ÖZDER ŞEYDA UYANIK - BORSAGUNDEM.COM
Döviz kurlarındaki oynaklık geçtiğimiz hafta PPK kararı sonucu faiz değişikliği olmayınca artarak sürüyor. Türk Lirası’nın birçok yabancı para birimi karşısında değer kaybetmesi Hazine Bakanı’nın dediği gibi “rekabetçi” mi, Merkez Bankası Başkanı’nın dediği gibi “değersizlik” mi? Rekabetçi kur ne demek? Rekabetçi kur ile değersiz paranın dengesi nerede? Borsa Gündem olarak konunun uzmanlarına sorduk. Bugün piyasaların heyecanla beklediği TCMB Enflasyon Raporu toplantısının da durduramadığı dolar nereye gidiyor? Yükselmeye devam eder mi? Düşmek için sebebi var mı? İşte tüm bu soruların cevapları...
KURUN ATEŞİ BİR HAYLİ YÜKSEK!
A1FX Araştırma Müdürü Eren Can Ümüt, Dolar/TL’de yükseliş hareketi süreceği konusunda uyarıda bulanarak başlıyor, “TCMB’nin geçtiğimiz hafta politika faizinde indirime gitmemesi sonrası kurun ateşi bir hayli yüksek. Buna bir de küresel ölçekte değer kazanan dolar endeksi de eklenince yeni rekorlar kolaylıkla test ediliyor. Gün içerisinde ise TCMB’nin yılın son enflasyon görünümü raporunu izledik. Özellikle başkan Murat Uysal’ın yapacağı konuşma ve ardından soru cevap bölümünde vereceği cevaplar bir hayli önemliydi. Piyasa bu konuşmada TL’de yaşanan sert değer kaybına bankanın nasıl yaklaştığını görmek istediler. Yalnız yapılan açıklamalarda mevcut politikanın devam edeceği izlenimi piyasalarda olumsuz algılandı. Politika faizinde doğrudan bir artış yerine simetrik koridor politikasında devam edileceği izlenimi güçlendiren açıklamalar sonrası Dolar/TL’de 8.30 üzeri fiyatlamalar oluştu”
Geri çekilme olasılığının düşük olduğunu belirten Ümüt, “Hem teknik hem de temel dinamikleri bir arada değerlendirdiğimizde kur tarafında geri çekilme olasılığı düşük. 8.50 – 8.55 bandının test edilme olasılığı oldukça yüksek. Bir noktadan sonra TCMB’nin müdahalesini beklemek gerekebilir. Sonuçta TL serbest düşüşte ve bu durumda kur geçişkenliği eşliğinde enflasyonu ciddi ölçekte yukarı çekecek. Her ne kadar kur tarafında yaşana yükselişi yalnızca para politikası ile değerlendirmek doğru olmayacaksa da sonuçta para politikasını etkin kullanarak TL’de oluşan değer kaybının sınırlı ölçüde olması sağlanabilir. GLP’yi yükseltme yolu ile AOFM’yi likidite kompozisyonunu ayarlayarak yukarı çekme politikası piyasaları tatmin etmiyor. Kaldı ki faiz artırımlarının etkisi de bu politika ile törpüleniyor. Sonuçta uzun vadeli faiz oranları enflasyon beklentilerinde oluşan bozulma nedeniyle artış kaydediyor. Hem kur hem de piyasa faizlerinin birlikte arttığı olumsuz bir dönem oluşuyor. Bu da düşük büyüme ve yüksek enflasyonun bir arada olmasına neden olabilir. Yani stagflasyon oluşumuna yeniden kapı aralanıyor” diye sonlandırdı.
