E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaŞeniz Yarcan: FED’in faiz artışı Haziran sonrasına ertelenebilir---

Şeniz Yarcan: FED’in faiz artışı Haziran sonrasına ertelenebilir

Şeniz Yarcan: FED’in faiz artışı Haziran sonrasına ertelenebilir
07 Nisan 2016 - 14:40 borsagundem.com

Yatırım Finansman Genel Müdürü Şeniz Yarcan, makroekonomik ve siyasi küresel gelişmeleri değerlendirdi

YAĞIZHAN COŞKUN - BORSAGUNDEM.COM

Yatırım Finansman Genel Müdürü Şeniz Yarcan, FED’in faiz artırımlarında temkinli davrandığını belirterek, bir sonraki faiz artışı için "Haziran sonrasına ötelenebilir" dedi. Türkiye'nin diğer gelişmekte olan ülkelere kıyasla daha iyi durumda olduğunu söyleyen Yarcan, 2016 yılının enteresan bir yıl olduğunu, küresel çapta bu kadar bilinmez ve belirsizliğin aynı sinemada bir çok filmin aynı anda gösterilmesine benzetti. Makroekonomik ve siyasi küresel gelişmelerin değerlendirildiği toplantıda, Şeniz Yarcan'a, Yatırım Finansman Genel Müdür Yardımcısı Emre Duranlı, Koordinatörler Levent Durusoy ve Hakan Tezcan, Araştırma Müdürü Zümrüt Can Ambarcı, Yatırım Danışmanlığı Müdürü Dr. Nuri Sevgen ve Başekonomist Can Uz eşlik etti.

Yatırım Finansman Başekonomisti Can Uz, dünyanın içerisinden geçtiği konjonktür sebebiyle, hiç bir Merkez Bankası'nın, küresel gelişmelerden bağımsız hareket edemeyeceğini, buna FED'in de dahil olduğunu söyledi. Uz ayrıca, yapılan analizler sonucunda, bugünkü kadar büyük global bir kaygının şimdiye kadar görülmediğini vurguladı. Uz, önümüzdeki 2,5 - 3 aylık süreçte yaşanacak gelişmelerin, 2016 yılı için belirleyici olacağını da sözlerine ekledi.

Yatırım Finansman Araştırma Müdürü Zümrüt Can Ambarcı, Türk hisse senetleri piyasalarının, diğer gelişmekte olan ülke piyasalarından daha iyi bir performans sergilediğini, gelişmelere bağlı olarak bankacılık hisselerinin de sanayi hisselerini yakalayabileceğini belirtti.

Yatırım Danışmanlığı Müdürü Dr. Nuri Sevgen, Nisan ayında piyasaların olumlu geçeceğini, ancak Nisan sonrasında dalgalanmalar beklendiğini belirtti. Sevgen ayrıca, dolarda zor bir seviye olan 2.80 bariyerinin kırılması halinde 2.75'e çok sert bir düşüş olacağını söyledi.

(Soldan sağa: Başekonomist Can Uz, Araştırma Müdürü Zümrüt Can Ambarcı, Yatırım Danışmanlığı Müdürü Dr. Nuri Sevgen, Genel Müdür Şeniz Yarcan, Genel Müdür Yardımcısı Emre Duranlı, Koordinatörler Hakan Tezcan ve Levent Durusoy)

Gerçekleşen toplantıda Şeniz Yarcan ve ekibinin sunduğu rapor şu şekilde:

Makroekonomik ve Siyasi Küresel Gelişmeler

Türkiye’nin avantajları:

FED faiz artırımlarında temkinli davranmaktadır. Bir sonraki faiz artışı Haziran sonrasına ötelenebilir.
Gelişmekte olan ülkelere sermaye girişinin artması risk iştahının güçlü olduğunu göstermektedir. Son bir ayda Türkiye hisse piyasasına 1 milyar dolar, tahvil piyasasına ise 700 milyon dolarlık portföy girişi gerçekleşmiştir. ECB’nin uyguladığı negatif faiz ve uzun vadeli finansman olanakları bol likiditenin devamı anlamını taşımaktadır. Emtia fiyatlarındaki gerilemenin katkısıyla Türkiye’nin cari açığı düşmeye devam etmektedir. Bu durum döviz ihtiyacını hafifletmektedir. Euro Bölgesi’ndeki toparlanma ile zayıf seyreden dış talepte kısmi bir canlanma söz konusu olmaktadır. EUR/USD paritesinin yükselmesi şirket bilançolarına olumlu yansımaktadır.

Türkiye’nin dezavantajları:

Suriye ve Irak temelli jeopolitik riskler devam etmektedir. Petrol fiyatlarındaki düşüşler küresel büyüme endişelerini tetiklemektedir. Bu durum küresel satış baskısı yaratabilmektedir.Petrol fiyatlarındaki düşüşler nedeniyle Türkiye ihracatında pazar çeşitlendirme imkânları azalmaktadır. Rusya ve Irak ihracatında son bir yıl içerisinde toplam 5 milyar dolarlık kayıp söz konusu olmuştur. Son dönemde volatilitenin gerilemiş olmasına rağmen küresel belirsizliklerin etkisi ile kur seviyesine ilişkin tahmin yapmak zorlaşmıştır.

