Arif Ünver [email protected] Arif Ünver

İMKB’nin itibar kaybı yeni nesil hisse piyasası ile önlenir, onun için de...

07 Ağustos 2012, 00:00 - -

İFM (İstanbul Finans Merkezi) hedefi olan ülkemiz de, finansal piyasaların her bir bacağının ayrı ayrı uluslararası aktörlerle rekabet edebilir nitelikte olması şarttır. Finansal merkez olma hedefinin fonksiyonlarından, bankacılık kesimi gelişimini sürdürmekte ve yabancıların gözbebeği olmaya devam etmektedir. Borçlanma piyasalarımız ve enstrümanlarına gelince, yine bankacılık sektöründe olduğu gibi, gerek ürün çeşitliliği gerekse derinlik bakımından sorun teşkil etmez. Ama söz konusu ülkemiz hisse senetleri piyasası olduğunda aynı ifadeleri kullanamayacağım.
Aslında İMKB’nin en büyük sorunu derinlik olmayışıdır. Takip edenler bilir, her akşam veri kuruluşları İMKB’ye ilişkin bir rakam verirler, derler ki “İMKB‘nin piyasa değeri şu kadar, bu kadar” şeklinde, son olarak da yaklaşık olarak bu rakam 480-490 milyar TL civarıdır. Değerli okuyucular aslında bu rakam, İMKB’de işlem gören firmaların hepsinin halka açık olmayan kısımlarının da hesaplanması ile bulunan rakamdır. Uluslararası alemde bu toplam rakama değil de halka açık kısmın büyüklüğü önem taşır ve hesap kitap işlerinde buna bakılır. Bu rakam da uluslararası alemde ‘mcap’ olarak ifade edilir. Açılımı da “market capitalization” dur. Peki, ne demek bu ifade? Borsada işlem gören firmanın halka açık kısmı, başka bir ifade ile borsada alım satıma konu olan toplam hisse adedinin borsa fiyatı ile çarpılmasıyla bulunur. Bir örnekle açıklayalım ki somutlaştıralım; xxx hissesi ödenmiş sermayesi 100.000 TL, halka açıklık oranı %25, borsa da işlem gördüğü fiyat ise 3 TL olsun. Şimdi öncelikle xxx hissesinin borsada işlem gören hisse adedi 100.000*0,25=25.000 adettir. Nasıl bulduk? Ödenmiş sermaye aynı zaman da her bir TL’si bir adet hissedir, buradan yola çıkarak ödenmiş sermayeyi halka açıklık oranı ile çarptık ve borsada alım satıma konu olan 25.000 adet hisse olduğunu bulduk. 25.000 adet hisseyi de borsa fiyatı 3 ile çarpıyoruz, 25.000*3=75.000 TL rakamını buluyoruz. Bu 75.000TL ilgili firmanın mcap’i oluyor değerli okuyucular. Ama ülkemizde yerleşmiş yaklaşımla konuya baksaydık, xxx hissesi borsada 3 TL, 100.000 adette pay var, direkt 100.000*3=300.000 TL piyasa değeri yaklaşımında olacaktık. Bu rakam bize halka açık olmayan kısmı da içine alan rakamı verecekti. Değerli okuyucular dünya borsa lisanında konuya böyle bakılmaz.
Şimdi gelelim İMKB’nin genel durumuna, yazımızın başlarında ne dedik? İMKB için akşamları bir rakam açıklarlar, İMKB‘nin toplam piyasa değeri şu sıralar bu rakam “480-490 milyar TL arası” dedik. Bu rakam her hissenin %100’nü halka açık varsayan rakamdır, halka açıklık oranlarına indirgediğiniz zaman bu rakam yani İMKB’’nin mcap toplamı 176 milyar TL dir. Dolar bazına indirgerseniz İMKB dolar bazlı mcap toplamı 95-100 milyar USD’dir. Değerli okuyucular aslında İMKB’nin büyüklüğü uluslararası anlatımla 100 milyar USD’dir ve bunun da %64 ü yabancının elindedir.
İFM olma hedefinin olmazsa olmazlarından hisse senetleri piyasamızın en büyük sorunu derinliktir. Ve bu derinlik konusu son dönem yapılan halka arz modeli ile çözülebilecek bir konu değildir. Modelin acilen değiştirilmesi gerekmektedir, eğer uluslararası bir hedefimiz var ise. İMKB’yi derinlik açısından ele aldığımız da derin olduğu söylenen hisse senetleri bile aslında özü itibarı ile derin değildir. Bu ifadeyi de bir takım rakamlar ile somutlaştırmak isterim, İMKB’de en çok işlem gören birkaç bankanın isim vermeden takas ve halka açıklık rakamlarını ele alalım; xxx bankasının ödenmiş sermayesi 4.2 milyar TL, halka açıklık oranı ise % 48 civarıdır. Bu rakamlarla piyasada yaklaşık 2 milyar adet hisse olması lazım değil mi? Fakat ilgili hissenin takas saklamasına baktığımız da piyasadaki hisselerinin %8’i dışındaki toplamın ilk 5 kurumda olduğunu görebilirsiniz. Diğer yyy, zzz hisselerinde de durum aynıdır. Kısacası derin görünümlü hisselerde dahi derinlik özü itibarı ile kaybolmuştur. İlgili hisselerde oluşan hacimlere baktığınızda neredeyse %80-90 civarı bir payın fiktif işlemler olduğunu görürsünüz, yani gün sonu itibarı ile kapatılan al-sat işlemleri büyük çoğunluğu oluşturur. Sermaye piyasasının amacı olan sermayenin tabana yayılması kavramı da amacından sapmış ve sermaye burada da tavan da toplanmıştır.
Bütün bu çarpıklığı yok ederek yeni nesil hisse piyasası oluşturmak adına son durum da devam eden halka arz stratejisine son verilmeli, ülkemizin ilk 1000 şirketi üzerinde yoğunlaşılmadır. Bu büyük firmaların halka arza ikna olmaları için gerekirse 3-5 yıllık vergi teşvikleri ile özendirilmeliler. Ülkemiz sermaye piyasasının sağlıklı büyüyerek gerçekten amaca hizmet etmesinin anahtarı, ülkemizin en büyük ilk 1000 firması içinde halka açılmış firma sayısının artırılmasıdır.
Aksi takdirde mevcut halka arz stratejisi ile birçok küçük boyutlu firmayı İMKB’ye çekerek, sığlıklarından dolayı birçok manipülasyon çukurları açmış oluruz. Bu çukurlar aynı zaman da zaten itibarı maalesef pek de iyi olmayan İMKB’mizin ilerleyen zaman diliminde daha da büyük itibar kayıplarına uğramasına sebep olabilir, ‘kaş yapayım derken göz çıkarma’ atasözünü teyit etmeyelim. Büyük firmaların halka arzları, aynı zaman da derinlikleri ile manipülatif işlerin de önünü keserek, SPK’nın enerjisini ülke ekonomisine faydalı konulara yöneltmesine zemin de hazırlar.
[email protected]
twitter: @arfunvr

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)