İntıra Bey [email protected] İntıra Bey

USD 3,00 üstünde kalıcı

04 Ekim 2016, 13:15 - -

2015-16 dönemi piyasalar için çok parlak olmadı. Borsa çok bir yere gidemedi, ama TL dolara karşı mütemadiyen değer yitirdi. Toplam 458 iş gününün %51’inde dolara karşı değer yitiren TL bu dönemde %30 devalüe oldu. İlgili dönemde TÜFE bu rakamın yaklaşık yarısında kaldı. TL’nin değer yitirmesi ve enflasyonun buna paralel olarak artmayışı olumlu. TL’nin değer kazanması çok arzulanan ithal ikamesini bir şekilde teşvik ediyor ve yabancı mallar yerine üretim yapılmasını sağlayarak ekonomiye katkı yapıyor olabilir, en azından beklenen budur.

Rakamlara bakalım isterseniz

2002 yılında ihracatın ithalatı karşılama oranı %70 civarında imiş, bu oran 2011 yılında %56’ya geriledikten sonra TL’nin değer yitirmesi ile tekrar %70lere doğru yükselmiş durumda. TL cari açık dengesinde önemli rol oynuyor. Kurun kontrollü yükseliyor olması da ekonomik çarklara şimdilik pek fazla zarar vermemiş görünüyor.

2002 yılından bu yana kümülatif dış ticaret açığı 850 milyar dolara tırmanmış durumda. Bu rakamı borçlanma ve servis/hizmet satışları ile fonluyoruz. Fonlama gerektiren rakam ise cari açık olarak görünüyor ve son 13 yılda toplam 460milyar dolar düzeyine ulaştı.

Şimdi burada durup bir dinlenelim. Fazla rakamlaştık.

Türkiye tüm Dünya ile birlikte son 10 yılda bir tüketim çılgınlığına yelken açtı. Tüketici kredilerindeki rakamlar da bunu teyit ediyor:

Büyüme bugün açıklanan OVP ile de teyit edildi saplantılı bir hedef halini aldı. Mutlaka büyüyeceğiz başka yolu yok. Bunun da yolu belli, faizlerin düşürülmesi gerekiyor. Başbakan yardımcısı Nurettin Canikli bankalarla mevduat faizlerini düşürmek için konuştuklarını toplantılar yaptıklarını söyledi. Sayın Cumhurbaşkanı’da konut kredisi faizlerinin indirilmesi için görüşlerini geçtiğimiz haftalarda dile getirmişti.

Tüm bunları yapar ve TL’ye aşırı odaklanırken dolardaki durumu tamamen gözden kaçırıyoruz gibime geliyor. USD mevduat oranları %3,5-4’ler düzeyine geldiği piyasada konuşuluyor, ne kadar gerçek bilemiyorum ama dolar likidite konusunda ciddi bir problem başlamış/başlamakta olabilir, kur 3,00 üzerine yerleşti. Kur 3’e doğru gelmeden önce 2012-13 yıllarında benzer bir bekleme dönemi geçirmişti:

Krediler/Mevduat oranı %120’ye vardı, sistem açık veriyor ve fonlama ihtiyacı mevcut. Sistemde bulunan vadesiz TL/Döviz tutarlarını dışarıda bırakırsak kredi/mevduat oranları daha da artıyor. Tasarruf edebilmek için katma değer yaratmak gerekiyor, katma değer yaratmak için de üretmek gerekiyor, biz aksine üretmiyor tüketiyoruz.

OVP açıklamalarından görünen tüm açıkların yukarıya revize edildiği, bu da TL’nin değer kaybetmesi için uygun zemini yaratır.

Türkiye piyasaları Dünya ile entegre, biz ne kadar vız gelir tırıs gider vs desek de masanın öbür tarafında fonlamayı sağlayan kişileri ikna etmemiz gerekir, ikna etmek için de kabul edilebilir bir projeksiyon yapmak şarttır. Son 1-2 yılda ülke olarak bir sürü konu ile ilgileniyoruz, uğraşıyoruz ama hiçbirşeye odaklanmış durumda değiliz. Odaklanmayınca da günlük kararlar ve çözümlerle bir yerlere varmaya çalışıyoruz ki bu mümkün değil. Şansımız küresel ölçekte devam eden likidite bolluğu ve buna bağlı olarak piyasalarda devam eden maniplasyonlar. Bu da olmasaydı bugün hayat hepimiz için daha da zor olurdu. Deutschebank’ı alalım dedik Almanya titremeye başladı şeklinde akıllara zarar yorumlardan sıyrılıp akılcı bilimsel çözümler üretemezsek işimiz çok zor. Fonlama ihtiyacı bizim en zayıf noktamız, planlarımızı fonlamanın devamı sağlayacak şekilde yapmalıyız. Dış alemden kredi bulmak zorlaştıkça TL dolar karşısında değer yitirmeye devam edecek kontrolü kaçırırsak neler olabileceğini geçmişten örneklerle hatırlatmama gerek yok, herkesin hafızalarında taze.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)