerindeki bozulmanın, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümünü olumsuz etkilemeye devam edeceğinin altı çizilmiştir. Bu doğrultuda kurul enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler oluşuncaya kadar para politikasındaki sıkı duruşun uzun bir müddet devam edeceği vurgusunu yinelemiştir. Enflasyonu etkileyen tüm unsurların yakından takip edildiği ve gerekli durumlarda ek parasal sıkılaştırma yapılacağı ifade edilmiştir.

Kurul özet kararda, düşük enflasyon ortamının makro finansal göstergelere yapacağı katkıya da vurgu

yapmıştır. Risk primindeki düşüş, dolarizasyon sürecinin tersine dönmesi, finansman maliyetlerinin gerilemesi ve döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi, fiyat istikrarının piyasa göstergelerine yapacağı temel katkılar olarak sıralanmıştır. Açıklanacak her türlü veri ve makro göstergelerde yaşanacak gelişmelerin Kurul’un politika duruşunu değiştirebileceği ifade edilmiştir.

Son dönemde özellikle ABD 10 yıllık tahvil faizlerinde enflasyon beklentisine paralel olarak yaşanan yükseliş, küresel piyasalarda oynaklığı arttıran temel etken haline geldi. FED son yaptığı açıklamalarda, faiz artışı ve varlık alım programının sonlandırılması için daha fazla veriye ve güçlü iyileşmeye ihtiyaç duyduğunu belirterek piyasaları rahatlatmaya devam ediyor. Buna rağmen iç piyasada yaşanan politik riskler ve finansal oynaklık, Merkez Bankasının güçlü ve önden yüklemeli faiz artışıyla düşüş eğilimine girecektir. Özellikle pozitif reel getiri için yön arayışında olan küresel ve yerel sermaye, son karar sonrası kayda değer bir reel getiri şansı elde etmiş oldu.

Özet olarak, Merkez Bankası bugün aldığı kararla piyasaya önden yüklemeli ve kararlı sıkı duruşun devam edeceği sinyalini vermiş oldu. Küresel piyasalarda yaşanan belirsizlik sonrası yön arayan sermaye için cazip getiri imkânı ile kısa vadeli riskler sınırlanacaktır. Yurtiçinde para politikasındaki sıkılaşmanın, hem iç talep hem de maliyet yönlü unsurları sınırlayarak enflasyon beklentilerini pozitif etkileyeceğini tahmin ediyoruz. Kredi büyüme hızındaki yavaşlamaya rağmen son dönemde yaşanan toparlanma eğilimi de talep yönlü unsurların hala canlı olduğuna işaret etmektedir. Kurul para politikası duruşunun enflasyon hedefli olduğu ve enflasyon görünümünde kalıcı iyileşme sağlanmadan para politikasındaki sıkı duruşun uzun bir müddet devam edeceğini tekrar vurgulamıştır. Bu kapsamda 2021 yılındaki faiz indirimlerinin enflasyon odaklı olacağını ve özellikle yılın ikinci yarısında enflasyon görünümü iyileştikçe kademeli olarak başlayabileceği beklentimizi koruyoruz."

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • kızgın kuzgun18 Mart 2021 18:06

    çok basit vatandaş almasaydı dolar molar.bitürlü kurtulamıyor millet bu dolar manyaklığından.

  • Hadi18 Mart 2021 17:57

    Alman bir ekonomist diyorki merkez bankasi dışarda gelen dolara değil içerdeki var olan doları alması lazım dolasıyla faiz artırması yeterli değil 8.50 dolar alanın yine aynı rakama satması icin fırsat vermesi lazım dışarda yabancı 8.50 dolarını getirdi bozdu faize koydu şimdi çıksa 7.30 dolar alıp çıkacak iyide vatandaş nasıl 8.50 aldığı doları 7.30 satsın ben demiyorum alman ekonomist diyor