BORSAGUNDEM.COM
ABD'nin ulusal güvenlik danışmanı General HR McMaster "Katar ve Türkiye'nin yeni rollerinin aşırı ideolojilerin fonlayıcılığını ve sponsorluğunu yapmak" olduğunu iddia etti.
Washington'da İngiliz meslektaşı Mark Sidwell ile bir araya gelen ve açıklamalarda bulunan McMaster, ABD Başkanı Trump'ın Pazartesi günü yeni bir ulusal güvenlik stratejisi açıklayacağını belirtti.
Yeni stratejinin ABD için hayati önem taşıyan 4 madde üzerine kurulacağını belirten General, bu maddeleri şöyle sıraladı:
1. ABD vatanını ve Amerikan halkını korumak
2. Amerikan refahını genişletmek
3. Barışı güç kullanarak korumak
4. Amerikan nüfuzunu artırmak
McMaster, ABD'nin stratejik çıkarlarına yönelik küresel düzeyde üç tehdit sıraladı.
İlk olarak "Revizyonist güçler" olarak niteldiği Çin ve Rusya'yı bir tehdit olarak gören General, bu güçlerin ABD'nin dostlarına karşı mütecaviz olduğunu ve uluslararası düzenin altına mayın döşediğini öne sürdü. İkinci olarak İran vce Kuzey Kore gibi baskıcı rejimleri bir tehdid unsuru oılarak gösterdi ve bunların teröre destek veren kitle imha silahları arayışındaki ülkeler olduğunu öne sürdü.
Üçüncü tehdid olarak cihat yanlısı radikal örgütleri gösteren General, bunlarla etkili bir şekilde mücadele edilmesi gerektiğini öne sürdü.
McMaster Rusya konusunda şahin bir tavır takınarak, “Rusya'dan bir tehdidle karşı karşıyayız ve bu tehdid yeni nesil savaş unsurları olarak isimlendirilen araçları içeriyor. Bu araç oldukça karmaşık faaliyetlerden, dezenformasyondan ve propoganda gibi unsurlardan oluşuyor. Bu amaçla siber araçlar kullanılıyor ve ulusumuzu parçalara bölmek hedefleniyor" iddialarında bulundu.
McMaster "Radikal islamcı ideoloji uygar insaniçin çok açık bir şekilde büyük bir tehdiddir. Bu tehdid şimdiye kadar küçümseniyordu. Radikal islamın hayır kurumları, medreseler ve diğer sosyal organizasyonlar aracılığı ile nasıl yükselebileceği ihtimaline yeterince dikkat etmedik" ifadelerini kullanıyor.
McMaster, on yıllar önce Suudi Arabistan'ın bu tip örgütlere destek verişini hatırlatarak, bugün bunun Katar ve Türkiye tarafından yapıldığını öne sürdü.