Arif Ünver [email protected] Arif Ünver

Halka açıklık kavramı ile imtiyazlı pay çelişkisi

23 Ağustos 2012, 00:00 - -

Değerli okurlar, bu yazımız da, ülkemiz hisse senetleri piyasasının gelişimi önün de engel oluşturan faktörlerden öne çıkan bir konuyu; “halka açıklık kavramının altının tam olarak dolu olmadığını” ele alacağım.
Halka açılmak, aslın da, aile şirketi olmaktan çıkıp, kurumsal bir şirket formatına geçmektir. Fakat ülkemiz de halka açılmış veya açılacak firmaların bir çoğunun bu paralel de bir görüntü sergilemediğini hep beraber görmekteyiz.
Halka açıklık oranı %50 nin altın da olan firmalar, halka açılmış firmalar da imtiyazlı payların oluşu ve son olarak da; halka açıklığı %50 nin üstün de olan bazı firmalar da da halka açık kısmın önemli bir oranının, aynı şekil de ilgili firmanın kurucuları tarafından satın alınmış olması, aile şirketi yaklaşımının, dolaylı olarak devamını sağlıyor, hem de bu firmalar halka açık, borsaya kote olmuş sıfatı taşıdığı halde.
Yukarı da bahsettiğim tablo, tasarruf sahibinin, halka açık görünümlü firmaların hisselerini aldığı takdir de maalesef, ilgili şirketlerin küçük ortakları olarak figüran durumuna geliyor.
Açıkcası halka açık firmanın hisselerini alan bir tasarruf sahibinin, kanunla sahip olduğu; oy hakkı, kardan(temettü) pay alma hakkı, yönetime katılma hakkı gibi haklarının kağıt üstün de kalmasına sebep oluyor. Ve bu çelişkili ilişki, hisse senetleri piyasamızın istenilen düzey de büyümesine, maalesef ket vuran faktörlerden birisi olarak öne çıkıyor.
Açıklamaya çalıştığım sorunun çözümüne ilişkin, yeni sermaye piyasası kanunu beni ümitlendirmişti taa ki, henüz yasalaşmamış tasarıyı görene kadar. Tasarı da imtiyazlarla ilgili, madde de; üst üste beş yıl zarar eden halka açık firma da eğer imtiyaz var ise bu imtiyazlar kaldırılacak ifadesi var…
Değerli okurlar, düşünün ki; şirket zarar etmiyor, çok iyi karlar yazıyor ama imtiyazlı hisse sahipleri, yatırımcının çok da lehine kar paylaşım kararları almıyor, imtiyazlarının verdiği güç ile. Veya başkaca önemli kararların da imtiyazlarının gücünü kullanıyorlar.
Şimdi sormak lazım; şirketin imtiyazları beş yıl üst üste zarar edince mi? Kalkmalı yoksa, halka açık firma da asla imtiyaz olmamalı mı? Cevabı duyar gibi oldum, aynen öyle; halka açık firma da imtiyaz şık durmuyor, çelişki yaratıyor ve piyasaya dolaylı olarak zarar veriyor. Kısacası sermaye sahibi lehine, tasarruf sahibi aleyhine bir ortam yaratıyor çoğu zaman, bu imtiyazlarını yatırımcı aleyhine kullanmayanları tenzih ediyorum, maalesef onların nüfusu da çok değil…
Bardağın boş tarafını yazdım, az da olsa bardak ta su var onu da belirtelim; yeni halka açılacak firmalar da, eğer imtiyazlı hisseler var ise, bu imtiyazlar açıkca belirtilecek, en azından vatandaş, bunları bilecek, eğer aklına yatmazsa ilgili firmaya talep göstermeyecek. Sonuç da, iş tasarruf sahibine düşüyor, kendi kendini kollayacak ki çukura düşmesin… Bilinçli yatırımcı olmak herzamankinden daha önemli olacak…
Yeni Sermaye Piyasası Kanunun da sıkca atıf da bulunulan,” yatırımcı haklarının korunması amacı” ifadesinin altını doldurmak, ifadeden daha önemli. Yatırımcı her açıdan güven ve geçerli sebepler arar, aradığı sebepleri ve güveni bulursa Türk Sermaye Piyasası gerçekten dünya standartlarına kavuşur ve büyür… Olası büyüme de, ülkemize fayda sağlar…
[email protected] 
@arfunvr

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)