E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaBabacan: Piyasalardaki hareketlilik geçici---

Babacan: Piyasalardaki hareketlilik geçici

Babacan: Piyasalardaki hareketlilik geçici
24 Ocak 2014 - 12:06 borsagundem.com

Dünya Ekonomik Forumu'nun yıllık toplantısına katılan Ali Babacan, piyasalarla ilgili önemli açıklamalarda bulundu

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, piyasalardaki hareketliliğin geçici olduğunu vurgulayarak, “Pek çok ülkenin kamu borç sorunu yaşadığı bir dönemde Türkiye gücünü ortaya koymuştur. Kısa vadeli psikolojik ortamlara da asla aldanmamak lazım. Hep ileriye bakmak lazım. Türkiye’nin gücüne güvenen mutlaka karlı çıkar. Biz şuanda yoğun bir şekilde siyasi risk algısını azaltmak için çaba gösteriyoruz” dedi.
Dünya Ekonomik Forumu'nun yıllık toplantısına katılan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Davos'ta NTV'nin sorularını yanıtladı. “Kurun seviyesi 2.31’e yakın. Bu seviyelerde kalmasının ekonomiye olası etkileri ne olur?” şeklindeki bir soru üzerine Babacan, "Uluslararası piyasalardaki gelişmelerin oldukça etkili olduğunu görmek lazım. Sadece Türkiye'de değil Rusya, Latin Amerika gibi pek çok ülkede benzer hareketler görüldü. Uluslararası konjonktürle paralel hareketler mi var yoksa sadece bize özel hareketler mi var bunu ayrı ayrı değerlendirmek lazım. Aslında geçen sene Ocak-Şubat ayına baktığımızda biz o zamanlardan itibaren 2013 hatta 2014 yılının dikkatli izlenmesi gereken yıllar olduğundan bahsetmiştik. Biz aslında 2013 programımızı hazırlarken 2014 sonrasıyla ilgili programlarımızı hazırlarken bu yeni konjonktürü dikkate alarak hazırladık. Bir miktar piyasalarda hareketlilik olması normal böyle bir konjonktürde. Tabi buna bir de bizim kendi iç siyasi gelişmelerimizde eklendiği zaman biz Türkiye'de bu hareketliliği biraz daha fazla hissediyoruz" diye konuştu.

“HALKIMIZIN DA BANKALARA OLAN BORCU HEP TÜRK LİRASI”

Ekonominin temelinde istikrar ve güven kavramlarının olduğunu vurgulayan Babacan şunları kaydetti:
“Şu anda dünya ekonomisi likiditenin çok bol olduğu bir dönemden yavaş yavaş likiditenin artış hızının düşeceği bir döneme giriyor. Bugün Amerikan merkez bankasının yeni faiz politikası Amerikan hazinesinin kendi borçlanma faizlerini dahi arttırdı. Geçen sene Mayıs’ta Amerikan hazinesi 10 vadeyle yüzde 1.7 ile borçlanıyordu bugün neredeyse yüzde 3’le borçlanıyor. Dolayısıyla bütün dünyada hareketlilik var bizde de var. Yeni HSYK yasası başta olmak üzere daha sonra çıkaracağımız bazı yasal düzenlemeler ve idari tedbirlerle bu risk algılamasını bir an önce minimuma indirmemiz gerekiyor. Piyasalardaki bu hareketliliği geçici görmek lazım. Kalıcı ekonominin genelinde bir tahribata yol açan bir hareketlilik değil de geçici bir hareketlilik olarak görmekte fayda var. Eski dönemden yeni dönem geçiyoruz bir de Türkiye'deki gelişmeler üzerine eklenince bir miktar heyecana sebep oluyor. Belki 1994’te, 2001’de Türkiye'nin zor dönemlerinde kur ekonominin geneliyle alakalı çok daha önemli bir unsurdu. O dönemlerde kur arttığında hemen devletin borcu artıyordu. Kur arttığında hemen bankaların bilançosu tahrip görüyordu. Bugün için artık öyle bir durum yok. Hem kamu finansmanı hem de bütçe açığı olsun borç stoku olsun, bankaların bilançosu kur hareketlerine karşı önemli ölçüde korunaklı durumda. Halkımızın da bankalara olan borcu hep Türk lirası. Dolayısıyla burada şirketlerimizin döviz borcu var. Şirketlerimize bakıyoruz ki bazı dönemlerde ithalatla ilgili bir ödeme yapmak zorundaysa, bakıyoruz şirketlerimiz bu alacağı dövizi biraz erken almak korumak gibi bir eğilime gidebiliyorlar. Tabi bu her şirketin kendi kararıdır. Bu geçici bir hareketlilik. Er ya da geç bir sükunete kavuşacağını da beklemekteyiz.”

