E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaKulisİşte ‘çılgın’ borsacı---

İşte ‘çılgın’ borsacı

İşte ‘çılgın’ borsacı
03 Şubat 2015 - 08:49 borsagundem.com

Global Menkul Değerler Genel Müdürü Gökhan Özer uçak kullanıyor, koşuyor. Ancak Özer’in maratonlarının bir anlamı var: ‘Parıltı’lı çocuklar…

SERAP SÜRMELİ – BORSAGUNDEM.COM / ÖZEL HABER
 
Evet, pilotluğu adrenalin tutkusu ama maraton ekstrem spordan öte, insan olmanın, kalbinin, vicdanının koşusu…
İşte sermaye piyasalarının önemli bir aktörünün “Vay canına” dedirten, çılgın tutkusu…
Yıllardır tepe yöneticiliğini yaptığı muhteşem manzaralı şirketinde, makamında yakalıyoruz ünlü borsacıyı. Kendisinden dinliyoruz ‘alkışlanacak’ sırrını…
 
Koşuyor çünkü…
 
Global Menkul Değerler’in kapılarını Borsagundem.com’a açan usta ve tecrübeli Genel Müdürü Gökhan Özer, akranları, arkadaşları, meslektaşları koltuklarında otururken, sıcak, soğuk dinlemeden haftada 4 gün antrenman yapıyor. 15 saat koşuyor. Niye? Dünyanın en zor, en önemli maratonlarına katılmak için. Peki, amacı ne? Şan, şöhret, para mı? Hayır…
Sosyal sorumluluk sahibi vatandaş Gökhan Özer’in tek bir gayesi var; görmeyen gözlerin sesi olmak…
Her organizasyonda kilometrelerce koşuyor ama arkasında binlerce çift gözle…
Hayata gözleri kapalı da olsa, elleriyle dokunan binlerce yürekle…
4 kişilik uçağını yıllarca kullanırken büyük bir heyecan duyduğunu itiraf ediyor ama “Parıltı” ile tanışınca karşılaştığı heyecanı tarif edemiyor.
 
Strateji yerine sevgi
 
Karşımda şu an artık bir borsacı değil, “Parıltı Görmeyen Çocuklara Destek Derneği”nin ‘gönüllü savaşçısı’ oturuyor. Koşarken, Global’den içeri adım atan yatırımcılara kazandırmak için strateji oluşturan o beyin yerine yüreği hükmediyor bedenine. Müthiş bir enerjinin harcandığı maratonlarda hedef belli; Parıltı kokulu tişörtüyle ipi göğüslemek, görmeyen çocukların hayat mücadelesini zirveye taşımak… Uzun soluklu bir yaşamda onların varlığını dünyaya haykırmak…
 
Eşinin de aynı dernekte yönetici olduğunu, omuz omuza çabaladıklarını gururla ifade eden Özer’in koşmaktan tırnakları düşmüş ama yılmamış. Taban bırakmadığı için 6 haftada bir değiştirdiği koşu ayakkabılarının fiyatı ise dudak uçuklatan cinsten. Bilmenizi isterim ki, bu sporun tüm malzemeleri ateş pahası. Bunlara bir de cebinden ödediği, uçak, otel, yeme, içme masraflarını ekleyin…  Faturayı siz hesap edin…
 
‘Benden başka çılgın yok”
 
Ultra Maraton’a, Türkiye Triatlon Şampiyonu Duygun Yurteri ile hazırlanan Global Menkul Değerler Genel Müdürü Gökhan Özer, derin bir nefes aldıktan sonra Parıltı için koşacağı yeni projesini anlatıyor. “Bundan sonraki hedefim İron Men’lik” diyor. Ancak Alpler’de 2800 metrede, katılımcıların yarısının zor tamamladığı 26,5 saatlik koşuya Türkiye’den çağrılan 7 kişiden biri olduğunu söylerken gözleri “Parıltı”yla yanıyor. Sevinç, gurur, özgüven şimşekleri çakıyor. Hele bir de “Ultra-Trail du Mont-Blanc Maraton’una bizim sektörden benden başka katılan çılgın yok” derken sesinde hissettiğim keyfi iddia ediyorum ancak endeks 200 bine dayanınca yakalarsınız… 
 

 
“İŞİMİZİN BİR PARÇASI DA SABIR, DAYANIKLILIK”
 
Borsagundem.com: Koşmaya nasıl başladınız? Hikayenizi anlatır mısınız?

