Hane halkı katılımı borsaları düşürüyor mu?

Pandemi sonrası itibariyle hane halkları borsalarda çok daha fazla yatırım yapar hale geldi. Ancak ünlü baş ekonomisti Joseph Lavorgna bunun borsalar için olumsuz yansımaları olacağını söylüyor

BORSAGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

Geçen hafta yayınlanan ABD enflasyon verilerinde ciddi bir sürpriz yoktu. FED’in favori enflasyon göstergesi olarak bilinen kişisel tüketim harcamaları endeksi ABD Merkez Bankası’nın aralık ayı toplantısında bahsettiği enflasyondaki olumlu gidişatı doğrular nitelikteydi.

Ancak geçen hafta çarşamba günkü satış dalgası piyasaların geleceğine dair soru işaretlerini artırdı. Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre, Dow Jones Endeksi’nin rekor seviyesinden geri çekilmesine neden olan düşüşün rastgele mi gerçekleştiği yoksa daha uğursuz bir şeylerin başlangıcı mı olduğu soruları gündeme geldi.

MarketWatch’un haberinde Deutsche Bank’ın eski ABD baş ekonomisti olan ve şimdilerde menkul kıymetler firması SMBC Nikko’nun baş ekonomisti olarak görev yapan Joseph Lavorgna borsalar Amerikan hane halkları arasındaki ilişkiye dikkat çekti. Lavorgna hane halklarının daha yüksek oranlarda hisse senedi sahibi olması durumunda yatırımcıların getiriler bazında ‘yedi sakin yıl’ geçirme riskiyle karşı karşıya olabileceğini söyledi.

Baş ekonomistin verilerine göre Amerikan hane halkları üçüncü çeyrekte ülkedeki toplam finansal varlıkların %36,3’üne sahip. Bu oran 2021’in dördüncü çeyreğindeki %40,5 seviyesine göre aslında önemli ölçüde düştü. Ancak hane halkılarının finansal varlıkları geçmişteki herhangi bir döneme hâlâ aşırı yüksek kalmayı sürdürüyor.

Lavorgna bu rekorların pandemiden önce en son 2000 yılının ilk çeyreğinde internet balonu sırasında kırıldığını hatırlatıyor. Donald Trump’ın ABD Başkanı olduğu dönemde ABD’nin Ekonomik Danışmanlar Konseyi’nin baş ekonomisti olarak görev yapan Lavorgna artan hane halkı yatırımlarının piyasalar için neden önemli olduğunu da açıklıyor:

"Tarihsel olarak, hane halkları yatırım portföylerinde yüksek oranda hisse senedine sahip olduklarında, gelecekteki hisse senedi getirileri tarihsel ortalamaların anlamlı bir şekilde gerisinde kalma eğilimindedir. Gelecekteki getiriler, borsanın önümüzdeki yedi yıldaki performansına dayanmaktadır. Zira söz konusu zaman aralığı İkinci Dünya Savaşı sonrası herhangi bir iş döngüsünün ortalama uzunluğu ile büyük ölçüde tutarlıdır.”

Lavorgna ve ekibi, finansal varlıkların ortalama uzun vadeli hane halkı öz sermaye payını %25,6 olarak hesapladı. Daha yüksek veya daha düşük hane halkı yatırımları uzun vadeli ortalamanın dışına çıkan standart sapmalar olarak gösterildi.

Baş ekonomist konuyla ilgili açıklamasında, “1952'den 2016'ya kadar, S&P 500'ün yeniden yatırılan temettüler de dahil olmak üzere uzun vadeli toplam yıllık getirisi %11,4'tür. Bununla birlikte, hisse senetlerindeki hane halkı payının uzun vadeli ortalamasında bir standart sapma gerçekleştiğinde, hisse senetleri takip eden yedi yıl boyunca yıllık bazda sadece %4,1 getiri sağlar. Hisse senetlerinde hane halkı payı uzun vadeli ortalamanın altında kaldığında da bunun tam tersi geçerlidir. Böyle bir durumda hisse senetleri sonraki yedi yıl boyunca yıllık bazda %16 gibi büyük bir getiri sağlıyor” ifadelerine yer verdi.

Lavorgna, S&P 500'ün kasım ayına kadar toplam getirisinin %22,9 olduğunu ve bu oranın piyasanın uzun vadeli yıllık ortalamasının oldukça üzerine çıktığını belirtiyor. Ancak baş ekonomist 2016’dan bu yana olan toplam yıllık borsa getirisinin 1952’den 2016’ya kadar olan yıllık ortalama getirilerle eşit olduğunu ve %11,4 olarak hesaplandığını sözlerine ekledi.

Baş ekonomist tarihsel veriler baz alındığında önümüzdeki yedi yıl boyunca hisse senetlerinin çift haneli getiri sağlama ihtimalinin çok daha düşük olması gerektiğini söyledi.

Güvercin FED borsalar için neden iyi haber?

 

2024’te ABD ekonomisini şekillendirecek 9 gelişme

 

Noel rallisi için beklentiler düşüyor