Yatırımcıdan yüzde 3233 tepkisi

Afyon Çimento, “%3233 oranında rekor bedelli sermaye artırımı” kararı aldı… Yatırımcı cephesinde tepkiler büyüyor… İşte İsmail Çiftaslan’ın yazısı…

BORSAGUNDEM.COM ARAŞTIRMA SERVİSİ

Afyon Çimento yeni fabrika yatırımının finansmanı için ortaklara başvurma kararı aldı. Şirket, mevcut 3 milyon lira olan sermayesinin yüzde 3.233,33 oranında ve 97 milyon TL bedel artırılarak 100.000.000 TL'sına çıkarılmasına karar verdi. Ve KAP’ta yayınlanan bu kararı Borsagundem.com, “Yüzde 3.233 oranında rekor bedelli sermaye artırımı… Afyon Çimento'dan rekor bedelli kararı” başlıklarıyla manşete taşıdı. Haberin ilginçliği zaten ortada, olay böyle olunca binlerce okur flaş gelişmeye uzak durmadı, tıkladı, okudu. Yatırımcı cephesi hareketlenirken rekor bedelliye ‘işin uzmanı’ olarak ilk tepki SPYD Başkanı Arif Ünver’den geldi. Ünver, Borsagundem.com’daki köşesinde, önce Türk Ticaret Kanunu ile Sermaye Piyasası Kanunu arasında insanının kafasını karıştıran kritik önemdeki ayrıntıyı hatırlatıp, “Halka açık bir firmamızın %3200’ler seviyesinde bedelli sermaye artırımı için aldığı karar ve ardından yatırımcıların bizi yoğun bir arama bombardımanına tutması, konuyu tekrar ele almamızı zaruri hale getirdi” dedi, can alıcı soruyu sordu: “Halka açık firmaya ortak olanların suçu ne?”.

Aynı soruyu, farklı bir yorumla, otoritenin de dikkatini çekecek bir açıyla, ‘yüzde 3233 bedelli sermaye artırımı kararı’nı masaya yatıran ve eleştiri oklarını çıkaran bir yatırımcı da sordu. 
Borsa dünyasının Çimbeton ve Çimentaş’ta hakkını araması, şok iddialar ve Genel Kurul’da kullandığı ‘ret’ oylarıyla tanıdığı İsmail Çiftaslan, yüzde 3.233 gibi rekor bedelli sermaye artırımı kararı alan Afyon Çimento’nun, küçük tasarruf sahiplerinin karşısına  ‘Daha makul bir sermaye artırım yöntemiyle (bedelsiz + bedelli gibi) çıkmasını’ umut ettiğini dile getirdi. 23 yıllık borsa yatırımcısı İsmail Çiftaslan, kaleme aldığı ‘sermaye artırımları’ başlıklı yazısını Borsagundem.com’a ulaştırdı. İşte o yazı…

SERMAYE ARTIRIMLARI

Şirketlerin öz sermaye kalemi içinde (şayet yeterli kaynak varsa) bedelsiz hisse vererek sermaye artırma yolunu seçmeden direkt çok yüksek bedelli sermaye artışına gitmesini ben de doğru bulmuyorum.Gerçi bedelsiz sermaye artırımının şirkete kattığı artı bir değer olmasa da yıllardır küçük yatırımcılarda bu şekilde beklenti  yaratılmış oldu.. Bu beklentiyi kullanan spekülatörler de bir çok kişinin canını yaktı ve yakmaya da devam ediyor.
Şirketler büyümek ve yeni yatırımlar için tabi ki bedelli sermaye artırımı yapacaktır/yapmalıdır ama bunu hem işletme hem de işletmeye yatırım yapmış ancak yönetimde söz hakkı olmayan tüm küçük yatırımcıları da dikkate alarak (makul bedelli + bedelsiz aynı anda gibi) yapmaları gerekir.

 TTK ve SPK’nın aynı konuda çelişen maddesinin ben de farkındayım. Şayet SPK böyle yüklü bedelli sermaye artırımına onay verirse, diğer düşük sermayeli şirketlere yatırım yapmış ve bedelsiz beklentisi içinde olan tüm küçük ortaklar ciddi bir strese ve zarara girebilecektir.
Şirketler öncelikle esas faaliyetlerinden kar edip büyümeli ve bu elde ettikleri karları ortaklarıyla düzenli olarak paylaşmayı öğrenmelidir. Rabbena hep bana olmaz,olmamalı… Yıllarca kar yapmadan, yapsa dahi elde ettiği karı tüm ortaklarıyla adil bir biçimde paylaşmayan, sermayelerini düzenli olarak iş/satış hacimleriyle orantılı güncellemeyen ve bazı durumlarda 10-15 yıl hiç sermaye artırımı yapmadan beklenti yaratan, üstüne üstlük imtiyaz hakkını kullanarak küçük yatırımcıların yönetimde söz sahibi olmasını engelleyen şirketlerle ilgili SPK’nın ciddi yapısal düzenlemeler getirmesi  gerektiğini düşünüyorum. Üstelik küçük yatırımcı açısından kötü yönetilen bu şirketlerin sürekli küçük ortakların ceplerinden ellerini çekmeleri gerekiyor.

Tabi ki bilinçli/finansal okuryazar yatırımcılar olarak bu tür şirketlere hiç yatırım yapmamak en doğrusu ama madem ki halka arzına izin verilmiş, denetleyici ve düzenleyici kurumlar üzerine düşeni zamanında yapmalıdırlar ve bu şirketleri çok sıkı denetlemelidirler. Ciddi yaptırımlar uygulayarak gerekirse yönetime kendisi aday atamalıdır (her ne kadar konu aynı olmasa da 2013’te Turkcell'de yaptığı gibi). Yoksa belli bir süre sonra ortada küçük yatırımcı kalmayacaktır. Yoksa istenen de bu mudur?

Son olarak %3200 civarında bedelli sermaye artırımı için talepte bulunan şirketin bu talebini SPK’nın reddeceğini ve ‘Daha makul bir sermaye artırım yöntemiyle (bedelsiz + bedelli gibi) gel’ diyeceğini ümit ediyorum. Aksi halde söz konusu şirket için değilse bile gelecekte bu yola başvurabilecek diğer düşük sermayeli, kar üretmeyen, üretse dahi paylaşmayan, yatırımcısını uzun yıllar mağdur etmiş ve etmeye devam eden şirketlere ve bu tür kağıtlarda cirit atan spekülatörlere daha fazla gün doğacaktır…

Ayrıca SPK ve TTK’nın bu ve varsa benzer çelişen maddelerinin de bir an önce gözden geçirilerek düzeltilmesi gerekmektedir…

İsmail Çiftaslan