Makroekonomik ve Siyasi Yurtiçi Gelişmeler

Türkiye’nin avantajları:

10 Aralık 2015’te açıklanan 64. Hükümet 2016 Yılı Eylem Planı içerisinde büyümeye destek verici unsurlar yer almaktadır. Avrupa Birliği’ne katılım sürecinde yeni fasıllar açılmaktadır. Eylem Planı dâhilinde oluşan mali genişleme ilk iki ayda bütçe dengesini sarsmamıştır. Dolaylı vergi gelirlerindeki artışlar ile bütçe disiplini devam etmektedir. Hanehalkı tüketimine dayalı iktisadi büyüme modeli büyümeyi %4,0 seviyesinde tutmaktadır. Göçmenler tüketim yoluyla büyümeye katkı sağlamaktadır. 2016 yılında dış talebin de katkısıyla %3,5 - %4,0 bandında bir büyüme mümkün görünmektedir.
Asgari ücret artışı işsizliği tetiklememiştir. İmalat sanayi siyasi ve jeopolitik risklere karşı dirençli kalabilmiştir. Son iki ayda enflasyonda hızlı bir gerileme kaydedilmiştir. 2016 yılı enflasyonun %8,0 seviyesinde tutunabilmesi mümkün görünmektedir. TCMB’nin enflasyon beklentilerindek i toparlanmaya ve yatay kur hareketlerine parelel olarak faiz indirimlerine gitme ihtimali yükselmiştir. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından herhangi olumsuz karar beklenmemektedir .

Türkiye’nin dezavantajları:

TCMB başkanının görev süresi tamamlanacaktır. Piyasa yeni yönetimin politika önceliklerini görmek isteyecektir. Yeni anayasa ve başkanlık tartışmaları senenin ikinci yarısında yoğunlaşacaktır. Bir referandum veya yeniden seçim olasılığı piyasa algısını şekillendirecektir. İç güvenlik problemleri nedeniyle toplam turizm gelirinin 6-7 milyar dolar azalması beklenmektedir. Tüketici kredilerinde büyüme hızının %10’lar seviyesinin altında seyretmesi büyümeyi kısıtlamaktadır. Daralan cari açığın temel unsurları enerji fiyatlarındaki azalış ve altın ticaretinde pozitif net pozisyondur. Talep koşullarındaki canlılık neticesinde altın ve enerji hariç cari açıkta yükselmektedir.

Finansal Piyasalara ilişkin Gelişme ve Beklentiler

2016 yılı başında Çin’in büyüme rakamlarına ilişkin endişeler ve Yuan kurunun düşmesi uluslararası piyasalarda tedirginlik yaratmıştı. Fakat, Suriye’deki ateşkes ve emtia fiyatlarındaki toparlanma ile birlikte küresel piyasalar Şubat ayının ortalarında yükselişe geçti. BIST-100 Endeksi de yurtdışındaki bu trendi takip etti. Mart ayında ECB’den gelen genişlemeci adımlar ve sonrasında FED üyelerinden temkinli açıklamalar tüm gelişmekte olan ülke piyasalarını ve Türk varlıklarını destekleyerek yükseliş trendinin ralliye dönmesine neden oldu. 2015 yılında gelişmekte olan ülkelere göre %19 daha kötü performans gösteren Türkiye hisse senetleri, düşük baz etkisiyle yıl başından bu yana emsallerine göre %16 daha iyi performans gösterdi. Ocak ayında %61.5 ile dip yapan yabancı payı %63.8 seviyelerine yükseldi.

Mart ayı enflasyon verilerinin beklentilerin altında kalması faiz indiriminin devam edebileceği beklentisiyle piyasalardaki olumlu havayı desteklemektedir. 2016 yılında jeopolitik risklerle ilgili gelişmeler, Nisan ayında TCMB’nin yeni başkanı ve izleyeceği para politikaları, yeni anayasa ve başkanlık sistemi tartışmaları takip edeceğimiz önemli konular olacak. Yılbaşından bugüne mali endeksin %11.7 sınai endeksin ise %17.5 değer kazandığını görüyoruz. Özellikle TL’nin değer kazandığı son dönemde, güçlü TL’nin şirketlerin bilançolarına ve karlılıklarına direkt etkisi olacağı için sanayi hisselerinin borsada bankalardan daha hızlı performans gösterdiğini gözlemliyoruz. Bankalarda ise haftalık verilerden de gördüğümüz gibi kredi büyümesinin yeterince ivmelenememesi ve yüksek fonlama maliyetlerinin getirdiği marj baskısı devam ediyor. Diğer taraftan, Merkez Bankası’nın Mart toplantısında başlattığı sadeleşme adımları çerçevesindeki faiz düşüşünün devamı ve bunun da fonlama maliyetlerini aşağı çekmesi bankacılık sektörünün karlılığını olumlu yönde etkileyecek ve önümüzdeki dönemde bankacılık hisselerine yönelimi destekleyecektir. BIST-100 Endeksi 2016 yılsonu beklentilerine göre 9.3x F/K ile ve GOÜ’lere göre %23 iskonto ile tarihi ortalamalarının altındadır. Geçen sene %25 oranında gerileyen bankacılık endeksinde ise çarpanlar daha da cazip seviyelerdedir. 2016 beklentilerine göre 6.6x F/K çarpanıyla ve uluslararası benzerlerine göre %13, kendi tarihsel ortalamalarına göre ise % 20 iskontolu işlem gören bankacılık sektörünün 2016’da net karını %14 oranında arttırmasını bekliyoruz. Fakat fonlama maliyetlerinin yüksek seviyelerini koruması, görece zayıf kredi büyümesi ve sermaye yeterliliğindeki kısıtlar sektörün yatırımcı ilgisi çekmesinin önündeki en önemli engeller olarak sıralanıyor.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Zırto07 Nisan 2016 19:44

    Ne var şok olacak,10 yıl faiz artırımı görünmüyor...

  • bu yaz borsalarda küllüm vaziyetine dikkat etmeli.07 Nisan 2016 17:39

    piyasalar tam yaz durgunluğundayken bir de fed faiz arttırırsa borsalar küllüm olur çok dikkatli olmalı .