“TÜRKİYE'NİN UZUN VADEDE İSTİKRARINA GÜVENEN BUNDAN İSTİFADE EDER”

Babacan, “Bu geçici dönemlerde nasıl bir reaksiyon verilebilir? Faiz enstrümanı veya başka ne kullanılabilir?” sorusu üzerine ise, “Merkez Bankamızın yaptığı veya yapacağı kendi açıklamalarına dikkat etmek lazım. Onun dışından gelecek her türlü yoruma, her türlü açıklamaya ihtiyatla yaklaşmak lazım. Çoğu açıklamalar zaten kişilerin kendi görünümlerinden geçer. Hazine müsteşarlığımızın bir miktar bu konuda yetkinliği vardır. Onlar da dikkate ederseniz hiç konuşmazlar. Kuşkusuz bütün kurumlarımız aralarında iletişimi oluştururlar. Merkez Bankası neyi ne gün nasıl yapacağına karar verir ve kendi para politikaları çerçevesinde oluşur. Uluslararası yatırımcılar bütün bu dönemde net anlamda Türkiye'den çıkış yapmadılar, Türkiye’deki varlık fiyatlarda düşüş oldu, net değer kaybı yaşandı, ama sermaye kaybı olmadı. Çünkü Türkiye'nin uzun vadesine güveniyorlar. Gelişmekte olan bir ekonomi için kendi yerel para biriminin uzun vadede değerlenmesi çok normal. Kısa vadede inişler çıkışlar olabilir. Türkiye'nin uzun vadede istikrarına güvenen bundan istifade eder mutlaka” diye konuştu.

“KISA VADELİ PSİKOLOJİK ORTAMLARA ASLA ALDANMAMAK LAZIM”

Kurun seviyesiyle ilgili bugüne dek hiç yorum yapmadığının altını çizen Babacan, şöyle devam etti:
“Serbest kur rejiminde kurun seviyesi şöyledir böyledir diye bir tartışmaya girmek adeta doğru değil, daha uzun vadede bakmakta fayda görüyorum. Pek çok ülkenin kamu borç sorunu yaşadığı bir dönemde Türkiye gücünü ortaya koymuştur. Kısa vadeli psikolojik ortamlara da asla aldanmamak lazım. Günlük karar vermemek lazım. Hep ileriye bakmak lazım. Türkiye’nin gücüne güvenen mutlaka karlı çıkar. Biz bunu ilk kez yaşamıyoruz, 2006'da yaşadık, 2009'da yaşadık. 2006 yaşanan hareketliliği kimse hatırlamıyor ama sonra düzeldi. 2013 Mayıs’tan bu yana yine bir süreç yaşıyoruz. Ama türkiye bunların hepsini aşacaktır. Biz şuanda yoğun bir şekilde siyasi risk algısını azaltmak için çaba gösteriyoruz. Hukuk devleti olduğumuzu her an ortaya koymamız lazım. Bizim hukuk yetkilileri dediğimizde mutlaka referanslarımı oralardadır. Bizim için AB normları esastır. Türbülansa girildiğinde yolcular heyecanlanır ama kokpitte işini bilen kaptanlar varsa yolcular huzur ve güven içerisinde hedefe varır. Hareketliliğe rağmen ekonomimiz son derece dayanıklı. Net borcumuz yüzde 15'e düşmüş, bütçe açığımız yüzde 1.01. Zamanında alınan tedbirler çok önemli oluyor. Herkesin içi rahat olsun. Gelişmekte olan ülkenin ortalama büyümesi gelecek 10 yılda geçmiş 10 yıla göre biraz daha düşük olacak ama yine de gelişmiş ekonomilere göre çok daha yüksek bir büyüme performansını gelişmekte olan ülkeler gösterecek. Çin kötüye gidiyor. Çin’e artık yatırım gelmez böyle şeyler doğru değil. Hareketlilik devm ederse belki büyüme de bir şeyler görebiliriz ama bugün için çok çok erken. Eskiden yüzde 30 civarında bir geçişkenlik vardı. Şimdi geçişkenlik yüzde 15’e indi. Böylesine bir ortamda düşündüğümüzde ekonomimiz finans sistemimiz bütün bu hareketliğe karşı oldukça iyi. Zaten böylesine hareketli bir dönem için hazırlıklarınızı yaptıysanız, böyle bir hareketlilik yaşandığında daçok daha rahat oluyorsunuz. Aynı depreme karşı bina güçlendirdiğiniz gibi."

