Teknoloji hisselerinin hakimiyeti sona mı eriyor?

Son yılların tartışmasız en başarılı alanı olan teknoloji sektörü aşırı değerlemelerle birlikte ekonomik toparlanma sürecine giriyor. Toparlanmanın getireceği ekonomik koşullarda teknoloji sektörü ayakta kalamayabilir

BORSAGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

Geçtiğimiz on yıl küresel borsalarda teknoloji hisselerinin önlenemez yükselişine tanık olduğumuzu bir dönemdi.

Apple, Amazon, Microsoft gibi büyük teknoloji hisseleri uzun zamandır yatırımcıların ilk tercihleri arasında bulunuyordu. Örnek vermek gerekirse teknoloji ağırlıklı Russell 1000 Büyüme Endeksi, Russell 1000 Değer Endeksi karşısında son on yıldır yıllık ortalama %7 daha iyi performans gösteriyordu. Bu tip bir standart sapma daha önce 1990’lı yılların sonunda görülmüştü.

Ancak yatırım danışmanlığı şirketi Bryn Mawr‘ın Baş Yatırım Sorumlusu Jeffrey Mills’in CNBC’de yer alan makalesine göre bu hafta yükseliş göstermesine rağmen büyük teknoloji hisseleri son aylarda zayıflıklar gösteriyor. 15 yılı aşkın süredir Wall Street’te görev yapan Mills’e teknoloji hisselerinin göreli hakimiyetinin en azından bir süreliğine sona erdiği görüşünü paylaşıyor.

Hisse değerleri çok yüksek

Mills düşük performans gösteren herhangi bir menkul kıymetler varlığı üzerine yapılan analizlerin her zaman aşırı değerlemeler üzerinden başladığına dikkat çekiyor. Bu durum FAANG hisselerinin (Facebook, Amazon, Apple, Netflix ve Google’ın çatı şirketi Alphabet) ve diğer teknoloji şirketlerinin başarısız işletmeler olduğu anlamına gelmediğine dikkat çekiyor.

Yatırım uzmanı bu hisselerin büyük çoğunluğunun en büyük hisseler olarak kalacağını belirtiyor. Ancak Mills hisse senetlerindeki ağırlığın hisse fiyatlarıyla uyum göstermediğini belirtiyor. 

Hisse senetlerindeki mevcut fiyatların gelecekteki bir büyüme düzeyini göstermesi gerekiyor. Buna karşın hisse senetlerinin söz konusu fiyatlarla bu hedefleri gerçekleştirmesi oldukça zor. S&P 500 endeksinin neredeyse %24’ü en çok bilinen 5 hisse senedinden oluşuyor ve borsanın değerlemelerindeki yükselişte de önemli bir katkı sağlıyor. Endeksten FAANG hisselerini ve Microsoft ve Tesla hisseleri olmak üzere 7 hisse çıkarıldığında S&P 500 Endeksi’nin fiyat kazanç oranı 20 kat azalıyor. Tarihsel açıdan bu yüksek bir seviye olarak görünse de gerçekte bu o kadar da garipsenecek bir durum değil. Mills diğer şirketlerin bilançolarındaki mali tablonun çok daha sıkıntılı olduğunu hatırlatıyor.

Ancak pandeminin ortaya çıkardığı benzersiz avantajlara rağmen teknoloji hisselerindeki bilanço artışları 2020 yılında zirve yapsa da 2010 yılındaki rekor seviyesini yakalayamadı.

Faiz oranları ve enflasyon

ABD Merkez Bankası’nın uyguladığı düşük faiz oranları ortalamanın üzerindeki değerlemeleri olan şirketler için itici etki yarattı. Ancak teknoloji sektörü bu oranların düşük kalmasına en fazla ihtiyaç duyan alan.

Mills düşük faiz oranlarının uzun vadede gelecek için nakit akışı bekleyen şirketlerin değerini arttırdığına ve bunun içerisinde teknoloji şirketlerinin de olduğuna dikkat çekiyor. Bu nedenle de teknoloji sektörü ekonomik büyümenin hızlanması ve artan faiz oranları karşısında en savunmasız kalan sektör haline geliyor.

Benzeri bir şekilde enflasyon da teknoloji hisselerinin hakimiyeti için risk oluşturuyor. ABD’de işsizlik oranları halen artış göstermesine ve ekonomideki durgunluğun devam etmesine rağmen finansal teşvik paketleri temel verilerin hızlı bir şekilde toparlanmasını ve aşı dağıtım süreci de bu tablonun desteklenmesini sağlıyor. Ekonomideki yoğun beklenti talepteki toparlanmanın hızlanacağı ve mal fiyatlarının da yukarı yönlü baskılanacağı şeklinde. Mills’e göre teknoloji balonunun piyasalarda oluşturduğu aşırı ivme sırasında dahi teknoloji sektörü yüksek faiz oranları ve enflasyon ortamında yüksek göreceli performansını sürdüremez.

Wall Street güne yükselişle başladı

Spekülatif yatırım küresel borsaları çökertebilir

  

Küçük yatırımcının isyanı geri dönebilir