Foto GaleriYaşamİşte Türkiye’nin en sakin şehirleri

İşte Türkiye’nin en sakin şehirleri

6 / 11 İşte Türkiye’nin en sakin şehirleri
05 Ağustos 2019 - 15:48

Gökçeada / Çanakkale

Ege’nin maviliklerinin ortasında yer alan Türkiye’nin en büyük adası Gökçeada, büyülü bir coğrafya sahip. Çanakkale’ye bağlı adanın, zengin su kaynakları nedeniyle biyolojik çeşitlilik sunan doğal bir yaşamı var. 1970’den önce “İmroz” adıyla bilinen adanın isminin Luwi dilinde “yüce ana tanrıça” anlamına gelen “İmaura” sözcüğünün Helen ağzında önce İmuros, daha sonra da çorak topraklardaki Bereket Tanrısı anlamına gelen İmbros’a dönüştüğü söylenir. 

Denizin diplerinde, uçurumlarda,Tenedos’la kayalık İmroz arasındaBir mağara vardır; geniş, kocaman.Dinlendirirdi orada atlarını Poseidon; yeri sarsan.İlyada destanında Gökçeada hep kayalık olarak anılır ve onunla Bozcaada arası Poseidon’un atlarının soluklandığı yer olduğu anlatılır. Aslında sunduğu doğal yaşamla ada, pek çok canlı için eşsiz bir habitat sunar. Topraklarında özgürce gezinen keçilerin, atların yanı sıra suları da pek çok deniz sakinine kucak açar. Gökçeada, Türkiye’nin tek sualtı milli parkına sahip. Geçiş yolu üzerinde olduğundan birçok deniz canlısı bu bölgede üreme ve yumurtlama dönemlerini geçirir. Gökçeada’nın sualtında denizçayırları, yunusları, denizkaplumbağaları ve şanslıysanız Akdeniz fokuyla karşılaşmanız mümkün. Adanın Aydıncık ve Kefalos plajlarının ortasında yer alan, tamamen deniz suyu ve yağmurlarla oluşan Tuz Gölü, ada halkının ve kuşların tuz ihtiyacını karşıladığı gibi, pek çok kuş türüne de ev sahipliği yapıyor.

Adada Bademli, Zeytinli, Tepeköy ve Dereköy gibi Rum köyleri kentsel sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmış durumda. Kaleköy ise bu kapsama dışında.

Zeytincilik, arıcılık, bağcılık, balıkçılık ve organik tarım ile öne çıkan adada 2009 yılından beri Gökçeada Organik Tarım Festivali yapılıyor. Ayrıca yerel ürünlerin, tüketiciye en kısa gıda zinciriyle ulaştırılmasını hedefleyen “yeryüzü pazarı” kuruluyor. Tepeköy’de ise Meryem Ana Şenlikleri yapılıyor.

Genellikle taş yapılardan oluşan köylerde, suyun akmadığı zamanlardan kalma, içlerinde yekpare taşların, su kanallarının ve ocakların bulunduğu çamaşırhanelere rastlanıyor. Adaya yayılmış Ortodoks kiliselerle birlikte bu çamaşırhaneler Gökçeada’nın kültürel mirası. Bunun yanı sıra çınar ağaçları altındaki eski köy kahveleri ve Rum evleri, üzerlerinde hâlâ geçmiş yüzyılın izlerini taşıyor. Efibadem kurabiyeleri Madam Efi’nin geleneğini sürdürmeye devam ediyor. Hiç dinmeyen ada yeli Gökçeada’nın denizini dalgalandırarak hâlâ aynı zeytin ağaçlarının arasında geziniyor.


YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • MARKAÇOĞLU05 Ağustos 2019 16:32

    AKYAKA TÜRKİYENİN EN SAKİN ŞEHRİ DEMİŞLER İĞNE ATSAN YERE DÜŞMEZ NE SAKİNLİĞİ HER DAİM ÇOK KALABALIK BİR YER