E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaGündemPortföy yöneticileri bu düzenlemelere dikkat---

Portföy yöneticileri bu düzenlemelere dikkat

Portföy yöneticileri bu düzenlemelere dikkat
28 Nisan 2016 - 16:22 borsagundem.com

SPK Kurumsal Yatırımcılar Dairesi‘nden Nükhet Sadi, “Özel Sektör Borçlanma Araçları Semineri”ndeki paylaşımlarını Kurumsal Yatırımcı dergisi için kaleme aldı.

YATIRIM FONU PORTFÖYLERİNE ÖZEL SEKTÖR BORÇLANMA ARAÇLARI DAHİL EDİLMESİNE İLİŞKİN SERMAYE PİYASASI MEVZUATI DÜZENLEMELERİ

Özel sektör borç­lanma araçları­nın yatırım fonu portföyüne dahil edilmesine ilişkin esaslar temel olarak, III-52.1 sayılı "Yatırım Fonları­na İlişkin Esaslar Tebliği" (Tebliğ) ile Tebliğin uygulama esaslarına açıklık kazandırmak üzere Sermaye Piya­sası Kurulu'nun (Kurul) (İ-SPK.52.4 (20.06.2014 tarih ve 19/614 s.k.) sayılı İlke Kararı olarak kabul edilen "Yatırım Fonlarına İlişkin Rehber'de yer almak­tadır.

Tebliğ uyarınca, fon toplam değerinin en az %80'i devamlı olarak; yerli ve/ veya yabancı kamu ve/veya özel sektör borçlanma araçlarına yatırılan fonlar "Borçlanma Araçları Fonu" olarak ta­nımlanmakta, Rehberin "Fon Unvanı­na İlişkin Esaslar" maddesi uyarınca ise fon toplam değerinin en az %80'inin devamlı olarak belirli bir varlık gru­buna, sektöre, coğrafi bölgelere vb. yatırılması halinde söz konusu durumu yansıtacak bir ibareye fon unvanında yer verilmesi gerekmektedir. Bu kap­samda, örneğin fon toplam değerinin en az %80'inin devamlı olarak özel sektör tarafından ihraç edilmiş borç­lanma araçlarına yatırılması halinde, fon unvanında "Özel Sektör Borçlanma Araçları" ifadesine yer verilmesi gerek­mektedir. Anılan düzenleme ile ilgili fonun özel sektör borçlanma araçlarına yatırım yapan bir fon olduğu hususuna vurgu yapılarak, yatırımcıların dikkati­nin çekilmesi hedeflenmektedir. Fon portföyüne alınacak varlıklar ve ihraççılarma ilişkin sınırlamalar ise yine Tebliğ ve Rehberin ilgili hükümle­rinde belirlenmiş olup, fon portföyüne özel sektör borçlanma araçları dahil edilirken ilgili sınırlamalara riayet edilmesi gerekmektedir. Tebliğ hükmü uyarınca, fon portföyüne bir ihraççı-nm borçlanma araçlarının tedavülde olan ihraç miktarının %10'undan fazlasının dahil edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Öte yandan, söz konusu kontrolün günlük olarak yapılmasına gerek bulunmamakta ve ilgili kontrol bir defaya mahsus olarak, ilgili varlığın fon portföyüne dahil edildiği tarihteki tedavülde olan ihraç tutarının piyasa değeri esas alınarak yapılmaktadır.

Buna ilaveten, bazı fon türlerinin kendine has özellikleri dikkate alı­narak; Kurul düzenlemeleri çerçeve­sinde, para piyasası fonları ve kısa vadeli borçlanma araçları fonları ile özel sektör borçlanma araçlarına yatırım yapan koruma amaçlı ve garantili fonlarda, fon portföyüne dahil edilen özel sektör borçlanma araçları ihraççısının yatırım yapılabilir derecelendirme notuna sahip olması gerekmektedir. Öte yandan, banka borçlanma araçları için bu şart aran­mamaktadır.

