E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaİkinci çeyrek beklentileri ve yatırım stratejisi---

İkinci çeyrek beklentileri ve yatırım stratejisi

İkinci çeyrek beklentileri ve yatırım stratejisi
28 Nisan 2016 - 15:15 borsagundem.com

Finans Portföy Yönetimi’nden Grup Yöneticisi Murat İnce "İkinci çeyrekte başbaşa kalacağız" dediği belirsizlikleri Kurumsal Yatırımcı’da yazdı

“Gelişmekte olan ülkelere Şubat ayından beri hız kazanan sermaye girişinin, küresel merkez bankalarının genişleyici politikalarına paralel olarak, yılın ikinci çeyreğinde de devam etmesini bekliyoruz…” Finans Portföy Yönetimi’nden Grup Yöneticisi Murat İnce “portföy yönetici si gözüyle”  İkinci çeyrek beklentileri ve yatırım stratejisini Kurumsal Yatırımcı dergisi için kaleme aldı. İşte o yazı…

BANKACILIK SEKTÖRÜNDEKİ İLK ÇEYREK PERFORMANSI

Küresel merkez bankaları 2016 Ocak ayından başlayarak sermaye piyasalarına damgasını vurdu. Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) beklenenden daha cesur bir hamle yaparak faiz indirimine gitmesi, Japonya Merkez Bankası'nın parasal genişlemeye devam etmesi, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) geri adım atması ve emtialarda dip algısının oluşması küresel piyasalarda yeni bir olumlu hava esmesine neden oldu. İlk çeyrekte genel olarak küresel piyasalarda yaşanan bu iyimserlik sayesinde, TL lehine olumlu bir hareket yaşandı. Bununla birlikte küresel büyüme, petrol fiyatları, jeopolitik gelişmeler, iç siyasi istik¬rara yönelik riskler gibi konularda ise belirsizlikler tam olarak ortadan kalkmış değil. Dolayısıyla kalıcı bir iyileşme olduğunu söylemek zor. İkinci çeyrekte de bu belirsizliklerle baş başa kalacağız. Piyasalarda risk iştahında kalıcı bir toparlanma görmemiz için petrolün 40 dolar seviyesinin üzerinde kalması, yurt içinde ise enflasyon beklentilerinin iyileşmesi, büyümenin hız kazanması ve makroekonomik verilerin de istikrar kazanması gerekmektedir.

Türkiye'nin iç dinamiklerine baktığımızda, ilk çeyrekte TL'de yaşanan gevşeme, yüklü döviz açık pozisyonu olan sanayi şirketlerinin kırılganlıklarını bir miktar azaltmıştır. Büyümenin ilk çeyrekte %3-3.5 civarında olması beklenmektedir. Reel Kesim ve Tüketici Güven Endeksi artan terör saldırıları sebebiyle düşük seyrediyor, ama bunun ikinci çeyrekte toparlanmasını bekliyoruz. Sektör bazında ise. Otomotiv ve Beyaz Eşya gibi lokomotif sektörlerde, özellikle ihracat tarafı oldukça olumlu gidiyor. Bu seyrin yılın geneline yayılması beklenmektedir. Otomotiv sektöründe 2015 yılında yaşanan rekor satış seviyesinin üzerine, bu yıl yatay seviyede bir pazar büyümesi beklentisi bile oldukça olumlu karşılanmalıdır.

Bankacılık sektöründe ise, ilk çeyrekte beklentilerin altında bir performans gözlenmiştir. Fonlamanın yüksek seviyede kalması ve mevduat/kredi rasyosunun bankacılık sistemi üzerinde baskı yaratması nedeniyle, kredi verme iştahında azalmaya sebep olduğu düşünülmektedir. Görev süresi 19 Nisanda dolacak olan Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın katıldığı son Para Politikası Kurulu'nda Merkez Bankası, faiz koridorunun üst bandında 25 baz indirim yaparak, %10,75 olan üst bandı %10.50'ye indirdi.

