Ana Sayfa'EMO Bilgi Ve İletişim Teknolojileri Raporu-2016' açıklandı----

'EMO Bilgi Ve İletişim Teknolojileri Raporu-2016' açıklandı

12 Nisan 2017 - 12:17 borsagundem.com

Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yeşil,
EMO Bilgi ve İletişim Teknolojileri Komisyonu Başkanı Tayfun İşbilen
ile Komisyon Başkan Yardımcısı Alpaslan Güzeliş`in katılımıyla EMO
Bilgi ve İletişim Teknolojileri Raporu-2016 açıklandı.
Bugün düzenlenen basın toplantısının başında konuşan EMO Yönetim
Kurulu Başkanı Hüseyin Yeşil, bilgi ve iletişim teknolojilerinin
ekonominin en öncelikli alanı konumunda olduğuna ve pek çok sektör
için itici güç oluşturduğuna dikkat çekti. "Özellikle Nesnelerin
İnterneti ya da Endüstri 4.0 olarak kamuoyunda tartışılan süreç,
ekonomik gelişimin yönünü belirleyici bir etkiye sahiptir. Ülkemizin
bu sürecin dışında kalmaması için bilgi ve iletişim teknolojileri
alanında stratejik planlamalara ihtiyaç bulunmaktadır" diyen Yeşil, bu
planlamaların da istihdam boyutunu gözetecek kapsamlı bir içerikle ele
alınması gerektiğinin altını çizdi. Telekomünikasyon altyapısındaki
sorunların, bilgi ve iletişim teknolojilerindeki dışa bağımlılığın, bu
teknolojilere erişim ve kullanım sorunlarının ülkemizde mühendislik
faaliyetleri açısından da büyük açmazlar yarattığını belirten Yeşil,
rapordaki saptama ve önerileri sunmak üzere sözü komisyona bıraktı.
EMO Bilgi ve İletişim Teknolojileri Komisyonu Başkan Yardımcısı
Alpaslan Güzeliş, "EMO Bilgi ve İletişim Teknolojileri
Raporu-2016/Bilgi ve İletişim Teknolojileri Yoksulluğu" başlıklı
rapora ilişkin yaptığı açıklamada şu bilgileri verdi:
- ITU`nun 2016 yılı BİT Geliştirme Endeksi`nde Türkiye 175 ülke
içinde 2015 yılına göre bir sıra gerileyerek 70. sırada yer almıştır.
Erişim alt endeksinde de 1 sıra gerileyerek 81. sıraya düşen ülkemiz,
BİT Kullanım Endeksi`nde 2 basamak gerileyerek 76. olmuştur. BİT
becerileri endeksinde ise 39. sıradadır. Türkiye`nin 2007 yılında BİT
Geliştirme Endeksi`ndeki yeri 56. sıradaydı. Türkiye artık bir Afrika
ülkesi seviyesine düşer konuma gelmiştir, hatta bazı Afrika
ülkelerinin de gerisinde kalmıştır. Bu tablo, Türkiye`nin eğitimli
insan gücüne rağmen bilgi ve iletişim teknolojilerine erişimde ve
kullanım oranlarında geri kaldığını göstermektedir. Bu durumun
nedenleri irdelendiğinde Türkiye`de uygulanan vergilendirme ve
teknolojik dışa bağımlılığın, kullanım ile erişim güçlüğü yarattığını
ortaya çıkmaktadır. Bilgi ve iletişim teknolojilerine özel giderek
artan bir yoksullaşma olduğu saptanmaktadır. Bu nedenle öncelikle
erişim ve kullanıma yönelik politikaların gözden geçirilmesi ve
gereksinimler doğrultusunda geliştirilmesi gerekmektedir.
- Sabit telefon aboneliği hızla gerilemektedir. Gelişmiş ülkelerde
ise sabit telefon ağı ya korunuyor ya da genişletiliyor. Sabit telefon
penetrasyon (yayılım) oranı ülkemizde 2014 yılında yüzde 16.5, 2015
yılında yüzde 15 olmuş 2016 yılı 3. çeyrek sonunda yüzde 14.1`e kadar
düşmüştür. Aboneler için cazip fiyat teklifleri oluşturulmaması,
altyapı yatırım sorunları, tekel konumunun getirdiği kar öncelikli
işletmecilik anlayışı gerilemenin ana nedenlerini oluşturmaktadır. BİT
Endeksi`ndeki düşüklükte sabit telefon yayılımındaki gerileme de
etkili olmaktadır. Sabit telefon altyapısının ayakta tutulması ve
geliştirilmesi, fiber optik tabanlı genişbantın yaygınlaştırılması
yönünden de bir gerekliliktir. Fiber optik kablo yatırımlarının
gereksinim doğrultusunda gerçekleştirilmemesi, Türk Telekom A.Ş
bünyesinde atıl halde bulunan yeraltı ve yerüstü altyapıyı diğer
işletmeciler ve servis sağlayıcılarla paylaşıma açmaması da
Türkiye`nin bilgi ve iletişim teknolojileri gelişiminde önemli bir
engeldir. BTK, firmalar arası ilişkiyi düzenleyememektedir. Oysa bakır
kablolar devre dışı bırakılmıştır bu altyapıyı fiber için
kullanabiliriz.
