Arif Ünver [email protected]

Memlekette bir tek gayrimenkul mü var?

Değerli okurlar herkese merhabalar…

Bu yazımızda son dönemin en moda ve ülkemiz açısından hayati öneme sahip bir konusunu; “tasarruf açığı” konusunu kısa ve net bir şekilde ele almaya çalışarak resmi ortaya koyalım…Ki durum tespiti, çözüm adına her daim önemli olmuştur…

Resmi çizmeye başlayalım;

An itibarı ile tasarruf oranımız %12-13’ler seviyesinde…

Ülkemizde halkın 4’te 3’ü tasarruf edemiyor… Tabi ki keyiften değil, elde ettikleri gelir ancak ve ancak hayatlarını idame ettirmelerine olanak sağlayabiliyor, hatta büyük bir kesim de gelirinin üstünde borçlanarak çarkı çevirmeye çalışıyor… Bu grup, ülkemizin 4’te 3’ü… Bu borçla hayatını idame ettirmeye çalışan büyük kesim, ülkemizin en çok kazanan yapıları olan bankaların elde ettikleri karlara büyük katkı sağlamaktadırlar…

Kaldı geriye 4’te 1’lik kısım; kağıt üstünde tasarruf edebilecek kesimin yarısı tasarruf etmiyor gibi bir sonuç karşımıza çıkıyor… %12-13’ten yola çıkarsak...

Bu kısmın birikimlerini değerlendirebileceği alanlara bir bakalım;
Son günlerde gösterge tahvilin faizi yaklaşık 8-8.5’lar seviyesi,
yıllık mevduat faizlerinin net getirisi yaklaşık 8-8.5’lar seviyesi,
BİST 30 ortalama temettü verimliliği 1.7 seviyeleri,
BİST toplam hisselerimizin ortalama temettü verimliliği 1.65’ler seviyesi,
BİST 100 Endeksi 2014 başından bu yana yaklaşık %12 artmış, bu noktada bir konuyu hatırlatmakta fayda var, elinizdeki hisse senedi aynı oranda artmış veya farklı bir oranda düşmüş olabilir vs örneği çoğaltabiliriz… Endeks artışı veya azalışı başka, elinizdeki hisse senedinin artışı veya azalışı başka bir olgu… Genele mal etmek doğru olmaz bildiğiniz gibi…

Tam da bu noktada enflasyonumuz kaç? Yaklaşık %8.5-9’lar seviyesinde. Bu noktadan itibaren şimdi bir de gayrimenkul mevzuuna bakalım; geçen yıl İstanbul da 2450 TL olan ortalama metrekare fiyat bu yıl Eylül ayında olmuş 3043 TL, artış %20 yi geçmiş, bir yıl önce 1000 TL olan bir ticari gayrimenkul kirası bu yıl 1270 TL olmuş… Bu rakamlar ortalama/yaklaşık rakamlardır, bilginize…

Ortaya koyduğumuz veriler doğrultusunda memlekette gayrimenkul haricinde enflasyonu hakkıyla yenebilen bir babayiğit yatırım mecrası şu etapta yok…

Önemli not: Gayrimenkul alanı ülkemiz dinamikleri açısından elbette önemli lakin bu önemin de bir ayarı olmalı, aksi takdirde kantarın topuzu kaçınca ne olur? Ülke olarak tecrübeliyiz değil mi? Enerjimizi birazda gayrimenkul haricine verirsek daha sağlıklı olur kanaatindeyim…

Bu tablonun topyekun rehabilitasyonu mümkün mü? Bence elbet mümkün… Gelecek yazılarımızda bu konuları ele almaya, aktarmaya çalışacağız…

Son not: Diyebilirsiniz ki, yahu arkadaş tamamda biz ne yapabiliriz? Olsun yerin kulağı vardır…

“Gönlünü Hakka açan, malını halka açar."

Saygı ve sevgilerimle. 

Büyük Türkiye’nin Sigortası; Sağlıklı Sermaye Piyasası…

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.