MERKEZ'İN ÖNCELİĞİ FAİZİ ÖRTÜLÜ ARTIRMAK OLABİLİR
GCM Yatırım Araştırma Müdürü Dr. Tuğberk Çitilci, “TCMB Enflasyon Raporu Türk Varlıklarını Etkiledi” diyerek söze başlıyor. “TCMB yılın son enflasyon raporunu açıklarken 2020 yılsonu tahmini %8,9 seviyesinden %12,1 seviyesine revize ederek düşük çift hane enflasyon kalıcılığını teyit etmektedir. Revizyonlar konusunda şahin olan TCMB’nin açıklamalarında ise güvercin olması Türk Lirası tarafında değer kaybını tetiklemiştir” diyor ve ekliyor, “Enflasyon ve sıkı para politikası vurgusunda şahinlik derecesi döviz kuru seviyesi hassasiyeti ve olası bir plansız toplantı başlıklarında güvercin olması Kasım toplantısında para politikası belirsizliği ihtimalini arttırmıştır. Kamu tarafında yapılan yılsonu için pozitif büyüme vurgusu ile TCMB’nin politika faizinde olası bir artış dinamikler arasında bir paradoks yaratmaktadır” derken, altını çizerek son cümlesini söylüyor, “Büyüme öncelik olduğu için faiz artışı konusunda diğer araçları kullanarak sıkılaştırma veya örtülü faiz artışı yapmak TCMB’nin yol haritasında yüksek bir tercih olabilir.”
DESTEK NEREDE? DİRENÇ KIRILDI MI?
İnfo Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Umut Kurcan öncelikle jeopolitik risklere dikkat çekiyor ve “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hafta sonu gerçekleştirdiği konuşmada Fransa ve AB’yi izledikleri politikalar nedeniyle eleştirmiş ve piyasalar içerisinde bulunduğumuz haftaya baskılı başlamıştı. Diğer yandan ABD kanadında Türkiye’ye S-400 sebebiyle yaptırım olup olmayacağı tartışılırken bu konu TL varlıkları üzerinde baskı unsuru oluşturan bir diğer konu olmuş ve USDTRY paritesi içerisinde bulunduğumuz haftaya 7.95 seviyelerinde başlangıç yaparak yukarı yönlü hareketlenmeler ile yeni rekor seviyelerini kaydetmişti. Parite hafta boyunca yukarı yönlü hareketlenmeler gerçekleştirerek tarihi rekor seviyelerini her geçen gün güncelliyor. TL’nin sadece bu hafta dolar karşısındaki performansına baktığımızda yaklaşık olarak %3’ün üzerinde değer kaybı gerçekleştirdiği görülüyor” dedi.
Kurcan, Merkez Bankası tarafında da, “Geçtiğimiz hafta faiz artış beklentilerine karşılık faiz oranında bir değişikliğe gidilmemesi ile başlayan kademeli yukarı yönlü hareketlenmeler devam ediyor. Gün içerisinde TCMB Başkanı Murat Uysal’ın gerçekleştirdiği 2020 yılının son enflasyon raporu takip edildi. Sunumda 2020 ve 2021 enflasyon beklentileri yukarı yönlü revize edildi ve beklentiler sırasıyla %12.1 ile %9.4 olarak kayıtlara geçti. Ek olarak raporun özeti olarak TCMB Başkanı Murat Uysal sıkılaşmaya vurgu yaptı. Uysal, Merkez Bankası’nın sıkılaşma eğiliminde olmaya devam ettiğini ve bankanın gerekli gördüğü takdirde politika faizi dâhil gerekli tüm adımları atabileceğini belirtti. Büyüme konusunda açıklamalarında ise Uysal, 3. Çeyrekte iktisadi faaliyetin ‘V’ tipinde belirgin bir toparlanma gerçekleştirdiğini ve 2020 yılında muhtemelen pozitif büyüme görüleceğini açıkladı. USDTRY paritesinde yukarı yönlü hareketlenmelerde 8.40 ve 8.50 seviyeleri psikolojik direnç noktaları olarak izlenebilir. Aşağı yönlü olası gevşemelerde ise 8.20 destek seviyesinin kırılması ile birlikte 8.10 seviyesi bir diğer destek noktası olarak test edilebilir” dedi.