E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaTürkiye büyüme trendiyle ayrışıyor---

Türkiye büyüme trendiyle ayrışıyor

Türkiye büyüme trendiyle ayrışıyor
04 Şubat 2016 - 11:23 borsagundem.com

İş Portföy Genel Müdürü Tevfik Eraslan, Türkiye ve global piyasalara ilişkin yorum yaptı

Dünya ekonomilerinin en büyük problemi ekonomik yavaşlama. Türkiye ise büyüme trendiyle dikkat çekiyor ancak, dünyadaki gelişmelerden finansal piyasalar etkileniyor.
Orta Vadeli Program'da (OVP) bu yıl için büyüme oram yüzde 4,5 olarak revize edildi. Ekonomistlerin de ortalama büyüme beklentisi yüzde üçlerde. Türkiye'nin 2015 yılında makro ekonomik açıdan dünyada yaşanan gelişmelerden en az etkilenen ülke olduğunu belirten İş Portföy Genel Müdürü Tevfik Eraslan, "Türkiye, büyüme açısından dünyadaki ana trendden büyük ölçüde ayrışmış gibi görünüyor" diyor. Nitekim, 2015 yılı üçüncü çeyrek büyümesinin yüzde dört olması ekonomistleri şaşırtmıştı. Türkiye her ne kadar birçok ülkeye göre bu dönemi daha yumuşak geçiriyor olsa da dünyada sorunlar dinmiş değil. Özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki kırılgan yapının Türkiye'deki finansal piyasaları da etkilediğine dikkat çeken Eraslan Fortune'ın sorularını yanıtladı.

Piyasalar 2016'ya hareketli başladı. Bu durum devam edecek mi?

Bu yıl dört farklı konunun piyasaları çok fazla etkilemesini bekliyoruz. Bunlardan ilki FED'in faiz artırımına başlamış olması. Açıklamalarından bu artırımların devam edeceğini anlıyoruz, ikincisi hızla düşen emtia fiyatları. Bu birçok emtia üreticisi ülkenin makro ekonomik dengelerinin sarsılmasına neden oluyor. Bir başka faktör ise coğrafi ve bölgesel risklerin çok artması. Avrupa'da Ukrayna sorunu, Ortadoğu'da yaşanan kargaşa, Uzakdoğu'da Japonya, Çin ve Kuzey Kore üçgeninde gerginliğin artması finansal piyasaları yakından etkiliyor. Son olarak belirtilmesi gereken konu ise dünyada bölgelerarası farklı ekonomik büyüme oranlan ve bunun yarattığı kırılganlıklar. Bu kırılganlıkları şu şekilde izah edebiliriz; ABD tarafında ekonomik kriz sona ermiş ve büyüme oranı tekrar normale dönmüş gibi görünmekle beraber, dünyanın geri kalanında aynı safhaya henüz gelinemedi. Bu da bütün ülkelerin yeknesak bir para politikası uygulamalarının önündeki engel olarak karşımıza çıkıyor. Bu dört konunun hızlı bir şekilde çözüme kavuşması veya bunların yerine farklı temaların gelmesi en azından yılın ilk üç ayında çok da mümkün görünmüyor.

Bu ortamda Türkiye ekonomisi için beklentiniz nedir?

Türkiye ekonomisi 2015 yılında dünyadaki olumsuz gelişmelerden makro ekonomik açıdan en az etkilenen ülkelerden biri oldu. Üçüncü çeyrekte yüzde dört olarak açıklanan büyüme rakamına baktığımızda, Türkiye genel olarak dünyadaki ana trendden büyük ölçüde ayrışıyor. Bunun arkasında yatan en temel nedenlerden biri de dünyada büyük sıkıntı yaratan emtia fiyatlarındaki düşüşün emtia ithalatçısı Türkiye'ye makro açıdan oldukça avantaj yaratması. Özellikle enerji ve sanayi metallerinin fiyatının düşüyor olması Türkiye'nin cari açığım büyük oranda düşürüyor. Bu da Türkiye'ye makro ekonomik açıdan büyük bir avantaj sağlıyor. Ancak, bu makro seviyedeki pozitif görüntünün finansal piyasalar açısından Türkiye'ye çok da fayda sağlamadığını görüyoruz. Bu da çok doğal; çünkü yabancı yatırımcılar genel olarak gelişmekte olan ülke yatırımlarını bir sepet olarak düşünüyor. Bu nedenle gelişmekte olan ülkelerden para çıkışı esnasında Türkiye'den de portföy çıkışları yaşanıyor. 2015 yılında yaklaşık 13 milyar dolarlık portföy yatırımının ülkemizden çıktığını gözlemledik. Diğer ülkelerde de benzer çıkışlar oldu.