 
Gökhan Özer: Maraton benim için normal hayatın rutininden çıkaran ve aynı zamanda da hobi. Ben hobimi, işimdeki gereken dinamizme fayda olsun diye de istedim. Tamam, bu ultra maraton, çok fazla ekstrem oldu kabul ediyorum. Bu sporu Türkiye’de çok az sayıda kişi yapıyor. Bu kadar hareketli bir sektörde ve önde gelen birkaç firmadan birinde genel müdür olarak çalışırken, ‘Bu işi belli bir dinamizmde götürmem lazım’ dedim çünkü genç arkadaşlarıma örnek olayım istedim. Bu tamamen insanın sabrını, devamlılığını ve dayanıklılığını gerektiriyor. Zaten işimizin bir parçası da sabır, dayanıklılık değil mi?
 
“HAFTADA EN AZ 8, EN ÇOK 15 SAAT KOŞUYORUM”
 
İşte hem kendini yenileme, hem dayanıklı olma, hem de daha sabırlı olma ihtiyacından dolayı değişik sporlara merak saldım. Hatta bir ara 4 kişilik uçağım vardı ve 6 sene kadar kullandım. Evet, uçak kullanmak çok heyecanlı bir şey ama daha uzun vadeli bir şey lazımdı. Maratonda koşmam, şirketten bir arkadaşımın sporA olan merakımı bildiği için bana yaptığı BİR jestle başladı. Bir gün bana daha önce maratonda koşup koşmadığımı sordu. Ben de koşmadığımı söyledim. Haberim olmadan, jest yapmak için beni Avrasya Maratonu’na yazdırmış. Ama koşulacak gün İstanbul’da kar kış çok kötü bir havaydı. Ben de koşuya katılmadım. Ertesi gün arkadaşım, “Maraton nasıl geçti?” diye sorunca, mahcup bir şekilde, “Gidemedim. Ama söz, önümüzdeki sene söz muhakkak koşacağım” dedim. Daha önceden hiç tecrübem yokken 2011 yılında Avrasya Maratonu’nda koştum. Sanırım 42 kilometreydi. Hatta başlayayım da yarısında bırakırım dedim kendi kendime. Fakat ailem, özellikle çocuklar, ‘Baba koş, koş’ deyince onlara mahcup olmamak adına fark etmeden o yarışı bitirdim. Ve inanın benim için çok zor bir yarıştı. Sonrasında sistematik olarak koşmaya başladım ve çok sevdim. Avrasya Maratonu’ndan sonra 1,5 sene değişik ülkelerde, Berlin, Şikago gibi büyük maratonlarda koştum.  Bu arada şunu ifade edeyim, yarım ve tam maraton var. Tam maraton 42 km. 
 
 

“İLK ULTRA MARATONUMU 50 YAŞINDA KOŞTUM”
 
Doğaya olan tutkumdan dolayı ilk ultra maratonumu - yani arazide geçen ve daha uzun olan – İznik’de yaptım. O gün de 50. yaşımı kutluyordum. İznik Gölü çevresinde 2100 mt. tırmanışlı ve 80 kilometrelik parkuru 10 saat 40 dakikada bitirdim. Tabi bu tur pat diye bitmiyor. 7 ay öncesinden antrenörle beraber haftada 6 gün çalıştım. Antrenmanlarımı değişik yerlerde yapıyorum. Mesela kolay antrenmanları sahilde yapıyorum. En kısa antrenmanım 1 saat sürüyor. 2-3 gün Emirgan’da, haftanın 2 günü de Belgrad Ormanları’nda koşuyorum. Ana antrenman yerimiz Belgrad Ormanları. Haftada en az 8, en çok 15 saat koşuyorum.
Bir koşuyu yaptıktan sonra tabi ki bir sonraki hedefi belirliyorsunuz. Çünkü amaç orada yalnızca bir derece almak değil, o yarışı bitirmek. Bakın Türkiye’de bu ultra maratonu 72 milyonda ancak 250 kişi koşuyordur.
 
