BORSAGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
Borsa yatırım fonu (ETF) yatırımcıları ocak ayında ABD hisselerinden dikkat çekici bir çıkış gerçekleştirdi. Benzer bir durum ABD’nin sabit getirili piyasaları için de geçerli oldu. 2021 yılında ABD’nin hisse fonları ETF fonlarına yönelen 1,07 trilyon doların %55’ini oluşturdu. Bu rakam aralık ayında %69’a yükseldi. Ancak ocak ayında bu rakam, ETF varlık sınıfına akan net 66,2 milyar doların yalnızca %11,2’sini oluşturdu.
Gelişen ülke piyasaları ve Avrupa’nın borsa fonları sıra dışı bir şekilde sırasıyla %25,4 ve %12,1’lik pay aldı. Yatırımcılar büyük oranda gelişen ülke ETF’lerine yöneldi. Dolar açısından bakıldığında ocak ayında yalnızca 7,4 milyar dolar ABD’nin ETF’lerine yönelirken, bu rakam aralık ayında ve 2021’in toplamında aylık ortalama olarak 48 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.
Financial Times’ın haberine göre gelişen ülke piyasaları için ocak ayında bu piyasalara yönelik ETF’lere yönelen yatırım 16,9 milyar dolar olarak gerçekleşti ve tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşıldı.
Gelişen ülke piyasaları arasında 16,9 milyar doların, 11,7 milyar dolarını alarak Çin liderliği üstlendi. Bu paranın büyük bir bölümü ETF sektörünün henüz erken aşamalarında bulunduğu Çin’den gelirken, batılı yatırımcılardan olumsuz ekonomik ve siyasi arka plana rağmen 4,1 milyar dolar geldi. BlackRock iShares Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi Yatırım Stratejisi Başkanı Karim Chedid, “yatırımcıların ABD’den Avrupa’ya ve gelişen ülke piyasalarına yöneldiğini görüyoruz” dedi.
Bu durumun nedeni olarak şimdilerde oluşmaya başlayan sektörel dinamikleri gösteren Chedid, gelişen ülke piyasalarının ve Avrupa’nın ABD’ye kıyasla değerinin altında işlem gören daha fazla hisseye sahip olduğunu söyledi.
Tüm dünyada yatırımcılar, pandemi döneminde kolay para politikalarıyla gelecekteki getiri beklentileri üzerinden yüksek fiyatlarla işlem gören “büyüme” hisselerinden, “değer” hisselerine geçiş yapıyor. borsagundem.com'un derlediği bilgilere göre ABD borsalarının liderliğini son iki yıldır üstlenen teknoloji hisselerine odaklanan ETF’lere yönelen küresel yatırımlar 400 milyon dolara düşerken, enerji ETF’leri toplamda 4,4 milyar dolar yatırım çekti.
Ancak açık ara farkla kazanan, değer hisselerinin bol miktarda bulunduğu finans sektörü oldu. Finans sektörüne yapılan yatırımlar 10,9 milyar dolara ulaşarak rekor kırdı. Chedid, “finans sektörüne yönelik talep artıyor. Yükselen faiz oranları ve bu noktadan sonra yüksek getiri potansiyeli göstermeleri çekiciliklerini artırıyor” dedi. 7 Investment Management Portföy Yöneticisi Peter Sleep, yakın zamanda yatırımların yönündeki değişimi “paranın performansı izlediği” şekilinde yorumladı.
Aynı zamanda uzun yıllardır devam eden üstün performasının ardından ABD borsalarının bu yıl düşüşe geçmiş olması, S&P 500’ün ocak ayında %5,3 düşüş göstermesi ile daha önce tercih edilmeyen İngiltere ve küresel gelişen ülke piyasalarının daha çekici görünmeye başladığını ifade etti. Sleep aynı zamanda sezonsal bir faktörün de devrede olabileceğini açıklayarak, değer hisselerinin yıla genellikle iyi başlangıçlar yaptığını dile getirdi.
Buna rağmen Sleep özellikle de banka hisseleri gibi finans sektörü hisselerinin, 2008 finansal krizinin ardından yıllar süren düşük performans alanından çıkmış olabileceğini düşünüyor. Sleep, düzenleyicilerin birçok bankayı cezaya çarptırmasına ve batık kredi riskinden kaçınmak için sermaye tamponlarını artırmasına dikkat çekerek, “bankaların kazandığı tüm para hissedarlara gitmek yerine, cezalara ya da sermaye tamponlarının inşasına ayrıldı” dedi.
Ancak bu süreç şimdilerde geride kalmış göründüğü için bankaların “hisse geri alımları, temettü ödemeleri ve hissedarlarını ödüllendirme” pozisyonunun güçlendiğini söyledi. Yükselen faiz oranları genellikle bankalar için olumlu bir gelişme olarak değerlendirilirken, Sleep bu mekanizmanın da zayıfladığını ve birçok bankanın mortgage kredilerini menkul kıymet olarak satması nedeniyle faiz oranlarına karşı daha az hassasiyeti olduğunu açıkladı.
Bu aşamada Chedid yatırımcıların odağındaki değişimin, bir rotasyon olmadığı görüşünü taşıyor. Bunun nedeni teknoloji ya da büyüme ETF’lerinde satış dalgalarındansa, bu alana yönelen yatırımların azalmış olması. Ancak Chedid, değer hisselerine yönelen yatırımların miktarının artacağını tahmin ediyor ve bu trendin henüz erken aşamalarında olunduğunu söylüyor.