Peki 2015'te çıkan bu portföy yatırımları bu yıl tekrar gelir mi?

2016 yılında portföy yatırımlarının pozitife dönmesi en azından yılın ilk aylarında mümkün görünmüyor. İlerleyen dönemlerde coğrafi riskler azalırsa ve FED'in bu yıl içinde dört defa faiz artıracağına yönelik beklentiler aşağı yönlü revize edilirse zannediyorum gelişmekte olan ülkelere ve bu sepetin içinde Türkiye'ye portföy yatırımlarında bir artış olacaktır.

Emtia fiyatlarındaki düşüş devam eder mi?

2015 yılında emtialarda yaşanan fiyat düşüşünün 2016 yılında benzer şekilde gelişmesini beklemek oldukça güç. Çünkü, birçok üretici artık emtianın çıkartma maliyetinin altında fiyatlarla karşı karşıya. Belki yılın ilk aylarında bunu gözlemlemeyeceğiz ama yılın ikinci yarısından itibaren bu maliyet baskısının emtia fiyatlarındaki düşüşü büyük ölçüde frenlemesini bekliyoruz. Diğer yandan FED'in faiz artırımlarıyla ilgili politikasını yavaş uygulayacağını açıklaması oldukça rasyonel bir yaklaşım. Böylece gelişmekte olan ülkelerdeki kırılganlık da bir miktar dengelenecektir.

FED'i 2015 yılında olduğu kadar konuşmayacağız diyebilir miyiz?

FED'in aralıktaki faiz artırımından sonra finansal piyasalar açısından bir numaralı gündem maddesi artık gelişmekte olan ülkelerin ne kadar kırılgan olduğu konusu oldu. "Çin ekonomisi çok mu hızlı yavaşlayacak, bunun dünya ekonomilerine etkileri neler olacak" sorularının yanıtlan önem kazandı. Çin nedeniyle birçok ülkenin finansal piyasalarında ciddi kayıplar yaşandı. Çin'in büyümesinin hızla yavaşlamasını beklemiyoruz. Çin'in geçmiş dönemde olduğu gibi yüzde 7'nin üzerinde büyüme rakamlarına erişmesi zor görünmekle beraber gelişmekte olan ekonomiler içinde en hızlı büyüyen ülke olmaya devam etmesi ise gerçekçi bir tahmin olacaktır.

İran'a ambargonun kalkmasının Türkiye ekonomisine etkisi ne olur?

İran ile Türkiye'nin kuvvetli ticari bağlan var. İran'a ambargo uygulandığı dönemde de ticari bağlar muhafaza edildi. Bu nedenle pozitif katkı olacaktır. İran'da doğrudan faaliyet gösteren, ithalat yapan ve ihracat yapma potansiyeli olan şirketlerimiz var. İlk etapta bu şirketler fayda sağlayacaktır. İran'a ambargonun kalkmasının hem Türkiye hem de dünya ekonomisine ciddi fayda sağlayacağını düşünüyorum. İran pazarı oldukça büyük, birçok Türk şirketine iş fırsatı çıkacaktır.

Dolardaki güçlü konumla ilgili ne düşünüyorsunuz?

TL'deki zayıflıkları iç gelişmelerimizle izah etmeye çalışıyoruz. Ama ortada bir gerçek var ki dolar hem gelişmiş ülkelerin hem de gelişmekte olan ülkelerin para birimlerine karşı değer kazanıyor. Türkiye burada ne bir ülkeden ileride ne de geride. ABD'nin faiz artırım sürecinin öngörülebilir olması ve gelişmekte olan ülkelere yönelik risk iştahının geri gelmesiyle birlikte TL üzerinde rahatlama olacaktır. Yani, TL üzerindeki baskı azalacaktır.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)