E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaEmtia ve Döviz PiyasalarıAltınla ticaretin perde arkası---

Altınla ticaretin perde arkası

Altınla ticaretin perde arkası
29 Aralık 2013 - 08:35 borsagundem.com

Yaman Törüner, İran’la altın ticaretinin bilinmeyen yüzünü yazdı

İran’la ticarette kullanılan altın, uzun süredir Türkiye’nin gündeminden düşmedi. Hep konuşuldu. Zaman zaman ortaya bazı sırlar atılsa da Yaman Törüner, olaya daha geniş bir açıdan baktı. Halk Bankası’nın karının da İran’la yapılan ticaretin bu banka üzerinden geçirilmesi sayesinde olduğunu söyleyen Törüner, İran’ın “uranyum zenginleştirme” operasyonunu bir türlü durdurmaması nedeni ile bu ülkeye uluslararası ticaret ambargosu konulduğunuve bu ambargo sonucu, İran’a mal ithalatı yapılmasının engellendiğini bir kez daha hatırlattı. Ve Törüner bu altınla ticaret hakkında bilinmeyen gerçekleri Milliyet’teki köşesinde kaleme aldı.
1- Alternatif aranıyor
İran’a ambargo konulması ile birlikte, Türkiye alternatif bulma operasyonlarına başladı. Çünkü İran’dan ithal edilecek olan doğalgaz ve petrol Türkiye için çok önem taşıyordu. Özellikle de doğalgazın bir alternatifi yoktu. Bu aşamada Türkiye 3 tedbir aldı. Bu tedbirlerden ilk ikisi zaten mevcuttu.
1) İran’la yapılacak olan ticarette, alıcı ve satıcı taraflar anlaşırlarsa, Türk Lirası ve İran Riyali üzerinden ödeme yapılabilecekti.
2) “Sınır ticareti” iyice geliştirildi. Aslında, “sınır ticareti” denilen şey, iki komşu ülkedeki sınır kasaba ve şehirleri arasında yapılan, sınırlı ticaretti. Bu ticaret biçimi genişletilerek, çok boyutlu hale getirildi. Hatta uçakla yapılan nakliyeler bile, sınır ticareti kapsamına alındı.
3) Diğer bankaların kabul etmemesi üzerine, Halk Bankası’nda İran adına bir hesap açılarak; doğalgaz ve petrol ithalatımız karşılığında İran’a ödenecek olan paralar bu hesapta, altın olarak tutulmaya başlandı.
2-Altın hesabı açılıyor
Halk Bankası’nda açılacak olan hesabın altın olarak açılması gerekiyordu; çünkü altın hem uluslararası piyasalarda değer kazanıyordu hem de istenildiği anda dövize çevrilmesi kolaydı. İran’a ve İran üzerinden komşu ülkelere ve Hindistan’a altın gönderen kanallar vardı. Ayrıca, altın hem İran’da hem de Hindistan’a kadar uzanan yakın ülkelerde, halk tarafından kabul edilen bir tasarruf aracı niteliğinde idi. Buna ilaveten, Dubai gibi açık pazar sayılabilecek ve altın alışverişinin yoğunlukla yapılabildiği diğer merkezlerden de İran’a altın giriş ve çıkışı nispeten rahatlılıkla sağlanabilirdi.
Bu aşamada iki önemli sorun oluştu.
- Türkiye’deki bankalarda altın hesabı açılması uygulaması yoktu. Bu sıkıntı nasıl aşılabilirdi?
- Halk Bankası’ndaki hesaptan “çekim yetkisi” kimde olacaktı?
3- Merkez Bankası devreye giriyor
Birinci sorunu çözme görevi, Merkez Bankası’na verildi. Merkez Bankamız, “altın” üzerinden kanuni karşılık kabul etmeye başladı ve bankalarda altın hesabı açılmasını özendirdi.
Altının kanuni karşılık olarak tutulması sayesinde bankalar, bu işlemden getiri elde etmeye başladılar ve izin verilen üst limitlere kadar kanuni karşılıklar altın olarak tutulmaya başlandı.
Ekonomimizde, altın sirkülasyonu gittikçe arttı. Hükümet ve ekonomi çevreleri, dolar ve euro ile yapılan alışverişin bu paralara sahip olan ülkeleri desteklemek anlamına geldiği yolunda, demeçler verdiler.
Bankalarımız sadece altın hesabı açmakla kalmadılar; “hurda altın” (bilezik, yüzük, takı v.s.) ve her ağırlıkta “külçe altın” da kabul etmeye başladılar. Türk Lirası ile altın alıp, “altın hesabı” açanlar bile vardı. Altın rafinelerinin eksperleri, bankalarda bizzat çalışıp, altının saflık derecesini de göz önüne alarak, gelen altınları değerlendiriyordu.
4- Altının menşei sorulmuyor
“Altın hesapları” açılması sisteminin “püf noktası” bankalara getirilen altının menşeinin sorulmaması idi. Piyasadan, bankalardan (Halk Bankası dahil) ya da Altın Borsası’ndan alınan altın rahatlıkla bankacılık sistemine sokulabilir hale geldi. Bilindiği gibi, “yasaklı para”nın aklanması operasyonu, paranın bankacılık sistemine sokulması ve buradan dolar, euro gibi güçlü dövizlere çevrilerek ödemede kullanılması ile mümkün olur.