“HEDEFTE IRON MEN YARIŞI VAR”
 
Ultra Maraton antrenmanlarımı dört senedir kendi kategorisinde Türkiye Triatlon Şampiyonu Duygun Yurteri ile yapıyorum. Bundan sonraki hedefimiz İron Men’lik. Onda da belli bir sürede yüzüyorsunuz, bisiklete biniyorsunuz vs. İsviçre’deki yarışa seçilmeseydim eğer Ekim’de ilk kez düzenlenecek İron Men yarışına katılacaktım.
  

 
“BU İŞ GÖNÜL İŞİ VE CEPTEN PARA YEME İŞİ”
 
Dünyanın en zor yarışı İsviçre’de Ağustos ayında koşulan Ultra-Trail du Mont-Blanc Maratonu. Alp Dağları’nda, 1100 metreden başlayıp ve 2800 metreye kadar çıkıyorsunuz. Toplamda 105 km ve 26,5 saatte bitirmeniz lazım. Katılanların ancak yüzde 60-65’i bitirebiliyor. Bu yarışa dünyadan 1900 kişi kabul ediliyor. Bu sene Türkiye’den 7 kişi katılma hakkı kazandı ve en yaşlısı benim. Diğer 6 kişi aslında bu işi fiilen yapanlar çünkü, burada dayanıklılık çok önemli. Bu maraton 10 yıldır yapılıyor ve ödül olarak yalnızca bir kupa alıyorsunuz. Katılım ücreti 150 euro. Ulaşım, konaklama, yeme-içme ve diğer ihtiyaçları da kendiniz karşılıyorsunuz. Yani bu bir gönül işi ve cepten para yeme işi.
 
Ultra-Trail du Mont-Blanc Maraton’una bizim sektörden benden başka katılan çılgın yok sanırım. Bu yarışa değil ama bizim sektörden maraton koşan benim bildiğim kadarıyla Finansinvest’ten Özgür Güneri ve ING Bank’tan Bülent Altıner var.
 
 “10 AYAK PARMAĞIMIN YEDİSİNİN TIRNAĞI DÜŞTÜ”
 
-Sizin bu müthiş koşularınız için eşiniz ne düşünüyor?

 
Gökhan Özer: Bu işin en zor tarafı iş ve özel hayatta bunu birleştirmek. Burada eşimin bana çok büyük bir katkısı var. Çünkü Cumartesi günleri saat 14.00’e kadar kesin iptalim. 4 bin kalori harcamış ve 2 kg. vermiş bir şekilde yorgun geldiğimi düşünün. Eğer burada eşiniz size anlayış göstermezse sıkıntı var demektir. Bu arada bütün katıldığım yarışlara eşim de geliyor ve inanın bana çok yardımcı oluyor.
 
Size bu işin bir kötü tarafını da söylemeden geçmeyeyim. İlk İznik maratonunu 11 saat koştuktan sonra 10 ayak parmağımın yedisinin tırnağı düştü.  En pahalı en iyi ayakkabıyı da giyseniz de maalesef buna bir çare yok. Şimdi bu kadar acılar içinde koşarken aileniz size yardımcı olmazsa olmaz. Çünkü ailenin desteği çok çok önemli…
 
 
 
“8 YILDIR HER ÖĞLEN AYNI YEMEĞİ YERİM”
 
-Sporcu bir geçmişiniz var mı?

 
Gökhan Özer: Aslında yok sayılır. Yalnızca amatör olarak okul yıllarında basketbol oynadım. Ama çok disiplinliyimdir. Mesela 8 yıldır her öğlen aynı yemeği yerim ve şu ana kadar hiç şaşmadı. Salatalık ve cevizden oluşan bir salata ve yanında yoğurt. Bütün yemeğim bu. 
 
“6 HAFTADA BİR AYAKKABI ESKİTİYORUM”
 
-Maraton pahalı bir spor mu?