“HER AN HAZIRLIKLI OLMAK LAZIM”

Babacan, “Bir etkilenme görüyor musunuz yerli ya da yabancı yatırımlarda?” şeklindeki bir soru üzerine şunları kaydetti:
“Bize burada en çok kendi iç siyasi gelişmelerimiz soruluyor. Türkiye'yi biraz uzaktan takip edenler ne olduğunu anlamaya çalışıyorlar. Ekonomik gelişmelerle ilgili FED’in süreci cari açık filan bu konuyla ilgili sorular son derece az daha çok siyasi gelişmeler. Yatırımcılarda da ciddi bir pozisyon değişikliği görmedik. Gelişmekte olan ülkelerin ortalama büyümesi gelecek 10 yılda geçmiş 10 yıla göre biraz daha düşük olacak. Ama yine de gelişmiş ekonomilere göre daha iyi bir performansı gösterecek. İçinde bulunduğumuz sene için yüzde 4’lük bir tahmin yaptık. Bu hareketlilik bir miktar devam ederse büyümede de bir miktar bir şeyler görebiliriz. Enflasyon diyorsunuz kur seviyesiyle eskisi gibi bağlantılı değil ama bir miktar bağ var hala. Böylesine bir ortamda kendi içimizde yaşadığımız siyasi gelişmeleri de düşündüğümüz zaman ekonomimiz, finans sistemimiz bütün bu hareketliliğe karşı oldukça dayanıklı. Binanızı siz depreme karşı güçlendirdiyseniz yapılması gereken her şeyi yaptıysanız deprem olduğunda daha güvende olursunuz. Dünya piyasalarında bir miktar sarsıntı var ama binamızın temeli sağlamsa, kendisi sağlamsa çok da endişe etmemek lazım. Her an hazırlıklı olmak lazım tabi, kurumlarımızın gerektiği zaman gerekeni yapması lazım. Bugün borcumuzun milli gelire oranı yüzde 35’e düşmüş net borç yüzde 15’e düşmüş, bütçe açığımız sadece yüzde 1.1. Bankalarımızın sermaye yeterliliği gayet iyi. Dolayısıyla böyle ortamlarda zamanında alınan tedbirler çok çok önemli oluyor.”

“ÖZEL SEKTÖRÜMÜZDE, KOBİ’LERDE CİDDİ BİR KUR RİSKİ YOK”

Devletin borcunu ödeyip ödeyememesinin temel olduğuna dikkat çeken Babacan, “Bugün Avrupa’da yaşanan kriz devletin borcunu ödeyip ödeyemeyeceğiyle birlikte birden büyümüştür kriz. Şu anda Türkiye'de böyle bir problem yok. Özel sektörümüzde, KOBİ’lerde ciddi bir kur riski yok. Büyük firmalarda da kur riskiyle alakalı iyi bir yönetim olması gerektiğini düşünüyoruz. Bunları biz 2006’da yaşadık 2009’da da yaşadık. Ama çok şükür Türk reel sektörü bunları aştı. Bu dönemde de çok ciddi sorun olacağını düşünmüyoruz. Bankalarımız bu tür dönemlere alışık. Dolayısıyla aklıselim hareket ettikten sonra bu süreci rahatlıkla atlatabilirler diye düşünüyorum. En kötüleri gördükten sonra böyle dönemleri çok rahat yöneteceklerini düşünüyorum” diye konuştu.

"DIŞARIDAN GELECEK ZARAR TÜRKİYE'YE ÇOK ÇOK SINIRLI”