Üst bantta 13 ay sonra gelen indirim ve enflasyon rakamlarındaki iyileşme fonlama maliyetinde de düzelme beklentisi oluşturmaktadır. Bu sebeple bankaların 2016 yılına ilişkin beklentileri, ilk çeyrekteki zayıflığa rağmen korunmaktadır. Özetle, bankaların bu yıl net faiz marjlarında sabit bir görünüm beklenirken, kredilerin ise %13-15 arasında büyüyebileceği tahmin edilmektedir. Komisyon gelirlerinin ise %15 civarında büyüyeceği ve karşılıklar tarafında ise 2015 yılındaki ek yükümlülüklerin ortadan kalkmasıyla, bankaların karının 2016 yılında yaklaşık %20 artacağı tahmin edilmektedir. İkinci çeyrekte Türkiye piyasalarında öne çıkan en önemli risklerden biri, TCMB başkanının kim olacağı ve para politikasının nasıl şekilleneceği olacaktı. Piyasalar, alışılmış para politikası uygulayarak yatırımcının güvenini kazanabilecek bir başkan istemekte idi. Aday seçim sürecinin yurtiçi piyasada dalgalanmalara sebep olabileceği beklenirken, sürenin dolmasından önce şu anki Para Piyasası Kurulu'nda görev yapan Murat Çetinkaya'nın atanacak olduğu bilgisi piyasaları oldukça rahatlattı. Mevcut politikaların çok fazla bozulmadan devam edeceği beklentisi, özellikle sabit getirili menkul kıymetlere para girişi yaşanmasına sebep oldu. Cari açığın düşmeye devam edeceği beklentisi, enflasyonun baz etkisiyle ve gıda fiyatlarındaki düzelmeyle düşmeye devam edecek olması, bütçe açığının makul ölçülerde seyrediyor olması, AB ile olumlu bir şekilde seyreden ilişkiler sebebiyle, yılın ikinci çeyreği için iyimser senaryolar öne çıkmaktadır.

Öte yandan yurtdışı piyasalarda, beklentilerin Fed'in daha önce beklenildiği üzere Haziran ayında faiz arttırma ihtimalinin düşük olması, küresel risk iştahını olumlu yönde destekleyecektir. Gelişmekte olan ülkelere Şubat ayından beri hız kazanan sermaye girişinin, küresel merkez bankalarının genişleyici politikalarına paralel olarak, yılın ikinci çeyreğinde de devam etmesini bekliyoruz. Yılbaşından itibaren Hisse Senedi Piyasası'na 864 milyon, Tahvil ve Bono Piyasası'nda ise 1.2 milyar ABD Doları tutarında yabancı girişi oldu. Böylelikle, yabancı yatırımcının BIST'teki payı yüzde 63-52'ye, Tahvil Piyasasındaki payı ise yüzde 21.6'ya çıkmış oldu.

Küresel gelişmelerin Türkiye ve diğer gelişen ülkeler için olumlu olması, enflasyondaki düşüş beklentisi ve küresel düşük faiz ortamının TL cinsi varlıkları olumlu etkilemesi beklenmekte ve yabancı sermaye girişlerinin devam edeceği konusundaki ihtimalleri güçlendirmektedir. İkinci çeyrekte ön plana çıkabilecek riskleri ise jeopolitik risk ve terör olayları, büyümede aşağı yönlü bir revizyon, başkanlık sistemi ve buna bağlı olarak artan referandum tartışmaları olarak görüyoruz.

Piyasa beklentilerimiz çerçevesinde yatırımcıların risk iştahlarına bağlı olarak portföylerini şekillendirmeleri gerektiğini düşünmekteyiz. Bu nedenle yüksek risk iştahına sahip yatırımcılar hisse senedi fonlarına ve hisse senedi ağırlığı yüksek fonlara yatırım yapabilir. Buna ek olarak, orta risk grubuna sahip yatırımcılar ise, mevduat getirişine alternatif olarak özel sektör tahvili fonlarına ve düşen faiz ortamından yararlanma amaçlı tahvil ve bono fonlarına yatırım yapabilirler.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)