Özel sektör borçlanma araçlarına ilişkin önem arz eden bir diğer husus, ihraççısı temerrüde düşen veya borsada işlem görmekten men edilen özel sektör borç­lanma araçlarına ilişkin düzenlemedir. KuruPun 15.02.2016 tarih ve 5/172 sayılı kararı ile, fon portföyünde yer alan ve ihraççısı temerrüde düşen veya Borsa kotundan çıkarılan borçlanma araçları ile ilgili olarak, karşılık ayrılıp ayrıl­mayacağına, karşılık ayrılmasına karar verilmesi halinde zamanı ve oranı ile konuya ilişkin olarak Kamuyu Aydınlat­ma Platformunda açıklama yapılıp ya­pılmayacağı hususlarına ilişkin Kurucu tarafından karar alınması gerekmekte olup, anılan kararda ihraççı şirketin mali durumu ve nihai olarak ödeme ka­biliyeti, söz konusu borçlanma aracının fon portföyünde sahip olduğu pay, fon fiyatının etkilenme düzeyi gibi hususlar ile Türkiye Muhasebe Standartları dik­kate alınarak değerlendirilmesi gerekti­ği hükme bağlanmıştır. Kurulun 04.03.2016 tarih ve 8/257 sayılı kararında ise, ilişkili tarafların ihracına aracılık ettiği özel sektör borçlanma aracının fon portföylerine dahil edilme­sine ilişkin esaslara yönelik düzenleme çalışmalarında bulunulmuştur. İlgili düzenleme uyarınca, bir portföy yö­netim şirketinin yöneticisi olduğu tüm fonların, ilişkili taraflarının ihracına aracılık ettiği özel sektör borçlanma araçlarına yaptığı toplam yatırım, her bir ihraç miktarının %10ünu geçe­memektedir. Ayrıca, fon portföylerine dahil edilecek özel sektör borçlanma araçlarının toplam değeri de her bir ih­raççı için fon toplam değerinin en fazla %5'i olabilecektir. Diğer taraftan, benze bir düzenleme emeklilik yatırım fonlar için de yapılmış olup, fonlara paralel olarak, bir portföy yönetim şirketinin yöneticisi olduğu tüm emeklilik yatırım fonlarının, ilişkili taraflarının ihracına aracılık ettiği özel sektör borçlanma araçlarına yaptığı toplam yatırım her bir ihraç miktarının %10'unu aşamayacak­tır. Bu kapsamda, bir portföy yönetim şirketinin yönettiği tüm yatırım fonları ve emeklilik fonları dikkate alınarak, yatırım fonları için söz konusu olan %10 sınırlaması ile emeklilik yatırım fonları için belirlenmiş olan %10 sınırlaması ayrı ayrı dikkate alınarak, bir portföy yönetim şirketinin yöneticisi olduğu tüm fonların ve emeklilik yatırım fonla­rının portföylerine anılan ihraç miktarı­nın en fazla %20'si oranında özel sektör borçlanma aracı dahil edilebileceği düzenlenmiştir. Öte yandan, yurtiçinde yerleşik bankalar tarafından gerçekleşti­rilecek ihraçlar bu sınırlamalara tabi bu­lunmamaktadır. Burada dikkate değer bir diğer husus, söz konusu oranların kontrolünün günlük olarak yapılması­na ilişkindir. Bu kapsamda, örneğin, ilk ihraçta ilgili sınırlamaya uyumun sağlanması yeterli görülmemekte ve özel sektör borçlanma aracının ikincil piyasadan alınması suretiyle fonların portföylerindeki oranlarının artırılma­sına izin verilmemektedir. Kurul kararı ile getirilen bu düzenlemeler 07.03.2016 tarihinden itibaren yapılacak ihraçlar için uygulanmakta olup, yatırım fon­larının portföyünde yer alan ve anılan tarihten önce ihraç edilmiş özel sektör borçlanma araçlarının düzenlemede yer verilen sınırlamaların üzerinde olması halinde, bu araçların fon portföyünden çıkarılmasına gerek bulunmamaktadır. Zira, özel sektör borçlanma araçları piyasasında işlem sıklığı ve hacminin yeterli seviyede olmayabildiği durumlar olabilmekte ve bu sebeple, yeterli likidi­tenin sağlanamadığı durumlarda anılan aracın değerinin altında satılmasına ve dolayısıyla yatırımcıların zarar etmesi­ne sebebiyet verilebileceği göz önüne alınmaktadır. Bununla birlikte, söz konusu fonlar tarafından düzenlemenin kapsamına giren özel sektör borçlanma aracına ilave yatırım yapılmasına izin verilmemektedir.

Buna ilaveten, ilgili hüküm kapsamında yapılacak hesaplamalarda; borçlanma aracı olarak nitelendirilmeyen ve Ku­rul düzenlemeleri uyarınca her türlü varlık ve hakkın finansmanını sağla­mak amacıyla varlık kiralama şirketi tarafından ihraç edilen ve sahipleri­nin bu varlık veya haktan elde edilen gelirlerden payları oranında hak sahibi olmalarını sağlayan menkul kıymet olarak tanımlanmış olan kira sertifikalarının dikkate alınmaması gerekmektedir.