“Davos’ta yoğun bir gündeminiz var. Türkiye algısı nasıl burada? Bu yıl Türkiye çok öne çıkan bir ülke değil ama genel olarak algı nasıl?” sorusu üzerine Babacan şunları kaydetti:
“Son 7-8 aydır bizim bu Gezi olaylarından sonra uluslararası basın maalesef ağırlıklı olarak Türkiye ile ilgili negatif bir tutum sergiliyor. Mayıs 2013’e kadar baktığınız dönemde de tam tersi bir durum vardı. Türkiye'nin başarıları, projeleri, olağanüstü dönüşüm hep bunları işliyorlardı. Dolayısıyla bu uluslararası basının Türkiye'yi negatif işlemesinin burada Türkiye'yi uzaktan takip edenler üzerinde bir olumsuz etkisi olmuş. Ama daha yakından takip eden, Türkiye'de yatırımı olanlar gayet iyi okuyorlar gelişmeleri. Bu Gezi olayları neydi ne değildi bunu gayet iyi anlamış durumdalar. Bu son olaylarda çok yeni bir gelişme olmasına rağmen iyi yatırımı olan ciddi pozisyonu olanlar çözmüşler. 'Siz iyi yoldasınız bir her şeyi biliyoruz' diyorlar.'Hükümetin işin başında olduğunu, tek bir devlet olduğunu gösterdiğiniz zaman bunlar çözülüyor' diyorlar. 'Avrupa Birliği önemli' diyorlar. Avrupa Birliği hedefi demokrasidir, hukukun üstünlüğüdür, temel hak ve özgürlüklerdir, kuralları piyasa ekonomisidir. Bunlar yatırımcılar, iş dünyası çok önemli bir güvence ve uzun vadeli bir hedef. Gelişmekte olan ülkeler bugün İsviçre gibi, Lüksemburg gibi her şeyin sakin olduğu 20-30 sene hiçbir hareketin olmadığı ülkeler değiller. Bizim kendi kendimize zarar verecek hareketlerden kaçınmamız lazım. Dışarıdan gelecek zarar Türkiye'ye çok çok sınırlı. Biz yeter ki kendi içimizde doğruları yapalım.”

“SEÇİMDEN SONRAKİ DÖNEMDE YİNE 3 AY ÖNEMLİ”

Başbakan Yardımcısı Babacan, “Kısa vadeli bazı kararların yerel seçimlerim sonrasına ertelendiği yabancı yatırımcılar açısından konuşuyorum, böyle bir gözleminiz var mı?” şeklindeki bir soru üzerine, “Bizim şu anda acilen yapmamız gereken ama yapmadığımız bir şey kalmadı. Son 2 yıl içinde o kadar çok yasal düzenleme yaptık ve bunları yürürlüğe koyduk ki çok ciddi konularda çok ciddi yasal düzenlemeler zaten yaptık. 2 yılda binlerce madde yasal düzenlemelerle çok önemli adımlar attık. Seçimlerin olduğu dönemde zaten yasal düzenlemelerin reformların hızının düşmesi normaldir. Seçim kampanyaları başlayacak, Meclis'in çalışmasını beklemek zor. Seçimden sonraki dönemde yine 3 ay önemlidir. Bunu da en iyi şekilde kullanmaya çalışarak yeni düzenlemeleri yeni reformları tekrar kaldığı yerden devam ederiz” diye konuştu.

“ÇİN ÖNEMLİ BİR REFORM SÜRECİNE GİRDİ”

Avrupa Birliği’nin hala en büyük ihracat pazarı olduğunu vurgulayan Babacan, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Dün 4 tane Avrupa başbakanının katıldığı oturumda konuşmacıydım. Niye beni davet ediyorlar? Avrupa’nın geleceği konuşulacaksa Türkiye olmadan konuşamazsınız, rasyonalite bunu gerektiriyor. Bir yandan bazı ülkelerde popülizm akımları olabilir ama rasyonel bakanlar uzun vadeli düşünenler 'Avrupa tartışıldığında Türkiye de orada olmalı' diyor. Biz de yapması gerekenler, yapılması gerekenler, atılması gereken adımlar bütün görüşmelerimizi açıklıkla söylüyoruz. 'Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne nasıl katkısı olacak, ilerde bundan Türkiye nasıl istifade edecek' bunları muhataplarımıza anlatıyoruz. Avrupa’da bir büyüme var ama yüzde 1’lik düşük bir büyüme. Avrupa’da durum toparlanıyor gibi görünüyor ama bu çok zayıf ve kırılgan bir toparlanma. Amerika’da biraz daha hızlı toparlıyor gibi görünüyor. Çin önemli bir reform sürecine girdi. O yüzden Çin’le alakalı bir miktar belirsizlik var. İran bir ilgi odağı oldu bu toplantıda yeni hükümetle. İkili görüşmelere yapıyoruz çok sayıda bakanla ve iş dünyasıyla.”

