Dünyanın gözü kripto parada

Dünyada pek çok kuruluş blockchain ve kripto paraları anlamaya çalışıyor. Bazıları şimdiden hamlesini yapıyor. Facebook, 2020 yılında ‘Libra’ adlı yeni bir kripto parabiriminin piyasaya sürülmesinin planlandığını açıkladı. Ne kadar Amerikalı otoriteler karşı çıksa da bu hamle çok önemli görülüyor. Facebook, 2020 yılında piyasaya sürülecek kripto para biriminin Mastercard ve Visa gibi ödeme sistemleri tarafından da destekleneceğini belirtti. Ayrıca kripto para birimine ek olarak ‘Calibra’ adıyla bir dijital cüzdan da oluşturacak. Platformda kullanıcılar kendi aralarında mesajlaşır gibi ‘Libra’ transferi yapabilecekler

Ana gündem

Facebook’un ardından ABD’li perakende devi Walmart da kendine ait bir kripto para çıkarmak için patent başvurusu yaptı.

Walmart, dijital para projesiyle kullanıcıların çok düşük ücretle veya ücretsiz şekilde değer saklama olanağına sahip olmasını sağlayacak. Kullanıcılar dijital parayı Walmart’ın ortakları ve belirli perakendecilerde nakite de çevirebilecek.

Walmart’ın dijital parasının mümkün olduğunca çok yerde harcanabilmesi için farklı senaryolar da üretilebilecek. Patent başvurusunda, oluşturulması planlanan dijital paranın bankacılık hizmetlerinin pahalıya geldiği, fakir aileler için bir alternatif olabileceği vurgulandı.

Her ülke de bu alanda yeni bir gelişmeye imza atıyor.

İngiltere’de Birleşik Krallık Finansal Yürütme Kurumu (FCA) geçen hafta, bazı kripto para birimlerinin işlevlerini tanımlayarak hangi kripto para birimlerine yaptırım ve kural uygulanacağının belirlendiğini duyurmuştu. FCA, bitcoin ve ethereum gibi bazı kripto para birimlerini takas paraları olarak tanımlarken, bunlara yaptırım uygulanmayacağını fakat kara para aklamaya karşı alınan kurallara tabi tutulacaklarını vurgulamıştı.

Trump tepki gösteriyor

Dünyada geleneksel yapıları tehdit ettiği için ise bu sisteme tepki gösterenler de var. Başta ABD Başkanı Donald Trump olmak üzere. Trump, geçen ay içerisinde ‘Bitcoin hayranı değilim’ diye tweet attı. İngiltere Merkez Bankası Başkanı da bu konuda tepkili. Hindistan Maliye Bakanlığı ise ülkede özel kripto paraların yasaklanması tavsiyesinde bulundu. Ayrıca bu teknolojinin arkasında kimin olduğu da tam olarak bilinmiyor. Bitcoin’in arkasında global bir uyuşturucu çetesinin olduğu öne sürüldü.

Türkiye için fırsat mı?

Kripto para birimleri Türkiye’deki kurumlar için de fırsat olabilir. Türkiye’de de Borsa İstanbul, TÜSİAD, Takas İstanbul, TÜBİTAK, Hazine Müsteşarlığı gibi kamu merkezli kurumların bu teknolojiyle ilgili detaylı çalışmalar yaptıkları biliniyor. Kripto paralar konusunda en önemli gelişmelerden biri, bu vizyonun Kalkınma Planı’na da girmiş olması. Geçen ay içinde yayınlanan ve 2019-2023 dönemini kapsayan 11. Kalkınma Planı’nda blokchain tabanlı dijital bir merkez bankası parasının yakın gelecekte uygulamaya alınacağı vurgulandı. Bu oldukça önemli bir gelişme.

Dijital para vadisi

Güney Kore, blockchain teknolojisini kullanan projelerin daha hızlı geliştirilmesi amacıyla, Busan kentini bazı yasal düzenlemelerden muaf tutarak serbest bölge ilan etti. Bunun ilk örneği İsviçre’nin Zug kentinde ‘kripto para vadisi’ olarak açılmıştı. Güney Kore Kobi ve Start-Up Bakanlığı’nın yaptığı duyuruyla, nüfus açısından ülkenin en büyük ikinci kenti olan Busan’ın finans, kamu güvenliği ve turizm alanlarıyla ilgili geniş blok zincir projelerine ev sahipliği yapacağı belirtildi.

‘Kalkınma Planı’na bile girdi

BtcTurk’un CEO’su Özgür Güner, 11. Kalkınma Planı’nda Türkiye’nin kendi dijital parasını çıkarması ifadesinin yer aldığını dile getirerek, “Kalkınma Planı’nda blokzincir tabanlı dijital merkez bankası para uygulaması konulması yer aldı. Bu hedeflere ulaşılabilmesi için yasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor” dedi.

‘Öncü ülke oluruz’

Bu gelişmeyi kripto paralar için çok olumlu değerlendirdiklerini kaydeden Güner, “Önümüzdeki 10 yıl içerisinde Türkiye’nin kripto para alanında öncü ülkelerden biri olacağına inanıyorum. Türkiye’de girişimciler blokzincir tabanlı projeler üretmeye, yatırımcılar da bu projeleri desteklemeye devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Günör şöyle devam etti: “Blokzincir alanında öncü ülkelerden biri olabilmemiz için daha çok proje üretmeliyiz, fakat ortaya çıkan projelerin bir soruna çözüm üretmesi ya da var olan alternatiflerinden daha iyi bir çözüm sunması gerekiyor. Bu şartları sağlamayan kripto para projelerinin yaygınlaşması ve uzun süre hayatına devam etmesi pek mümkün değil. 2.400’den fazla kripto para projesi var ancak bunlar arasında gerçekten fayda sağlayanların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.”

Acaba 25 yıl sonra ne olacak?

Yeni kurulan Blockchain Türkiye Platformu (BCTR) Sözcüsü Ahmet Usta, blockchain’i bir teknoloji olmanın ötesinde bir düşünce tarzı olarak ele almak gerektiğini belirterek, “Tüm dünya için yenilikçi bir yaklaşım. Güven unsurunu temin eden merkezi yapıların, eğer onları gereksiz kılmıyorsa, rolünü bütünüyle değiştiriyor. Türkiye’de özel şirketlerin, kamu kurumlarının ve düşünce liderlerinin bu konuya erken bir dönemde sahip çıktığını görmek bizleri mutlu ediyor” dedi.

Girişimler desteklensin

Her yenilikçi teknolojide olduğu gibi blockchain’in de henüz yolun başında olduğunu dile getiren Usta konuşmasını şöyle sürdürdü:

“25 yıl sonra blockchain teknolojisinin dünyanın işleyişinde önemli bir rolü olacağını öngörüyoruz. Fırsatlar bu teknolojiyi daha iyi anlamak, onu geliştirmek ve uygulamakla açığa çıkacak. Bu noktada gayret göstermeye devam etmeliyiz. Riskli bile olsa özel şirketlerde ve kamuda blockchain projelerini test etmeli ve deneyim kazanmalıyız. Bu alandaki girişimlerin önünü açmalı ve küresel arenada bir caize noktası olmak için strateji geliştirmeliyiz” dedi. (Hanife Baş-Milliyet)

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.