Enflasyon beklentilerinin arttığı, büyüme tahminlerinin aşağı çekildiği, tahvil faizlerinin arttığı ve doların yükseldiği mevcut konjonktür gelişmekte olan piyasalar için kötü haber.
Geçmiş veri gelişmekte olan piyasaların Fed’in para politikasını sıkılaştırdığı, faizlerin yükseldiği ve doların güçlendiği dönemlerde gelişmekte olan ülke varlıklarının değer kaybettiğini gösteriyor.
Bu defa farklı olur mu? Sanmıyoruz. Nisan ayından beri gelişmekte olan ülke varlıklarındaki sert kayıplar ve gelişmekte olan ülkelerin hisse senedi ve tahvil fonlarından yabancı yatırımcıların istikrarlı olarak çıkışı tarihin tekerrür ettiğini gösteriyor.
Borsa İstanbul ucuz değerlemesi, düşük yabancı payı ve finansal baskılamadan kaçan yerleşik yatırımcının hisse senedine yönelmesi sayesinde dünyaya göre daha iyi dayanıyor.
Ancak, bu faktörler endeksi bir yere kadar ayrıştırabiliyor. Borsa İstanbul Türk lirası bazında gördüğü zirve seviyelere yakın yerlerde işlem görse de, MSCI Türkiye yıl içinde gördüğü dolar zirvesine göre yüzde 16 gerilemiş durumda.
Endeksteki gerilemeleri genelde alış fırsatı olarak görme eğilimindeyiz. Orta vadeli yatırım yapan, kaldıraç kullanmayan ve oynaklığa karşı duyarlılığı sınırlı olan yatırımcılar için Borsa İstanbul cazip fırsatlar sunuyor. Ancak ABD piyasalarının ayı piyasasına girdiği kötü senaryoda, kısa vadede piyasa oynaklığı artabilir ve fırsat penceresi uzun süre açık kalabilir.