Portföyüne ağırlıklı olarak özel sektör borçlanma aracı dahil eden fonların yüksek oranda likidite riski içermesi, portföy yöneticilerince dikkate alın­ması gereken bir diğer unsur olarak nitelendirilebilmektedir. Sermaye piyasası mevzuatı uyarınca, portföy yönetim şirketleri tarafından fonların yatırım stratejileri ile yatırım yapılan varlıkların yapısı dikkate alınarak risk yönetim sisteminin oluşturulması gerekmektedir. Buna ilaveten Rehber hükümleri çerçevesinde, fonun risk profiline ve yatırım stratejisine uygun olarak yönetilmesini teminen, portföy yönetim birimi ile risk yönetim birimi arasında gerekli koordinasyon kurul­malıdır. Bu kapsamda, özellikle özel sektör borçlanma araçlarına yatırım yapan fonlar için likidite riskinin hesaplanması ayrıca önem arz etmek­tedir. Zira, ülkemiz mevzuatında, fon katılma payları esas olarak günlük olarak alınıp satılmakta olup, özel sektör borçlanma araçları fonlarının yüksek miktarlı yatırımcı giriş ve çıkı­şı talepleri ile karşılaşması halinde bu durumun birtakım sorunlara yol aça­bildiği görülmektedir. Şöyle ki; port­föyünde ağırlıklı olarak özel sektör borçlanma aracı bulunduran bir fon­dan yüksek montanlı bir çıkış oldu­ğunda, öncelikle daha likit varlıkların satılması suretiyle yatırımcı talepleri karşılanmakta, ancak likit varlıkların yatırımcı talebini karşılamada yetersiz kalındığı durumlarda özel sektör borçlanma araçları satılmakta ve fakat bu araçların nakde dönüşümünde bazı zorluklar yaşanabilmektedir.

Benzer şekilde katılma payının fona iadesi suretiyle fondan çıkışların olduğu durumlarda, fonun küçülmesi sebebi ile özel sektör borçlanma araçlarının fon toplam değerine oranı artmakta ve bu durum ihraççı sınırlaması gibi mevzuatta yer alan portföy sınırlamalarında aşımla­ra sebep olabilmektedir. Benzer bir durum fona yatırımcı giriş olduğunda da yaşanabilmekte olup, bu durumda ise fonlar tarafından yatırım yapılacak uygun araçlar bulmak konu­sunda zorluklar yaşanabilmekte, yatırıma yönlendirilen varlıkların getirilen için istenilen düzey yakalanamayabilmekte veya ilgili araçlar daha önceden portföy yöneticisi tarafından belirlenen kriter­lere uyum sağlayamayabilmektedir. Bu kapsamda, yukarıda yer verilen durum­lar ve sektörden gelen talepler dikkate alınarak, Kurul tarafından düzenleme yapılmış ve temel olarak üst limit be­lirlenmesinin gerekçesine izahnamede yer verilmesi ve bu gerekçenin objektif ve nesnel değerlendirmelere dayanması halinde, bir fonun satılabilecek katılma payı adedine ilişkin bir üst limit belir-lenebilmesine imkan verilmiştir. Diğer taraftan, üst limit belirlenen bir fonun ilgili üst limite ulaşması halinde fon ka­tılma paylarının satışının durdurulması gerekmekte olup, katılma paylarının fon ' tarafından geri alınması işlemi durdurul­masına izin verilmemektedir.

Yukarıda sayılan gerekçeler dikkate alınarak, fonların katılma payı iade talimatlarının karşılanmasında yaşanan sorunların asgariye indirilmesi ve mev­zuatta yer alan sınırlamalara uyumda sorun yaşanmamasını teminen, özel sektör borçlanma araçlarına yatırım yapan fonlar başta olmak üzere, fonun yatırım stratejisi, yatırım yapılan varlıkla­rın niteliği, yatırımcı profili, katılma payı alım satım esasları, gerçekleşen katılma payı alım satımlarının hacmi ve sıklığı gibi unsurlar ile önem arz edecek diğer unsurlar dikkate alınarak, likidite riski­nin ayrıntılı bir şekilde ölçülmesinin ve takibinin gerekliliği bir kez daha önem kazanmaktadır.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)