 
Gökhan Özer: Ekipman olarak dayanıklılık açısından ayakkabı, çorap ve kıyafet çok önemli. Salomon diye bir marka var ama çok pahalı. Zaten takım elbiseden pahalı tişört, şort olabiliyor, ben o kadarını söyleyeyim. Mesela çok iyi bir koşu svetşörtü 250 TL. En pahalı malzeme ise ayakkabı; 300-500 TL arasında. Tek problem şu ki, 500-600 km koştuğunuzda ayakkabı maalesef eskiyor. Ben de haftada 100 km. koştuğum için 6 haftada bir ayakkabı gidiyor. Peki, ben ne yapıyorum? Beş tane farklı ayakkabım var ve hepsinin günü farklı. Çünkü asfaltta koştuğum ayakkabıyla toprak yolda koşmuyorum. Bu bizim arazi işinde en iyi ayakkabı markası Salomon diyebilirim. Ama Karaköy’de çok güzel mağazalar var ve ben oralardan 30 liraya da çok güzel malzeme bulabiliyorum.
 

 
“DERNEK, BİNİN ÜZERİNDE ÇOCUĞA EĞİTİM VERİYOR”
 
-Koşularınızı Parıltı Görmeyen Çocuklara Destek Derneği’ne destek için yapıyorsunuz? Neden Parıltı?

 
Gökhan Özer: Kanserden tutun da kaybolan çocuklara kadar bir şekilde sosyal sorumluk projesine bağlayıp, insanın kendi hobisinden sıyrılıp, etrafın seni motive etmesini de bir yere yönlendirmek lazım. İşte ben de böyle Parıltı’yla tanıştım. Dernek, binin üzerinde çocuğa eğitim veriyor ve sonrasında iş bulmalarına da yardımcı oluyor. Eşim de Parıltı Görmeyen Çocuklara Destek Derneği’nin yönetiminde görev aldı. Tabii bu da önemli ve etkili bir faktör…
 
Zaten bizim Global olarak mottomuz “Global bir okuldur”. Bunu yaparken çocuklarda bunun bir parçası oldu. Son 4-5 senedir tüm sene sonu hediye ve diğer bütçelerimizi buna ayırdık. TEMA Vakfı’na ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne yardım yaparken Parıltı’yla karşılaştık. Parıltı’da benim gördüğüm güzel nokta, görme engelli gençlerin normal eğitim kanallarıyla eğitim almasının sağlanması. Yani çocukların normal bir okula gitmeleri sağlanıyor. Mesela derneğin ENKA’da burslu okuyan öğrencileri var, Aralarında Bilgi Üniversitesi mezunları var, Microsoft’da çalışanları var. Biz de verdiğimiz destekle, bu çocukların ayrıştırılmadan normal eğitimin içine girmesini sağlıyoruz.
 
Bu arada bu ay içinde Global’in ana binasının girişinde, derneğin yararına bir fotoğraf sergisi açacağız. Oradan gelen gelir tamamen derneğe bağışlanacak.
 
 
 
-Eşiniz de yöneticisi olduğu derneğe bağış toplamak için başka girişimleriniz var mı?
 
Gökhan Özer: Birkaç yarıştır şöyle bir şey yapıyorum. Şirketimizdeki bazı üst düzey yöneticilerle belli zamanlar için iddiaya giriyorum. Örnek, işte ben x yarışı 10 saatten önce bitirirsem sen 5 bin lira bağış yapıyorsun, arkasında kalırsam senin yapacağın bağışı ben yapacağım diyorum. İşi iddiaya bindirip arkadaşlardan daha çok para topluyorum ama toplayamasam da kendim toparlıyorum.
 
İsviçre’ deki koşacağım maraton sonunda alacağım bir tane tişört. Ama o tişört çok büyük bir onurdur o jargonda. Belki o tişörtü açık artırmayla sanal ortamda satarak derneğe bir gelir elde ederim. 
 
-Bodrum’da düzenlenen maratonla da ilgili kısa bir bilgi verir misiniz?
 

Gökhan Özer: Benim teknik katkım ve Global’in ticari desteğiyle Bodrum Global Liman İşletmeleri’nde bir maraton fikstürü başlatıldı.15 kilometrelik bir maraton ve katılımcı sayası 1000 kişi. Türkiye’nin en çok katılımı olan 2 veya 3’üncü yarışı. Aynı zamanda en çok ödül verilen 3’üncü yarışı. 25-30 bin euroluk hediyeler dağıtıldı. Ödüllerin içinde Bahamalar’da ve Barselona’da iki kişilik tatil de vardı. Tabi organizasyon böyle cömert davranınca eski profesyonel yarışmacılar geldi. Ve çok güzel bir yarış oldu. (FOTOĞRAFLAR: SİNAN ÖZEL)

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)