Merkez Bankası brüt rezervlerimizin yaklaşık yüzde 1,5 “altın” iken, bu uygulamalardan sonra yaklaşık, yüzde 20’si altın olarak tutulmaya başlandı. Şimdilerde, “altın fiyatı”nın uluslararası piyasalarda düşmeye başlaması nedeniyle, ekonomimiz ciddi kayıplarla karşılaşmış oluyor.
Bankalar ellerindeki altını, istedikleri gibi Merkez Bankası’na devrediyorlar; Merkez Bankası da yurt dışına sevk ediyordu. Merkez Bankası’ndan geldiği için altınların “yasaklı para” aklama operasyonunda kullanıp kullanılmadığından hiç kimsenin şüphesi yoktu. Dolaylı olarak,  para aklama operasyonuna, bir ölçüde Merkez Bankası da karışmış sayılırdı.
5- Kara para, yasaklı para...
“Kara para”, vergisi verilmek istense bile verilemeyen, çeşitli kaçaklıklarla elde edilmiş para demektir. Kaçakçılık denilince, uyuşturucu, mal, silah kaçakçılığı vs. akla gelir. “Kara paranın aklanması”, bu paranın bankacılık sistemine sokulması ile gerçekleşir. “Yasaklı para” ise, uluslararası yaptırımların arkasından dolaşmakla oluşur. Aklama sırasında, para, genellikle uluslararası bankacılık sistemi içinde dolaştırılır. Altın, bir ödeme ve güçlü paralara dönüşüm aracı olduğundan, bir para aklama aracı olarak kullanılabilir. Altın, uluslararası piyasalarda belirlenen fiyatlar üzerinden önemli paralara (hard currency) çevrilebilir. Altının bol kullanıldığı ülkeler, kayıt dışı ekonominin de büyük olduğu ülkelerdir.
Doğal olarak, altın kullanımının tümünü kötü görmek yanlıştır. Altın, değerli taş, mücevherat ticaretinden kazanılan paranın; altının üretimde ve teknolojide kullanımının, kara para ile ilgisi yoktur. Altın Borsası oluşturulması ile kaçakçılık rantının yok edilmesi, faydalı olmuştur.
6-Aniden zenginleştik
Merkez Bankamız bununla da kalmayıp, Türkiye’ de yastık altında ne kadar altın bulunduğunu tahmin etti ve “hane halkı”nın varlıkları arasına bu tutarı da hesaben ekledi. Türk vatandaşlarının yıllık geliri bir anda büyük miktarda artmış gibi göründü. Bir taraftan da, hükümet ve ekonomi yetkilileri bütün bu operasyonları “yastık altındaki altını ekonomiye kazandırmak için” yaptıklarını açıklıyor ve alkış alıyorlardı.
7- Operasyon başlıyor
Bilinen kişiler, Halk Bankası’ndan İran adına istedikleri kadar altın çekmeye yetkilendirmişlerdi. Önemli olan altınların dolar, euro gibi güçlü dövizlere çevrilebilmesi, gerekli olduğunda Türk Lirası ile ödeme yapılabilmesi ve son olarak da İran’a mal ithalatında kullanılabilmesi idi.
Ambargo altında bulunan İran hükümeti, ambargonun delinerek ülkelerine mal girmesi halinde yüzde 15 oranına varan ölçüde komisyon vermeye hazırdı. Sonuç olarak, öngörülmüş olmasa bile, “kurulan sistem”, sadece Türkiye’nin İran’dan ithal ettiği petrol ve doğalgaz karşılığında alınan altınları değil, İran’a yapılan her türlü ticareti destekler hale geldi.
Örneğin, getirilen çeşitli kolaylıklar sayesinde, bir Alman firması yüksek kâr getirileri ile Türkiye’deki rahat ödeme sisteminden faydalanarak, İran’a mal gönderebiliyordu. Hatta ödemelerin Halk Bankası’nın yurtdışı şubelerinden yapıldığı durumların bulunduğu söylentisi yaygındı. Mal sevkiyatının önemli ölçüde deniz yoluyla yapılması zorunluluğu vardı. Altınlar uçakla sevk ediliyor, malların bir bölümü kara yoluyla İran’a ulaştırılıyordu.
8- Batılılar uyanıyor
Bu dönemde Batılı ülkeler, yapılan operasyonların bütün detaylarına ulaştılar. Ancak, İran’daki “uranyum zenginleştirme” operasyonunu durdurmak için başka planları vardı. İran’ın bilgisayar sistemine girerek zenginleştirmede kullanılan bütün programları sildiler ve İran’ın elini kolunu bağladılar.
Tahran’ın bu siber saldırı ile yok edilen santrifüjleri onarması, 2 yıl kadar sürdü. Buna karşılık İran, muhtemelen başka ülkelerde kurduğu bilgisayar korsanlığı çalışmaları ile Suudi Arabistan’daki en büyük petrol şirketi Aromco, Katar ve ABD’nin en büyük bankaları (JPMorganChase-Bank of America) da dahil olmak üzere, büyük bilgisayar sistemlerini çökertti.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (9)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • halk29 Aralık 2013 16:42

