E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaMakro EkonomiFinansal İstikrar raporunda neler var---

Finansal İstikrar raporunda neler var

Finansal İstikrar raporunda neler var
28 Kasım 2013 - 18:09 borsagundem.com

TCMB finansal istikrar raporu, BDDK'nın önlemlerini destekler mesajlar içeriyor

Akbank Ekonomik Araştırmalar, TCMB finansal istikrar raporunu değerlendirdi. İşte görüşler:
''Genel Yorum: TCMB, yılda iki kez yayınladığı Finansal İstikrar Raporu’nun ikincisini bugün açıkladı. Raporda temel olarak ABD para politikası kaynaklı belirsizliklerin yarattığı dalgalanmalara karşı merkez bankasının ve BDDK’nın aldığı önlemlerin gerekliliğine dikkat çekilirken, yeni tedbirler alınabileceğinin de sinyali verildi.
TCMB’nin almış olduğu makro ihtiyati önlemler arasında finansman şirketlerinin zorunlu karşılıklı kapsamına alınması ve ihracat reeskont kredilerinin kullanımını artıracak düzenlemeler bulunuyor.
BDDK’nın aldığı tüketici kredilerini sınırlayıcı tedbirler,  tasarrufları artırmayı ve kredilerin dağılımını firmalar lehine çevirerek tasarrufların üretken alanlara yönlendirilmesini hedefliyor.  Hane halkı tasarruflarının harcanabilir gelire oranı %7.3 ile düşmeye devam ederken, son beş yılın en düşük seviyesinde.
Bu resim, 10. Kalkınma Planı ve Orta Vadeli Plan ile de uyumlu.
Orta vadede cari açıkta kademeli iyileşmenin sağlanması ve büyümede tüketimin ağırlığının azaltılarak daha sağlıklı bir kompozisyona sahip olunması hedefleniyor.
 
Raporda öne çıkan noktalar:
 
Yurt dışı Görünüm: ABD’de borç tavanına ilişkin sorunların Şubat ayına kadar askıya alınması, Fed’in varlık alım programı azaltımının zamanlamasına ilişkin belirsizlik, Euro Bögesi’nde özellikle çevre ülkelerdeki yüksek borçluluk oranları risk unsuru olmaya devam ediyor. Euro Bölgesi’nde bunun yanısıra zayıf bankacılık sistemi ve düşük büyüme risk unsuru olmaya devam ediyor. Bu bağlamda “Bankacılık Birliği” güveni artırarak  kredi mekanizmasının çalışır hale gelmesi açısından önemli.  Avrupa Merkez Bankası 2014 yılında bankaların varlık kalitesinin değerlendirmesini yapacak. Bu özellikle büyük bankalarının sermaye ihtiyaçlarının belirlenmesi açısından önem taşımakla birlikte, sermaye açıklarının nasıl giderileceği konusu net değil.
 
Yurt içi Görünüm: Mayıs-Temmuz döneminde Türkiye’den 10 milyar $ sermaye çıkışı görüldü. Eylül’den itibaren sermaye akımlarında yeniden artış görüldü.
 
Ekonomik Görünüm:
Altın hariç cari açıktaki iyileşmenin önümüzdeki dönem de devam etmesi bekleniyor: Yurt içi talep ve kredilerin ılımlı artış sergilemesi ithalat artışını sınırlayacak, ihracat ise Euro Bölgesi’nde ekonomik toparlanma işaretlerine bağlı olarak olumlu seyredecek.
Reel efektif döviz kurunda Mayıs ayından bu yana görülen gerileme ekonomide dengelenme sürecine katkı sağlayacak.
Yılın ikinci yarısında net ihracatın büyümeye katkısı artacak.
Türkiye dış finansmana duyarlı; kurdaki oynaklığın yükselmesinde bu etkili oluyor.
Bütçe olumlu seyretmeye devam ediyor.
 
Bankacılık Sektörü
Türkiye, bankacılık sektörü aktifleri milli gelire oranı 2009’dan bu yana Brezilya’dan sonra en çok artan, kredilerin milli gelire oranı açısından en çok artan ülke.
Mayıs-Haziran döneminde YP cinsinde ticari kredi artışında özelleştirme ve kamu altyapı yatırımlarına yönelik proje finansman kredileri etkili oldu.
Mayıs-Eylül döneminde toplam kredi büyümesine firma kredilerinin katkısı 3,5 puan, bireysel kredilerin katkısı ise 1,1 puan oldu.
2013 yılı ortasından itibaren reel sektörün açık pozisyonunu kapatma eğilimine girmesinin etkisiyle YP ticari mevduat artış gösterdi. Ancak Eylül’de TL’deki değer kaybının hafiflemesiyle birlikte bu eğilimin hız kestiği görülüyor.
Bankacılık sektörü küresel likidite koşullarının sıkılaştığı dönemlerde dahi yurt dışından uygun maliyetle borçlanmada herhangi bir sorun yaşamadı. Sektörde dış borç yenileme oranı ikinci çeyrekten itibaren gerilemekle birlikte hala %100’ün üzerinde yüksek seyrediyor
Sektörün yabancı para likit aktifleri, kısa vadeli dış borçlarının yarısına yakınını karşılayacak düzeyde bulunmakta, bu durum sektörün kısa vadeli dış şoklara karşı dirençli bir mali bünyeye sahip olduğunu göstermektedir.
 
Reel Sektör
Reel sektörün finansal borçlarının milli gelire oranı Haziran itibariyle %51. Borcunun %58’I YP cinsi ve ağırlık uzun vadeli.
Reel sektör dış borç yenileme oranı Eylül itibariyle %130 seviyesinde. Firmaların yılın ikinci yarısında da yurt dışı borç yenilemede bir sorun yaşamamaları, risk yönetimi açısından olumlu.
Firmaların YP açık pozisyonu Ağustos’ta 165,8 milyar $.  YP varlıkların YP yükümlülükleri karşılama oranı %35’e geriledi.
 
Hanehalkı:
Hane halkı tasarruflarının  harcanabilir gelire oranı düşmeye devam ederken, son 5 yıldan bu yana en düşük seviyesinde: %7,3
Hanehalkı yükümlülüklerin milli gelire oranı Haziran itibariyle %22,9, harcanabilir gelire oranı ise %50,2.
Alınan makro ihtiyati tedbirlerle hanehalkının harcamalarındaki artışın yavaşlaması hedefleniyor.
Önümüzdeki dönemde finansal istikrarın sağlanması açısından tasarrufların artırılmasına yönelik ek tedbirlerin gündeme gelmesi söz konusu.
Borç-gelir oranının yakından izlenmesi gerek yurt içi tasarruflar açısından gerekse finansal istikrar açısından önem arz ediyor. BDDK tarafından yakın zamanda kredi kartlarına dönük yapılan düzenlemelerin bu amaca katkı sağlaması bekleniyor.
Küresel oynaklığın artış eğiliminde olduğu yeni dönemde kredi büyüme hızının makul seviyelerde gerçekleşmesinin finansal istikrara katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Bu bağlamda, kredi büyümesi ve kompozisyonuna yönelik BDDK tarafından alınmakta olan tedbirler olumlu karşılanmaktadır.
Kentsel dönüşüm projelerinin önümüzdeki dönemde hız kazanmasının konut kredilerindeki artışı desteklemesi bekleniyor.''
 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)