“BİZ KALICI OLARAK BURADAYIZ”

Ali Babacan, “Türk halkında bir arzu bir istek azalması var mı Avrupa Birliği konusunda? Çünkü birkaç yılda bir başlığın açıldığı çok ağır giden bir süreç yaşandı. Bundan sonra süreçte değişiklik olur mu, 'Avrupa Birliği’ne katılalım' isteğinde bir azalma görüyor musunuz?” sorusu üzerine, “Son 5 yıl içinde Avrupa Birliği sürecine destek Türkiye'de bir miktar azaldı ama azalmış hali dahi çok yüksek bir oran. Bizim hükümet olarak kararlılığımız en ufak bir küçülme yok. Brüksel’de biliyorsunuz bir daimi temsilcilik binası satın aldık ve Türkiye bayrağı ile Avrupa Birliği bayrağı orada yan yana dalgalanıyor. 'Biz kalıcı olarak buradayız' dedik, 'yani sizin içinizde dönem dönem görüşü kısa vadeli olan siyasetçiler de çıkabilir ama bunlar bizi etkilemeyecek biz buradayız' dedik” şeklinde konuştu.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (9)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • omer01 Şubat 2014 11:46

    Allah hukumetimize guc versi icerden gezici capulculara disaridan serefsiz dusmanlara firsat verdirmesin size guveniyoruz ulkenin duzenini bozmaya calisanlari Allah helak etsin

  • M.GUR24 Ocak 2014 19:27

    SAYIN BABACAN SİZİ SEVERİZ DÜRÜST BİR İNSANSINIZ AMA KEŞKE TÜM AKP LİLERDE SİZİN GİBİ OLABİLSELERDİ MALİSEF ÇOOOOK ŞAKŞAKCI VE YİYİCİ VAR İÇİNİZDE VE ÇEVRENİZDE MALİSEF İKTİDARKİ YÖNETİCİLERİN YUMUŞATICI SAKİNLEŞTİRİCİ ŞEYLER SÖYLEMESİ GEREK AMA NAFİLE SON BİR AYDA ÜLKENİN UĞRADIĞI KAYBA BAKIN MAFFOLDU KURLAR UÇTU MİLLET BATTI YAZIK OLDU YAZIK DEĞERMİYDİ BUKADAR İNATLAŞMAYA

  • LOUP24 Ocak 2014 15:06

    BOS BOS KONUSUYORLAR EKONOMIYI BATIRDILAR SIMDI ISE SUC ATACAK ADAM ARIYORLAR YOLSUZLUK TA SUC USTU YAKALANDILAR CEMEAAT PAREEL DEVLET DEDILER BEN BUNLARA KIZMIYORUM HALA BUNLARI SAVUNANALARA KIZIYORUM KARA YA AK DEMENIN ANLAMI YOKTUR EGELI ARKADASALR BU KUR UN ACISINI BIZIM VAZALLI HALKIMIZ CEKER BASKA KIMSE DEGIL BUNLARIN TUZU KURU NASIL OLSA ISVICRE BANKALARINI DORDURDULAR

  • Kk24 Ocak 2014 13:57

    Sorun yonetımde degıl onalra destek verende.Ne ekersen onu bıcersın.Devam Ustanıza destek verın.Ama nıye ıssız kaldık da sakın demeyın.

  • BAŞBAKAN SEN OL..24 Ocak 2014 13:29

    Maalesef Muz Cumhuriyetine dönen güzelim ülkemizde balık baştan kokmuştur. Başbakanlık tüm ciddiyetini kaybetmiş, ülkemizi ayakta tutan kurumları hallaç pamuğu gibi atmıştır. Suçu da alakasız bir paralel yapı uydurulmuş onlara atmıştır.

  • doğru söyle24 Ocak 2014 13:05

    DİYECEK BİR ŞEYİ VARMIYMIŞ TA

  • Allah belanızı versin24 Ocak 2014 12:53

    Türkiye bu hükümet yüzünden geri dönülemez bataklık la dolu bi yola girdi Allah sonumuzu hayır etsin

  • lafonten24 Ocak 2014 12:28

    hazine yakında % 7-8 faizle yurt dışından borç arayışına başlar yakında en az 20-25 milyar dolar lazım

  • soru24 Ocak 2014 12:26

    şimdi kokpitte oturan usta kaptanlar siz bay başçı ve bay zeybeçi mi oluyor ? peki bu kaptanlar geçenlerde hangi faizle borç bulabildi ? bu faiz batık ispanyanınkinden de yüksekmiydi değilmiydi ?