    burda halkbank ticaret yapmis kär ini arttirmis halk bank kamu kurulusu oldugu icin milletin cebine para girmis oluyor,,ama simdi kaybettik..halk olarak-millet olarak,,hükümet olarak-muhalefet olarak-hepsi kaybetti ..kazanan abd ve israil oldu..hee birde saksakcilari tabiki ülkeyi satanlar+sirf akp ye muhalefet edenler pire yüzünden deveyi yaktilar,,,

  • ahmet29 Aralık 2013 15:11

    ülke ekonomisini güçlendirmek için yapıldı herşey...abd+israil öç alıyor

  • KARTALY32329 Aralık 2013 15:01

    BEN BUNUN ADINA NEDERİM BİLİYORMUSUNUZ?BOP ÜZERİNE KURULU İNGİLTERE VE SOROS OYUNU BOZULDU...DERİM........İNGİLTERENİN ALTIN REZERVLERİNİ SORGULAMAYAN BİR KAMU OYU..NERDE İNGİLTERENİN ALTINLARI 4600 TONDAN 310 TONA GERİLENYEN BİR İNGİLTERE ALTIN REZERVİ

  • Allah İle Aldatarak Milleti Soydular29 Aralık 2013 15:01

    Hırsızlar Halkbank'ı da kirli emellerine alet edip Tüyü bitmemiş yetimin haklarını, Kul haklarını yemişler.Her kim Tüyü bitmemiş yetim hakkı yemişse HARAM ZIKKIM olsun. Her yerlerinden,ailelerinden çıksın inşallah. Cehennem ateşlerinde yansınlar...

  • Borsacı29 Aralık 2013 14:50

    FED in tek korktuğu şey altın. Altın ile ilgili her şeyi kontrol altında tutmak istiyorlar. hadi bizi kontrol ettin Çin ne olacak, Rusya var sırada.

  • bilgisiz fikir sahipleri29 Aralık 2013 13:41

    Bilgi sahibi olmadan fikri sahibi olmanın güzel bir örneği daha. Beynin tozlu köşelerindeki kırıntılarla güncel olayları yorumlamaya kalkınca böyle boşa sallarsınız işte. Halkbank, iddiaya konu firmalara değil külçeyle, bir gram bile altın satmamıştır. Yasaların izin verdiği meşru ticaretin finansal işlemlerini gerçekleştiren banka, bu işlemlere dair tüm kayıtları da saklamış ve yetkililere teslim etmiştir. Böyle asılsız iddialarla; halka açık bir kamu bankasının sadece imajına zarar vermekle kalmıyor, aynı zamanda küçük yatırımcıyı da mağdur ediyorsunuz. Bu iftiralarda bulunanlar ve yayılmasını sağlayanlar da hukuki sonuçlarına katlanmaya hazır olsunlar…

  • hacı29 Aralık 2013 13:39

    toki ihalelerini kendi adamlarına verme işini de memleket menfaati için yapmışlardır :)

  • alabao29 Aralık 2013 11:10

    bunun bir kısmını halkta biliyordu zaten ama ülkeye ne kadar getiri sağladığını bilmiyorduk.

  • komık29 Aralık 2013 10:07

    Ne büyük sır, ne büyük sır. Resmen ütopya oluşturmuş