- Tüm ülkeler içinde yüzde 43 gibi en yüksek vergilendirmenin
olduğu ülkemizde gezgin hücresel hizmet maliyeti kişi başına düşen
ulusal gelirin yüzde 2.01`i düzeyindedir ve 197 ülke arasında en düşük
maliyete göre yapılan sıralamada Türkiye 94. sıradadır. Cep telefonu
abone sayısı 2016 yılı 3. çeyrekte 74.4 milyona çıkmış ve penetrasyon
oranı da yüzde 94.6 olmuştur. Bu da BİT endeksimizi olumsuz
etkilemektedir. Türkiye`nin gezgin hücresel sistemlerde gelişmiş ülke
seviyesine gelebilmesi için en az yüzde 120 penetrasyon (yayılım)
oranına ulaşması, bunun için de yüzde 25 penetrasyon oranını artırması
gerekmektedir.
- Türkiye`de yaklaşık 2 haneden birinde bilgisayar
bulunmamaktadır. TÜİK araştırmalarına göre nüfusun yüzde 61.2`si
İnternet kullanmakta BTK`ya göre ise 55 milyon İnternet abonesi
bulunmaktadır. Uluslararası ölçüm yapan kuruluşlardan olan Akamai ise
2016 yılı ilk çeyreğinde Türkiye`den 9 milyona yakın adresten (IPv4)
bağlantı gerçekleştiğini ölçmüştür. Aynı adresi 4 kişi kullansa bile
İnternet kullanan kişi sayısı 40 milyonun altında, yani nüfusun yüzde
45`iyle sınırlı kalmaktadır. Bu durum TÜİK ve BTK verileriyle ilgili
kuşku yaratmıştır. 4N abone sayısına ilişkin de kuşku yaratmaktadır.
Türkiye`de pembe tablo gösterilmek isteniyor. Aksine karanlık bir
tablo var. BTK ve TÜİK`in ölçümlemeye ilişkin açıklamalar yapmaları
gerekmektedir. Ayrıca işletmecilerden sağlıklı veri akışı
sağlanmalıdır. Yanıltıcı bilgiler üzerinden hedef belirlenmesi daha
baştan büyük bir açmaz anlamına gelmektedir.
- Sabit genişbant fiyatında kişi başına düşen ulusal gelirin yüzde
0.98`i düzeyi ile Türkiye 36. sıradadır. Sabit genişbanta sahiplik
yüzde 12.4 oranında olup, gelişmiş ülkeler ortalamasının 3`te 2
oranında gerisindedir. Türkiye`nin BİT endeksini yükseltebilmesi için
sabit genişbant sahipliğini en az 2 kat artırması gerekiyor. Akamai
raporuna göre Türkiye, 40.7 Mbps en yüksek ortalama hız ile dünya
genelinde 64. sıradadır. Fiyatlar kısmen uygun olsa da ortalama hız ve
kotada düşük değerler verilen hizmetteki yetersizliği göstermektedir.
Bu durum sosyoekonomik faktörlerin ve fiyat politikalarının yanı sıra
altyapıdaki eksikliğin de bir sonucudur. Fiber kablo ağının yetersiz
olması, gerek sabit sistemler gerekse tablet, cep telefonu gibi gezgin
akıllı setler üzerinden genişbant İnternet kullanımında indirme ve
yükleme hızının öngörülenlerin çok altında kalması gibi birçok soruna
neden olmaktadır. Fiyat düşük, ama hız da kota da düşük. Türkiye`nin
fiber optik kablo altyapısını şu anki mevcudunun 3 katına, yani 1
milyon kilometrenin üzerine çıkarması gerekmektedir.
- Telekomünikasyon sektöründe faaliyet gösteren Türk Telekom ve
cep telefonu işletmecilerinin net satış gelirleri 2016 yılında 45.4
milyar TL`ye ulaştı. Toplam gelirin yüzde 23.3`ünü Turkcell, yüzde
22.1`ini Vodafone, yüzde 19.8`ini Türk Telekom, yüzde 12.7`sini Avea
aldı. Turkcell 2011-2016 yılları arasındaki dönemde 55.9 milyar lira
gelir elde ederken, 7.62 milyar lira yatırımlara ayırdı. Bu yatırım
hesabında 4.5N ihalesinde Turkcell`in 1.62 milyar Avro (3.2705 liralık
sabit kur uygulaması getirilmesiyle 5.3 milyar TL) lisans bedeli
fiziki bir yatırım olmadığı için düşülmüştür. Böylece Turkcell`in 6
yıllık yatırımlarının gelirine oranı yüzde 13.6`da kalmaktadır.
Vodafone`a baktığımızda da 6 yıllık dönemde aynı gelir-yatırım oranı
ortaya çıkmaktadır. Vodafone 6 yılda 40.15 milyar gelire karşılık 5.46
milyar liralık (777.94 milyon Avroluk 4.5N ihale bedeli düşüldüğünde)
yatırım yapmıştır. Avea ise aynı dönemde 25.46 milyar liralık gelire
karşılık 8.36 milyar liralık yatırım ile gelir-yatırım oranı yüzde
20.5 olmuştur. Toplamda cep telefonu işletmecileri 121.53 milyar lira
gelire karşılık 18.32 milyar liralık yatırım yapmışlar yatırımların
gelire oranı yüzde 15.07`de kalmıştır. Türk Telekom da kamuya
devredeceği tekel konumundaki altyapısıyla ilgili yatırım
sorumluluğuna karşı aynı dönemde 47.35 milyar liralık gelir elde
etmesine karşın 7.8 milyar lira ile yüzde 16.5`lik yatırım yapmıştır.
Türkiye`de işletmecilerin karlılığı çok fazla, ama yatırımlar düşük.
Bu da ülke ekonomisi için bir kayıp. Şirketleri daha fazla yatırım
yapmaya zorlamalıyız.
- Türkiye TÜİK verilerine göre 2000-2016 yılları arasında yalnızca
cep telefonu dışalımına 26.5 milyar dolar ödemiştir. Yalnızca 2016`da
4N`nin de etkisiyle 3 milyar dolarlık ithalat yapılmıştır. Satılan cep
telefonlarında yerli payı yüzde 2-3`ün üzerine çıkmamaktadır. Ne yazık
ki bilgi ve iletişim teknolojileri kullanımı arttıkça ithalat da
artmakta, ülkemizin cari açığında giderek önemli bir yer tutmaktadır.
Piyasa ekonomisinin kuralları gereği tüm parçaların Türkiye`de
üretilmesi beklenmese bile özellikle tasarım ve montaj aşamaları ile
birlikte birçok bileşenin Türkiye`de üretilmesi olanaklıdır. Yerlilik
oranlarının artırılması zorunludur. Bunun için yurtdışından ithal
edilerek parçaların birleştirilmesine dayalı üretim modelinin de
değiştirilmesi gerekmektedir. Bu konuda yetkin işgücü ve uzmanlarımız
var. Önemli bu anlamda devletin düzenleyici olmasıdır.
- Cep telefonu satışlarında 160 TL`den az olmamak üzere yüzde 25
ÖTV alınmaktadır. Buna yüzde 18 KDV de eklendiğinde en ucuz telefonun
vergisiz fiyatı 1 lira dahi olsa 189.9 TL`nin altında bir fiyattan
satılamamaktadır. Vergiler hariç 1000 TL olan bir telefonun maliyeti
ise ÖTV, KDV ve TRT bandrolü ile 1545 liraya kadar yükselmektedir. Cep
telefonu sahipliğinin 0-9 yaş arası hariç nüfusun tamamına yayıldığı
ve 4 kişilik asgari ücretli bir ailenin evinde en az 2 cep telefonu
aboneliği olduğu düşünüldüğünde aylık ortalama 2 hat için 76.8 lira
ve 59 lira sabit İnternet gideri ile birlikte 135.8 TL`lik fatura
ortaya çıkmaktadır. Yani asgari ücretlinin maaşının yüzde 9.2`si
iletişim giderlerine ayrılmaktadır. Bilgi ve iletişim teknolojileri ve
buna dayalı hizmetler üzerindeki ÖTV kaldırılmalı, KDV düşürülmeli,
TRT bandrolü gibi uygulamalardan vazgeçilmelidir. Kendi geliştirdiği
teknolojiyi kullanan, bilgiye ve Ar-Ge`ye dayalı katma değeri yüksek
ürünler üreten bir sanayileşme modelini hayata geçirebilmemiz için
bilgi teknolojilerine erişim maliyetlerini hızla aşağı çekmeliyiz.
Sorular üzerine Alpaslan Güzeliş, iletişim teknolojilerine
erişimde halkın geliri ve sosyo-ekonomik faktörler belirleyici olsa da
bu alanda izlenen yanlış politikaların bilgi ve iletişim
teknolojilerine özel bir yoksullaşma süreci yarattığının altını çizdi.
Güzeliş, "Türkiye`de 5G7ye geçilmesi hayal. Bu altyapı ile mümkün
değil. 4.5N diye bir tanımlama dünyada yok. Onu da zorunlu olarak
uydurdular. Şimdi bu altyapıyla bunu bile sağlıklı çalıştıramıyorsun.
Hızlar düşük. Bu da fibere bağlı. Dünya gündeminde büyük veri var.
Fiber olmadan bunların olması mümkün değil. Gelecek yıl Türkiye BİT
endeksinde belki de 2-3 basamak daha düşecek" diye konuştu.

Foreks Haber Merkezi ( [email protected] )
http://www.foreks.com
http://twitter.com/ForeksTurkey